Hevrin Xelef şifa dağıtıyor

Kadın Haberleri —

Dest-Dan Kadın Meclisi, Hevrin Xelef Şifa Bahçesi'nde çalışıyor.

Dest-Dan Kadın Meclisi, Hevrin Xelef Şifa Bahçesi'nde çalışıyor.

  • Türk devletinin Rojava’ya dönük işgal saldırısında katledilen Kürt siyasetçi Hevrin Xelef’in ismi Berlin’deki Şifa Bahçesi’nde yaşatılıyor. Baharla birlikte bahçeyi ekime hazırlayan kadınların esin kaynağı ise Jinwar Kadın Köyü. 

HAKAN TÜRKMEN / BERLİN

Hevrin Xelef Şifa Bahçesi Berlin’deki kadınların yaşam alanlarından. Dest-Dan Kadın Meclisi ile mülteci kadınlar ve çocuklar için yaptıkları çalışmalarla bilinen Flamingo e.V’nin ortaklaşa yürüttüğü Hevrin Xelef Şifa Bahçesi projesinin yürütücüleri Susanne Rößling, Zilan Sarah Kößler ve Şermîn Güven çalışmalarını gazetemize anlattı. 

Hevrinler yaşam bulsun

Kadınlar olarak doğa ile bütünleşerek bir birliktelik ve yaşam alanı sağlamak istedikleri için bahçeyi kurduklarını belirten Dest-Dan Kadın Meclisi üyesi Susanne Rösling, “Ataerkil zihniyete karşı mücadele yürüten, bu yolda katledilen, tecavüze uğrayan, sürgün olan ve savaşlarda en çok zarar gören bizler, örgütlenip bu zihniyete karşı mücadele için yola çıktık. Erk egemen zihniyete karşı mücadele yürüten Hevrin Xelef de canice katledildi. Hevrinlerin yaşam bulması, yeni Hevrinlerin yetişmesi için bahçeye bu ismi uygun gördük. Bahçe de sebze yetiştirip, elde ettiğimiz miktar ile Jinwar kadın köyüne destek oluyoruz” dedi.

.
Zilan Sarah Kößler ve Şermîn Güven 

Öcalan için ağaç ekimi 

Bahçeyi tüm kadınların fikir alış veriş yaptığı ve dil, din, ırk ayrımı yapmaksızın kadınların mücadele alanı olarak tanımladıklarını ifade eden Rösling, “Bitki ve ağaç ekiyoruz. Sebze yetişiyoruz. Çocuklar ise burada oynuyor. Kadın yaşamını inşa etmeyi hedefliyoruz. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın doğum günü olan 4 Nisan’da ağaç diktik. Bu günü seçmemizin önemi büyük. Öcalan, kadın özgürlükçü paradigması ile kadınlara özgür yaşamı, mücadele boyutlarını sunması ile bizim açımızdan önemlidir. Bu yüzden yeniden yaşam olarak, yeni ve sonsuz yaşamı bu günde ektik” diye belirtti. Rösling, her alanda her zaman mücadele edeceklerini de sözlerine ekledi. 

Bilgi yeni nesillere aktarılıyor

10 yıldır Berlin’de yaşayan Zilan Sarah Kößler, çocuk ve gençlik terapistti. 2019 yılında bahçe projelerinin onaylanması ile birlikte 500 metrekarelik alanı aldıklarını söyleyen Kößler, projenin içinde doktor, ebe, avukat, sanatçı, bahçıvan ve terapistlerinde olduğu çok sayıda kişinin yer aldığı bilgisini verdi. Projelerinde kadın bilimi olan Jineoloji’yi temel aldıklarını sözlerine ekleyen Kößler, nesiller boyunca kadınlardan kadınlara sözlü olarak aktarılan şifalı otlar ve bitkiler konusundaki bilgileri doğal tarih alanlarında yakalamayı, korumayı ve aktarmayı amaçladıklarını dile getirdi.

Farklı uluslardan kadınlar 

Kürt kadınların yanı sıra Suriyeli, Afganistanlı, Afrikalı ve birçok farklı etnik kökenli kadının projelerinde yer aldığını söyleyen Kößler şöyle devam etti: “Biz ilk burayı alternatif tıp bahçesi olarak düşünüyorduk. Şifalı bitkiler yetiştirmeyi amaçlıyorduk. Jinwar kadın köyü ile diyaloglarımız sonucu şifa bahçesi yapmaya karar verdik. Mülteci kadınlar için hukuki ve sağlık danışmanlığı veren Flamingo e.V ile ortak çalışma yürütüyoruz. Bu kurum kadın gelişimi eğitimleri de veriliyor. Sürgün edilmiş kadınlar için ve kadınlarla yapılan çalışmalar sayesinde, şiddet ve travma deneyimleriyle başa çıkmanın alternatif yollarını öğrenme ve sunmayı hedefliyor. Bizim projemiz de bunun yan dalı olarak gelişti.”

İsim nasıl verildi?

Kößler, Şifa Bahçesi’ne neden Hevrin Xelef’in adının verildiğini ise şu sözlerler anlattı: “2019’un Ekim ayında Hevrin Xelef’in şahadet haberini aldıktan sonra, Hevrin arkadaşı yaşatmak için bahçenin isminin Hevrin Xelef olması kararını aldık. Bizler için önemli olan bahçenin şu an nerede olduğu değil, bizlerin nerede nasıl mücadele yürüttüğüdür.”

Bitkilerin faydaları 

Berlin Freie Üniversitesi’nde su ve politik kriz üzerine araştırma yapan doktora öğrencisi Şermin Güven ise 8 yaşından beri Almanya’da yaşıyor. Jinwar Kadın Köyü ile koordineli çalıştıklarını söyleyen Güven, “Adaçayı, nane, ısırgan otu, biberiye, kekik ve papatya gibi bitkileri ekerek işe başladık. Araştırmalarımızı sürdürerek insan vücuduna iyi gelen bitkiler ekmeye devam ederek, çalışmalarımızı sürdürdük” diye konuştu.

Doğal yaşamı paylaşıyorlar 

Çay olarak içilen Melisa bitkisinin baş ağrısına iyi geldiği bilgisini paylaşan Güven, “Kürdistan’da yaygın olan, sürekli tüketilen ama Almanya’da olmayan bitki türlerini Berlin’e getireceğiz. Tolik dediğimiz bir bitki var onu ekeceğiz. Her ne kadar alanımız sınırlı olsa da bitkilerimiz sınırsızdır” ifadelerini kullandı. Yetiştirdikleri bitkilerin sağlık açısından faydalı yanlarını da anlattıklarını aktaran Güven, “Baş ağrısı, mide ağrısı, ve kadın hastalıkları ağrıları çekenlerin doğal bitkileri hem yetiştirmesini hem de kullanmasını sağlıyoruz. Bu bitki yetiştiriciliği ile birlikte kollektif, doğal bir yaşamı ve doğa ile nasıl bütünleşebileceğimizi de paylaşıyoruz” sözleriyle çalışmanın özünü anlattı. 

Sergiye hazırlanıyorlar

Farklı etnik kimliğe sahip kadınlarla birlikte çalıştıklarını söyleyen Güven, nasıl bir çalışma içinde olduklarını şu şekilde özetledi: “Bir gün öğretmen, bir gün öğrenci, bir gün bahçıvan oluyoruz. Dilimiz ve kültürümüz ayrı olsa da ortaklaştığımız nokta kadın birliği. Diasporada yaşayan kadınlar olarak sırt sırta verip aynı dili konuşuyoruz. Bizleri burada din, dil, etnik kimlik etiketlemiyor. Buraya da o nedenle sınıfsız bir bahçe diyoruz. Alanımız sınırlı olsa bile doğa ile bütünleşerek sınırsız ve sınıfsız bir yaşam yaşıyoruz.”

Güven,  Haziran-Temmuz ayında  GEBAUTE UTOPIA & JINWAR sergisini açmayı planladıklarını söyleyerek, "Savaş ve kaosun ortasında ekolojik, sosyal ve politik yaşam alanlarını söz ve resimlerle somutlaştıracağız”  dedi.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.