Ermert’in Rojava’ya yolculuğu

Kültür/Sanat Haberleri —

Caspar Ermert

Caspar Ermert

  • Alman fotoğrafçı Caspar Ermert, Kobanê, Qamişlo, Amûdê’de çektiği fotoğrafları “Zîyaret” ismiyle Berlin’de sergiliyor. Ermert, fotoğraflarıyla devrimde kadınların ve enternasyonalistlerin rolü, DAİŞ tehdidi ve Türk devletinin saldırılarına dikkat çekiyor.

HAKAN TÜRKMEN/BERLİN

“Zîyaret”, Ezîdî ve Alevilik gibi Mezopotamya’nın kadim inançları… Dua edilen, dilekte bulunulan, adak adanan bu yerler dini anlamlarının da ötesinde, farklı merkezlerden insanları buluşturan, toplumsallığın sürdürüldüğü, “kutsal” sayılan merkezlerdir aynı zamanda.

Alman fotoğrafçı Caspar Ermert de bu kavramı, halklar, kadınlar, alternatif bir dünya arayışı içinde olanlar için benzer anlamlar yüklenen Rojava’daki izlenimlerini aktarmak için kullanmış. 2022 ve 2023 yıllarında iki kez Kuzey-Doğu Suriye’ye giden Ermert, çektiği fotoğrafları Berlin’de “Zîyaret” adını verdiği sergiyle Alman kamuoyuna taşıdı.

Ermert, sergilediğinden çok daha fazla fotoğrafını ise yine “Zîyaret” adını verdiği kitapta topladı. Fotoğraflarında Ermert, bir kadın devrimi olarak Rojava devrimi, enternasyonalist savaşçılar, DAİŞ tehdidi, Türk devletinin saldırıları gibi konulara odaklanıyor.

 

 

Kolombiya ile başladı

Berlin’de yaşayan 22 yaşındaki Ermert’in fotoğrafçılığa ilgisi aslında bir aile mirası. “Annem ve amcam fotoğrafçılıkla ilgileniyordu, ben de bu şekilde gördüğüm yerleri fotoğraflamaya başladım” diyen Ermert, bu yeteneğini alternatif yaşam modellerine merakıyla birleştirmiş.

İki yıl önce Kolombiya’ya giderek hükümete karşı protesto eylemlerini yerinde izleyerek objektifine takılanları da bir sergide bir araya getirmiş. “Sergiden elde ettiğimiz gelirle bir yemekhanenin finansmanını sağladık” diyen Ermert, bu yerin aynı zamanda sosyal danışmanlık merkezi olarak kullanıldığını da ekliyor.

Objektifin diliyle anlattı

Kolombiya ziyareti boyunca sivil toplum örgütleriyle ilişki ağını daha da genişleten Caspar Ermert, devamındaki serüvenini şöyle anlatıyor: “Alternatif yaşam modellerini araştırıyordum. Yeni tecrübeler ilgimi çekiyordu. Kolombiya’dan sonra Ermenistan ve Bosna Hersek’e gittim. Ziyaretlerim boyunca Rojava’daki alternatif yaşam modelini de duymaya başladım. Rojava’daki yaşam üzerine konuşuluyor, tartışmalar yürütülüyordu. DAİŞ’e karşı mücadeleyi medyadan da takip ediyordum. Kürtler ile her alanda daha fazla karşılaşmaya başladım. Aslında çocuk yaşlarımdan beri Kürtlerin mücadelesine denk geliyordum fakat anlam veremiyordum. Bir keresinde Düsseldorf’ta Kürtlerin yürüyüşüne denk geldim, Kürtler Öcalan için özgürlük taleplerini haykırıyordu. Yaşım büyüdükçe sol sosyalist çevrelerden arkadaşlar edinerek politize olmaya başladım.

 

 

Rojava süreci

Çalışmalarımı sürdürürken alternatif yaşam modeli olarak nereleri ele alabilirim düşüncesi içerisindeyken Ukrayna savaşı başladı ve tanıdığım arkadaşlarım Ukrayna’ya gittiler. Ukrayna hem Alman basınında hem de kamuoyunda gündem olurken neden Rojava görülmüyor, neden bu sessizlik diye sorgulamaya başladım. Bende Rojava’da olup bitenin Alman basınında yer almasını sağlamaya çalıştım.”

2022 Eylül-Ekim ayında iki buçuk haftalığına, 2023 Mart ayında ise bir aylığına toplamda iki defa Rojava’ya yolculuk eden Ermert, Qamişlo, Dêrik, Amûdê, Tirbespiyê, Hesekê, Reqa, Eyn Îsa, Til Temir, Kobanê kentlerine giderek fotoğraf çekti.

Ziyaretleri sırasında Türk devletinin saldırılarına da tanık olan Ermert, “İlk ziyaretimde ilk uğradığım kent Qamişlo’da bir tamirhaneye SİHA’lar ile saldırı oldu ve 2 çocuk öldü, babaları da yaralandı. Sonrasında bir başka saldırıda yaşamını yitiren 2 YPG’linin cenaze törenine katıldım. Yılmaz Şervan’ın babası ile tanıştım. Bu saldırılardan kaynaklı toplum içinde çok dolaşma imkanım olmadı. Toplumu anlamakta zorluk çektim bu nedenle. Dışardan gidiyorsun, toplumun hissettiklerini tam olarak anlayamıyorsun. Bu nedenle ikinci kez yeniden gitmeye karar verdim” diye anlattı.

Ermert ikinci gidişinde toplumun duygu dünyasına daha fazla dahil olabildiğini söyledi: “Qamişlo’da iki çocuğu şehit düşen baba tamirhaneyi yeniden açmış yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlardı. Aile ile tekrardan görüşmek bana moral verdi. Üzüntüden öte, bu imkanı sağladıklarından dolayı mutlu oldum. Ailenin benim yaşımda bir çocuğu vardı ve aramızda enteresan bir durum vardı. Aynı yaştayız ama bambaşka dünyalardan geliyoruz. Gerçekliğimiz farklı olsa bile çok iyi bir arkadaşlığımız oldu. Onların acılarını derinden hissettim. Tüm saldırılara rağmen hayatlarını sürdürmek zorundaydılar.”

SİHA’lar yasaklanmalı

Rojava sistemine dönük izlenimlerini ise, “Rojava’da demokratik bir sistem oluşmuş. Kürtler, Araplar, Çerkezler ve Süryaniler kendi meclislerini oluşturarak kararlarını veriyor” diyen Ermert, Türk devletinin saldırılarının halkların kurduğu sistemi tehdit ettiğine dikkat çekiyor. “Kendi topraklarında özgürce yaşamak isteyen, öz savunmasını sağlayan halklara yönelik saldırılarda kullanılan SİHA’ların yasaklanması gerekiyor. Bugün Rojava’da, dün Afganistan’da ve diğer birçok ülkede bu SİHA’lar insanlığa karşı bir tehdit oluşturuyor” dedi.

 

 

İki Alman iki zihniyet

Casper Ermert, DAİŞ barbarlığına karşı dünyanın çeşitli bölgelerinden Rojava’ya gelerek YPG/YPJ saflarında mücadele eden enternasyonellerle de görüşmüş. Alman bir YPG’liyle diyaloglar üzerinden Rojava’ya neden gittiklerini, neden orada kaldıklarını anlamaya çalıştığını söyleyen Ermert, Alman bir DAİŞ’liyle de görüşmüş.

O görüşmeyi “Görüştüğüm kişi hala DAİŞ’i sert bir şekilde savunuyordu. Rojava’da yaşadığım en korkunç an benim için o andı” şeklinde tarif ediyor: “Sergide görüştüğüm iki Alman’ın resimleri de var. Alman devleti DAİŞ’li kişiyi almak istemiyor.  Aynı halktan ama ayrı dünyalarda yaşayan iki kişi. Biri halkların özgür yaşamını savunuyor ve mücadele yürütüyor.”

Hol ve Roj Kampı

DAİŞ’lilerin tutulduğu Roj ve Hol kamplarında da gözlemlerde bulunan Ermert, “Benim açımdan en korkunç olan DAİŞ’lilerle konuştuğum anlardı. Ziyaretim sırasında UNICEF tarafından görevli olan iki kadını nasıl kovduklarını gördüm. Çocuklar küfür edip, tehdit ediyorlardı” dedi.

 

 

Uluslararası yardım yok

Serêkaniye, Girê Spî ve Til Temir bölgelerinden göç etmek zorunda kalan aileler için açılan Waşokanî Kampı’na da giden Ermert, uluslararası örgütlerden herhangi bir yardım yapılmadığını aktarıyor. Ermert, DAİŞ’lilerin tutulduğu kamplara uluslararası yardımlar giderken göç eden aileler için kurulan kamplara yardımların yapılmadığına dikkat çekti. “Hatta Ocak ayına kadar BM bu kampı tanımamıştı. Bununla birlikte Şeyh Maksud ve Şehba’daki Kürt ailelere de yardımlar yapılmıyor. Özerk yönetim elinden gelen tüm imkanları devreye koysa bile batılı devletlerin bu yaklaşımları nedeniyle durum daha içler acısı hale geliyor” diye belirtti.

Rojava ilham oluyor

“Rojava ziyaretlerim benim için muazzam deneyim oldu” diyen Ermert tekrar gitmeyi istediğini de belirterek, “Elbette ki tekrar gitmeyi, özerk yönetimin çalışmalarını gideceğim ülkelerde anlatmayı, alternatif yaşam modelini anlatmayı çok istiyorum. Dünya’daki farklı mücadelelere de ilham olabileceğini düşünüyorum” diye ekledi.

18 Temmuz’a kadar sürecek

Berlin’de Franz-Mehring-Platz 1 adresinde açılan sergi, 18 Temmuz 2023 tarihine kadar devam edecek. Sergi, Pazartesi ve Cuma günleri 9:30-14:00 arası saatlerde; Salı, Çarşamba ve Perşembe günleri ise 9:30-16:30 saatleri arasında ziyaret edilebilir. Sergiden elde edilecek gelir Heyva Sor a Kurdistanê bağışlanacak.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.