Haki’nin ‘o fotoğrafının’ hikayesi

Toplum/Yaşam Haberleri —

Sol baştaki Vedat Gür; Mersinli; müfettişlikten emekli oldu. Ortada kafası görünen, Haydar Bülbül; Devlet Opera Balesi Genel Müdürlüğü Basın Danışmanlığından emekli oldu. Eli Haki’nin omuzunda olan Çağdaş Gazeteciler Derneği eski başkanı Ahmet Abakay.

Sol baştaki Vedat Gür; Mersinli; müfettişlikten emekli oldu. Ortada kafası görünen, Haydar Bülbül; Devlet Opera Balesi Genel Müdürlüğü Basın Danışmanlığından emekli oldu. Eli Haki’nin omuzunda olan Çağdaş Gazeteciler Derneği eski başkanı Ahmet Abakay.

  • “Bu fotoğraf, Siyasal Bilgiler Fakültesi Basın Yayın Yüksek Okulunun önünde çekildi. Hemen karşımızda birlikte kaldığımız Hukuk Öğrenci Yurdu var. En sağdaki Haki. Ben ortadayım; saçlarım kısa, cezaevinden yeni çıkmışım. Elim, Haki’nin omuzunda.”
  • “Abdullah Öcalan, Ali Haydar, Haki Karer; hepimiz Hukuk Yurdunda kalıyorduk. Evimiz, ailemiz burasıydı. Akşamları yurdun kantininde birlikte çay içer, sohbet ederdik. Haki ile birlikte faşistlere karşı mücadele ettik. Haki’nin arkadaşı olmak benim için bir onurdur.”

İSMET KAYHAN

Sabah vakti. Öğrenciler okula gelmiş. Hava ne soğuk ne sıcak. Belki sonbahar, belki ilkbahar. Kimsenin acelesi yok gibi. Belki birazdan okulun kantininde çay içecekler. Dört arkadaş, karşılarında birlikte kaldıkları öğrenci yurdu. Uzaktan şehrin uğultusu, daha derinden taksilerin korna sesleri geliyor. Dört bir yana sinmiş dumanlar yolculuğu değil, şehrin kirli havasını hatırlatıyor; pencereler hep buğulu.

Bazı fotoğraflar, bir film karesi gibi, bu da onlardan biri. Fotoğraflar, hafızasını kaybeden insanlar için iyi: Bize bir şeyler söylemek için buradalar.

Eski fotoğraflar hep ilgimi çekti, merak ettim hikâyelerini; ayrıntılarını keşfetmekten belirgin bir zevk duydum. Bu siyah beyaz fotoğrafta ne kadar hüzün gizli ise bir o kadar da samimiyet ve dostluk var. Fotoğrafa bakınca kendinizi 70’li yılların Ankarası’nın en hareketli, en devrimci ortamında buluyorsunuz.

49 yıl önce çekilen fotoğraf

Burası, Ankara. Yıl, 1973. Siyasal Bilgiler Fakültesine bağlı Basın Yayın Yüksek Okulu’nun önü. Fotoğrafı, neredeyse her birimiz, en azından bir kere görmüştür; en azından her yılın 18 Mayıs günü, gazete sayfalarında, televizyonlarda görüyoruz. İçlerinden biri, Haki Karer. Apocu Hareketin, PKK’nin kurucularından. Peki ya diğerleri? Kim bu dört arkadaş?

Fotoğraf, 49 yıl önce, sabah güneşinin henüz genç ve keskin olduğu saatlerde çekilmiş ama kim tarafından çekildiğini bilmiyoruz. Çağdaş Gazeteciler Derneği’ne 19 yıl boyunca başkanlık yapmış, Ankara’nın önemli gazetecilerinden Ahmet Abakay, “Muhtemelen bizim okuldan bir arkadaşımız çekmiş olmalı, çünkü bizde fotoğrafçılık dersi vardı” diyor. İsmini bilmediğimiz o öğrenci çekmeseydi, bu fotoğraf olmayacaktı; onun deklanşöre basmasından dört yıl sonra Haki Karer, Antep’te katledildi.

‘Elim, Haki’nin omuzunda’

Ahmet Abakay, fotoğraf karesinde yer alanlardan biri. Doğrusu bu, yeni bir bilgi. Fotoğrafın 1973 yılında çekildiğini söyleyen Abakay, şunları anlatıyor: “Bu fotoğraf, Siyasal Bilgiler Fakültesi Basın Yayın Yüksek Okulunun önünde çekildi. Hemen karşımızda birlikte kaldığımız Hukuk Öğrenci Yurdu var. En sağdaki Haki. Ben ortadayım; saçlarım kısa, çünkü Yıldırım Bölge Askeri Cezaevi’nden yeni çıkmışım. Elim, Haki’nin omuzunda.”

Vedat, Haydar, Ahmet ve Haki

Peki fotoğraftaki diğerleri kim? Abakay, onları da kısaca tanıtıyor:

“Sol baştaki Vedat Gür; Mersinli; müfettişlikten emekli oldu. Ortada kafası görünen, Haydar Bülbül; Devlet Opera Balesi Genel Müdürlüğü Basın Danışmanlığından emekli oldu.”

Fotoğraf, yıllar sonra ilk kez Serxwebûn dergisinde yayınlanıyor. Abakay, Haki Karer’in ölüm yıldönümlerinde hep “soluk ve iyi olmayan bir fotoğrafın” afişlerde yer aldığını gördükten sonra, anmaların organizasyonunda yer alan bir arkadaşına bu fotoğrafı verdiğini anlatıyor ve ekliyor: “Ben, ‘Bizi kesip Haki’yi kullanın’ dedim ama bizi de kesmeyip sonraki kutlamalarda Haki’nin hep bu fotoğrafını kullandılar.”

‘Arkadaşı olmak onur’

Haki Karer ile aynı öğrenci yurdunda kaldıklarını söyleyen Abakay, geçmişe şu sözcüklerle dönüp bakıyor: “Samimi arkadaşlarımdan biriydi. Fen Fakültesi’nde öğrenciydi. Orduluydu. Genelde Kürtlerle hareket ediyordu. Ama faşistlere karşı birlikte mücadele ettik. Okul bitip ayrılınca bir daha görüşemedik. Antep’te öldürüldü; ben bunu ya Cumhuriyet ya da Demokrat gazetesinde okudum. ‘Vay be, bir arkadaşımız öldürüldü’ diye düşündüğümü hatırlıyorum. Çok cesur ve samimi bir arkadaşımdı. Ankara’dan ayrıldıktan sonra bir irtibatımız olmadı. Onun arkadaşı olmak benim için bir onurdur. Her yıl 18 Mayıs’ta ölüm yıldönümünde paylaşırım bu fotoğrafı.”

Öcalan, Kaytan ve Karer ile aynı yurtta

Abdullah Öcalan ve Ali Haydar Kaytan’ın da aynı Hukuk Öğrenci Yurdunda kaldığını ve arkadaş olduklarını anlatan Abakay, özellikle Kaytan ile çok yakın arkadaş olduklarını söylüyor: “Abdullah Öcalan, Ali Haydar, Haki Karer; hepimiz Hukuk Yurdunda kalıyorduk. Evimiz, ailemiz burasıydı. Akşamları yurdumuzun kantininde birlikte çay içer, sohbet ederdik. Öcalan ve Ali Haydar ile aynı okulun öğrencileriydik. Ali Haydar Kaytan’la sadece okul arkadaşı değildik. Aynı yurtta, bir hayli meşhur da olan dört kişilik 32 numaralı odada birlikte kalıyorduk. Ayrıca ikimizde Aleviydik. Denilebilir ki, 24 saatimiz birlikte geçiyordu. Kürt arkadaşlar, daha çok SBF’nin karşısındaki Şah Kahvesinde olurdu. PKK diye bir örgüt, o zamanlar henüz yoktu. DDKO (Devrimci Doğu Kültür Ocakları) kapatılmış, onun yerine DDKD (Devrimci Doğu Kültür Dernekleri) kurulmuştu. Birçok Kürt örgütü, fraksiyonu vardı ve hepsi ‘En büyük benim’ diyordu. Ben Dev-Genç’liydim ve TİP’i (Türkiye İşçi Partisi) destekliyordum. Ben okuldan 1975’te mezun oldum ve gazeteciliğe başladım; o, okulu yarım bıraktı ve PKK’nin dört-beş kurucusundan biri oldu.”

Düsseldorf’taki karşılaşma

Kaytan’la yurttaki oda arkadaşlıklarının dört yıl sürdüğünü söyleyen Abakay, yıllar sonra Almanya’daki karşılaşmalarını ise şu cümlelerle anlatıyor: “Ali Haydar ile Düsseldorf Duruşmaları* sırasında, mahkeme salonunda göz göze geldik. Tabii beni beklemiyordu. Büyük bir şaşkınlık içinde sandalyesinden kalktı; bütün kuralları hiçe sayarak ‘Ahmet’ diye seslendi ve bana doğru yaklaştı; ben de ona doğru yaklaştım. Sarılmak istedik, polisler izin vermedi; yalnızca tokalaşmamıza izin verdiler. Duruşma kısa sürdü, başka bir tarihe ertelendi. Ali Haydar, salondan çıkarken bana yine el salladı ve o sırada götürüldü.”

* Almanya’nın Düsseldorf kentinde, 24 Ekim 1989 günü başlayan duruşmalarda, 1988’in Şubat ayında gerçekleştirilen operasyonlarda tutuklanan ya da gözaltına alınan 18 Kürt devrimci yargılandı. Tutuklu yargılananlar içinde PKK’nin yöneticilerinden Duran Kalkan ile Ali Haydar Kaytan ile 1992’de katledilen Hüseyin Çelebi de bulunuyordu.

 

****

 

Haki’nin Ankara günleri

PKK Yürütme Komitesi Üyesi Duran Kalkan, PKK kurucularından Haki Karer’in Ankara günlerini şöyle anlatıyor:

“Haki Karer, liseyi Ordu’da okudu ve genç bir devrimci sempatizan olarak çalıştı. Ordu gençliği içinde tanınıyordu. 1975 Mayıs’ında Sinop’a, Çermikli Orhan isimli bir öğretmenin yanına gitti; fakat burada da uzun süre kalmadı. 1973-75 yılları arasında Ankara’da çalıştı. Ankara’da grubun merkezi olan evlerin hepsini Haki örgütledi ve yönetti. 1974’ün güz aylarına kadar Bahçelievler’deki evde, daha sonra 1975 güzüne kadar Dikimevi’nde kiraladığı bir evde kaldı. 1975 güzünden ‘76 yazına kadar ise Anıttepe’deki bir kiralık evde kaldı; daha sonra bütün eşyalarını Mustafa Karasu arkadaşın bir yakınına vererek bir daha geri dönmemek üzere Ankara’dan ayrıldı ve Kürdistan’a gitti.

Önce Batman’a gitti

Bu, Haki’nin Kürdistan’a ilk gidişi değildi. Batman’a, 1975’in güzü veya kışında, çalışmak üzere gitmişti ama Kürtçe bilmediği için uzun süre kalamadı. Yine de Batman’da PKK grubunun ilk temelini attı. Tam hatırlamıyorum ama bir ihtimal deprem sırasında Van’a da gitmiş olabilir. Haki’nin kalıcı gidişi ise 1976 yılının yazında oldu. Önce Adana üzerinden Antep’e gittikten sonra 1977’nin başındaki toplantı için tekrar Ankara’ya döndü. 1976 baharındaki Suruç mitingine ve Fevzi Aslansoy’un cenaze törenine katıldı.

Mazlum Doğan: Haki anlattı Apocu oldum

Haki arkadaşın benim örgütlenmemde büyük rol oynadı. Mazlum arkadaş da, ‘Oturduk, Haki arkadaş bana dört saat grubun görüşlerini anlattı, bitirince ‘Söylediklerinin hepsine katılıyorum’ dedim ve Apocu oldum’ diye kendi katılımını özetlemişti. 

Haki ve Kemal’in evi

PKK hareketi olarak şekillenen grubun temelini Öcalan, 1973 yılının Newroz’unda, Ankara’nın Çubuk Barajı alanında beş gençle yaptığı toplantıda attı. Haki Karer bu toplantıda yoktu ama toplantıyı düzenleyen Öcalan, bu çalışmaları yürüttüğü süreçte Haki Karer ve Kemal Pir ile birlikte Emek ve Bahçelievler semtleri arasındaki bir evde kalıyordu. Öcalan, 1972’nin Kasım ayında cezaevinden çıktıktan sonra cezaevindeki bir arkadaşın tavsiyesi ile Haki ve Kemal arkadaşların kaldığı eve yerleşti. Grubun temelleri resmen Çubuk Barajı toplantısında atıldı ama örgütün çekirdeğini oluşturan ve pratikte yürütenler, söz konusu evdeki grup oldu.

Haki Karer, Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Matematik Bölümüne 1971-1972 öğretim yılında girmişti. Ben de aynı bölüme 1972-1973 öğretim yılında girdim. Haki arkadaş, ben başladığımda ikinci sınıftaydı ama geçemediği iki derse bizimle birlikte devam ediyordu. İşte bu dersler sırasında ve kış aylarında, üniversitede tanıştık.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.