En İyi Erkek Oyuncu festivale çağrılmadı
Toplum/Yaşam Haberleri —
- Bu yıl Amed’de düzenlenen Kısa Film Festivali’nde En İyi Erkek Oyuncu ödülü alan Ramazan Ergin festivale çağrılmadı.
YILMAZ KAYA
Bu yıl Amed’de düzenlenen Kısa Film Festivali’nde En İyi Erkek Oyuncu ödülü alan Ramazan Ergin festivale çağrılmadı.
Amed’de Kültür Sanat ve Sinema Derneği'nce Haziran ayında organize edilen 1'inci Kısa Film Festivali'nde "Dibim Baran Li Ser Bajar Dibarim" (Yağmur Olup Şehre Düşüyorum) kısa filmi, kurmaca kategorisinde En İyi Film, En İyi Kurgu ve En İyi Erkek Oyuncu dallarında 3 ödül birden aldı. Filmin başrol oyuncusu olan ve En İyi Erkek Oyuncu ödülünü alan Ramazan Ergin gazetemize konuştu. Sinema oyuncusu olmadığını, İstanbul’da yaşayan, müziğe gönül vermiş icracı ve bestekâr Ahmet Emin Yalçın adlı arkadaşının ricası üzerine bu filme dahil olduğunu belirtti.
Filme nasıl dahil oldu?
"Kurmaca Kürtçe kısa film çekmek istiyordu. Senaryosu hazırdı. Senaryoyu Kürtçeye çevirerek filme dahil oldum" diyen Ergin, "Daha sonra mekân ve oyuncu seçimine gidildi. Bütün çalışmalarda yer aldım. Her şey hazır ancak başrol oyuncusu yok 'çekmekten vazgeçiyorum’ diyen Yönetmen Kasım Ördek çekim aşamasına geçilince başrolde oynamamı teklif etti. Bu şekilde filmin oyuncu kadrosuna dahil edildim" diye aktardı.
Sait ve bozulmuş teybi
Filmde oynadığı Alzheimer hastalığı başlangıcı yaşayan Sait karakterinin hayatı ile bozulmuş teybi arasında geçmişiyle bağlantı kuran biri olduğunu belirtiyor. Ergin, Kürtçe olan kurmaca filmde, teknolojik gelişmeler karşısında insanın hayatta yapmak istediklerini yapamaması, gecikmişlik, hayal kırıklıkları konularının işlendiğini, tek avuntusu hasta kızını evlendirmeye çalışan ve bozulmuş teybini onarmaya çalışan Sait'in geçmişi ile günümüz arasındaki bocalamasının anlatıldığını sözlerine ekledi.
Tamamı Sur’da çekildi
Film çekimlerini 5 günde Sur ilçesinde tamamladıklarını kaydeden Ergin, "Oyuncuların yarısını buradan kendim buldum. Mekanı, çocuk oyuncuyu, tütüncüyü, kasetçiyi, at arabacısı gibi karakterleri kendim ayarladım. Ve böylece film çekimleri yapıldı. Ben ve çevrem filmden tek bir kuruş para almadık” diye ekledi.
Festivale çağrılmadı
Pandemi nedeniyle film gösteriminin sık sık ertelendiğini belirten Ergin, filminin festivalde gösterildiğinden ve üç ödül almasından da sonradan haberdar olduğunu söyledi. Ergin, "Filmi çektik, benim buradan bir maddi bir beklentim yoktu. Sonra filmin festivale katıldığını ve en iyi erkek oyuncu ödülü aldığını öğrendim. Ancak ben film gösterimine ve ödül törenine katılmadım. Çünkü kimse beni çağırmadı. Ödül töreninde olmadığım için alınan ödülü daha sonra bana gönderdiler" dedi.
9 film senaryosu hazır
Yazar Ramazan Ergin, 20 yıl önce başlayan film senaryo yazma, çekim, yapım macerasında bugüne kadar 2’si uzun metrajlı 9 film senaryosunun hazır olduğunu ve bunları koşulları oluştuğunda kendisinin çekmeyi düşündüğünü belirtti: "Senaryolarımın tamamı bölgemizde ‘insan’ ile ilgilidir. Toplumsal yüzleşmeyi ortaya çıkaran ve içerikleri de böyle olan senaryolar. Toplumsal bilinçlendirmeyi hedefleyen, yani lokal olanı olumlu ya da olumsuz değerleri sinema üzerinden evrenselleştirme amacı taşıyor senaryolarım. İmkan olursa bunları çekip gösterime sunmak istiyorum."
Film yerine kitap oldu
Diller -Dinler ve Sosyokültürel konular üzerine çalışmaları da olan Ramazan Ergin, senaryo olarak yazdığı "Kanın gizli tarihi; Reşo Kuri" eserini filme çekmek istediğini ancak yapımcıların senaryoda değişiklik önerileri üzerine bundan vazgeçip bu eseri aynı adla kitaplaştırdığını söyledi.
Ismarlama senaryo yazmam
Ergin, 2001 yılında Sosyal Kültürel Yaşamı Derneği'nin düzenlemiş olduğu sinema atölyesinde yer aldığını, burada "40 metrekare Almanya" filmi ile ödül alan Tevfik Başer ile, "Sürü", "At", "Pehlivan", "Ses", "Camdan Kalp" gibi filmlerinde senaristlik ve yönetim aşamalarında yer alan Hasan Fehmi Yaşar'dan eğitim aldığını aktardı. "Kanın gizli tarihi; Reşo Kuri" öyküsünün çok beğenildiğini belirten Ergin, "Bu hocalarım benden Diyarbakır Kırıkları ile ilgili bir senaryo yazmamı ve bunu filme çekmeyi düşündüklerini söylediler. Ancak senaryo içeriğini değiştirebileceklerini de vurguladılar. Dönemin politik atmosferinde sanat yapılamayacağını düşündüğümden kabul etmedim. Ismarlama senaryo yazmak istemedim" diye aktardı.