Erdoğan Arap pazarında

Forum Haberleri —

.

.

  • Erdoğan daha düne kadar baş düşman gördüğü Arap devletlerinden para dilenmeye başladı. Kim bilir kapalı kapılar arasında ne sözler veriyor, neler satıyor.

Robert PEKÖZ

Erdoğan'ın yalan, kumpas, hırsızlık, rant, rüşvet, terör ve radikal Sünni mezhep üzerine kurduğu saltanat çatırdıyor. Şeriatçı düzenin dikişleri sökülmeye başladı. Toplum içten içe kaynıyor, huzursuzluk hızla büyüyor, toplumsal direniş artıyor ve artacak. Bir kıvılcım için bütün maddi şartlar vardır. Artık rahat olmayan, her gün sıkıntılarla yaşayan ve uyanan bir diktatör var.

Bu şeriatçı düzenbazın toplumda saldırmadığı, kullanmadığı, kumpasların içine çekmediği kimse kalmadı. Kürt düşmanlığı ise ayyuka çıkmış durumda. Her gün ne kadar Kürt öldürdüğünü sayıyor. Öldürdüğü Kürtleri bir zafer kazanmış gibi anlatıyor. Bu diktatörden mutlaka kurtulunmalı.

Devleti ele geçiren şeriatçı çetenin, halkı din afyonu ile aldatmasının başarısı sona ermiş görünüyor. Şeriatçı son kozları oynamanın peşinde. Kendine yasal bir statü kazandırmak için bütün kötü yolu denemekten ve uygulamaktan çekinmeyecek. İslami faşist terör örgütlerine kucak açacak, terör örgütlerini Türkiye’de kullanmak için onlara taviz üstüne taviz verecek. Çünkü Erdoğan geçmişte bıraktığı 19 yılın her gününü suç işleyerek yaşadı. Dosyası çok fazla kabarık.

Şeriatçı ve dalkavukları artık Türkiye'yi yönetecek durumda değiller. Erdoğan'ın güvenilmez kişiliği küresel sermaye tarafından da anlaşılmış durumda. Rusya ile yarattığı gerginlik ağırlaşarak devam ediyor. Oyuna getirilen despot, ilk defa ciddi bir biçimde  faka bastı. Suriye’ye eskisi gibi müdahale şansı kalmadı. Dışarda gazel okuyor, yalan söylüyor. Rusya’dan korktuğu için PYD güçlerini havada vuramıyor. Karadan saldırıyor ancak bu saldırılarını balondan haberlerle süsleyerek etkisizliklerini gizlemeye çalışıyor...

ABD ile girdiği polemik, şeriatçı diktatörü İŞİD’in ve diğer faşist İslami örgütlerin kucağına sürüklüyor. Erdoğan uluslararası toplumdan tamamen izole olmuş durumda. Erdoğan'ın sırtını yaslayacağı, destek alacağı “aklı başında” bir güç yok. Yani despot sıfırı tüketmiş durumda.

Bu realiteyi şeriatçı herkesten daha iyi biliyor. Şeriatçının uluslararası toplumu manipüle eden taktiklerinin sihiri kalmadı. Aklı selim biri Erdoğan’ın klasik kirli oyunlarına gelmez, kumpaslarının içine düşmez.

İŞİD’in ve El-NUSRA’nın kucağına düşen Erdoğan pusulayı şaşırmış durumda. El-Nusra’yı direk sahiplenen, İŞİD’i korkakça savunan İslami çete, Türkiye'de ayakta kalabilmek için yeni kirli oyunlar organize etmek zorunda. İslam etiketli hiç bir terör örgütüne karşı mücadele etmiyor, etmek istemiyor. Taliban’dan farklı düşünmediklerini söylerken, nasıl bir İslam savundukları konusunda kendisini ele veriyor. Kaçamak yöntemlere ve sözde mücadele söylemlerine kimse ama kimse inanmıyor.

Erdoğan ve bir avuç çete şimdi yalnızlığın korkusu içinde ve aklın içinde olmadığı dengesiz bir pratik izliyorlar. Söylediği her şeyin tersini yapan bir adam Türkiye'nin geleceğini belirleyemez. Devasa bir yoksulluk yaratan dinci faşist diktatör, palyatif çözümlerle halkı manipüle etmeye çalışıyor.

Erdoğan daha düne kadar baş düşman gördüğü Arap devletlerinden para dilenmeye başladı. Kim bilir kapalı kapılar arasında ne sözler veriyor, neler satıyor.

Erdoğan'ın pratiğindeki zikzaklı politikaları, güven vermeyen söylemleri, İslami terör örgütlerine verdiği destek, İŞİD üzerinden pazarladığı petrol, kara paraya olan bağlılığı, küresel sermayeye verdiği sözlerini tutmaması, şeriat kuralları ve yaşam tarzını günlük yaşama uygulaması, çevresindeki herkesi aldatması, intikam ve kin üzerinden olan politikası, laikliğe düşmanlık yapması, demokrasiyi yadsıyan pratiği, bir realitedir.

Erdoğan'ın kişiliği güven vermiyor, politik çizgisini her zaman hileler ve kumpaslar üzerinden kuruyor. Erdoğan’ın isminin geçtiği her olayda, en az üç gün düşünerek karar vermek gerekiyor. Çünkü adam birinci sınıf bir düzenbaz... Türkiye’nin geleceğini Erdoğan'ın ellerinde bırakmak, aç kurta koyun teslim etmek gibi bir şey.

Erdoğan’dan kurtulmak için bütün maddi koşullar vardır. Yeter ki halkın öfkesini mobilize edecek bir örgütlenme yaratılsın. Bu noktada muhalefet güçlerin birliği çok çok önemlidir. HDP politik olarak çok net bir duruş almış durumda. Şeriatçı faşist rejime karşı tek bedel ödeyen HDP ve Kürtler oldu. Solda görünen bütün partiler, HDP’nin şemsiyesi altında birlikte yürümeyi temel alan politik çizgiye destek olmalıdır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.