İmralı için yeni başvurular

• Avukat Yaşar Kaya, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile görüşmek için Adalet Bakanlığına yaptıkları başvurudan henüz yatın alamadıklarını belirterek, kapsamlı bir başvuruya daha hazırlandıklarını söyledi.

İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde 37 aydır kendisinden haber alınamayan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile görüşmek için yapılan başvurulara yanıt verilmiyor.

MA'ya konuşan avukat Yaşar Kaya, Abdullah Öcalan’ın 25 yıldır tek başına hücrede tutulduğunu; tüm yönelim ve uygulamalara rağmen inanılmaz bir çabayla sisteme karşı koyduğunu hatırlattı. Diyalog sürecinden sonra örneği olmayan bir sisteme geçildiğini belirten Kaya, "Tek kişinin kurduğu hükümet, yasama, yürütme ve yargıyı eline aldı. Bu sistemden demokrasi beklemek saflık olur. Sistem, ne Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AHİM) kararlarına ne de kendi yasalarına uyuyor. Bu da demokrasiyi hançerleyerek öldürmektir. Bu ucube rejimin sürdürülmesi için yıllardır baskı uygulanıyor ama artık sonlarına gelindi. Sistemin çıkmazı, çürümüşlüğünün temel nedeni Kürt sorununun çözümsüzlüğüdür” dedi.

 Kürt sorununun çözümsüzlüğüne dayalı savaşın, yaşanan darboğaz ve yoksulluğun da temel nedeni olduğuna işaret eden Kaya, savaş politikalarıyla ayakta kalmaya çalışan hükümetin, demokrasi ve hukuku çökerttiğini söyledi. Erdoğan şahsında devletin, artık Avrupa, batı dünyası ve NATO’da kabul görmediğini, denge politikasıyla tutunmaya çalışıldığını kaydeden Kaya, bunun da artık sürdürülemeyecek bir aşamada olduğunu savundu.

Öcalan barışı savunuyor

Abdullah Öcalan’ın tüm şartlar altında barışı savunmaya devam ettiğine dikkat çeken Kaya, şöyle devam etti: “Serbest bırakılması gerekiyor, ancak kendi koyduğu kuralara uymayan bir devlet var. Türkiye, Avrupa Konseyi’nin (AK) bir üyesi ama Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) müvekkilimiz ve diğer tutsaklarla ilgili verdiği kararlarına uymuyor. Sayın Öcalan, günübirlik değil uzun süreli düşünür. Türkiye, Sayın Öcalan’ın ortaya koyduğu model ile yürür ve Kürt sorununu çözerse Ortadoğu’da bölgesel güç olur ama bunu yapmazsa bugünkü gücünden çok daha geriye gidecektir. Dolayısıyla tüm halklar zarar görecektir. İşte bu yolu açmak ve fiziki özgürlüğü sağlamak için daha önce avukatlar olarak Adalet Bakanlığına müvekkilimizle görüşmek için başvuru yaptık. Yakın bir dönemde çok daha kapsamlı bir başvuru sürecimiz olacak. Müvekkilimize uygulanan insanlık dışı uygulamaları protesto etmek için bu girişimde bulunuyoruz. Toplumun da bu konuda zorlayıcı ve üzerine düşen görevi yapması gerekiyor.” ARDAHAN