Farqin Azad ve doğduğu beşiğin hikayesi

Dosya Haberleri —

Farqin Azad

Farqin Azad

90'lı yıllara damga vuran ve hepimizde iz bırakan Koma Azad'ın solisti Farqin Azad'la müzik ve hayat yolculuğunu konuştuk...

  • Farqin Azad olarak bilinse de asıl adı Yılmaz'dır. İsminin de bir hikayesi vardır. Babası Muş'ta 'Aç Kurtlar' filminin setinden gözaltına alınan Yılmaz Güney ile tanışır, kısa bir sohbetleri olur. Azad'ın babası eve döndükten iki gün sonra çocuğu dünyaya gelir. Adını Yılmaz koyar...
  • Çaycılık, amelelik yapar. Bir film sahnesi gibi gelse de gerçektir: İstanbul'da MKM'ye gider. Apê Musa herkese ne iş yapıyorsunuz diye sorar. Herkes öğrenciyim der, Farqin Azad 'Valla ben çaycıyım' der, herkes güler. Sonra dengbêji şarkılar söyler, Apê Musa 'Bundan böyle buraya geleceksin' der.
  • Farqin Azad: "Amed'den çıkarken kara trene bindik. Bir beşik vardı. Annem 7 çocuğunu o beşikte büyütmüştü. O beşiği babam yer kaplıyor diye Ergani Ovası'nda pencereden atmıştı. O beşik hep hayalimdir. Annem-babam hep anadiliniz Kürtçe, Kürdistan'dan gelmişiz dedi. Böyle büyüdük. Minnettarım onlara."

GÜLCAN DERELİ

Kürt müziğinin altın yılları ne zamandır diye sorulsa 90'lar derdim. Bu hiç tesadüf de gelmiyor. Bu dönemdeki müziğin ritmi ile toplumsal uyanışın ritmi hep kesişmiş, birbirini beslemiş gibi gelir. Nerdeyse hepimizin en güzel şarkıları 90'lar şarkılarıdır. Ve o şarkıları sadece bir şarkı olarak hatırlamayız. Hepsine sinmiş 90'lar kokusu ile hatırlarız. Destansı mücadeleleri, zincirlerini kırmış bir halkın yürüyüşünü, bu uğurda verdiği büyük kayıpları, hepsini bu ritimlerle birlikte hatırlarız. Asla sadece kendi başına bir şarkı değildir. Tüm bu yaşanmışlıkların hafızası ile birlikte gelir bize. O yüzden hepimizde müstesna bir yeri vardır. İşte bu dönemin seslerinden birinin hayat hikayesine uzanacağız. O dönemin hafızalara kazınmış seslerinden Farqin Azad'a ve onun hepimizde iz bırakmış şarkılarının doğduğu o beşiğe bakacağız.

1979 Silvan. Farqin Azad'ın ilk kez şarkı söylediği düğün. Karedeki sanatçılar, Farqin Azad, Mehmet Esmer, Ahmet Taslı.

Asıl adı Yılmaz'dır

Amed Silvan (Farqin) doğumlu Farqin Azad, 10 kardeşli bir ailenin en büyük ikinci çocuğu olarak 1969 yılında dünyaya gelir. Şimdi herkes tarafından Farqin Azad olarak bilinse de asıl adı Yılmaz'dır. Çevresindeki herkes onu Yılmaz olarak tanır. İsminin de bir hikayesi vardır.

Babası Muş'a giderken yolda "Aç Kurtlar" filminin setinden gözaltına alınan Yılmaz Güney'in elleri kelepçeli şekilde askerler tarafından götürüldüğünü görür. O sırada Azad'ın babası ile Yılmaz Güney'in kısa bir sohbetleri olur. Azad'ın babası eve döndükten iki gün sonra çocuğu dünyaya gelir. Adını işte Yılmaz Güney'den etkilenerek Yılmaz koyar.

Farqin Azad adını sonra alır. Farqin Azad'ın, çocukluğu Silvan'da geçer. Ailesiyle kendi halinde bir hayat süren Farqin Azad, ilkokul yıllarında sesiyle öğretmenlerinin dikkatini çeker. Müziğe olan yatkınlığını fark eden öğretmenleri ona sürekli şarkılar söyletir. Ancak Farqin Azad doğduğu büyüdüğü topraklardan göçe zorlanır. Daha çok küçük yaşta devletin zulmüyle karşılaşır. 12 Eylül sürecinde binlerce Kürt gibi Farqin Azad ve ailesi de baskılardan nasibini alır. 80 sürgünü olan ailesiyle Kocaeli'ne gitmek zorunda kalır. Babası Farqin Azad'ı ve diğer okul çağındaki kardeşinin eğitimine devam etmesi için bir okula kayıt yaptırmak için gider. Ancak burada da ırkçılık peşlerini bırakmaz. Okul müdürü Kürt oldukları için çocukların kaydını yapmayacağını hiç çekinmeden dile getirir. Babası birkaç yıl uğraşır ancak sonuç alamaz. Çocuklar da bu duruma şahit olur ve artık onlar da okula devam edemez. Böylelikle onlar için başka bir yaşam mücadelesi başlar.

Farqin Azad'ın sesinin hikayesi işte böyle başlar. Oradan efsane Koma Azad'a böyle uzanır. 1988 yılında müziğe başlayan ve 37 yıldır aralıksız halkının ritimlerinin peşinden giden ve yolu şimdilerde sürgünün tekinsiz duraklarında devam eden Farqin Azad'dan dinledik.

1993 Özgür Gündem'le dayanışma. Turhan Yapıştıran, Farqin Azad, Şilan Dora.

Çaycı, amele ve sanatçı

Müziğe başladığı dönemlerde çaycılık ve inşaatlarda amelelik yaptığını dile getiren Farqin Azad, "88, 89 yıllarıydı üniversite gençliğiyle tanıştım. Onların eylem etkinliklerine gidiyorduk. O zaman 89'du yanılmıyorsam, Sosyalist Parti'nin düzenlediği açlık grevine gittik. O açlık grevinde şarkı söyledim. Sonra o genç arkadaşlar dedi 'ya biz neden bir grup kurmuyoruz beraber?' Ben de olabilir dedim. O zaman hem çaycılık hem de inşaatlarda amelelik yapıyordum. Onu da yaparım dedim. Ondan sonra da artık kültür-sanat çalışmaları gelişti. O arkadaşlarla Koma Serdilan'ı kurduk. Programlar olunca, konserler olunca gidiyorduk. Öğrenci piknikleri oluyordu, gidiyorduk. Böyle 91 yılına kadar sürdü" diyor.

MKM ve Apê Mûsa

1991 yılında Halkların Emek Partisi (HEP) ve Sosyal Demokrat Parti (SHP) ile ittifak sürecindedir. Kürt vekiller ihraç edilmiştir. Ardından yeni parti çalışmaları kapsamında birçok kentte örgütlenmeye gidilir. Elbette baskı görmüş bir Kürt olunca mücadele kaçınılmaz oluyor. Farqin Azad'da çocukluk ve gençlik yıllarında tanık olduklarından dolayı bu yolda yürür. Kocaeli'ndeki HEP'in kuruluşunda yer alır. Çaycılık, inşaat işi ve müzik çalışmalarına parti çalışmalarını da ekler. O dönem İstanbul'da 27 Eylül 1991 yılında açılan Mezopotamya Kültür Merkezi'ni (MKM) ziyaret eder. O süreci Farqin Azad, şöyle anlatıyor: "Oraya ilk açıldığı gün gittik. Arkadaşlarla tanıştık, Orada Koma Azad'daki arkadaşlar Turan, Şilan Rotinda, Beser Şahin, Zana Farqini, Genim, Yekbûn, Rozarin, Koma Çiya'da olan arkadaşlar, Ali Temel, bir sürü arkadaşla öyle bir sohbetimiz oldu. Onlar şarkı söyledi. Sonra dediler şarkı söylüyor musun? Söylüyoruz dedik. Dediler söyleyin. Bir-iki tane Çetin söyledi, sonra ben söyledim. İki dengbêji söyledim. Bir tane daha söyle dediler vallahi bu kadar biliyorum dedim. Biraz kendimi zorladım bir tane daha söyledim. Zana Farqini benim Silvan'dan okul arkadaşımdı. O dedi eskiden beri bu şarkı söylüyor. Sonra bize kurumu gezdirdiler, bir odaya girdik. Orada Apê Musa ve diğerleri oturuyordu. Sonra bizi tanıştırdılar. Bize ne iş yapıyorsunuz diye sordular. Herkes biz öğrenciyiz dedi ben dedim valla ben öğrenci değilim çaycıyım. Baktım herkes güldü. Rotinda araya girdi dedi Apê Musa bu arkadaş dengbêji söylüyor dedi. Orada ısrar ettiler, ben bir parça okudum, bir tane daha oku dediler, Şexadelalem ve leleqoseri parçasını okudum. -Bunları Zimane Kurdi Zimane Meye albümünde de okumuştum- Apê Musa bundan sonra sen bu kuruma geleceksin dedi. Dedim valla ben Kocaeli'nde yaşıyorum. Dedi arkadaşlar senin yol paranı verecek, sen de ayda bir-iki sefer de olsa buraya geleceksin. Sonra ayda bir-iki kez MKM'ye gitmeye başladım. Apê Musa'yla en son 1992 yılında Lütfü Kırdar Kongre Salonu'ndaki Newroz kutlamasında karşılaştık. Elini öptüm. Bana, 'Aaa xorto kuruma gidip geliyor musun' dedi. Evet ayda birkaç kez gidiyorum dedim. 'İyi iyi' dedi."

1993 İstanbu- Farqîn Azad, Şilan Dora,Turhan Yapıştıran, Bawer Can, Memo Gül.

Öğretmenler şarkı söyletiyordu

Tabii yol parasını kabul etmez Farqin Azad ancak MKM'ye gitmeyi de ihmal etmez. Daha çocukken şarkı söylemeye başlayan ve bunun ilerlemesinden mutluluk duyan Farqin Azad, müziğe nasıl başladığını şu sözlerle anlatıyor: "Çocukken de kendi dilimde şarkı söyleme isteği vardı, hep oldu. Bir öğretmenimiz vardı, Mehmet Geren'di o köylere götürüyordu beni, ilk bana Kürtçe şarkılar söyletenlerden biriydi. O'nun Kürt olduğunu bilmiyordum, yıllar sonra öğrendim ki Mardinliymiş, Silvan'da öğretmenlik yapmış. Bizim müdür yardımcımızdı. 91'de kontralar faili meçhulle öldürdü. 1979'da da ilk defa bir bağlamayla şarkı söylemiştim. O bağlamayı çalan arkadaşın da gerçekten bana emeği çok oldu. Sonradan 92'lerde Amed'e dönünce o arkadaş da beraber birçok düğüne, programa gittik. O da Mehmet Esmer diye bir abimizdi... Onların teşvikleriyle Kürtçe şarkı söylüyordum ama en çok beni teşvik eden rahmetli Hozan Şiyar'dı. Hozan Şiyar'ın düğünlerine gidiyorduk, düğünleri miting gibiydi. Rahmetli Salih Dalgın. O Koma Azadî'nin solistiydi. Koma Azadî Silvan'da 1970'lerde kuruluyor. Bu grup gerçekten Kürt müziğine böyle çok eserler bıraktı. Mesela en çok bilinen şarkıları 1 Mayıs şarkısı. Kürtçe olanını onlar söylüyor. Çok bilinen şarkılarından biri de Ez Berfım Berfım. O şarkı da onlarındır. Koma Azadî bunların hepsi 70'lerde Silvan'da müzik yapıyordu... Onların şarkılarıyla büyüdük, onların söylediği düğünlere gidiyorduk. Gizli Newrozlara, mitinglere, düğünlere gidiyorduk. Aram Tigran, Ayşe Şan, Meryem Xan, Nesrin Şirvan... Tabii yine bir ekol mesela Şakiro'yu benim babam çok dinlerdi ve ondan esinlenerek bize söylediği çok dengbeji şarkılar oluyordu. Mesela biz bu sanatı yaparken bunlardan çok haz aldık. Bunları hep örnek aldık. Silvan'da Kürtler dışında yaşayan Ermeni halkı da vardı. Onların da kültürleri biraz daha zengindi. Kültürel çalışmalarda insanları etkiliyorlardı. Bizi de etkiliyordu."

MKM Amed'deyiz...

Koma Azad ile yollarının nasıl kesiştiğini anlatan Farqin Azad, "Koma Azad eskiden kurulan bir gruptu. Turan Yapıştıran bana 91'de bağlama çalmıştı. Turan gerçekten çok harika bir bağlama çalıyor. Turan halen de çalıyor. Tam Kürdi duygularla geldiği için insan söylerken kendini rahat hissediyor. O zaman da Turan çalmıştı böyle bir arkadaşlığımız oldu" diyor. İlk albümünü 1991 yılında çıkarır. Ve albüm sonrası tamamen MKM çalışmalarına katılır. 1992 yılında Amed Büyükşehir Belediyesi'nde işe başlar. Ve Amed'e yerleşir. MKM 3 Ocak 1993 yılında Amed'de de açılır. Farqin Azad, burada sanat çalışmalarında yer alan arkadaşlarıyla buluşur ve sanat yolculuğu artık aralıksız devam eder. Ancak süreç kolay değildir, MKM'nin çalışmalarında yer alanlar devletin hedefindedir. Sürekli baskılara maruz kalırlar. Her daim kapıda sivil polisler vardır. İçeri giren herkese kimlik kontrolü yapılır. Kurum çalışanları tüm baskılara rağmen derneğe gitmekten vazgeçmez. O süreçte yaşadıklarını Farqin Azad, şöyle özetliyor: "Her gün her seferinde kimliğimizi soruyorlardı. Bizi tanıyorlardı, bilerek kimliğimizi istiyorlardı. Tabii caydırmak için. Biz de sürekli gidip geliyorduk. 95'in sonlarına doğru da komple MKM'yi kapattılar. Arkadaşlarımız gözaltına alındı ve birçoğu da tutuklandı."

90'lara damga vurdular

Farqin Azad 96 yılında İstanbul'a gider. Ancak Koma Azad'daki arkadaşları tutuklanmıştır. Grupta yalnız kalır. Sonrasında Kürt sanatçı Meme Yapıştıran'ın da önerisiyle Koma Azad'ın kadrosunu yeniden oluştururlar. 96 yılında yeni kadrolarıyla ilk sahnelerini Malatya'da alırlar. 3 kişilerdir. Bir bağlama, bir davul ve solistleri... Grup güçlenince de ilk albümlerini 2000 yılında çıkarırlar. 2002 yılında tekrar Amed'e dönerler ve Newroz'da sahne alırlar. Kapatılan kurumlarını tekrar açmak için kolları sıvarlar. Ve açılır da, 90'lara damga vuran kültür çalışmalarına dair Farqin Azad, şöyle diyor: "Bizim amacımız bu kuruma gelirken asimilasyona karşı kendi kimliğimizi, kendi kültürümüzü, kendi dilimizi geliştireceğiz ve buna sahip çıkacağızdı. Bizim başka bir işimiz yok. Memlekette o süreçte çalışan bütün arkadaşlar gerçekten bu bilinçle o işleri yaptılar ve o süreçte bunu başardığımızı söyleyebilirim, hep beraber başardık ve bir miras bıraktık."

Sürgün hayatı

Arkadaşlarının da önerisiyle 2004 yerel seçimlerinde Sur Belediyesi'ne Meclis Üyesi olarak aday olan Farqin Azad, seçilir ve belediyede Kültür, Sanat ve Spor çalışmaları yapar. Farqin Azad, anlatıyor: "2003 yılında Dicle Fırat Kültür Merkezi açıldı. Koma Azad olarak sanatsal çalışmalarımıza devam ettik. O sürede bireysel albümler de yaptım. 2017 yılına kadar böyle sürdü. Amed Büyükşehir Belediyesi'nden 2016 yılında KHK ile atılan 6 işçiden biriydim. Kayyum atadılar ve KHK'lerle de derneğini kapattılar. O sırada Avrupa'da programlara gidiyordum. Zaten Kasım 2016'da işten de atılmışım. Boştaydım. Avrupa'daki Newroz programına gittim. Emniyet’ten polis aradı, 'acilen emniyete gelin ifadeniz var' dedi. Ben de yurt dışındayım avukatımı göndereceğim dedim. İtiraz ettiler avukat olmaz sen geleceksin diye. Zaten beş gün sonra dönüyorum mesele nedir dedim. Söylemediler. Avukat da bekle abi mesele nedir bakalım dedi. Gitti on tane dosya varmış, dosyalarla ilgili gizlilik kararı varmış. İçeriklerini bilmiyorum. O yüzden de Avrupa'da kalmak zorunda kaldım."

Sürgünde sanat zor

Evli ve beş çocuk babası olan Farqin Azad için sürgün yaşamı böylece başlamış olur. Eşinden, çocuklarından ayrı yaşama mecbur bırakılan binlerce Kürt'ten biri olur. Ancak çalışmalara ara vermeden devam eder. Yine de doğduğu topraklardan uzakta olmanın burukluğunu yaşar: "Ben 90'larda da Koma Azad'daki arkadaşlar Avrupa'ya programlara geldim. Ama Amed'den çıkınca ölüme gidiyormuşuz gibi öyle ağır geliyor bana diyordum. Turan şahittir. Zoruma gidiyor buradan gidince diyordum. İşte 2017'den beri buradayım. Entegrasyonda ciddi anlamda sorunlar, sıkıntıları yaşıyoruz şu an ama buna rağmen gene bizim buradaki insanlarla birlikte bir dayanışma içinde kendi kültürümüzü, dilimizi geliştirmek için çabalıyoruz. Buradaki insanlarımızın düğünlerine de gidiyoruz. Onların yaptığı özel günlere de gidiyoruz. Ve burada etkinlikler de oluyor. Zaten yaz ayları olunca dost, belediyeler veya kurumlarla yapılan çalışmalar var. O çalışmalarına bazen katılıyoruz. Ahmet Kaya Kültür Sanat Merkezi'nde de çalışmalarıma devam ediyorum."

***

'O beşik hayalimdir'

Farqin Azad'ın hikayesi aslında bir beşikle başlar. 7 çocuğu büyüten o beşiğin hikayesini şöyle anlatıyor Farqin Azad: "Amed'den çıkarken kara trene bindik. Bir beşik vardı. Annem 7 çocuğunu o beşikte büyütmüştü. O beşiği babam yer kaplıyor diye Ergani Ovası'nda pencereden atmıştı. O beşikte bizim hayallerimiz, umutlarımız vardı ve orada atılmak zorunda kalındı. O yüzden ben sanata başlarken hep aklımda o beşik vardı. Ergani Ovası'nda atılan o beşikle yaşamımız yara almıştı işte buna inat ben de kendi dilimde, kendi kültürümde yaşamak için mücadele ettim. Çok büyük zorluklar da yaşadım ancak bir kere bile bundan vazgeçmedim. Bu işi yaparken de bir gün dahi gocunmadım. Hep o beşik hayalimdir. O beşiğe yüklediğim umutlarını yeşertmek için hep uğraştım, uğraşacağım. Hep sanat yapacağım, hep kendi dilimde şarkılar söyleyeceğim, o beşiğin hatırasına ve ritimlerine hep sadık kalacağım."

Yurtsever ailenin kıymeti

Bazıları yurtsever bir ailede büyümenin cevherini çok anlamaz. Onun imkansızlıklar içinde kendi olma yolculuğuna imkan veren o fedakar ve dürüst yanlarını anlamaz ama bugünkü sanatı, mücadeleyi büyüten ana kaynak budur. Farqin Azad da işte bunu anlatıyor: "Biz metropollere geldikten sonra da ne annem ne babam hiçbir zaman Kürtlüklerinden taviz vermeliler. Hep çocuklarını kendi dilleriyle büyüttüler. Hep çocuklarına dediler ki bu sizin anadiliniz Kürtçe, biz Kürdistan'dan gelmişiz. Bizim topraklarımız var. Böyle büyüdük biz. O yüzden de bu buna layık olmaya çalışacağız. Gerçekten de onların çocukları olduğumuz için minnettarım onlara. Hem anneme hem babama."

***

Almanya. Hozan Serhat, Farqin Azad, Şilan Dora,Turhan Yapıştıran, Peywan Arjin.

Hepsinin ayrı emeği var...

Sanatını geliştirmesinde birçok insanın emeği olduğunu dile getiren Azad Farqin, vefa borcu olduğunu şu sözlerle ifade ediyor: "1996'da beraber çalıştığımız arkadaşlar Bulgaristan'a ve Romanya programa giderken gümrükte gözaltına alınıp tutuklandılar. Grubu üç kişiyle ben, Meme Yapıştıran ve Ahmet ile devam ettirdik, çalışmalara başladık. İlk program için de Malatya'ya gitmiştik. Sonra 98'de Koma Azad'ı biraz geliştirdik. Ben belki 37 yıldır sanat yapıyorum ama bu sanatı yapmamda emeği olan bütün arkadaşlara teşekkürlerimi sunuyorum. Özellikle de Turan Yapıştıran, Bavercan, Şilan, Meme Yapıştıran'a. Yine Ahmet, Abdullah Karakaş, Aletin Aykoç, Mübin Dünen, Faruk Bucak, Zalela Gökçe, Nevroz Ayaz, bu arkadaşlar bizle beraber çalıştı Cihan güzey, Deniz Kaya, Engin Deniz, Emin Katar. Hepsine teşekkür ederim. Hacı yani Abdullah Karakaş o da Avrupa'ya gelmek zorunda kaldı. O arkadaşla beraber tekrar çalışmalarımızı sürdürdük. O bağlamacı olarak Koma Azad'a girdi. Hem bende hem de Koma Azad'da çok emeği var. Yine Deniz, Hacı, Cihan, Aziz, İbrahim. Bu arkadaşlarla beraber uzun yıllar çalıştım. Yine MKM, Dicle Fırat ve şu an çalıştığımız Ahmet Kaya Kültür Merkezi'nde gördüğümüz desteklerden dolayı da bu kurumlarımıza da teşekkürlerimizi sunuyoruz. Gerçekten Kürt kültürüne ve diline, sanatına büyük hizmetler veren kurumlardır."

***

Şarkı hızlığının anatomisinin çıkışı!

Kürtçe'den Türkçe'ye çalınarak çevrilen şarkıların anatomisini çıkaran Farqin Azad'ın bu çalışmasıyla 3 Şahiya Stranan albümü çıkarılır. Bu önemli arşiv çalışmasının çıkış hikayesi ise şöyle; "MKM'deyken pencere kenarında oturup İstiklal Caddesi'ne bakıyor sürekli Kürtçe'den çalınıp Türkçe'ye çevrilen şarkıları karalıyordum. Bir arkadaşım fark etti. Bir gün o arkadaş geldi sen ne yapıyorsun sürekli bir pencere önünde dedi. Vallahi kendime karalama yapıyorum dedim. Sonra bana dedi ki ya ne karalıyorsun, dedim ben Kürtçe'den Türkçe'ye çalınan, çevrilen şarkıları karalıyorum. O zaman 300'e yakın bir şarkı çevreyi yapmıştım. Sonra arkadaşlar geldi dedi ya biz bunu proje yapalım. Sonra Şahiya Stranan albümleri içeren bir çalışma gelişti."

***

Çalışmalar...

37 yıllık sanat hayatından onlarca çalışmaya imza atan Farqin Azad'ın bazı çalışmaları şöyle: 

Kendi albümleri; Zımane Kurdi Zımane Meye, Derı, Solo Albümü Roj.

Koma Azad ile 1993'te Şemal, 2001'de Bıhuşta Mın, 2004'te Şar albümlerini birlikte yaptı.

2022'de Avrupa'da Azadi isimli bir albüm çalışması yaptı. Bunların hepsine dijital platformlardan ulaşılabilir.

3 Şahiya Stranan albümü. Bu albümlerdeki birçok şarkının derlemesi de Farqin Azad'a ait.

Yine Erivan Radyosu'nda yayımlanan Erivan şarkılarının yer aldığı albümlerin birçoğu Azad'ın kendi arşivindendir. Aynı zamanda KOM müziğin çıkardığı arşiv çalışmalarının hemen hemen birçoğunda Azad'ın arşivinden derlemelerdir.

Bunun yanı sıra Amed Büyükşehir Belediyesi'ndeki korada çalışanlarla birlikte Medreselerden Günümüze Kürt Müziği diye bir çalışmaya imza atar.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.