Geleceğimize kendimiz karar verelim

Dosya Haberleri —

Gökay Akbulut

Gökay Akbulut

  • Almanya Federal Parlamentosu vekilliğine üçüncü kez aday olan Gökay Akbulut, "Yaklaşan erken seçimlere hazırız. Sol Parti'yi neredeyse kimse hesaba katmıyordu. Ancak federal seçimlere kısa bir süre kala anketlere göre Sol Parti'nin oy oranı yükseliyor" dedi.
  • Almanya'da, mümkün olduğunca her dernek ve federasyonun üye olacağı bir Kürt çatı örgütüne ihtiyaç olduğunu söyleyen Gökay Akbulut, "Bu çatı örgüt, tüm demokratik partilere muhatap olarak hizmet vermeli ve yabancı örgütlerden bağımsız olmalıdır" ifadelerini kullandı.
  • Oy çağrısında bulunan Akbulut, şöyle vurguladı: "Oy kullanmayan kişi kendi oyunu boşa harcar ve geleceği hakkında başkalarının karar vermesine izin verir, sizi kimin temsil edeceğine başkaları karar verecektir. Oy kullanmak için posta yoluyla oy verme seçeneğini de kullanabilirsiniz."

REWŞAN DENİZ

Alman Federal Meclisi’nde 2017’den beri milletvekili olan Gökay Akbulut, 23 Şubat’ta yapılacak seçimlerde Mannheim seçim bölgesinden Sol Parti adına tekrar aday. Kayserili Kürt ve Alevi bir aileden olan Akbulut, 8 yaşında ailesiyle beraber Almanya’ya iltica etti. Heidelberg Üniversitesi Sosyal Bilimler Bölümü’nü bitiren Akbulut, üniversite yıllarından itibaren Sol Parti üyesi. 2017 seçimlerinde ilk kez Federal Parlamento’ya giren Gökay, 2021 yılında yapılan seçimlerde ise Baden Württemberg (BW) eyaletinden 2. sıra adayı olarak seçilmiş ve parlamentoya girmeye hak kazanmıştı. Akbulut, bu seçimlerde ise BW eyaletinden 3. sıra adayı. Sol Parti’nin özellikle parti içi ayrışmalardan sonra zor zamanlar geçirdiği bu günlerde Gökay Akbulut, son yapılan anketlerde Sol Parti'nin oy oranının yükseldiğine dikkat çekerek, “Mevcut Alman partileri arasında Kürtlere samimi bir şekilde en büyük desteği veren parti Sol Parti” diyor. Almanya’da 23 Şubat’ta yapılacak seçimler öncesi Gökay Akbulut ile konuştuk.  

Bu seçim belki de Sol Parti’nin en zor seçimi olacak. Sizce Sol Parti bu seçime hazır mı? Başarılı olacağına inanıyor musunuz?

Yaklaşan erken seçimlere hazırız. Sol Parti'yi neredeyse kimse hesaba katmıyordu. Ancak federal seçimlere kısa bir süre kala anketlere göre Sol Parti'nin oy oranı yükseliyor. Ekim ayından beri 18.000'den fazla yeni parti üyesi kazandık. Yeni üyelerimiz seçim kampanyamız için gerçek bir itici güç. Seçimlerde başarılı olacağımıza inanıyorum. Ve yüzde beşlik barajı aşamazsak bile, en az üç seçim bölgesinde kazanma şansımız var. Alman seçim yasasına göre, bir parti bu durumda barajı aşmadan yine de parlamentoya girer. Sol Parti, 2021 federal seçimlerinde bu düzenlemeden zaten yararlanmıştı. Bu sefer de seçim bölgelerinde çok iyi şansları olan birkaç tanınmış aday yarışıyor.

 

 

Bir önceki seçimde BW’den 2. sıra adayıydınız. Bu kez 3. sıra adayısınız. Parlamentoya gitmenizi tehlikeye sokar mı bu sıralama?

Yeniden parlamentoya seçilebilmem için, Sol Parti'nin özellikle Baden-Württemberg'de ikinci oyların en az yüzde 3,2'sini alması gerekiyor. Bundestag'a kaç partinin girebileceğine bağlı olarak, ikinci oyların %3,6'sına kadar ihtiyaç duyulabilir. Ayrıntılı olarak bu, birkaç faktöre bağlı. Dört yıl önce, Baden-Württemberg'den listemizin ilk üç sırası Bundestag'a girdi. Bu sefer de bunu yeniden başaracağımıza güveniyorum. Her oy önemlidir, çünkü sonunda oylar gerekli sınıra çok yakın olabilir. Yeni seçim yasası nedeniyle, Bundestag'da şu ankinden yaklaşık 100 milletvekili daha az olacak.

2017’den beri Alman meclisindesiniz. 8 yıllık parlamenter deneyimize dair neler söylemek istersiniz? 

İlk seçim dönemim çok heyecan vericiydi. Benim için birçok şey yeniydi. Önce ortama alışmam gerekti. İkinci seçim dönemim, ne yazık ki parti içi anlaşmazlıklarla geçti. Partimiz bir krize sürüklendi. Şimdi krizi geride bıraktık. Partideki ortam hiç olmadığı kadar iyi. Tüm partide kolektif bir işbirliği yaşıyoruz. Bu, seçim ve gelecek seçim dönemi için umut veriyor.

Kürt kimliğinizle parlamentoda yer alıyordunuz. Performansınızı bu açıdan nasıl değerlendiriyorsunuz? Hedeflediklerinizi başarabildiniz mi?

İlk dört yılda daha güçlü bir Meclis grubumuz ve daha fazla milletvekilimiz vardı. O zamanlar, örneğin Ulla Jelpke hâlâ milletvekiliydi. Kendisi Kürt olmamasına rağmen, konularımız hakkında oldukça ilgiliydi. Birlikte parlamentoda çok daha etkili olabiliyorduk. 2021 yılındaki seçimlerden sonra, Sol Parti milletvekili sayımız neredeyse yarıya indi. Geriye kalan tüm milletvekilleri daha fazla konuyla ilgilenmek zorunda kaldı, ancak bunu yapmak için daha fazla çalışana sahip değillerdi. Yine de Kürdistan ile ilgili konularda mümkün olduğunca kararlı bir şekilde çalışmaya çalıştık. Umarım bir sonraki federal seçimlerde daha iyi bir seçim sonucu alır ve böylece daha fazla milletvekili kazanırız ve Kürdistan ile ilgili konularda daha etkili olabiliriz.

Kürtler, neden Sol Parti’yi seçmeli?

Sol Parti, eşitlik, özgürlük, sosyal adalet ve demokrasi gibi değerleri savunuyor. Bu değerler Kürdistan bağlamında; kültürel hakların tanınması, demokratik özerklik ve barışçıl çözüm süreçlerini destekleyen bir yaklaşımı içeriyor. Sol Parti, Kürt meselesini bir insan hakları sorunu olarak ele alıyor ve Kürt halkının taleplerine duyarlı bir politika izliyor. Zaten Almanya’da Sol Parti kuruluşundan bu yana Kürt halkıyla dayanışma içinde. Mevcut Alman partileri arasında Kürtlere samimi bir şekilde en büyük desteği veren parti Sol Parti. Kürtlerle olan dayanışma, parlamento çalışmalarımızda, heyet ziyaretlerinde ve vakıf çalışmalarımızda yansımasını buluyor

 

 

Alman devletinin Kürtlere yaklaşmasıyla meclisteki siyasetçilerin yaklaşımı arasında fark var mı? Eğer varsa size göre siyasetçiler fikirlerini dile getirmekten neden korkuyorlar?

Samimi değiller. Örneğin, Yeşiller son seçimden önce Kürtlerle dayanışma içindeydi. Seçimden sonra, Yeşiller'den Annalena Baerbock Dışişleri Bakanı olduğunda, bu durum neredeyse 180 derece değişti. Kürt seçmenler onları buna göre değerlendirmelidir. Bu değişimin çeşitli faktörleri var: İlki Türkiye ve Almanya'nın NATO'da ortak olmasıdır. İkincisi, AB ile Türkiye arasındaki mülteci anlaşmasının Federal Hükümet için öncelikli olmasıdır. Üçüncüsü ise, Federal Hükümet ve Yeşiller için jeopolitik ve ekonomik çıkarlar, insan haklarından daha önceliklidir. Bunu Suudi Arabistan, Katar ve Bahreyn ile olan ilişkilerde de görüyoruz. Ayrıca, birçok kişi Kürtlerin DAİŞ'i yendiğini hatırlamak istemiyor. Oysa Kürtler, bununla Avrupa'yı da terör saldırılarına karşı daha güvenli hale getirdi. DAİŞ'e karşı savaş sırasında CDU'lu politikacılar bile Kürtlere silah yardımı talep etmişti. Şimdi ise Dışişleri Bakanı Baerbock, QSD'nin silahlarını bırakmasını istiyor.

Almanya, Kürt sorununun çözümünde arabulucu olabilir mi? Türkiye’nin otoriterleşmesine karşı AB’de etkili bir rol oynayabilir mi?

Tabii ki yapabilirler. Ancak ne yazık ki dış politika öncelikleri farklı. Bölgedeki halk, Avrupa ve Batı olmadan da bir şeylerin değişmesi için aktörlere baskı yapmalı. Barış, demokrasi, hukukun üstünlüğü ve karşılıklı saygı ve tanıma, sürekli savaş halinden çok daha fazlasını tüm bölgeye getirecektir. Türk ve Suriye halkının ve hükümetinin bunu anlaması gerekiyor. Herkes bundan faydalanacaktır.

Almanya’nın DAİŞ’lilerin yargılanması için sorumluluk alması gerektiğini birçok kez dile getirdiniz. Şimdi Suriye’de rejim değişikliği oldu ancak DAİŞ’liler hala ciddi bir tehdit olarak duruyor. Almanya, bölgedeki istikrar ve DAİŞ’lilerin yargılanması için nasıl bir politika izlemeli?

Federal hükümet, DAİŞ'in vahşetlerinin cezai kovuşturmasını desteklemeye devam edeceğini söylüyor. Ancak ne uluslararası bir mahkeme için çaba gösterdi ne de kendi vatandaşı olan DAİŞ’lilerin getirilip Almanya'da yargılanması için ciddi bir girişimde bulundu. Bu çelişkili ve kesinlikle kabul edilemez bir durum. Benim değerlendirmeme göre, federal hükümet Kürt özyönetimini tanımaktan çekinen Türkiye'ye yanlış bir şekilde saygı gösteriyor ve bu nedenle Kuzey ve Doğu Suriye'de uluslararası bir mahkeme kurulması konusunda çekimser davranıyor. Almanya, en azından yerel mahkemeler tarafından planlanan cezai soruşturmalara daha büyük ölçüde katılmalıdır.

 

BW'nin Die Linke ilk üç adayı(Gökay Akbulut, Luigi Pantisano, Sahra )

 

Size göre Kürtlerin Alman siyasetinde daha fazla görünür olması ve temsil edilmesi için neler yapılması gerekiyor?

Almanya'da, mümkün olduğunca her dernek ve federasyonun üye olacağı bir Kürt çatı örgütüne ihtiyacımız var. Bu çatı örgüt, tüm demokratik partilere muhatap olarak hizmet vermeli ve yabancı örgütlerden bağımsız olmalıdır. Buna bir alternatif, benzer bir işlevi yerine getirecek partilerden bağımsız bir vakıf olabilir.

Seçilemediğiniz takdirde siyasete devam edecek misiniz? Yarım kalan çalışma, projeleriniz var mı? Seçilirseniz, öncelikli gündem maddeleriniz neler olacak?

Evet, çeşitli siyasi düzeylerde aktif kalmaya devam edeceğim. Eğer tekrar parlamentoya seçilirsem, öncelikle seçim döneminin geri kalanı için planladığımız ancak erken seçim nedeniyle uygulayamadığımız planlarımızı hayata geçirmek istiyorum. Ve Almanya'dan Türkiye'ye silah ve silah teknolojilerinin ihraç edilmemesi için çalışmaya devam etmek istiyorum.

Siyasette deneyimli bir isim olarak Almanya’da doğup büyümüş ve siyasete ilgi duyan Kürt gençlerine neler söylemek istersiniz?

Aktif olmalı ve siyasi etkinliklere katılmalılar. Yerel siyasi yapılara üye olsunlar, partimize katılmalarından çok memnun oluruz. Çeşitli siyasi aktörlerden oluşan iyi bir ağın parçası olmak faydalıdır. Çalışanlar, ayrıca sendikalara üye olmalıdır. Öğrenciler, öğrenci gruplarına katılmalıdır. Oralarda deneyim kazanacak ve ağlarınızı genişleteceklerdir. Kendilerini hazır hissettiklerinde, siyasi görevler için aday olmaktan çekinmesinler.

Son olarak oy kullanma hakkı olanlara çağrınız nedir?

Oy kullanmayan kişi kendi oyunu boşa harcar ve geleceği hakkında başkalarının karar vermesine izin verir. Dolayısıyla, eğer oy kullanmaya gitmezseniz, sizi kimin temsil edeceğine başkaları karar verecektir. Oy kullanmak için posta yoluyla oy verme seçeneğini de kullanabilirsiniz.

 

 

* * *

Beni yıldırmayacak

Siyaset yaptığınız için Almanya’da tehdit edildiniz, Türkiye’de gözaltına alındınız? Özetle neler yaşadınız, buna karşı nasıl bir mücadele verdiniz?

3 Ağustos 2023’te Türkiye’ye giriş yaparken Antalya’da gözaltına alındım. 2019’daki sosyal medya paylaşımlarım nedeniyle "terör propagandası" yapmakla suçlandım. Bu paylaşımlar, Türkiye’nin Rojava’ya yönelik saldırılarıyla ilgiliydi. Türk saldırılarının uluslararası hukuka aykırı olarak nitelendirilmesi, Erdoğan rejimini rahatsız etmişti. Türkiye'de havalimanına vardığımda, Kayseri Savcılığı'nın hakkımda bir tutuklama emri çıkardığını öğrendim. Bana yönelik ölüm tehditleri de Kayseri'den gelmişti. Gözaltına alındığımda Alman Büyükelçiliği devreye girdi ve Adalet Bakanlığı hakkımdaki tutuklama emrini kaldırdı. Adalet Bakanlığı, Federal Meclis üyesi olduğumu bilmediklerini belirtmiş. Oysa ben diplomatik pasaportumla giriş yapmış ve kendimi Alman Federal Meclis üyesi olarak tanıtmıştım. Suçlandığım sosyal medya paylaşımları resmi hesabımda yer alıyordu. Dolayısıyla, Alman Federal Meclis üyesi olduğum her zaman açıkça belliydi. Bu olay, Türkiye’de hukukun keyfi işleyişini bir kez daha gösterdi. Ancak beni yıldırmayacak. Türkiye’ye yeniden gidecek ve her fırsatta siyasi tutuklamaları eleştirmeye devam edeceğim.

 

* * *

Saldırıların hedefi oldu

Federal Meclis’te Kürtlerin maruz kaldığı sorunları dile getiren Gökay Akbulut’un kendisi de hem Almanya’da hem de Türkiye’de baskı ve saldırılara maruz kaldı. 2017 yılında yani Gökay Akbulut’un meclise girdiği yıl, uzun yıllardır Federal Anayasa Koruma Teşkilatı’nın (Verfassungsschutz) onu takip ettiği ortaya çıkmıştı. 3 Ağustos 2023 günü ise Türkiye’ye giriş yaparken Antalya’da sınır polisi tarafından gözaltına alındı hakkında tutuklama kararı verildi. Son olarak ise 26 Ocak’da Heidelberg’den Stuttgart’a giderken Stuttgart futbol kulübünün AfD yandaşı ırkçılar, başına bira şişesi fırlatmıştı. 

 

* * *

Kürtlerin hakları için

Die Linke Milletvekili Gökay Akbulut, aynı zamanda Türkiye-Almanya Parlamentolar Arası Dostluk Grubu üyesi. Federal Meclis’te göçmen haklarıyla ilgili çalışmalarıyla bilinen Akbulut, Kürtlerin Almanya’daki kültürel ve siyasal hakları, Kürt kurumları ve siyasetçilerine yönelik kriminalizasyon, PKK yasağının sona ermesi, DAİŞ’lilerin teslim alınması ve yargılanması, Türk devletinin Kürdistan’a yönelik saldırıları gibi birçok konuyu önergeleriyle meclis gündemine taşımıştı.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.