Hayalleri barıştı

Mustafa Doğan
- 10 Ekim Gar Katliamı'nda katledilen Güney Doğan'ın babası Mustafa Doğan, "Onların hayalleri barıştı" dedi.
MİT organizasyonu ve DAİŞ'in tetikçiliğiyle 10 Ekim 2021'te "Barış Mitingi"nin hedef alınarak 103 kişinin katledildiği 103 Ekim Gar Katliamı için her ayın 10'unda Ankara Gar'ında anma düzenleniyor. 116 aydır anmalardaki yerini alan Mustafa Doğan, oğlu Güney Doğan'ın barış hayalini gerçekleştirmenin en büyük mücadelesi olduğunu söyledi. MA'ya konuşan Mustafa Doğan, Barış Mitingi'ne katılmak için İstanbul'dan Ankara'ya gelen İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği 3. sınıf öğrencisi oğlu Güney Doğan'ın ve yaşamını yitirenlerin hayallerinin barış olduğunu dile getirdi.
Her anmanın ardından döndüğü İstanbul'da oğlunun mezarını ziyaret eden Mustafa Doğan, katliamın yaşandığı dönemin atmosferini anımsatarak, şöyle devam etti: "O zaman çok şiddetli çatışma süreci vardı. Tüm sendikalar, öğrenciler, çalışan kesim, emekten ve özgürlükten yana olan herkes, 'Bu barışa nasıl bir katkı sunarız' diyordu. Bir de yürüyen bir süreç vardı. O sürecin de zaten soun yıkımı olmuştu. Bu barışı nasıl devam ettirebiliriz, bu ülkenin gençlerinin ölmesini nasıl önleyeceğiz, bu var olan savaş sürecini nasıl yok edeceğiz, nasıl bir katkı sunacağız. Bunun üzerine sendikaların çağrısıyla bu alana geldiler ve bu alanda barışı haykırdılar, adaleti haykırdılar, emeği haykırdılar. Çünkü onların emelleri, hayalleri oydu. Bir barış olsun, bu ülkedeki insanlar bir nefes alsın, emeği ile çalışan emeğinin hakkını alsın. Ülkede hukuk olsun, adalet olsun ve daha yaşanır bir ülke olsun diye, o hayallerle gelmişlerdi."
Umudu vardı
Oğlu Güney'in çok büyük hayalleri olduğunu söyleyen Doğan, şunları dile getirdi: "Güney'in çok büyük hayalleri vardı, çok büyük umutları vardı. Çünkü Güney hiç kendi kişisel yaşamını düşünmedi, yani kendisini tamamıyla kişisel yaşamından arındırmıştı. İnsanlar daha nasıl iyi yaşayabilir, yoksul emekçilerin çocuklarına nasıl bir katkı yapabilirim, okulu bitirdikten sonra çalışıp kazandığım emekle yoksul emekçi çocukları okutacağım. Yani bütün hayali bu ülkenin barışı ve emeği ile geçinen insanların nasıl rahat bir emek kazanıp da rahat bir nefes alacağı düşüncesiydi. Böyle bir düşüncesi vardı ve özellikle en çok haykırdığı barıştı. Yani, ben katkı sunacağım, barış gelecek bu ülkeye, umudu vardı."
Son nefesime kadar
Güney'in mirasını devraldığını belirten Doğan, şunları söyledi: "Katliamdan sonraki süreçte ben bu katliam yerini bırakmadım ve son nefesime kadar tek kişi de kalsam da bu alana geleceğim ve burada barışı haykıracağım. Keşke insanlar ölmese, cezaevleri olmasa, barış olsa, insanlar özgür yaşasa, emeğin hakkını alabilse. Güney'in ve o alanda şehit düşen tüm yoldaşların umutları için her ayın 10'unda bu anma yerine geliyorum ve son nefesime kadar burada olacağım. Barıştan yanayım. Savaşlar ölümdür, kıyımdır. Ama barış yaşatıyor, insanı yaşatandır. Onun için sonuna kadar barış diyorum, özgürlük diyorum, adalet diyorum."
Düştüğün yerdeyim
Her ay düzenlenen anmaya işaret eden Doğan, "Her ayın 10'unda, benim bir güzergahım var. Ben önce buraya geliyorum, buradan İstanbul'a gidiyorum. Buradaki o barış anmasını Güney'in mezarına taşıyorum ve Güney, 'Senin düştüğün yere gittim ve şu anda senin yanındayım, senin huzurundayım' diyorum. Mücadelesini bırakmayacağım, sonuna kadar sürdüreceğim. 116 aydır ben buradayım, devam edeceğim. Bu ülkeye gerçek anlamda barış gelene kadar, Güney'im rahat edene kadar burada olacağım" şeklinde konuştu. İSTANBUL









