İki yılda dört defa açlık grevinde

  •  Türk cezaevlerinde devam eden açlık grevini, 33. grup devraldı. Hilvan 2 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan Serhat Bulut, tecride ve hak ihlallerine karşı iki yılda dört defa açlık grevine girdi.

İDRİS SAYILĞAN/ROJİN ALTAY - MA/İSTANBUL

İmralı tecridine karşı aylardır açlık grevinde olan tutsakların aileleri, bu eylemin dışında yol bırakılmadığını söyledi.

Türk cezaevlerindeki PKK ve PAJK’lı tutsakların, İmralı Yüksek Güvenlikli F Tipi Kapalı Cezaevi’nde 22 yıldır tutulan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin sonlandırılması talebiyle 27 Kasım’da başlattığı süresiz-dönüşümlü açlık grevi, 33. grubun devralmasıyla 162. gününde devam ediyor. Aynı amaçla Mexmûr Şehit Aileleri Derneği’nde 141, Yunanistan’ın Lavrio Kampı’nda ise 124 gündür açlık grevi yapılıyor. DTK Eşbaşkanı Leyla Güven öncülüğünde 2018’de başlatılan açlık grevlerinde 120 günü aşkın süre kalan tutsaklardan Birdal Abay, aynı taleple bir kez daha açlık grevine girerken, tutsak Serhat Bulut ise 2 yılda 4 defa açlık grevine girdi. Abay ve Bulut’un aileleri, eylemcilerin taleplerinin insani ve hukuki olduğunu ifade ederek, bir an önce karşılanması çağrısında bulundu. 

Baskılar sistematik

 Haftalık telefon görüşmelerinde kardeşinin sık sık cezaevinde yaşanan hak ihlallerinden söz ettiğini belirten Gülten Abay, kardeşinin arama adı altında gardiyanların oda baskınlarında fiziki ve psikolojik şiddete maruz kaldıklarını aktardığını ifade etti. Abay, gazete, kitap, radyo gibi iletişim araçlarına yönelik kısıtlama ve yasaklamalar ile tutsaklara yönelik kötü yaklaşımların sistematik bir hale geldiğini söyledi.

120 grevde kaldı

 Abay, kardeşi dahil tutsakların tecridin ve hak ihlallerinin son bulması için açlık grevinde olduklarına dikkat çekti. Kardeşinin 2018 ve 2019 yılları arasında gerçekleşen açlık grevinde 120 günü aşkın süre kaldığını aktaran Abay, ilk açlık grevinde yaşadığı sağlık sorunlarının etkisindeyken yeniden greve girmesinin endişelerini arttırdığını söyledi. Abay, kardeşinin ilk açlık grevinde kalıcı sağlık sorunları yaşamaya başladığına vurgu yaptı. Abay, “Önceki açlık grevinden kalan sağlık sorunları devam ediyordu. Açlık grevine girdiğinden dolayı gözleri uzağı göremiyor. Diş etleri kötü olmuştu. Mide sorunu yaşıyordu. Bu sağlık sorunları düzelmeden tekrar açlık grevine girdiler. Greve giren tutsakların hepsi bu sorunları yaşıyor. Daha toparlanmamışken yeniden aynı şeylerin yaşanmasından dolayı kaygılıyız” dedi.

Bize teslim olmak yok

 Abay, kardeşinin telefon görüşmesinde şu mesajı verdiğini aktardı: “Ne yaparlarsa yapsınlar teslim olmayacağız, bizde teslim olmak yok. Ne kadar baskı zulüm uygularlarsa uygulasınlar bu mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. Haklıyız, mutlaka kazanacağız. Açlık grevimiz de tecrit son bulana kadar devam edecek.”

Taleplerini paylaşıyoruz

 Tutsakların tecridin ve hak ihlallerinin son bulması taleplerinin haklılığına dikkat çeken Abay, aileler olarak kendilerinin de bu talepleri desteklediklerini vurguladı. Abay, “Artık tecrit son bulsun. Böyle gitmemeli. Arkadaşlar aylardır açlık grevinde ama dışarıda gözler görmüyor, kulaklar duymuyor. Binlerce kişi açlık grevinde ama vicdanlar kör olmuş” diye konuştu.

İki grupta da yer aldı

 "Örgüt üyeliği” iddiasıyla 7 yıl 6 ay hapis cezası verilen ve dört yıldır Hilvan 2 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan Serhat Bulut, tecride ve hak ihlallerine karşı iki yılda dört defa açlık grevine girdi. Leyla Güven öncülüğünde 2018-2019 yılları arasında gerçekleştirilen açlık grevinde 87 gün kalan Bulut, bulunduğu cezaevinde hak ihlallerinin artmasına karşı da Haziran 2020’de başlayan açlık grevinde 25 gün kaldı. Bulut, 27 Kasım 2020’de başlatılan süresiz-dönüşümlü açlık grevinde ise iki defa 5’er gün kaldı.

Başka yol kalmadı 

Bulut’un annesi Ayten Bulut, her anne gibi çocuğunun açlık grevine girmesini ve bedenini açlığa yatırmasını istemediğini ifade ederek, bitmek bilmez tecrit politikalarına ve hak ihlallerine tepki gösterdi. Devletin hukuksuz uygulamaları ve baskılarının tutsakları açlık grevlerine girmeye zorladığına dikkat çeken Bulut, “Ben çocuğuma açlık grevine girmesini istemediğimi söylüyorum ama o da bana kendilerine başka seçenek bırakılmadığını ifade ediyor. ‘Elimizden gelen tek şey bu ve bunu yapıyoruz’ diyor. Aslında açlık grevi eylemlerine onlar girmiyor, sistem onları oraya itiyor. Devlet baskı ve zulmü bu kadar arttırmasa bedenlerini açlığa yatırmazlar” diye konuştu.

Tecrit tüm cezaevlerinde

 Bulut, İmralı Cezaevi’nde başlayan tecridin tüm cezaevlerinde yayıldığının altını çizerek, tecridin ve hak ihlallerinin bir an önce son bulması çağrısında bulundu. Cezaevlerinde yaşanan baskıları sıralayarak, tutsakların hukuki ve insani hakları için grevde olduklarına işaret eden Bulut, şunları ekledi: “Bizim de dışarıda bir şeyler yapmamız gerekiyor. Onları yalnız bırakmamalıyız. Şu an süresiz-dönüşümlü açlık grevindeler fakat yarın ne olacağını bilmiyoruz.”

Sağ gözünü de kaybedecek

Sur’daki bombardımanlarda sol gözünü kaybeden ve şu an Diyarbakır 1 Nolu Yüksek Güvenlik Cezaevi’nde tutulan Yusuf Boz’un tedavi edilmediğini belirten Meymenet Boz, tedavi edilmediği taktirde sağ gözünü de kaybedeceğini söyledi. 

Amed’in Sur ilçesinde 2 Aralık 2015'te ilan edilen sokağa çıkma yasağı sırasında ilçede mahsur kalan ve 2 Mart 2016'da mahalleden tahliye edilmesinin ardından tutuklanan Yusuf Boz (26), 6 yıldır cezaevinde tutuluyor. Sur Ana Davası’nda yargılanan Boz, “Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak” gerekçesiyle müebbet hapis cezası; “Mağduru belli olmayan kamu görevlisini öldürmeye teşebbüs” gerekçesiyle de 13 yıl hapis cezası aldı. 

Sur’da çatışmaların yaşandığı dönemde yapılan bombardıman sonucu gözlerinden yaralanan Boz, ilçeden tahliye edildikten sonra tutuklanarak Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi’ne konuldu. Gözlerinden yaralı olan Boz, sol gözünü kaybetmesi sonucu iki yıl önce gözüne protez takıldı. Gözlerinde büyük sağlık sorunları yaşayan Boz, tedavi edilmiyor. Tahliye sonrası oğlunun ifade işlemleri ardından serbest bırakılmasını beklediklerini söyleyen Boz’un annesi Meymenet Boz (54), “Oğlumu tutukladılar ve daha sonra kendisine müebbet hapis cezası artı 13 yıl ceza verildi. Oğlum daha 20 yaşındaydı” dedi.

Tedavi edilmiyor

 Oğlu Boz’un Sur’da tahliye edildiğinde gözlerinde yaralı olduğunu kaydeden Meymenet Boz, şunları söyledi: “Çatışmalar sırasında gözlerine parçalar isabet etmiş, bunun sonucunda sol gözünü kaybetti. İki yıl önce ise sol gözüne protez takıldı. Doktor sağ gözünde parça olduğunu söyledi. Yusuf, sağ gözünden çok şiddetli ağrılar çekiyor. Son zamanlarda yaşadığı şiddetli ağrılar yüzünde tekrar hastaneye götürülmüş, ancak bu sefer doktor ‘Gözünde bir şey yok’ demiş. Tedavisi yapılmıyor, kalan gözünü de kaybetmesini istemiyoruz.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.