En çok devlet kurumuyla mücadele ediyoruz

Kadın Haberleri —

Gülbahar Güzel

Gülbahar Güzel

  • Mersin'deki sığınma evleri ve kadınların yaşadıkları sorunları anlatan Mimoza Kadın Derneği’nden Gülbahar Güzel, yanımızda olması gereken mekanizma olan devlet, en çok mücadele ettiğimiz kurum" dedi.

MUKADDER AKYOL / MA-MERSİN

Kadına yönelik şiddetin, tacizin, tecavüzün ve katliamların eksilmediği Türkiye’de, kadınları koruyan yasalar, mekanizmalar da kaldırılıyor. Bu nedenden dolayı kadınlar şiddet gördüğü ortama geri dönmek zorunda kalıyor. 

Kadın kurum ve derneklerinin kapatılmasıyla kadınların yalnızlaştırıldığı kentlerden biri olan Mersin’de Büyükşehir Belediyesi ve Tarsus Belediyesi’ne ait birer sığınma evi ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı iki sığınma evi bulunuyor. Kanun gereği nüfuzu 100 bin olan Yenişehir, Mezitli ve Toroslar belediyesinin sığınma evi açma zorunluluğu bulunuyor. Ancak belediyeler bu zorunluluğa uymuyor.

Akdeniz Belediyesi’ne bağlı Kadın Sığınma Evi ise; 18 Aralık 2016 tarihinde belediyeye kayyum atanmasıyla kapatılarak, piknik alanına dönüştürüldü. Belediyeye bağlı Kadın Danışmanlık Merkezi ve sığınma evindeki görevine kayyum tarafından son verilen Gülbahar Güzel, işten çıkarılması ardından kadınlarla birlikte kurdukları Mimoza Kadın Derneği’nde çalışmalarına devam ediyor. 

Kente kadınların yaşadığı sorunlara ilişkin değerlendirmelerde bulunan Güzel, dernek aracılığıyla kadınlara psikolojik, hukuki destekte bulunduklarını söyledi. Dernekte gönüllü psikolog ve avukatlardan oluşan bir ağlarının olduğunu belirten Güzel, “Birçok kadın önce bize başvuruda bulunuyor. Bizde gereken desteği verdikten sonra sığınma evlerine yönlendiriyoruz” dedi.

Sığınma evinin adresi deşifre 

Derneğe başvuran kadınların ağırlıkta fiziki ve cinsel şiddet nedeniyle başvurduklarını söyleyen Güzel, sığınma evinin güvenliğini nasıl test ettiklerini anlattı. Güzel şöyle dedi: “Bindiğimiz şehir içi minibüslere bizi kadın sığınma evine götürmelerini istediğimizde şoför bizi direk kapısına götürdü. Bilinmemesi gereken adres, bariz bir şekilde açık. Oraya başvuran kadınların can güvenliği yok. Birçok kadın orada çocuklarıyla yaşıyor. Adres ise deşifre olmuş. Öncelikle güvenlik mekanizmasının sağlanması gerekiyor.” 

Kadınlar çocukları için şiddete katlanıyor 

Sığınma evlerine 12 yaşındaki erkek çocuklarının alınmamasının ciddi bir sorun olduğunu dile getiren Güzel, “Gidecek başka yeri olmadığında o çocuğu anneden ayırıp yuvaya veriyorlar. Çoğu kadın ise sırf çocuğundan ayrılmamak için o şiddet döngüsüne geri dönmek zorunda kalıyor” diye belirtti.

Sığınma evi değil, cezaevi

Bu durumla yıllarca mücadele ettiklerini belirten Güzel, devamla şöyle dedi: “Bu uygulamaların, kadını şiddet ortamına geri göndermek için yürütülen politikalar olduğunu görüyoruz. Sığınma evlerinin amacı kadınları o şiddet ortamından uzaklaştırıp, kendilerini güvende hissedebilecekleri bir alan yaratmaktır. Şu anda sığınma evlerinde yürütülen prosedür deyim yerindiyse bir cezaevi uygulamasıdır.”   

Sığınma evinin iki temel ilkesi var

Sığınma evinin iki temel ilkesini hatırlatan Güzel, “Tüm sığınma evlerinin iki temel ilkesi var; biri şiddetsizlik diğeri ise gizliliktir. Orada kimse şiddete maruz kalamaz. Ya da kimse deşifre olmamalı. Şu anda öyle bir durum yok. Can güvenliği olan bir kadın, o çatının altındayken sadece o riski yaşamıyor, farklı bir şiddete maruz kalıyor” diye konuştu.

Sığınma evlerinde kadın ve çocukların kısıtlı imkanlara sahip olduğunu, kimi zaman da ihtiyaçlarını tam karşılayamadığını dile getiren Güzel, Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi (ŞÖNİM) götürmedikçe kadınların sığınma evine alınmadığını da söyledi.

Mülteci kadınlar sığınma evine alınmıyor

Vatandaş olmayan kadınların sığına evine alınmadığını belirten Gülbahar Güzel, “Şiddete uğrayan mülteci kadınlar, İl Göç İdaresi’ne gönderiliyor ve onlar için ayrı kamplar olduğu söyleniyor ama oda çok sınırlı sayıda ve kadınlar için güvenli bir ortam değil” dedi. Sığınma evlerine ulaşmanın zor olmasının mülteci kadınları fuhuş ve uyuşturucu ortamına sürüklediğini anlatan Güzel, bu nedenle ‘çocuk eviliklerinin’, çok eşliliğin artığını kaydetti.

Kadınları koruyan yasalar devletin hedefinde

Şiddet gören ve sığınma evlerine başvuran kadınlar için iyileştirici politikalar olması gerektiğini dile getiren Güzel, şu an kadın haklarını koruyan tüm yasaların devletin hedefinde olduğunu söyledi. Maliyeti dolayısıyla belediyelerin, sığınma evlerine sıcak bakmadığını da ifade eden Güzel, “Var olan yasada nüfusu 100 binin üzerinde olan her ilçe belediyesi, sığınma evi açmak zorundadır” diyerek kanunlara uyulmadığı belirtti. Güzel devamla şunları söyledi: “Sığınma evlerine ihtiyacı olan her kadın ulaşabilmelidir. Bu ülkede, her kadının başına her an her şey gelebilir. Bu sadece aileden görülen şiddet değil, devletten şiddet görüyoruz, iş yerimizde şiddet görüyoruz veya öldürülebiliyoruz. Yanımızda olması gereken mekanizma olan devlet, bu koşullarda en çok mücadele ettiğimiz kurum. Kadınlar için iyi bir yaşam alanı açılması gerekiyor.” 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.