Cenazesi 5 yıldır verilmiyor

Kemal Selimî (Gelî Beritan)

Kemal Selimî (Gelî Beritan)

  • Şirnex'te 5 yıl önce SİHA saldırısı sonucunda şehit düşen Kemal Selimî'nin cenazesi, "yok” denilerek ailesine verilmiyor. 

Şirnex'ın Silopiya (Silopi) ilçesinde 2 Eylül 2020'de Silahlı İnsansız Hava Aracı'nın (SİHA) saldırısı sonucu yaşamını yitiren HPG'li Kemal Selimî’nin (Gelî Beritan) cenazesi 5 yıldır ailesine verilmiyor.

HPG’li Kemal Selimî’nin ailesi haberi aldıktan sonra 12 Ekim 2020'de İran’ın Urmiye kentine bağlı Salmas ilçesinden Şirnex'e gitti. Sonuç alamayan aile Rojhilat'a geri döndü. Üç defa Rojhilat'tan Şirnex'e cenazeyi almak için gelen aile her seferinde, "DNA sonucu çıkmadı" denilerek geri gönderildi. 5 yıla aşkın süredir cenazeyi almayı bekleyen ailenin bütün çabaları ise sonuçsuz bırakıldı. 

Bunun üzerine avukat tutan aile suç duyurusunda bulundu. Avukatların Adalet ve İçişleri bakanlıklarına yazdığı dilekçeye, "İşlemlerin devam ettiğini sonuçlandığında resmi bir belge ile cevap verilecektir" yanıtı verildi. Aradan geçen süreye rağmen aileye cenaze verilmedi. Yetkililer her defasında aileye "Cenazeye yok" yanıtı verirken, Türk medyasının 18 Eylül 2020’de geçtiği haberlerde ve paylaştığı görsellerde Kemal Selimî ve bir başka HPG'linin bilgilerine yer verdi. 

DNA almaları masraf oluyormuş

Kemal Selimî'nin kardeşi Argeş Selimî son 5 yılda yaşadıklarını MA'ya anlattı. Argeş Selimî, 5 yıldır cenazeyi beklediklerini ancak bütün çabalarının sonuçsuz bırakıldığını belirterek, şunları söyledi: "2020'de kardeşim çıkan bir çatışmada yaşamını yitirdi. O zaman pandemi süreciydi ve çok zahmetli bir süreçti. Cenazeyi almak için Şirnex'e gittim. Ancak bana, ‘anne veya babasının gelmesi' gerektiği söylendi. Babam vefat etmiş annem ise koronadan dolayı gelemezdi. İmkanlar çok kısıtlıydı ve zordu. Sonuçta başka bir ülkeden başka bir ülkeye gidiyorsunuz. Tekrar İran'a döndüm. Yetkililer bir süre sonra arayıp, 'gelip kan verebilirsin' dediler. Kan örneği verdim ve 4-5 ay sonra arayıp, 'kan örneği ile eşleşen cenaze yok' dediler. Bir süre sonra annemi alıp tekrar Şirnex’e gittik. Annemin de kan örneğini aldılar ve 6 ay sonra arayıp sonuç çıkmadı dediler. Kardeşim ile aynı yerde yaşamını yitiren kişinin cenazesini ailesine vermişler ama kardeşimin cenazesini vermiyorlar. Nasıl olur da iki kişi aynı yerde yaşamını yitirir, birinin cenazesi ertesi gün ailesini verilir, diğerinin ise DNA eşleşmiyor denilerek verilmiyor. Bize her seferinde, ‘yardımcı olamayız' dediler. Birçok yere başvurduk ama sonuç alamadık. En son yetkililer bize, 'artık sizden DNA almayacağız, masraf oluyor' dediler."

Kardeşime ne oldu?

Tek taleplerinin olayın bir an önce aydınlatılması olduğunu belirten Selimî, "Olayın aydınlatılmasını istiyoruz. Yaşamını yitiren bir insanın cenazesi niye verilmiyor? Bir barış süreci başlatılmış. Bu sürece uygun şekilde cenazesini vermeleri gerekiyor. Kardeşime ne oldu? Bunu aydınlatmaları gerekiyor. 5 yıldır hiçbir cevap alamadık. Avukat dilekçe göndermiş ona da cevap verilmiyor. Talebimiz olayın aydınlatılmasıdır. Ya cenazemizi verin ya da bir cevap verin” diye konuştu. WAN

 

* * *

Aramaya itiraza işkence

Elbak’ta jandarma arama noktasında 10 dakika önce kimlik kontrolünün yapıldığını söyleyen Hikmet Çapraz, 5 asker tarafından zorla kelepçelenerek darp edildi. 

Colemêrg’in Gever (Yüksekova) ilçesinden Wan’a hastaneye gelen Hikmet Çapraz’ın (47) da içinde bulunduğu minibüs, Wan’ın Elbak (Başkale) ilçesi Albayrak Karakolu’ndaki arama noktasında durduruldu. Hikmet Çapraz ise daha 10 dakika önce yine bir arama noktasında kimlik kontrolünün yapıldığını söylemesi üzerine araçtan indirildi. Çapraz, 5 asker tarafından yere yatırılarak zorla kelepçelendi. Darp da edilen Çapraz karakola götürüldü. Karakolda bir süre bekletildikten sonra serbest bırakılan Çapraz, askerler hakkında suç duyurusunda bulanacak.  Yaşananların tamamı ise yurttaşlar tarafından kayda alındı. 

Hikmet Çapraz, “Bizim hastane randevumuz vardı. Gever’den Elbak’a kadar İki üç yerde bize arama yaptılar ve kimlik sordular. Ben de ‘100 metre önce aramadan geçtik’ diye itiraz ettim. Sonra beni araçtan indirdiler. Benim kameranın olmadığı alana götürdüler. Soyunmamı istediler ben de yapmayınca beni darp ettiler. 5 asker beni yere yatırdı ve kelepçelediler. Daha sonra içeri götürdüler. Böylesi bir süreçte yapılanın tahrik edici olduğunu söyledim. Daha sonra beni bıraktılar” diye konuştu. 

Çapraz, gün içerisinde askerler hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi. WAN

 

* * *

Yayıncı Zal'a ceza istemi

Yayıncı Azad Zal’ın “Örgüt üyesi olmak” iddiasıyla yeniden yargılandığı davada mütalaasını sunan iddia makamı, ceza talep etti. 

Yazar ve J&J Yayınevi sahibi Azad Zal’ın “Örgüt üyesi olmak” iddiasıyla yeniden yargılandığı davanın 2. duruşması Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya Zal katılmazken, avukatı Abdullah Çağer hazır bulundu. 

Mahkeme Başkanı, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına yazılan müzekkereye verilen cevap yazısında, Zal hakkında yürütülen ve açık olan soruşturmada takipsizlik kararı verildiğini söyledi. İddia makamı esas hakkındaki mütalaasında, Zal'ın "Örgüt üyesi olmak" iddiasından cezalandırılmasını istedi. Avukat Çağer, mütalaaya iştirak etmediklerini belirterek, esasa karşı savunmalarını hazırlamak için süre talep etti. Talebi kabul eden mahkeme, duruşmayı 26 Ocak 2026’ya erteledi. 

Demokratik Toplum Kongresi (DTK) soruşturması kapsamında evine yapılan baskında gözaltına alınan Zal, 30 Haziran 2020’de“örgüt üyesi olmak” iddiasıyla tutuklandı. Zal, 18 Temmuz 2020’de tahliye edildi.

İddianamede Zal’a yöneltilen suçlamalara DTK delegeliği, KHK ile kapatılan Kürt Dili Araştırma ve Geliştirme Derneği (KURDİ-DER) ve Kürt Yazarlar Derneği üyeliği, “Örgüt üyesi” kız kardeşinin yaşamını yitirişinin sonrası taziyeleri kabul etmesi ve bir televizyon programı için konuk bulmaya çalışması delil olarak gösterildi. AMED

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.