Herkes bu çağrıyı sahiplenmeli
Kadın Haberleri —

Barış ve kadın
- Wan, Amed, Silêmani ve Rojava’nın Cizre Kantonu’ndan kadınlar, barış sürecine öncülük etme kararlılıklarını vurguladı: “Barışın tesisi ancak ortak mücadele ve toplumsal dayanışmayla mümkün olur. Çağrı hem içerik hem zamanlama açısından tarihi bir eşik. Hepimizin bu çağrıyı sahiplenmesi gerekiyor."
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, “Barış ve Demokratik Toplum Süreci” kapsamında 9 Temmuz’da İmralı'daki tutsaklarla birlikte görüntülü çağrı yaptı. Barış çağrısını yenileyen ve demokratik toplum manifestosuna vurguda bulunan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, halka da bu sürece katkı sunma ve önerilerde bulunma noktasında çağrıda bulundu. Wan, Amed ve Rojava’ının Cizre Kantonu’nda yaşayan kadınlar, mesajın yarattığı umudu ve sorumluluğu değerlendirdi. Kadınlar, barış sürecinde öncü rollerini güçlendirme ve toplumsal dönüşüm için mücadele etme kararlılıklarını dile getirdi.
Halklar için umut ışığı
Yayınlanan mesajı izleyen Wan'lı kadınlar, Kürt Halk Önderinin mesajını “tarihi bir eşik” olarak nitelendirerek, barış sürecine herkesin katkı sunması gerektiğini vurguladı. ANF’ye konuşan Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivistleri, mesajın sadece Kürt halkı için değil, tüm Ortadoğu halkları için bir umut ışığı olduğunu ifade etti. TJA aktivistlerinden Hatice Oktay, barış ve demokrasi vurgusuyla öne çıkan mesajın tüm Ortadoğu halkları için önemli bir dönüm noktası olduğu ifade etti. Oktay, “26 yıl sonra gelen bu çağrı, toplumda ciddi bir heyecan yarattı. Bu zemini oluşturmak için büyük bir emek verildi. Bugün artık bu emeğin meyvesini alma noktasındayız. Bu sürecin halkla birlikte inşa edilmesi gerekiyor” dedi.
Barış toplumsal dayanışmayla mümkün
TJA aktivisti Zeynep Kaya ise toplumun tüm kesimlerine sorumluluk düştüğünü belirterek, “Sayın Öcalan’ın yaptığı çağrı çok kıymetlidir. Hepimizin bu çağrıyı sahiplenmesi gerekiyor. Kadınlar, gençler, Kürt halkı ve ezilen tüm halklar için bu mesaj büyük anlam taşıyor. Şimdi birbirimize omuz verme, demokratik toplum çağrısını hep birlikte büyütme zamanıdır. Barışın tesisi ancak ortak mücadele ve toplumsal dayanışmayla mümkün. Çağrı içerik ve zamanlama açısından tarihi bir eşik."
Yeni bir sabaha uyanmanın umudu
Çağrıyı, “kelimelerle tarif edilmesi zor, tarihi bir an” olarak değerlendiren TJA Aktivisti Rojbin Bor ise şunları ifade etti: “İlk kez bu kadar heyecanlıyız, coşkuluyuz, dizlerimizin titrediği bir süreçten geçiyoruz. Yıllarca savaşın ve çatışmalı ortamın en zayıf halkası olan kadınlar için bugün yeni bir sabaha uyanmanın, başka bir yaşam formunun mümkün olduğunu görebilmenin heyecanı ve umuduyla uyandık.” Bor, kadınların artık barış süreçlerinin nesnesi değil, öznesi olması gerektiğini belirterek, şöyle devam etti: “Devletler bir gecede barışabilir ya da savaşabilir ama kadınların pozisyonu bu değildir. Ama bugün konuşulan barışta kadınların sözünün olması gerekiyor. Kadınlar olarak sadece Kürt kadınları değil, feministler, sistem içindeki kadınlar hatta bir polis kadını dahi bu süreçte söz sahibi olmalı.”
Hükümete temkinli yaklaşım
Amedli kadınlar ise, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın barış ve demokratikleşme çağrısını olumlu karşılarken, AKP hükümetine temkinli yaklaştıklarını ifade etti. Kadınlar, yasal güvenceler ve demokratikleşme adımları olmadan güvenin sağlanamayacağını vurguladı. Nujinha’ya konuşan Lamia Demir, savaşın Kürt gençlerinin yaşamını yitirmesine neden olduğunu belirterek, “Bu savaş bitsin istiyoruz, başka ne isteyeceğiz ki. Barış olsun başka da bir isteğimiz yok. Annelerin yüreği yanmasın artık,” dedi. Savaşın ekonomiye olan etkisine de değinen Demir, “İnsanlar yoksul, perişan olmuşlar. Tutsaklarımız var hala içeride” diye konuştu.
Barış kadar adalet de istiyoruz
Siyasi tutsakların derhal serbest bırakılmasını talep eden Zerife Tunç, “Kim savaş sürsün ister ki. Ama hem barış hem de adalet istiyoruz,” dedi. Özellikle seçilmişlerin hala cezaevinde olmasına tepki gösteren Tunç, sürecin adaletle desteklenmesi gerektiğini vurguladı.
Eşitlik olmadan kardeşlik olmaz
Hükümetin Kürtçeye yönelik politikalarını eleştiren Fatma Kurşun ise, “Haklarımız hala verilmedi. Anadilde eğitim istiyoruz. Önce seçmeli ders dediler ama okullarda Kürtçenin seçilmesine müdürler engel oluyor. Bu süreçle birlikte anadilde eğitim hakkının tanınmasını istiyoruz,” dedi. Kurşun, “kardeşlik” söylemlerinin eşitlik olmadan anlam taşımayacağını belirterek, “Belediyelerimize kayyumlar atanmasın. Kendi kültürümüz ve seçtiklerimizle yaşamak istiyoruz. Çocuklarımızla Kürtçe konuşsak bile bize Türkçe cevap veriyorlar. Bu mesele hükümetin kanallarıyla sınırlı kalmasın, dilimizi ikinci bir dil olarak görmesinler” diye ekledi.
Her çağrıda yeniden canlanıyorum
Rojava’nın Cizre Kantonu’na bağlı Til Temir ilçesi sakinleri, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın mesajının yeni bir umut getirdiğini ifade etti. Kadınlar, Öcalan’ın fikirlerinden güç aldıklarını ve özgürlük mücadelesinde kararlı olduklarını belirtti.
ANHA’ya konuşan Çınar El Yûsif, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın sözlerinin kadınların yüreğine dokunduğunu söyleyerek, “Her çağrısında yeniden canlandığımı hissediyorum. 26 yıl sonra yaptığı çağrı umudumuzu tazeledi. Bize kadın özgürlüğünün toplum özgürlüğünün temeli olduğunu öğretti. Kadınların örgütlenmesi özgürlük mücadelesinin en güçlü silahıdır,” dedi.
Tarifsiz bir an
Görüntülü mesajı izelediği anı, “ tarifsiz bir an” olarak nitelendiren Esrari El Tame, "Önder Apo'nun söylediği her kelimenin benim için olduğunu hissettim. Kadınları devrimin kalbi ve ruhu olarak görüyor. Biz de onda umut ve onur görüyoruz. Bugünkü çağrı, haklarına ve onuruna inanan her özgür kadının kalbinde bir uyanış çağrısıdır" ifadelerini kullandı.
Halklar için dönüm noktası
Siyasi aktivist Sara Rıza, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın çağrısının sadece Kürtler için değil, tüm Ortadoğu halkları için bir dönüm noktası olduğunu vurguladı. Rojnews’e konuşan Sara Rıza, “Önder Apo bir aşamayı gözden geçirdiğinde, yeni bir dönem başlatır ve önündeki buzları eritir. Kürt halkı bir kez daha yıkım ve yok oluştan kurtuldu. Barış süreci tüm Ortadoğu için faydalı bir aşamadır. Toplumdaki her birey, özellikle kadınlar ve gençler, sürecin başarısında rol oynamalıdır” dedi. HABER MERKEZİ













