Fail erkekleri devlet koruyor!

Kadın Haberleri —

Ezgi Sıla Demir

Ezgi Sıla Demir

  • Türk devletinin kadına yönelik şiddette izlediği cezasızlık politikasının şiddeti tırmandırdığını belirten İHD Kadın Meclisi'nden sosyolog Ezgi Sıla Demir, "Üniformalı şiddeti cezasızlık zırhıyla ödüllendiriliyor. Yapanın yanına kar kalıyor ve şiddet olağan hale getiriliyor" dedi.

MUSTAFA DOĞAN / AMED

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü nedeniyle görüştüğümüz Amed İnsan Hakları Derneği Kadın Meclisi Komisyonu’ndan Sosyolog Ezgi Sıla Demir, Kürt coğrafyasında bazen düşük, bazen yüksek yoğunluklu bir savaşın yürütüldüğünü söyledi. Demir, "Savaş ortamı, erkek hegemonyalığını daha da perçinleştiriyor. Sürekli kamu otoriteleri tarafından kullanılan dil, o hegemonik iktidar, kadın üzerinde tahakküm kuran dil, ailenin içine ve topluma da yansıyor. Haliyle şiddeti besliyor ve artarak devam ediyor” dedi. 

Kurdistan’da iki yönlü şiddet

Türkiye'de İç Anadolu Bölgesi, İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyükşehirlerde kadına yönelik şiddetin daha fazla olduğunu ancak, Kürt coğrafyasında iki türlü şiddet yaşandığının altını çizen Demir, “Hem kamu otoritelerinin yarattığı şiddet var hem de toplumsal alanda kadın şiddet görüyor. Burada çift durumlu şiddet meselesi var. Batıda aktif savaş durumu olmadığı için devlet şiddetini çok fazla hissetmiyor kadınlar. Kürt coğrafyasında toplumsal alanda da kadınlar çok fazla şiddeti hissediyor. Örneğin, bir basın açıklaması protesto eylemine katılıyorsun, orada kolluk şiddetine maruz kalıyorsun. Müdahale ediliyor, ters kelepçe yapılıyor. Eylemler büyüdüğünde gözaltına alınıyorsun” dedi. Demir, Kürt kentlerinde özellikle Amed, Adıyaman, Şırnak ve  Hakkari'de “üniformalı şiddetin” daha fazla olduğunu vurguladı. 

İntihar değil, şüpheli ölüm!

Kadına yönelik şiddetin giderek pervasızlaşmaya başladığını ve şüpheli ölümlerin arttığını söyleyen Demir, "Kadın cinayetlerinde örneğin, failin belli olduğu ölümler var. Bir de 'intihar' ölümleri çok fazla. Biz bunlara şüpheli ölümler diyoruz. Çünkü intihara sürükleniyorlar. Kimler tarafından gerçekleştirildiği bilinmediği için şüpheli ölüm diyoruz. İntiharların toplumsal sorunlardan kaynaklandığını biliyoruz. Kadını bu noktaya götüren bir şiddet sarmalı vardır. Bu da bir şiddettir" dedi.

Cezasızlık zırhı!

Devletin cezasızlık politikasına dikkat çeken Demir, sözlerine şöyle devam etti: "Kadına yönelik şiddete karşı çok ciddi hukuki yaptırımların ve sıfır tolerans tanınması gerekirken ve kadınlar bunu talep ederken bir gece kalkıyoruz İstanbul Sözleşmesi bir kararname ile geri çekiliyor. Halbuki İstanbul Sözleşmesi yasal olarak şiddetin önlenmesine yönelik yapılan bir sözleşmedir. Buna yönelik adımlar atılması gerekirken, aslında geriye dönük adımlar atılıyor. Hukuk bir yaptırım uygulamazsa, üniformalı şiddeti bir cezasızlık zırhıyla ödüllendirilirse ne olacak? Ben bunu yapıyorum. Yanıma kar kalıyor' denilerek şiddet olağan hale getiriliyor. Toplum kültürü haline getirilmeye çalışılıyor. Bunun önüne geçmek açısından yasa koyucuların bunu sıfır tolerans olarak işletmesi gerekiyor ki caydırıcı olsun."

Ekonomik şiddet büyüyor

Yaşanan ekonomik kriz nedeniyle kendilerine başvuran kadın sayısının her geçen gün arttığını belirten Demir, "Halen başvurular devam ediyor. Hiçbir dönem bu kadar ekonomik destek başvurusu almamıştık. Ekonomik olarak yetememek, bir şeyleri sürdürememek de bir şiddet türüdür aslında. İnsan hayatını da, aile içi ilişkileri de doğrudan etkiliyor” dedi. 

Mücadele sürecek 

İHD olarak bölgede her yıl kadına yönelik şiddet konusunda izleme ve değerlendirmeler yaptıklarını kaydeden Demir, "Her yıl raporlama çalışmasını muhakkak yapıyoruz. Talep ve öneri ortaya çıkarıyoruz. Ulusal ve uluslararası platformlarla paylaşıyoruz. Kamu otoritelerine bilgi veriyoruz. Kamuoyu duyarlılığı oluşturmaya çalışıyoruz. Basın yoluyla bu politikalara dikkat çekmeye çalışıyoruz" diyerek, bu alandaki mücadelelerini sürdüreceklerini söyledi. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.