Hükümet sebeptir, kriz sonuç

  • Manevra alanı giderek daralan AKP-MHP hükümeti, sebep olduğu ekonomik ve siyasi krizi yönetememekle karşı karşıya. Bunun için faiz indirimi ısrarına İslam’a dayandırmaya kalkışan Erdoğan, kazanamayacağı bir seçime girmemek için 50+1 tartışmasıyla çıkış bulmaya çalışıyor.

 

Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün bir kez daha Merkez Bankası’na talimat niteliğinde faizin daha da düşürülmesi işareti verdi, kararına karşı çıkanların yanında kalmasına gerek olmadığını söyledi. Erdoğan’ın konuşmasıyla birlikte Türk Lirası daha da değer kaybetti. Erdoğan, 50+1 tartışmasıyla ilgili Meclis’i işaret etti, ardından da partneri Bahçeli ile görüştü. Millet İttifakı’ın iki büyük ortağı olan CHP ve İYİ Parti liderileri de bu gelişmenin ardından bir araya geldi.

Erdoğan, haftalık Grup Toplantısı’nda, AKP ve Cumhur İttifakı olarak ne kadar başarılı olduklarını anlattı, muhalefet partilerine hakaretler yağdırdı. ”Faiz sebeptir, enflasyon neticedir” tezini tekrarlayan Erdoğan, ”Hala kalkıp da bu yolda, bu mücadelede beraber yürüdüğümüz arkadaşlarımızdan faizi savunanlar, kusur bakmasınlar. Bu yolda ben, faizi savunanla beraber olamam, olmam” dedi.

İslam’ın faizi haram kılması

”Bizim arkadaşlarımıza ne oluyor?” diye soran Erdoğan, İslam’ın faizi haram kılmasına örtülü atıf yaparak, ”Bu konuda nas (Allah’ın kelamı) ortada. Nas ortada olduğuna göre sana, bana ne oluyor? Değerler silsilesi içinde olaya buradan bakılması gerekir ve ona göre adım atacağız” diye konuştu.

Hadi gelin yapın

TÜİAD’in eleştirilerini tehditle karşılayan Erdoğan, şöyle devam etti: ”Ben, bu iş adamlarını da anlamıyorum. Ondan sonra bir araya geliyorlar, TÜSİAD’ı, vesairesi, yüksek faizden bahsediyorlar. Siz nasıl insansınız? Eğer sen iş adamıysan, yatırımdan yanaysan buyurun işte size kredi, düşük faizle. Hadi alın krediyi de yatırım yapın. Ben sizden yatırım, istihdam, üretim, ihracat istiyorum. Hadi gelin bunları yapın. O zaman kaçıyorlar. Bunlar nasıl iş adamı? Türkiye’nin en büyük iş adamlarıymış. Ondan sonra da bize sallıyorlar. İstediğiniz kadar sallayın, tutmaz. TÜSİAD’ı, şusu, busu vesaire dürüst olacaksınız, dürüst. Sıkıştığınız zaman hemen kapıyı çalacaksınız, işi yoluna koyduktan sonra da kalkıp iktidara sallayacaksınız, yok öyle 25 kuruşa simit.”

Yüzde 50+1 tartışması

Erdoğan, toplantının ardından Meclis’te gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevapladı. ”Eleştirdiğiniz bazı isimler oldu, ‘Birlikte yol yürümem’ dediniz. Bununla işaret ettiğiniz somut taraflar var mı?” sorusu üzerine ise Erdoğan, ”Anladığınıza göre...” ifadesini kullandı.

Erdoğan, ”Siyasette yüzde 50+1 tartışması var. Cumhurbaşkanlığı seçiminde gerekli olan çoğunluk yüzde 50+1 sizce değişmeli mi?” sorusu üzerine, ”Bunların hepsi maalesef yalan dolan, bu tür şeyler. Bu konularla, özellikle Anayasa değişikliğiyle ilgili karar merci parlamentodur. Parlamento bu konuda bir değişikliğe giderse parlamento değişikliğe gider, adımı da ona göre atılır. Parlamento daha önce Anayasa ile ilgili bu konuda bir karar verdi. Yeni bir karar verir mi vermez mi? Onu da görürüz” diye yanıt verdi.

 ANKARA

 

TL‘nin paraşütü yırtıldı

Konuşmada “Faiz sebeptir, enflasyon neticedir” tezini tekrarlayan Erdoğan’ın açıklamalarının ardından Türk Lirası’ndaki değer kaybı hızlandı. Dolar / TL 10.63’ü aşarak, euro kuru ise 12.02 ile yeni bir tarihi rekora imza attılar.

Dolar/TL kuru önceki günkü kapanışı 10,26’dan yaptıktan sonra dün güne 10,44’ten başladı ve yeni bir rekora imza attı. Öğle saatlerine doğru 10,38 seviyelerine gerileyen dolar, Erdoğan’ın faiz eleştirisi sonrası 10,62 lirayla yeni rekora imza attı. Euro/TL ise 12 TL’yi aştı.

Bu yıl dolar karşısında dünya çapında en çok değer kaybeden para birimi TL oldu. 1 Ocak 2021’de 7,43 liradan işlem gören doların dün itibarıyla TL’ye karşı yüzde 40’ın üzerinde prim yaptı. Türk lirasının dolar karşısında alım satım opsiyonu volatilitesi arasındaki fark yüzde 7 civarına sıçrayarak 29 Nisan’dan bu yana en yüksek seviyede bulunuyor.

Reuters anketine göre; TCMB’nin politika faizini 100 puan indirerek yüzde 15’e çekmesi bekleniyor. Enflasyon iki buçuk yılın zirvesindeyken, analistler ekim enflasyonunun beklentilerin altında kalmasıyla faiz indirimi ihtimalinin arttığını belirtiyor. Son faiz indirimleri, bankanın bağımsızlığına dair kalan son yatırımcı güvenini de yok etti.

Analistler, çift haneli enflasyona ve değer kaybeden para birimine rağmen faizleri indirmenin tehlikeli olduğunu belirterek, belirgin bir politika değişikliği olmazsa üçüncü kur krizinin kapıda olduğunu savunuyor.

Döviz rezervleri azaldığı için Türkiye, para birimini savunmak için geçtiğimiz yıllara kıyasla çok daha az mühimmata sahip. 2019’da TCMB’nin 4,5 aylık ithalatı karşılayacak rezervi varken, bu rakam 2021’in ikinci çeyreğinde 3 aya kadar geriledi.

Bir diğer risk, Türkiye’nin ödemesi gereken yüklü kısa vadeli dolar cinsi borç.

Ekimde yıllık enflasyon yüzde 19,89’a yükseldi. Bu rakam, TCMB’nin hedefinin dört katı. Üretici enflasyonu ekimde yüzde 46,31’e yükseldi ve bu durum enflasyonun birkaç ay daha yüksek kalacağına işaret ediyor.

Artan enflasyon ve değeri azalan lira, Türk tüketicileri sert şekilde vurdu ve kazançlarını eritti. Erdoğan’ın oynadığı kumara göre, faiz indirimleri kredileri, ihracatı ve istihdamı teşvik ederek ekonomiyi büyütecek. Ekonomistler, şirketlerin yüksek dış borçları nedeniyle TL’deki değer kaybının ihracata yaramasının muhtemel olmadığını söylüyor.

 

Elvan da olmadı

Lütfi Elvan

Erdoğan’ın, ”Beraber yürüdüğümüz arkadaşlarımızdan faizi savunanlar, kusur bakmasınlar. Bu yolda ben, faizi savunanla beraber olamam, olmam” diye işaret ettiği kişi ise kurtarıcı olarak Hazine ve Maliye Bakanı yaptığı ama bir süredir susturduğu Lütfi Elvan.

Elvan, önceki günkü açıklamasında, “Enflasyonla mücadeleyi kararlı ve bütüncül bir anlayışla sürdürdüğümüz ölçüde, döviz kuru istikrara kavuşacak ve ülke risk primimiz düşecektir. Bu sayede uzun vadeli faiz oranları da gerileyecek ve yatırımlar için öngörülebilirlik ufku artacaktır” demişti.

CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu, kişisel Twitter hesabında yaptığı paylaşımda, ”Erdoğan Lütfi Elvan’ın enflasyonla ilgili açıklamalarını tekzip etti. Aralarında ekonomiden biraz anlayan Lütfi Elvan vardı. Onu da yakında yerler” dedi.

 

Ortaklar görüştü

Erdoğan, dün 50+1 ile ilgili açıklama yaptıktan sonra hemen Cumhur İttifakı’ndaki ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile görüştü. Hemen ardından Millet İttifakı ortakları CHP ve İYİ Parti liderleri buluştu.

Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, geçtiğimiz hafta AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bir araya gelerek yaklaşık 2.5 saatlik bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşmeye başta ”koltuk krizi” olmak üzere sonrasında yapılan pek çok açıklama damga vurdu. Karamollaoğlu görüşme sonrası yaptığı açıklamada ”Erdoğan sistemden memnun, sadece yüzde 50+1’den rahatsız. Kendisi bana ‘50+1’in mahsurlu olduğunu anladık. 50+1’i o zaman bu kadar sıkı bir şeye bağlamamamız gerekirmiş. Onun farkına vardık’ dedi” diyerek siyasetin gündemine bir anda yüzde 50+1 tartışmalarını taşıdı.

Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Cemil Çiçek, konuya ilişkin olarak, ”Anayasa toplantısında 50 +1’in hem bugün hem de gelecekte önemli sıkıntılara sebebiyet vereceğini ve Türkiye’yi bir kaosa sürükleyeceğini söyledim yine söylüyorum. Bu sözlerim iktidar ya da muhalefet yanlısı değil. Söylediğim cümleler gayet açık. 50 + 1 ciddi problem çıkarıyor. Gelecekte de çıkaracak” açıklamasını yapmıştı.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de partisinin önceki günkü Grup Toplantısı’nda, Cemil Çiçek’in açıklamasını ”kuşku verici” olarak yorumlamış, ”Bu tuhaf ve tahrip gücü yüksek sözlerin benzerini, Türkiye’nin istikrarsızlığa gömülmesini, siyasi anlaşmazlıkların içine düşmesini isteyen çevreler de ileri sürüyor. Sayın Çiçek, sizin kafanızda, dilinizin altında sakladığınız bir oran var mıdır? Varsa ne zaman açıklamayı düşünüyorsunuz? Açıkla da bilelim, niyetini öğrenelim. Türkiye’nin kaostan, işgalden, imhadan kıl payı kurtulduğunu ne çabuk hafıza kayıtlarından çıkardınız. Buradan ne yapmaya, kimlere şirin görünmeye çalışıyorsunuz?” diye konuşmuştu.

”Bu sistemin demokratik meşruiyet temeli, yüzde 50 + 1’dir” diyen Bahçeli, ”Yüzde 50+1 oyla Cumhurbaşkanı seçilmesi, çoğulcu demokrasinin dünyaya emsal teşkil edecek bir şekildir. Milletvekili seçmiyoruz, belediye başkanı seçmiyoruz, cumhurun bütününü temsil edecek Cumhurbaşkanı seçiyoruz. Yüzde 50+1 oyu eleştirenleri anlayışla karşılamamız, bunu felaket olarak yorumlayan karamsarları makul bulmamız abesle iştigaldir” demişti.

Erdoğan da dün 50+1 ile ilgili Meclis’i işaret edince hemen ardından MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile görüştü. Görüşme, 45 dakika sürdü. Haber hazırlanırken görüşmeyle ilgili açıklama yapılmamıştı.

Bu görüşme biter bitmez CHP ve İYİ Parti liderlerinin buluşacağı duyuruldu. Saat 16.00’da başlayan görüşmenin ardından basın toplantısı yapılacağı da eklendi.

Yüzde 40+1 mi istiyorlar?

Gezici Araştırma Merkezi Müdürü Gezici, yüzde 50+1 tartışmasına ilişkin yeni bir iddia öne sürerek, ”İktidar büyük ihtimal Mart-Nisan’da bir referandum getirecek” dedi. Afşin Yurdakul’un programına Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Fuat Keyman ve Optimar Araştırma Başkanı Hilmi Daşdemir ile birlikte katılan Gezici, baharda bir referandum beklediğini söyledi.Seçim öncesinde yapılacak bu referandum ile seçim yasasında da değişiklik yapılacağı ve yüzde 40+1 oy alanın cumhurbaşkanı seçileceği bir model getirileceğini öne süren Gezici, ”50+1 sisteminin zorluğunu yaşayan iktidar büyük ihtimal mart-nisan ayında bir referandum getirecek. Bir anayasa değişikliği ve onun içinde seçim kanunu değişikliği planlayan bir iktidar var. Böylece 40+1’lik sistemle yarı başkanlığa dönmeyi planlayan bir iktidar görüyoruz. Çünkü ülkede yaşanan sorunların sorumlusu olarak artık 50+1 sistemi görülmeye başlandı” yorumunu yaptı.

 

2022 bütçesi fiilen ortadan kalktı

CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu

CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu, son bir yıl içinde dün sabah itibarıyla kurdaki 3 TL’lik artış nedeniyle Türkiye’nin yükümlülüklerinin 1 milyar 800 milyon TL arttığını belirterek, “Yükümlülüklerin artış miktarı 2022 yılı bütçesinin üzerine çıkmıştır” dedi. 2022 bütçesinin fiilen ortadan kalktığını ve geçersiz hale geldiğini söyleyen Bekaroğlu, yeni şartlara göre yeni bir bütçe hazırlanması gerektiğini ifade etti.

Meclis’te basın toplantısı düzenleyen Bekaroğlu, “Dolar’ın 1 yıl içerisinde 3 TL artması dış borcu 1.3 milyar TL artırmıştır. KÖİ’den kaynaklanan yükümlülükler de 160 milyar dolar civarındadır. Dolar’ın 3 TL artması, KÖİ’deki garanti ödemelerini de 500 milyar TL artırmıştır. Böylelikle yükümlülükler toplamı 1 milyar 800 milyon TL artmıştır. Şu anda Plan-Bütçe Komisyonunda görüşülen 2022 yılı bütçesi ise sadece 1 milyar 750 milyon TL’dir” diye konuştu. Bekaroğlu, 2022 bütçesinin kur farkından dolayı ortadan kalktığını söyledi.

Topyekun ekonomik kriz

Türkiye’nin ciddi bir döviz krizine, bankacılık krizine, kamu mali krizine, dolayısıyla topyekun bir ekonomik krize doğru gittiğini söyleyen Bekaroğlu, şöyle devam etti: ”Türkiye’nin şu an yaşadığı şey deliliktir. Türkiye çıldırmış, ne yaptığı belli değil. Bunun sorumluları 20 senedir ülkeyi yönetenlerdir. Dış güçler bize saldırdılar, kesiyorlar yolumuzu, Hayır, bunu siz yaptınız. Neden yaptınız? Ülkeyi bir yerden bir yere taşımayı değil de paraları bir yerden bir yere nasıl aktarırız, kaynak nasıl aktarırız, kendi zenginlerimizi nasıl oluştururuz, biz nasıl zengin oluruz? Buradan keşfedilen şey inşaat; inşaata, betona, altyapıya paralar gömüldü.

Seçimi kazanamayacağını biliyor

Erdoğan  ya da şahsım hükümeti her ne ise Sayın Cumhurbaşkanı artık herhangi bir seçimi kazanma ümidini kaybetmiştir. Türkiye’yi bütünüyle bir enkaz haline getirip muhalefete öyle teslim etmek istiyor.

 

Sendikalar asgariyi görüştü

Türk-İş, Hak-İş ve DİSK, 2022’de geçerli olacak asgari ücretle ilgili toplantılar başlamadan önce bir araya gelerek izlenecek yol haritasını görüştü.

Türk-İş, Hak-İş ve DİSK, 2022’de geçerli olacak asgari ücretle ilgili görüş alışverişinde bulunmak için bir araya geldi. Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay’ın çağrısı üzerine Türk-İş Genel Merkezi’nde gerçekleşen toplantıya, Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ve Türk-İş Eğitim Sekreteri Nazmi Irgat katıldı. Basına kapalı gerçekleşen toplantıda, izlenecek yol haritası görüşüldü,  temel ilkeler konusunda teknik çalışmalar yapılmasını kararlaştırdı.

Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2022’de geçerli olacak asgari ücreti belirleme çalışmalarına Aralık ayının ilk haftasında başlayacak. İşçi tarafını Türk-İş’in, işveren tarafını Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’nun (TİSK) temsil ettiği Komisyon, Aralık sonuna kadar yapacağı dört toplantıyla yeni yılda geçerli olacak asgari ücret rakamını belirleyecek.

Asgari ücret mevcutta net 2 bin 825 lira 90 kuruş olarak uygulanıyor.

Yoksulluk sınırı 10 bin TL’yi aştı

Türk-İş’in Ekim 2021 açlık ve yoksulluk sınırı araştırmasına göre dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarını gösteren açlık sınırı 3 bin 93 lira oldu. Gıda harcaması ile birlikte giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı olan yoksulluk sınır ise ilk kez 10 bin 75 TL’ye çıktı. Aralık ayında 8 bin 436 lira olan yoksulluk sınırı Ekim ayına kadar yüzde 19,4 arttı.

 

Tarımdaki çöküş

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, dünkü Grup Toplantısı’nda iktidarın tarım politikasıyla ilgili bazı veriler paylaştı.

* Son 16 yılda; 4,2 milyon hektar tarım arazisi, tarım dışına çıktı. Yani, Konya’nın tarım arazisine eşdeğer bir alan kaybedildi.

* Son 10 yılda; tarımın istihdamdaki payı, yüzde 23’ten, yüzde 17’ye geriledi. Bunun sonucu olarak da tarımdaki kadın istihdamı, dörtte bir oranında azaldı.

* Yine son 10 yılda; tarımın milli gelire katkısı, 70 milyar dolardan 48 milyar dolara düştü. Litresi 1,1 lira olan mazot, 8 katına çıktı.

* Tonu 237 lira olan üre gübresi, 38 katına çıktı. Süt ve besi yeminin kilosu, 6 katına çıktı. Kanunda, “en az yüzde 1” olarak taahhüt edilen, tarım desteği oranı, yarı yarıya düştü.

* Bütün bunlar yetmiyormuş gibi bir de bütün akarsu ve derelere, HES yapılmasına müsaade edildiği için çiftçinin tarlasını sulaması, baraj sahibinin inisiyatifine kaldı.

*  Hatta bir DEDAŞ yetkilisi, “Borçlu olan çiftçiler, boşuna ekim yapmasınlar.Biz onlara elektrik vermeyeceğiz” diyecek kadar ileri gitti.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.