Evlatlarınıza kıyanlar hesap verecek

Kadın Haberleri —

.

.

  • Cenazeleri buzdolaplarında saklanan, kemikleri kaldırımlarda plastik kutular içine konulan, baskılara karşı mücadele ettikleri için tutsak edilen, kendilerinden on yıllardır haber alınamayan, erkekler tarafından katledilen çocukların anneleri… Bu gün onlar için kutlama değil çocuklarını hatırlama ve sistemden hesap sorma günü…

HABER MERKEZİ

Faşist Türk devletinin yaklaşık 40 yıldır Kürt halkına karşı sürdürdüğü savaşta onbinlerce anne çocuklarını veya eşlerini yitirdi, kimisi tutsak edilen çocukları veya eşleri dolayısıyla yıllardır cezaevi yollarına düşürüldü, kimisinin sarılacak bir mezarı dahi yokken kimisi çocuklarının akibetini dahi bilmiyor. Çocuklarını kaybeden annelerin çoğu her yıl Mayıs ayının ikinci Pazar günü kutlanan Anneler Günü’nü ya çocuklarının mezarı başında karşılıyor ya da evinde anılarla yalnız geçiriyor. 

Cemile’den sonra kara ve buruk

Evlat acısı çeken annelerden biri Emine Çağırga. Emine ana, Türk devletinin 1992’de Cizîra Botan’da 7 yaşında katlettiği kızı Fatma’nın acısını unutamamışken, bu kez de 7 Eylül 2015’te kapısının önünde katlettiği 10 yaşındaki kızı Cemile’nin cenazesini 11 gün boyunca derin dondurucuda saklamak zorunda kaldı.

Cemile’den sonra Anneler Günü’nü kara ve buruk geçirdiğini belirten Emine ana, “Cemile her Anneler Günü'nde sadece bana  değil, tanıdığı tüm annelere çiçek toplayıp veriyordu. Bizim için bayram gibi geçerdi. 5 yıldır kutlamıyorum. Cemilesiz Anneler Günü benim için bir şey ifade etmiyor. Her gün annelerimiz ve çocuklarımız katlediliyor, cezaevlerinde rehin tutuluyorlar, işkenceye maruz kalıyorlar. Bizim ne suçumuz var? Her gün ciğerimiz yanıyor. Artık annelerin yüreği yansın istemiyoruz. Anneler olarak tek isteğimiz barış ve özgürlüğün olması. Biz hiçbir zaman mücadelemizden vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz. Bu dava yolunda mücadelemizi büyüteceğiz” diye konuştu.

Çocuğunun kemiklerinin peşinde

Garzan Mezarlığı’ndan cenazesi çıkarılarak Kilyos Kimsesizler Mezarlığı’nda kaldırıma plastik kutular içinde gömülen Nihat Acet’in annesi Leyla Acet, her Mayıs ayında içine bir hüzün çöktüğünü ve bu acının ay bitene dek devam ettiğini söyledi. Çocuğuna kavuşma özlemiyle ayakta duran Leyla, “Yıllarımı verdim ve vermeye devam edeceğim. Oğlumun kemiklerini alacağım” dedi. 

En güzel hediye çocukları

İstanbul’da 2017 yılında tutsak edilen ve Hepatit B hastalığına yakalanan Tenzile Acar’ın annesi Rasmiye Acar, çocuğuna duyduğu özlemle günü karşılıyor. Son dönemlerde cezaevlerinde artan baskı ve hak ihlallerinden dolayı kaygılı olduklarını belirten Resmiye, “Tek umudumuz, çocuklarımızın bedenlerine kavuşmak ve onların gülen yüzünü görmek" ifadelerini kullandı. 40 yıla yakındır sürdürülen savaşın anneleri evlat özlemiyle sınadığını ifade eden Acar, kırgınlığının ise ancak adil bir düzen sağlanınca geçeceğini dile getirdi. 

26 yıl adalet mücadelesi

İstanbul Avcılar’daki evinden 19 Ekim 1995 tarihinde gözaltına alındıktan sonra bir daha kendisinden haber alınamayan Fehmi Tosun’un eşi Hanım Tosun, 26 yıldır adalet umuduyla mücadele ediyor. Kürt annelerinin Anneler Günü’nü kutlayamadığını ifade eden Tosun, sevdiklerinin yanında olmadığı bir günün kendisi için anlam ifade etmediğini söyledi. Birçok annenin evladının mezarını dahi göremediğini belirten Tosun, böyle bir tabloda annelerin beklentisinin bir çiçek değil, evlatlarının mezar taşını görme umudu olduğunu vurguladı. Kendisi gibi yüzlerce anne olduğunu belirtip Galatasaray Meydanı’ndaki buluşmalarını hatırlatan Tosun, “Galatasaray Meydanı’nı yasaklamayla hakikat mücadelemizi engelleyemeyecekler” dedi.

Birçok annenin çektiği acıya dayanamayıp yaşamını yitirdiğini, bazılarının büyük hastalıklara yakalandığını, buna rağmen hala evlatlarını ve yakınlarını arama mücadelesini sürdürdüğünü kaydeden Tosun, zor günlerin ucundaki umut ışığıyla yaşama tutunduklarını dile getirdi. 

Çocuklarımız bedenlerini açlığa yatırmışken…

Hem Barış Annesi hem de Cumartesi Annesi Emine Erbek ise Kürt anneler için Anneler Günü’nün yok hükmünde olduğunu belirterek, acıdan başka bir şey görmediklerini dile getirdi. 1996 yılında babası faili meçhul cinayete kurban giden Erbek, "Çocuklarımız cezaevlerinde bedenlerini açlığa yatırmışken ne bayram artık bizim için bayram ne de gülüşlerimiz artık içten" dedi. Cezaevlerindeki çocuklarını pandemi gerekçesiyle göremediklerini söyleyen Erbek, çocukları ölümle burun burunayken Anneler Günü’nü kutlayamayacaklarını ifade etti. 

29 yıldır cezaevi yollarında

Ailesiyle yaşadığı evi 90’lı yıllarda Hizbullah üyeleri tarafından 3 kez taranan, askerler tarafından sürekli basılan Sultan Deyiş, Amed merkeze göç etmek zorunda kaldı. 29 yıldır tutsak edilen eşinin sürgünlerden dolayı 10 cezaevi değiştirmesi nedeniyle çocuklarıyla birlikte yollara düştü.

Büyüyünce çocuklarının da baskı görmeye başladığını dile getiren Sultan Deyiş, “Çocuklarımı büyüttüm, şimdi onları da aldılar. İki çocuğum tutuklandı. Erkek çocuğum yakın zamanda bırakıldı ama kızım 2 yıl 3 aydır cezaevinde ve korona oldu” diyerek üzüntüsünün ikiye katlandığını söyledi.

“Gün yüzü görmedik ama başımız dik, gururluyuz” diyen Sultan, Kürt coğrafyasına Anneler Günü’nün ancak annelerin çocuklarına kavuştuğu gün gelebileceğini vurguladı. Sultan son olarak bütün tutukluların serbest bırakılması ve açlık grevine giren tutukluların taleplerinin karşılanması çağrısında bulundu. 

 

Zalimler sizi benden aldı

İki oğlunu AKP milletvekilinin korumalarının saldırısında kaybeden, bir oğlu da hapiste olan Emine Şenyaşar, Anneler Günü'ne adalet talebiyle giriyor. 62’inci günde evinde tuttuğu adalet nöbeti sırasında konuşan Emine Şenyaşar, “Günümü kutlayacak kimse bırakmadılar” dedi ve şöyle devam etti:
“Celalim, Adilim günümü kutlardı, onları da benden aldılar. Fadıl’ımı da cezaevine attılar. Onlara kurban olurum. Anneniz bayramları, günleri siz olmadan geçiremiyor. Yattığınız yerden kalkın gelin, eskiden olduğu gibi elimi öpün. Sizi kucaklayayım. Bu zalimler sizi benden aldılar.”

En büyük hediyesi mücadelesi

Yaşamını kadın mücadelesine adayan, 83 kez gözaltına alınan ve son olarak 28 Ocak’ta tutuklanarak Diyarbakır Kadın Kapalı Cezaevi’ne gönderilen Tevgera Jinên Azad-TJA Dönem Sözcüsü Ayşe Gökkan, bu Anneler Günü’nü de annesinden uzakta geçirdi. Yaşamının büyük bir kısmını annesinden uzak, kadın mücadelesi içerisinde geçiren Ayşe Gökkan, bugüne kadar hiç annesinin Anneler Günü’nü kutlayacak fırsatı bulamadı. Kızının göstermiş olduğu mücadeleden güç aldığını söyleyen anne Lütfiye Gökkan, “Kızımın bana en büyük hediyesi mücadelesidir” diyerek, mücadele eden çocukların annelerinin başının dik olması gerektiğini söyledi.

Hiçbir Anneler Günü’nü kızıyla birlikte geçirmediğini sözlerine ekleyen anne Gökkan, “Ben Ayşe’yi hiçbir özel günde yanımda göremedim. Ya hapisteydi ya da mücadele ediyordu. Yanımda olmasa bile hep onu yüreğimde hissettim. O baş eğmeyince, benim de başım dik oldu” ifadelerini kullandı. 

Çocukları mücadele içinde olan annelere seslenen Gökkan, “Çocukları mücadelede yer alan bütün annelerin başı dik olmalı, çocuklarının mücadelesine sahip çıkmalı. Çocuklarımızın mücadelesi bizim için en büyük onur ve şeref. Biliyoruz, anneler birbirinden güç alır” dedi.

Lütfiye Gökkan, vaktinin büyük bölümünü kitap okuyarak geçiriyor. Şu an Denizer Şanlı’nın “Düşman Ceza Hukuku” kitabını okuyor. Nedenini, kızı Ayşe’nin 80’den fazla gözaltına alınması, hakkında 200’den fazla soruşturma açılmasını “anlamak” olarak açıklıyor. 

Anneleri ihmal etmeyin

Anneler için “buruk” geçen anneler gününün de kadınların mücadelesiyle mutlu bir güne evrileceğini vurgulayan Gökkan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kadınların mücadelesinden korkuyorlar, bu normal bir korku da değil. ‘Ne kadar kadın tutuklarsak, o kadar kadınları korkuturuz’ diye düşünüyorlar ama bir kadın içeri girerse, onlarca kadın mücadeleye katılır. Kadın mücadelesi içinde olan herkese de çağrım, anneleri ihmal etmeyin onları hep hatırlayın. Anneler hatırlanmayı ister. 

 

Cennet erkeklerin

  • AKP iktidarının çanak tuttuğu erkek şiddeti sonucunda yaşamını yitiren kadınların anneleri için de Anneler Günü bir kutlama günü değil, hesap sorma günü.

İzmir’in Buca ilçesinde 19 Ocak 2019’da Orkun Çevik adlı erkeğin katlettiği Büşra Yabaşkul'un annesi Zuhal İnce, kızının öldürüldüğü günden bu yana Anneler Günü’nü kutlamıyor. “Anneler Günü’nü kutlamak istemiyorum, kiminle kutlayacağım ki…” diyen İnce, duygularını şöyle anlattı: “Kızımın arkadaşları hediyeler getiriyor, vakit geçiriyoruz ama onlar benim kızım değil ki… ‘Cennet annelerin ayakları altındadır' diyorlar, cennet bize değil öldürenlere, onları koruyanlara var. Biz dünyaya getiriyoruz, gelip bizi öldürüyorlar. Kadınları koruyacak yasalar uygulanıyormuş gibi İstanbul Sözleşmesi feshediliyor. Ne kadın ne erkek ne hayvan, hiç kimse öldürülmesin istiyoruz.” 
 
Kızımı bu sistem aldı
 
Bornova’da 21 Ağustos 2020’de Serkan Dindar tarafından öldürülen Ceyda Yüksel’in annesi Filiz Demiral da o günden bu yana adalet mücadelesi veriyor. Kadına yönelik şiddet ve cinayetlerin devam ettiğini belirten Demiral, “Kimi annesini kimisi de benim gibi kızını kaybediyor. Kimsenin yüreğine yangın düşmesin diye mücadele ediyorum” dedi. Kızı için “adalet” sağlandığı gün kendisi için Anneler Günü olacağını söyleyen Demiral, “Kızımı kanunsuzluk aldı, yüreğimin ateşini nasıl anlatabilirim ki, başka anneler yanmasın. Kadın cinayetlerini normalleştiriyorlar, evlatlarımız da annesiz kaldı, kutlayacak anneleri yok. Kızımı bu sistem aldı, anneleri cehennemde yaşatıyorlar. Evlatları katledilen anneler için bu gün cehennemdir” ifadelerini kullandı. 


 

Galatasaray Meydanı'na karanfiller bırakıldı

  • Cumartesi Anneleri'nin yıllardır yakınlarının akıbetini sorduğu Galatasaray Meydanı'nda Anneler Günü'nü kutlayan Buldan, "Annelerin yaşadığı acı hiçbir zaman birbirinden ayırt edilemez" dedi. 

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eşbaşkanı Pervin Buldan ile HDP'li vekiller Serpil Kemalbay, Hüda Kaya, Dilşat Canbaz Kaya ve Oya Ersoy 700'üncü haftadan beri Cumartesi Anneleri'ne yasaklı olan Galatasaray Meydanı'nda Anneler Günü'nü kutladı. Buldan ve beraberindekiler, Cumartesi Annelerinin yıllardır yakınlarının akıbetlerini sorduğu Galatasaray Lisesi önüne karanfil bıraktı.

Tüm annelerin gününü kutlayan Pervin Buldan, "Bizim coğrafyamızda anneler çok büyük acılar yaşadı. Biz biliyoruz ki bu ülkede çocuğunu kaybeden, çocuğunun mezarının yerini bilmeyen, hala kayıp olan, çocuğundan haber alamayan ve çocuğuna ulaşmak isteyen binlerce ve milyonlarca anne var. Bu coğrafyada çocuklarımız kaybedildi, katledildi. Bu coğrafyada çocuklarımızdan haber alamıyoruz. Annelerin büyük çabalarıyla bir arayış içinde olduklarını biliyoruz. En kısa zamanda çocuklarından haber alamayan annelerin mutluluğunu görmek istiyoruz. En kısa zamanda hala çocuklarına ulaşamayan annelerin, hala çocuklarının bir mezarı dahi olduğunu bilmeyen annelerin, kayıp olan çocuklarına ulaşmak isteyen annelerin gözlerindeki ışıltıyı yüreklerindeki mutluluğu görmek istiyoruz. Bu ülkede annelerin yaşadığı acı hiçbir zaman birbirinden ayırt edilemez" dedi.

Buldan, " konuşmasında şunları belirtti:

"Hiçbir annenin diğer bir anneden daha büyük bir önemli ve daha büyük bir kıymeti yoktur. Bütün annelerin acıları birdir ve aynıdır. Bu coğrafyada büyük acılar yaşayan annelerin beklentisi bir daha acı yaşamamak ve çocuğunu sağ olarak görmektir. Bu bütün annelerin beklentisidir. Ancak bu ülkeyi yönetenler öyle bir ülke yarattılar ki anneler birbirlerinden nefret eder duruma geldi. Oysa bu ülkedeki bütün annelerin yaşadığı acılar aynıdır. Ben bir kez daha bütün annelerimizin hiçbir ayrım yapmadan tüm anneler gününü kutluyorum. Evlat acısı yaşayan, evlat özlemi çeken bütün annelerin acılarını, umutlarını ve beklentilerini bugün bir kez daha görüyoruz ve bu beklentinin bir kez daha gerçekleşmesini umut ediyoruz."

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.