Henüz bitmedi

Sezai TEMELLİ yazdı —

  • 14 Mayıs seçim sonuçları; Türkiye siyasetini, sosyolojisini hafife almanın, siyasetin ne denli ciddi bir mesele olduğunu ıskalamanın yanı sıra esas meselenin siyaset üretememe hali olduğunu bilmemiz gerekiyor. 
  • Bu seçimler başta bizim için ama genelde Türkiye Sol’u adına büyük bir özeleştiri ve yeniden yapılanma sürecini başlatacaktır. Böyle gitmeyeceği belli olmuştur.
  • İdeolojik hattan, paradigmadan sapmalar, eksen kaymaları ve örgütsel aklın eksikliği bunca ortadayken hala orta sınıf aymazlığı ve liberal teslimiyetçi anlayışın ısrarcılığı bu sonuçların ortaya çıkmasında önemle belirleyicidir. 
  • İdeolojiden ve örgütsel kolektif akıldan kopuşun bedeli çok ağır olmuştur.

14 Mayıs seçim sonuçları tüm muhalefet adına tartışmasız büyük bir hayal kırıklığıdır. Gerçeklerden kopup, hayallere fazla bağlanmanın belki de sonucudur. Türkiye siyasetini, sosyolojisini hafife almanın, siyasetin ne denli ciddi bir mesele olduğunu ıskalamanın yanı sıra esas meselenin siyaset üretememe hali olduğunu bilmemiz gerekiyor. Muhalefet maalesef siyaset üretememiş, iktidar eliyle üretilen siyasetin içinde taktik hamlelerle yol almaya çalışmıştır.

Seçim sonuçları tüm muhalefet adına birçok açıdan değerlendirilmeye muhtaçtır. Bu seçimler başta bizim için ama genelde Türkiye Sol’u adına büyük bir özeleştiri ve yeniden yapılanma sürecini başlatacaktır. Böyle gitmeyeceği belli olmuştur. İttifak siyasetinden aday konusuna, stratejik tercihlerden kampanya taktiklerine kadar kısa dönem seçim çalışmaları maalesef başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Bundan öte ideolojik hattan, paradigmadan sapmalar, eksen kaymaları ve örgütsel aklın eksikliği bunca ortadayken hala orta sınıf aymazlığı ve liberal teslimiyetçi anlayışın ısrarcılığı bu sonuçların ortaya çıkmasında önemle belirleyicidir. İdeolojiden ve örgütsel kolektif akıldan kopuşun bedeli çok ağır olmuştur.

Bu ve çok daha geniş kapsamlı tartışmalar önümüzdeki dönemin önemli başlıkları olacak. Ama şimdi henüz tamamlanmamış, bitmemiş bir seçim var. Parlamento tablosu olabildiğince karamsar olsa da, ilk tur cumhurbaşkanlığı seçim sonuçları çok umut vermese de, henüz bitmedi… İkinci tur var. Zamanımız da yok denecek kadar az. Tüm bu olumsuzluğa karşılık bu tabloyu değiştirebilme potansiyeli de mevcut. Bu potansiyeli açığa çıkarmak ve Erdoğan’dan kurtulmak mümkündür.

Tüm muhalefetin hızla birleşik bir demokrasi cephesi anlayışıyla harekete geçmesi gerekiyor. Hedef sadece kararsızları ikna etmek değil, tüm toplumu ikna edebilecek bir gücü açığa çıkarmak ve toplumla buluşturmak olmalıdır.  Bunun ilk adımı pazarlıkçı ittifak anlayışıyla değil, ortaklaşmış bir siyasal söylem ve programla halkın karşısına çıkmaktan geçiyor. Erdoğan rejiminin önümüzdeki beş yıl boyunca neler yapacağını, diktatörlüğü nasıl inşa edeceğini, ülkeyi nasıl yeni felaketlere sürükleyeceği mutlaka herkese anlatılmalı. Diğer taraftan bugün sürüklenilen yerden nasıl çıkılacağına dair toplumsal ortaklaşmanın büyük bir özgüvenle halklara, emekçilere, kadınlara, gençlere aktarılması gerekiyor.

Ekonomiden siyasete ve yaşamın tüm alanlarına dair tutarlı, gerçekçi ve herkese umut veren bir programda ortaklaşmak adına yan yana gelmenin yolları mutlaka bulunmalı. Toplum Erdoğan’ı meclis aritmetiğine uygun bir çoğunlukla seçmediğine göre O’nu değiştirme potansiyelini barındırıyor demektir. Parlamentonun bu denli sağ sapma gösterdiği, Erdoğan’ın seçilmesi halinde nasıl bir güç odağı olacağını ve bu gücün ne büyük bir tehdit olduğu topluma çok iyi bir şekilde anlatmak zorundayız. Bu tehdidi savurabilecek ve güç odağını dağıtacak olan yegane seçenek Erdoğan’ın kaybetmesidir. Toplum tehlikenin farkına biran önce varmak zorunda, burada sorumluluk tüm muhalefete düşmektedir.

Bunca fedakârlığa rağmen sürekli ötekileştirilen, yok sayılan, nefret söylemiyle karşı karşıya kalan, değerlerine yönelik her türlü hakarete uğrayan ama asla topyekûn demokrasi ve onurlu barış mücadelesinden asla taviz vermeyen Kürt halkı 14 Mayıs seçimlerinde muhalefetin ortak adayı konusundaki tavrıyla tercihini çok net biçimde ortaya koymuştur. Kürt meselesinin çözümü adına nerede bir ufak umut varsa onu büyütmek adına mücadele veren, sorumluluk alan, bedel ödeyen Kürt halkı tüm halklara önemli bir çağrıyı seçim tercihiyle yapmıştır. Bu çağrı mutlaka karşılığını bulmalıdır. Muhalefet bizim üzerimizden siyaset yapmak yerine bizimle siyaset yapmak zorundadır ve bu 28 Mayıs seçim sonuçlarını etkileyebilecek en önemli güçtür. Faşizmin tuzaklarına sürüklenerek değil faşizme karşı demokrasi cephesinde buluşarak başarabiliriz. Savunduğumuz değerlerden kaçarak, onları gizleyerek değil onları savunarak başarabiliriz. Unutmayalım aslolan değiştirmektir, değiştirebiliriz…

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.