Hastane cezaevinden beter

  • Ölüm orucundaki avukat Ebru Timtik’in yanında refakatçi olan teyzesi Yıldız Deniz, Ebru’nun hastanedeki koşullarının cezaevinden daha kötü olduğunu söyledi.

 

“Adil yargılanma” talebiyle ölüm orucunda olan tutsak avukatlar Ebru Timtik ile Aytaç Ünsal, Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) “hapishanede kalmaları uygun değildir” raporuna rağmen tahliye edilmeyerek, hastaneye kaldırıldı. Ölüm orucu eylemi 215. gününe giren Timtik, Dr. Sadi Konuk Eğitim Araştırma Hastanesi’nde; 184 gündür ölüm orucunda olan Ünsal ise Kanuni Sultan Süleyman Eğitim Araştırma Hastanesi’nde tutuluyor. 

Avukat Ebru Timtik’in teyzesi Yıldız Deniz, Timtik’in durumuna dair bilgileri paylaştı. Hastane koşullarının cezaevinden daha kötü olduğunu belirten Deniz, Ebru’ya kalem ve kağıt verilmediğini söyledi. Deniz, şunları belirtti: “Ebru’nun üşüdüğünü bile bile klimaları açıyorlar. Kapatmadılar. Hastane çok soğuk. Ebru sürekli olarak ‘ben direnişçiyim hasta değilim’ demesine rağmen tansiyonunu ölçmek istediler. Ebru buna da izin vermedi. Tahliye olmak istediğini söyledi. Hastane ihtiyaçlarımızı karşılaşmıyor. Cezaevindeyken koşulları daha iyiydi.” 

Meslektaşları: Haber alamıyoruz

Her geçen gün durumları ağırlaşan avukatların meslektaşları, talebin tedavi değil adil yargılanmak olduğuna dikkat çekerek, Timtik ve Ünsal’ın tahliye edilmesini istedi. Timtik ve Ünsal’ın hem dava dosyalarını hem de sağlık durumlarını yakından takip eden avukatlardan Ceren Yılmaz, yetkililerin “ATK evraklarında eksiklik var” şeklinde yalan söyleyerek, Timtik ve Ünsal’ı hücrelerinden hastaneye götürdüklerini kaydetti. Meslektaşlarının her defasında yaptıkları açıklamalarda zorla müdahaleyi kabul etmediklerini belirtiğini anımsatan Yılmaz, şöyle devam etti: “Hastanede de zorla müdahaleyi kabul etmediklerine dair evrak imzaladıklarını biliyoruz. Türkiye tarihi zorla müdahale ile sakat kalan, hayatını kaybeden insanlarla dolu. Bunun en yakın örneği Mustafa Koçak’tır. Mustafa’ya zorla müdahale edildi ve ilerleyen günlerde yaşamını yitirdi. Şu an içeride ne olduğunu bilmiyoruz. Mustafa’da da içeride ne olduğunu bilmiyorduk. Sonra Mustafa’ya işkence yapıldığını öğrendik. Şu anda meslektaşlarımızın içeride ne halde olduğunu bilmiyoruz. Bilgi alamıyoruz.”

Yaşamları tehlike altında

 Yılmaz, meslektaşlarının hastanelerde tutularak yaşamlarının tehlikeye atıldığına işaret ederek, Timtik’in bulunduğu hastanenin kimi kısımlarında çok yoğun Kovid-19 önlemleri ve yoğun bir hasta giriş çıkışı olduğunu gözlemlediklerini söyledi. Ünsal’ın bulunduğu hastanenin de ‘pandemi hastanesi’ olduğunu vurgulayan Yılmaz, şunları söyledi: “Hastanenin önünde bir Kovid-19 kliniği var. Son derece yoğun bir hasta giriş çıkışı var. Meslektaşımız acil girişinden girilen, girişin 3’üncü katında bulunan bir bölmede tutuluyor. Bu sebeple endişelerimiz artıyor. Çünkü biz jandarmanın nasıl bir sağlık önlemi aldığını bilmiyoruz, kendisiyle görüşen doktorların nasıl bir sağlık önlemi aldığını bilmiyoruz.”

Daha da kötü olacaklar

 Davanın takipçilerinden avukat Seda Şaraldı ise hastanelerin bağışıklık sistemlerini ve vücut dirençlerini düşüren yerler olduğuna dikkati çekerek, bu durumun Timtik ve Ünsal’ın sağlık durumunu daha da etkileyeceğine vurgu yaptı. Timtik ve Ünsal’ın zorla müdahale tehdidi altında da olduğunu belirten Şaraldı, zorla müdahalenin direnme hakkına yönelik bir tehdit olduğunu, meslektaşlarının beslenmeyi reddederek adalet taleplerinin karşılanmasını istediklerini kaydetti. Şaraldı, mahkemenin adalet talebini görmezden geldiğine işaret ederek, ara karara yaptıkları itirazın ise henüz sonuçlanmadığını paylaştı. 

Biz de dışarıda eriyoruz

Direnişler Meclisi, ölüm orucundaki bulunan ve İstanbul Adli Tıp Kurumu (ATK) raporuna rağmen tahliye edilmeyerek hastaneye kaldırılan avukatlar Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal’ın durumuna dikkat çekmek amacıyla Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde açıklama yaptı. Aynı zamanda Timtik’in tutulduğu hastane önünde yapılan açıklamaya Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), Halkların Demokratik Partisi (HDP) İl Örgütü, Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Dayanışma Derneği (TAYAD), Barış Anneleri İnisiyatifi üyeleri, Timtik’in yakınları ve çok sayıda yurttaş katıldı. Timtik’in dayısı Yıldırım Deniz, “Biz çocuklarımızın yaşamasını istiyoruz. Adil yargılanma haklarına müdahale ettiler, yaşamlarına müdahale etmesinler. Bizim amacımız çocuklarımızın ölmemesi. Günden güne bedenleri eriyor. Biz de dışarıda eriyoruz. Gecemiz gündüzümüz belirsiz. Herkes bayram yaparken, biz burada çocuklarımızın hayatlarını savunuyoruz. Dosyaları Yargıtay’da ön incelemeye alınmış, kritik aşamada olmalarına rağmen hala oradan bir haber gelmedi, gelmiyor. Çocuklarımızın ölmesini mi bekliyorlar?” diye sordu. 

Konuşmaların ardından kitle hastanenin önündeki bekleyişini sürdürdü. Polisler, hastane önündeki bekleyişin sonlandırılmasını karşı çıkan kitleye saldırdı; Volkan Çeşme ve Erkan Munar’ı gözaltına aldı.   İSTANBUL

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.