Fırçaların ucunda umut ve direniş
Kadın Haberleri —

Sîdra Sadûn Xelîl ve Yasemin Muhammed
- Genç ressam Sîdra ve deneyimli ressam Yasemin, tablolarıyla kadın mücadelesini, Kürt kültürünü ve özgürlük arayışını tuvale yansıtıyor.
Kürt kadınlar, sanatın gücüyle hem bireysel hayallerini hem de toplumsal mücadelelerini ifade ediyor. Rojava’dan Sîdra Sadûn Xelîl ve Başurê Kürdistan’dan Yasemin Muhammed, fırçalarıyla kadınların direnişini, Kürt kültürünü ve geleceğe dair umutlarını tuvallere işliyor. Her biri farklı bir yolculukla sanat dünyasında iz bırakan bu iki ressam, estetiğin ötesinde bir mücadele ve direniş alanı yaratıyor.
18 yılın ardından geri dönüş
Güney Kürdistanlı ressam Yasemin Muhammed, Güzel Sanatlar Enstitüsü mezunu ve bir ilkokul öğretmeni. Çocukluğundan beri resim yapan Yasemin, annelik nedeniyle 18 yıl sanattan uzak kalıyor. Ancak sanat aşkı onu yeniden fırçalarına kavuşturuyor.
Rojnews’e konuşan Yasemin çalışmaya dönüşü için şunları ifade ediyor: “Eğer kalbinde sanat varsa, hiçbir şey o isteğini öldüremez. Her zaman onunla yaşarsın. Sanata duyduğum açlık yüzünden yeniden resme başladım ve zihnimde canlanan her şeyi tabloya döktüm.”
Kadın rengini fırça darbeleriyle tuvale yansıtan Yasemin’in resmettiği kırmızı yüzlü kadın portreleri, kadın mücadelesini, umudu ve kadınların yüzünde ince çizgilere dönüşmüş direnişi anlatıyor…
Kırmızı yüzlü kadınlar
Kürdistan’ın yorgunluğunu yansıtan kırmızı yüzlü kadın portreleri, eserlerinde öne çıkıyor. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde üç tablosunu şehir hastanesine bağışlayan sanatçı, kadınların ekonomik bağımsızlığının toplumsal aydınlanma için şart olduğunu savunuyor. Yasemin, kadınların kendi emekleriyle bağımsız bir ekonomik yaşam kurmasının temel bir hak olduğunu söyleyerek şunları ekliyor: “Eğer kadın hak ve özgürlük istiyorsa, kendi geliri olmalı. Çünkü toplumun gelişmesi kadınların özgürlüğüne bağlıdır. Kadın özgürleşmeden toplum aydınlanmaz.”
Kürt devriminin beşiği
Yasemin, akrilik boyalarla siyah-beyaz kontrastlar oluşturmayı seviyor. Resme döndükten sonra yaptığı en önemli iki tablodan birinin Hewraman, diğerinin ise Qendîl Dağı olduğunu ve Qendîl tablosuna “Kürt Devriminin Beşiği” adını verdiğini belirtiyor.
Kısa film deneyimi: Mala Mêrûyan
Sadece resimle değil sanatın farklı dallarıyla da yeteneğini sergileyen Yasemin, “Mala Mêrûyan” (Karıncaların Evi) adlı kısa film senaryosuyla 2010’da 8 Mart Festival’inde uluslararası ödül kazanıyor. Film kadın cinayetleri ve özgürlük mücadelesini konu alıyor. Yasemin Muhammed sözlerini şöyle tamamlıyor: “Ekonomik kriz yüzünden hükümet, partilere bağlı olmayan sanatçılara destek olmuyor. Sanatçılar Derneği ise yılda bir kez sergi salonu sağlıyor.”
Direnişi görünür kılmak
Dirbêsiyê’nin Melek köyünden olan Sîdra Sadûn Xelîl, Rojava Üniversitesi’nde Peyzaj Mimarlığı öğrencisi. Resme olan ilgisi çocukluk yıllarına uzanıyor; çevresini gözlemleyerek kağıda döktüğü çizimler, öğretmenleri ve arkadaşlarının beğenisini kazanıyor. Bugün doğadan ilham alarak eserler üreten Sîdra, çalışmalarında kadın mücadelesini merkeze alıyor. “Jin, Jiyan, Azadî” sloganı, Jîna Emînî ve Rojava Devrimi’nin öncülerinden Salîhe Ereb’in portreleri, onun 11 tablosunda hayat buluyor. ANHA’ya konuşan Sîdra, çalışmalarını şu ifadelerle anlatıyor: “Kadınlara yönelik şiddeti teşhir etmek ve onların direnişini görünür kılmak için tablolarımda kadınları işliyorum.”
Kadın gerillaların tablosu
Sîdra’nın en etkileyici eserlerinden biri, 11 Temmuz’da Silêmanî’de düzenlenen törende “Barış ve Demokratik Toplum Grubu” içinde yer alan bir kadın gerillanın silahını ateşe verdiği anı konu alıyor. Sîdra bu tabloyu şu sözlerle yorumluyor: “Gerillaların silah yakma töreni sırasında çekilmiş fotoğraflarından çok etkilendim. Bu tabloyu, barışın simgesi olarak yaptım.” Sîdra konuşmasını şu sözlerle tamamlıyor:“Sabır, kararlılık ve sürekli çaba ile insan hayallerine ulaşabilir. Özellikle sevgi ve tutkuyla yapılan işler çok daha sağlam sonuç verir.” HABER MERKEZİ













