Hukuki ve siyasi düzenleme zamanı

Tuncer Bakırhan
- DEM Parti Eşbaşkanı Tuncer Bakırhan, çağrının yapıldığını, artık hukuki ve siyasi düzenlemelerin bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini belirtti. Bakırhan, "Uzayan her süreç enfekte olmaya müsaittir" uyarısında bulundu.
DEM Parti Eşbaşkanı Tuncer Bakırhan, Meclis son 50 yılda çok önemli rol oynamayla karşı karşıya olduğuna işaret ederek, bu çağrının bir muhatabının da Meclis olduğunu söyledi. Bakırhan, "Yasal ve anayasal düzenlemelerin zemini Meclis'tir. Umarım önümüzdeki günlerde Meclis, bu çağrıya uygun düzenlemeleri yapar" diye konuştu.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin (DEM Parti) yetkili kurulları, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın çağrısı sonrası toplanma kararı aldı. Parti Meclisi (PM) ve il eşbaşkanları, Eşbaşkanlar Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan başkanlığında genel merkezde toplandı. Partinin Merkez Yürütme Kurulu (MYK) da bugün toplanıyor.
PM ve il eşbaşkanlarıyla toplantı öncesi konuşan DEM Parti Eşbaşkanı Tuncer Bakırhan, Kürt Halk Önderi'nin çağrısını hatırlatarak, “Yeniden yapılandırma, dönüştürme çağrısı yaptı. Yeni araç-gereçlerle demokratik bir zeminde sürecin gelişmesi gerektiğine dair bir çağrıydı. 50 yıldır süren çatışma zemininden çıkılmasını ve demokratik bir zeminde sorunların diyalog ve müzakereyle tartışılarak çözülmesine dönük bu çağrı önemliydi, olumluydu. Çağrı yapıldığı andan itibaren hem ulusal ve uluslararası kamuoyu tarafından yakinen takip edildi. Çatışmaların sürdüğü coğrafyamızda çatışmasız, şiddetsiz, savaşsız bir sürecin işaret edilmesi çok değerlidir, kıymetlidir önemlidir” dedi.
Sadece iktidara değil
Çağrıdan sonra ilk toplantılarını yaptıklarını anımsatan Bakırhan, "Çünkü çağrı, değişim ve dönüşümü sadece iktidarın önüne koymuyor, aynı zamanda siyasi partilerin, bizim, hepimizin önüne koyuyor. Yeni dönem aynı zamanda bir değişim ve dönüşüm dönemi olacak. Bu değişim dönüşüm ve önümüzdeki yol haritasını da bugün PM ile birlikte tartışarak belirleyeceğiz.”
Sürecin toplumsallaşması için
Yeni dönemdeki eylem, söylem, planlama politikalarını tartışacaklarını kaydeden Bakırhan, şunları söyledi: "DEM Parti olarak örgütlü olduğumuz ya da olmadığımız her yerde sürece uygun eylem ve etkinlikler yaparak, toplumsallaşması, doğru anlaşılması, layıkıyla istenilen aşamaya gelmesi için de tartışma yürüteceğiz. Parti Meclisi'ni çözüm ve barış umudunu büyütmek için topladık. Nasıl katkı sunacağımızı belirleyeceğiz.
Onurlu barış gelmeli
Çalışacağız. Türkiye halkları, bu acılardan sonra onurlu bir barışı fazlasıyla hak ediyor. Onurlu bir barış, bu topraklara kesinlikle gelmeli. Sayın Öcalan’ın çağrısı da acı dolu geçmişe yapılan cesur ve tarihi bir müdahaledir. Kangrene dönüşmüş, acıya yol açmış Kürt-Türk ilişkilerini yeniden düzenlemek istiyor. Bu çağrı kesinlikle boşta; uzatılan el havada kalmamalı. Bunun için hepimize görev düşüyor. Muhalefete görev düşüyor. İktidara görev düşüyor. Bu çağrı sadece bir çağrı olarak kalırsa yazık olur. Anlamına, önemine denk bir duruş her birimizin göstermesi gerekiyor.
Düzenlemeler artık kaçınılmaz
Çağrının somut adımlara dönüşmesi, siyasi ve hukuki düzenlemeler artık kaçınılmazdır. Çağrı bekleniyordu, evet yapıldı. Çağrı sonrası örgüt olumlu ve pozitif bir cevap verdi. Artık hukuki ve siyasi düzenlemeler de bir an önce hayata geçirilmelidir. Ertelenmemelidir. Önüne kimi bahaneler konulmamalıdır. Bu konuda Meclis’e tarihi bir rol düşüyor. Belki Meclis son 50 yılda çok önemli rol oynamayla karşı karşıyadır. Bu çağrının bir muhatabı da Meclis’tir. Adımların atılması, yasal anayasal düzenlemeler için Meclis çok önemli bir zemindir. Umarım önümüzdeki günlerde Meclis de bu konuda bir yol alır ve bu çağrıya uygun düzenlemeleri yapar.
Yeni bir hikaye yazma
Yeni bir hikaye yazma dönemindeyiz. Çatışmaların olmadığı, insanların yaşamlarını yitirmediği, bu ülkenin enerjisinin ekonomisinin boşa harcanmayacağı, bir arada eşitçe yaşayacağımız bir hikayeyi yazmak, bugün daha mümkündür. Bu süreç, sadece alkışlarla ve eleştirilerle gidecek bir süreç değil. Biz alkışlıyoruz ama bize de büyük bir görevler düşüyor. Bunları da layıkıyla yerine getirmek için dünden daha fazla çalışması gerekenler bugün bu salonda oturan siz değerli PM üyeleri ve il eşbaşkanlarımızdır.
Heba etme lüksü yok
Hiç kimsenin bu süreci heba etme lüksü yoktur. Bu süreç heba edilmemelidir. Çağrı, demokratik Türkiye isteyen herkese büyük sorumluluklar yüklüyor. Bu sorumluluktan kimse kaçmasın. ‘Demokratik Türkiye’ deyip sonrasında çeşitli gerekçeler ve bahanelerle bu sürecin ilerlemesinin önünde engel olmak, gerçekten Türkiye halklarına yapılacak en büyük kötülüktür. Çağrıyı dar, partisel, grupsal çıkarların önüne koymak da yapılacak en büyük kötülüktür. Ortak geleceği esas alan bir çağrı alkışlanır, desteklenir. Bu çağrı heyecanlandırır. Çatışmasız bir zeminde siyaset yapılmasını sağlayacak bu çağrı kesinlikle desteklenmeli. Barış hepimize kazandıracaktır. Sadece Kürtlere kazandırmayacak, eşit yurttaş olmak isteyen Alevilere, diğer inançlara, emekçilere kazandıracaktır. İlk defa çoklu krizlerle değil, çoklu kazançlarla anılacak, tartışılacak bir sürecin başlangıcındayız.
Klişe lafları terk edin
Klasik ve klişe laflarla muhataplarına hitap eden dilin terk edilmesi lazımdır. En baştan en sona kadar herkese bunu söylemek istiyorum. En fazla da iktidara ve mensuplarına söylemek istiyorum. Yine Bahçeli’nin çağrıya ve PKK’nin tutumuna ilişkin vurguları kıymetli buluyoruz. Dün açıkladı. ‘Bu çağrıyı kundaklamaya izin vermeyeceğiz’ dedi. Kıymetliydi. Evet izin vermemenin yolu, kardeşlik hukukunu koruyacak demokratik ve hukuki güvencelerdir Sayın Bahçeli. O yüzden hukuki güvencelerin bir an önce hayata geçirilmesi gerekiyor. Uzayan her süreç enfekte olmaya müsaittir. Bu süreç uzatılarak enfekte edilmemelidir. Hepimize düşen en büyük sorumluluklardan biri budur."
Konuşmanın ardından toplantı basına kapalı devam etti. ANKARA
* * *
Doğan: Şartları düzeltilmeli
DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, "Artık Sayın Abdullah Öcalan'ın şartlarının düzeltilmesi gerekiyor. Bu süreç, onun önderliğinde gerçekleşmeli" dedi.
DEM Parti Şirnex İl Örgütü'nün 2. Olağan Kongresi'ne katılan Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın çağrısına sahip çıkacaklarını belirtti. Çağrının önemine işaret eden Ayşegül Doğan, "Sayın Abdullah Öcalan'ın 50 yıl sonra çok zorlu ve ağır tecrit koşullarında yaptığı çağrı, insanlığa ve Ortadoğu halklarına yeni bir sayfa açmıştır. Toplum ve barış isteği birlikte yürümez ise barışın sağlanması uzun zaman alacaktır. Şimdiye kadar barış, özgür bir toplum, ana dilde eğitim talebinde bulunuyor ve 'Artık yeter' diyorduk. Sayın Abdullah Öcalan'ın çağrısı bir yandan barış bir yandan da demokratik toplumun başlangıcıdır. Bizler için yeni bir sayfa açılıyor. Bugün 26 yıl aradan sonra bu hakikat kendini gösterdi" diye konuştu.
Barıştan korkanlar istemez
Kürt halkının kendisini örgütleyerek, özgürleşebileceğini söyleyen Ayşegül Doğan, barıştan korkanların aslında barış istemeyenler olduğunu vurguladı. Çağrının yapıldığı 27 Şubat'ta yayınlanan fotoğrafa değinen Ayşegül Doğan, şöyle devam etti: "Sayın Abdullah Öcalan'ın yüzünde, gözlerinde Kürt halkının tarihini gördük. Artık yeter diyoruz. Halkın isteğini de görüyoruz ve halkımız bize 'Tecrit ne zaman kalkacak' diye soruyor, sessiz kalıyoruz. Botan'dan çağrı yapıyoruz. Artık Sayın Abdullah Öcalan'ın şartlarının düzeltilmesi gerekiyor. Bu süreç onun önderliğinde gerçekleşmeli. Bu süreçte yer alan Devlet Bahçeli ve Erdoğan'ın inisiyatif almalarından kaynaklı mutluluk duyuyoruz fakat birilerinin rahat şartlarda çalışması, diğerinin tecrit koşullarında çalışmasını kabul etmiyoruz." ŞIRNEX