Her saat aleyhe işliyor

Kadın Haberleri —

Aysel Tuğluk

Aysel Tuğluk

  • “Cezaevinde tedavisi olası olmayan bir hastalık olduğu için her bir saat aleyhe işlemektedir” diyen Yalçındağ, “Tuğluk, derhal tahliye edilmelidir. Kötüye gidişten ATK Başkanlığı sorumlu olacaktır” uyarısında bulundu. 

DENİZ YILDIZ / İSTANBUL

Kandıra F Tipi Cezaevi’nde 2016 yılından bu yana tutuklu bulunan eski DTK Eşbaşkanı ve HDP Eşbaşkan Yardımcısı Aysel Tuğluk’un sağlık durumu her geçen gün kötüleşiyor. Tuğluk hakkında Kocaeli Tıp Fakültesi adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığındaki 9 uzman doktor, “Cezaevinde tek başına kalamaz” raporu verse de, İstanbul Adli Tıp’ın tersi yöndeki raporunu dikkate alan Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı, infaz erteleme talebini reddediyor. Avukatı Reyhan Yalçındağ ile Tuğluk’un sağlık durumunu konuştuk. 

O kadar çok söz bitti ki!

Hafıza kaybı yaşayan Tuğluk’un sağlık sorunlarının oluşmasında O’na yaşatılan zulmün etkili olduğunun altını çizen Yalçındağ, “Cezaevindeyken annesin kaybetmiş, mezarlıkta ırkçı saldırıya uğramış, annesinin naaşı gömüldüğü yerden alınarak Dersim’e götürülmüştür. Bütün bunlar yaşanırken de kendisinin yanındaydım ve son yıllarda nerdeyse her gün yaşananlar karşısında ‘sözün bittiği yer’ dediğimiz anlardan biriydi… O kadar çok ‘söz bitti’ ki bu son 7 yılda yaşadıklarımız karşısında. Yaşananları, ‘ikinci Madımak’ olarak tanımladı birkaç defa. Ve de mezarlıktaki o korkunç saldırı anından itibaren zihninde ve yüreğinde çok büyük izler kazındı. O izler zaman içinde demansa yol açtı” ifadelerini kullandı.

.
Reyhan Yalçındağ

4 aylık muayene değil tek görüşme dikkate alındı

Tuğluk’un cezaevi koşullarının da etkisiyle bu sene başlarında rahatsızlanmaya başladığını ve ilk teşhisin Seka Devlet Hastanesi’nde konulduğunu aktaran Yalçındağ, anında cezanın geri bırakılmasını talep ettiklerini ancak kabul edilmediğini belirterek, ATK sürecinin başladığını belirtti. Kocaeli Adli Tıp Kurumu’nun 4 ay süren muayene, tetkik, testler ve benzeri sonucunda kurul olarak oybirliğiyle “Tuğluk’un cezaevinde kalmasının uygun olmadığı, tek başına yaşamını idame ettiremeyeceği, hastalığının kronik ve ilerleme gösteren hastalıklardan olduğu için tedavisinin cezaevinden sürdürülemeyeceği gerekçesiyle açık şekilde cezasının ertelenmesi gerektiğini” belirten Yalçındağ, söz konusu rapor ve sağlık dosyasıyla birlikte ATK Başkanlığı tarafından muayene edilen Tuğluk ile ilgili tam tersi bir rapor hazırlandığını kaydetti. 

Vicdana aykırı bir karar 

“Oysaki Kocaeli Adli Tıp Raporu’nu hazırlayan uzman kurul, 4 ay boyunca kendisini defalarca muayene eden, tetkikleri yapan ve yakından gözlemleyen kuruldur. Ancak ATK başkanlığının tam tersi hazırlanan rapor, Sayın Tuğluk’u tek bir defa muayene eden kurul tarafından hazırlanmış ve hastalığının kendisini inkar etmeyen, tam tersine teyit eden fakat nedense ‘cezaevinde kalabilir’ diyen bir rapordur” diyen Yalçındağ şöyle devam etti: “Muayeneden sonra kendisiyle görüştüğümüzde zaten ATK’daki kurulla görüşmesinin çok az sürdüğünü ve adeta hastalığının gerçekliğiyle ilgili sorgulandığını; bu tutumlarından dolayı da kızgınlığını ve tepkisini ortaya koydu. Böylesi bir görüşme akabinde verilen karar ve aynı gün savcılığın da tahliye talebimizi reddetmesi, tıpkı diğer siyasi hasta mahpus dosyalarında olduğu gibi, objektiflikten uzak ve vicdana aykırı verilen kararlardan biridir. Bunu kabul etmemiz mümkün değildir.” 

ATK itiraza sessiz 

Rapora karşı Adli Tıp Üst Kuruluna yapmış oldukları itirazın devam ettiğini sözlerine ekleyen Yalçındağ, “Ayrıca uzman bağımsız bir heyet tarafından söz konusu çelişkilerin giderilmesine dair bir rapor hazırlattık. TİHV’e başvurduk ve iki rapor arasındaki ciddi çelişkilerin ortadan kalkması gerektiğine, kendisinin tekrar muayene edilmesine dair bir rapor sunuldu tarafımıza. Söz konusu raporla birlikte 1 Kasım 2021’de tekrar Kocaeli Savcılığına ve ATK Üst Kurula itirazda bulunduysak da henüz sonuçlanmadı” bilgisini verdi.   

Sorumlusu ATK Başkanlığı

“Sayın Tuğluk’un derhal, tek bir saniye dahi beklenmeksizin tahliyesi gerekmektedir” diyen Yalçındağ şöyle konuştu: “Cezaevinde tedavisi olası olmayan bir hastalık olduğu için her bir saat aleyhe işlemektedir ve müvekkilimizin sağlık durumundaki her bir kötüye gidişten ATK Başkanlığı sorumlu olacaktır. Yaşadığı hastalığın özgünlüğünden dolayı cezaevinde tedavisi de hastalığın ilerlemesinin durması da imkansızdır. Birçok nedenin yanı sıra ayrıca bulunduğu ortamdaki nesnelerin, insanların, uyaranların ve benzeri sayısının az olması gibi etkenler, bu kalıcı tedavisi imkansız olan hastalığın seyrini ciddi şekilde hızlandırdığı için bir an önce tahliye edilmesi gerekmektedir.”

Sevgilerini gönderdi

Tuğluk’un dışarıda onunla ilgili hassasiyet gösteren herkese teşekkürlerini, sevgi ve saygılarını gönderdiğini belirten Yalçındağ, son durumuna ilişkin ise şu bilgiyi paylaştı: “Son bir haftadır unutkanlığında bariz bir artış olduğu kendisiyle açık görüş yapan ailesi de ifade etti.”

İntikamcı iktidarın maşası ATK

ATK Başkanlığı’nın iktidarın hukuksuzluklarına ortak olduğunun altını çizen Yalçındağ, “Türkiye’de de failin kolluk görevlisi olduğu birçok dosyanın cezasızlıkla sonuçlanmasının en büyük nedeni ATK raporlarıdır. Bariz bir biçimde hasta mahpuslara yaklaşımı on yıllardır tartışmalı olmanın çok ötesine geçmiş; artık tüm kamuoyu açıkça siyasi karar verdiğini maalesef deneyimlemektedir. Çoğu kere senelerce tahliye edilmeyip her türlü bedensel ve ruhsal eziyete maruz bırakılıp, ya cezaevinde ya da tahliye edildikleri aynı günlerde yaşamlarını kaybetmekteler. Mahpus haklarının yasal mevzuata aykırı olarak tanınmaması, sadece ‘intikamcı’ bakış açısıyla açıklanabilir” dedi. 

Verilen raporun yanlışlığı ortada

 ‘Huzurlu veda’ hakkının siyasi mahpuslara tanınmadığının altını çizerek, 84 yaşındaki Mehmet Emin Özkan’a yönelik tutumu hatırlatan Reyhan Yalçındağ, “Bu defa da Sayın Tuğluk’la ilgili verdikleri raporun yanlışlığı ortada. Bu yanlıştan dönmeleri çağrısını yaparken, hastalığının geldiği aşamanın vahameti ziyarete giden ailesi, avukatları ve tüm cezaevi personeli tarafından da görülmektedir. Bu sebeple Üst Kuruldan itirazımızın reddedilmesi durumunda raporda imzası bulunan ATK Başkanlığı üyeleri ile ilgili tüm hukuki süreçleri başlatacağız” açıklamasında bulundu.”

 

İfade dahi veremedi

Tuğluk’un son derce ciddi sağlık koşullarından bahsediliyorsa bunun haksız şekilde siyaseten mahpus tutulmasıyla yakından ilgisi olduğunun altını çizen Yalçındağ, “HDP ve DBP’li diğer siyasetçiler gibi Sayın Tuğluk da milletvekili iken yapmış olduğu demokratik ve yasal çalışmaları, Kürt sorununun çözümüne dair önerileri, yoğun emeği sebebiyle yargılanmış ve DTK Eş Genel Başkanlığı yaptığı dönemdeki basın açıklamaları ve bazı röportajlar sebebiyle kendisine Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından on yıl hapis cezası verilmiştir. Belirtmek gerekir ki, Sayın Tuğluk’un hem milletvekili ve hem de DTK Eş Genel Başkanı olduğu dönemde DTK kurum olarak, TBMM Başkanı tarafından Anayasa Komisyonu toplantılarına resmen davet edilmişken, Anayasal değişikliklerle ilgili yazılı görüşleri talep edilmişken, siyasi süreç değişti diye özgürlüğünden alıkonulmuş Kürt siyasetçilerden biridir” dedi.

Cezanın onanması ardından Anayasa Mahkemesi’ne başvurduklarını belirten Yalçındağ, “Ancak diğer HDP’li vekil başvurularında olduğu gibi AYM tarafından karar verilmemekte ve süreç sürüncemeye bırakılmaktadır” dedi. Tuğluk hakkında “6-8 Ekim Kobanê Olayları” olarak bilinen kumpas dosyası sebebiyle de tutukluluk kararının devam ettiğinin hatırlatan Yalçındağ, “Ki dava açıldıktan sonra SEGBİS aracılığıyla dahi sağlık sebepleriyle duruşmaya katılım sağlamamıştır bugüne kadar” diye belirtti. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.