Irkçı katliamı aklama mahkemesi

  •  Meram’da bir aileden 7 kişinin Kürt oldukları için katledilmesiyle ilgili davanın görüldüğü mahkeme, reddi hakim talebinin reddine itirazı beklemeden, avukat ve mağdurlar salonu terk ettiği halde duruşmayı sürdürdü; sanık ve tanıkları da ırkçı saikten uzaklaştırmak için yönlendirdi. 

 

Konya Katliamı’nı başından itibaren “sıradan bir aile husumeti ve çatışması” sınırlarına hapsetmeye, “adil bir vaka” gibi göstermeye çalışan Türk yargısı, davanın 2. duruşmasında da bu tavrını sürdürdü.

Konya’nın Meram İlçesi’nde 30 Temmuz’da Karslı Dedeoğulları ailesinden 7 kişiyi katleden tetikçi Mehmet Altun ve sanıklar Ali Çalık, Ali Keleş, Ali Keleş (Lütfü oğlu), Ayşe Keleş, İbrahim Keleş, Lütfi Keleş, Ramazan Çalık, Veli Keleş ve Yahya Çalık’ın yargılandığı davanın 2. duruşması, Konya 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya Özgürlük İçin Hukukçular Derneği’nin (ÖHD) Ankara, Amed ve Mersin şubelerinde çok sayıda avukatın yanı sıra Dedeoğulları Ailesi’nin yakınları, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Konya İl ve ilçe yöneticileri katıldı. HDP Milletvekilleri Abdullah Koç ve Ali Kenanoğlu’nun da takip ettiği duruşmaya tetikçi Altun Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlanırken 5 tutuksuz sanık da salonda hazır bulundu. Basının telefon ve bilgisayarlarının alınmasına izin verilmeyen duruşma kimlik tespitiyle başladı.  

12 sayfalık reddi hakim gerekçeleri

Duruşmada söz alan Dedeoğulları Ailesi’nin avukatları, 12 Mayıs’ta gerçekleştirilen saldırı dosyası ve katliam dosyasının birleştirilmesi yönündeki taleplerinin bir önceki duruşma reddedilmesine karşı konuştu. Avukat Atila Kart, kolluk ve savcılığın yapmadığı görevi mahkemeden beklediklerini belirterek, “Aynı gün açılmış bu iki dosyanın birleştirilmesi gerekiyor. Savcılık görev ve yetkisini kötüye kullanmıştır bunu elbette HSK’ya taşıyacağız. Birleştirilme yönündeki red kararının geri alınmasını istiyoruz. Aksi durumda mahkeme tarafsız ve bağımsızlığını yitirmiş olacağından reddi hakim talebinde bulunuyoruz” dedi. Kart, 12 sayfalık reddi hakim gerekçelerini içeren dilekçeyi mahkemeye sundu. Çetin Dedeoğulları da reddi hakim talebine katıldığını beyan etti.

Ardından söz alan avukat Fırat Epözdemir de mahkemenin 12 Mayıs saldırısının Konya 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dosyanın iddianamesini istemeden aralarında bir bağ olmadığı kanısına nasıl varabildiğini sordu. Epözdemir, reddi hakim talebi yineledi. Mahkeme reddi hakim talebini görüşmek için duruşmaya 30 dakika ara verdi.

Reddi hakim talebine de ret

Aranın ardından mahkeme, avukatların reddi hakim taleplerine ilişkin kararını açıkladı. Mahkeme, avukatların reddi hakim gerekçesi olarak sunduğu Konya 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Dedeoğulları’na yönelik 12 Mayıs 2021’de gerçekleştirilen saldırı dosyası ile katliam dosyasının birleştirilmesi yönünde verilen ret kararının mahkemece geri alınmasının yargılamayı uzatacağı gerekçesiyle bu hususun hakimin reddi gerekçesi olamayacağını savundu. Avukatların tutukluluk taleplerine ilişkin yaptığı reddi hakim gerekçesini de kabul etmeyen mahkeme, reddi hakim taleplerinin CMK’nin ilgili maddelerine göre süre ve davayı uzatmaya yönelik olduğunu ileri sürerek, reddetti. Mahkeme, üst mahkemeye itiraz yolunun açık olduğunu belirtti.

Yargılamanın sürdürülmesine itiraz

Mahkeme reddi hakim talebine ilişkin kararını açıkladıktan sonra yargılamayı sürdürmek istedi. Yargılamanın sürdürülmesine itiraz eden dava avukatlarından Atilla Kart, “Yargılamayı uzatma gibi bir gerekçe izah edilebilir değil. Üst mahkemeye şu anda itiraz ediyoruz, yargılamayı sürdüremezsiniz” dedi. Mahkeme başkanı, avukatın “itiraz ediyoruz” demesine rağmen, “Biz yargılamayı sürdüreceğiz, siz itirazınızı yapın” ifadelerini kullandı. Mahkeme başkanın yargılamayı sürdürme ısrarına karşı tekrar söz alan Kart, üst mahkeme olan Konya 5. Ağır Ceza Mahkemesi’ne itiraz dilekçesini yazdıklarını söyledi. Kart, “İtirazlarımız sonuçlanmadan devam ederseniz yetkisiz bir mahkeme olduğunuzdan yeniden hak ihlali oluşacak” şeklinde konuştu.

Avukatlar ve aile, salonu terk etti

Ardından söz alan Amed Baro Başkanı Nahit Eren de “İtirazımızı yaptık. Üst mahkeme itirazımızı kabul ettiğinde sizin şu an yapacağınız işlemler yetkisiz olur. Yeni heyet atandığında bu işlemler baştan alınır, asıl o zaman yargılama uzatılmış olur” dedi. ahkeme başkanı, itirazlarını zapta geçtiklerini ifade ederek, yargılamayı sürdürmek istedi. Eren, karşı çıktı. Söz alan Avukat Fuat Epözdemir ise CMK’de maddelerin çok açık olduğunu kaydederek, itiraz yolunun tüketilmesi gerektiğini vurguladı. Epözdemir, “İtirazımız incelenmeden yapacağınız işlemler yargılamayı uzatacaktır” diye tekrarladı. Avukatların reddi hakim talebinin reddine ilişkin üst mahkemeye yaptıkları itiraza rağmen mahkeme yargılamayı sürdürmek istedi. Bunun üzerine avukatlar, “Siz devam ederseniz biz salonu terk ederiz” diyerek salonu terk etti. Avukatlarla birlikte Dedeoğulları Ailesi’nin yakınları ve izleyiciler de salondan çıktı.

Mahkeme yine de devam etti

Avukat ve izleyicilerin salonu terk etmesi üzerine ara karar oluşturan mahkeme, açık yargılamaya devam etti. Mahkeme, müşteki-mağdur avukatları ve yakınlarının olmadığı bir salonda yargılamayı sürdürdü; sanıkların savunmalarına geçildi. 

Dinlenen sanıklardan fail Mehmet Altun’un yeğeni İbrahim Keleş, katliamın gerçekleştiği gün pazarda olduğunu ifade ederek olayla herhangi bir bağının olmadığını öne sürdü. Altun’u en son Kurban Bayramı’nda evlerine yaptığı ziyarette gördüğünü iddia eden Keleş “Olayı arkadaşlarımın beni aramasıyla öğrendim. Bunun üzerine annem Ayşe Keleş beni aradı ve birlikte eniştem Yahya Çalık’ın evine gittik” dedi.  

Mahkemeden ırkçılığı örtme çabası

Ardından söz alan katil Altun’un kardeşi Ayşe Keleş, Dedeoğulları ile 10 yıl öncesinde bir kavga yaşadıkları ve ardından 12 Mayıs’a kadar aralarında herhangi bir şey yaşanmadığını, diyaloglarının olmadığını söyledi. Mahkeme Başkanı, Keleş’e “Konuşmamanızda Kürt olmalarının bir bağı var mı?” diye sordu. Keleş ise olayın Kürt olmalarıyla alakası olmadığını iddia etti.  Kardeşi Altun’la pek ilişkilerinin olmadığını ileri süren Keleş, “Mehmet bize sık gelmezdi, iki ayda yalnızca iki defa gördüm. Annem ve eşine sorduğumda ise Ankara’da bir kargo şirketinde çalıştıklarını söyledi” dedi. Mahkeme başkanının “Silahı var mıydı?” sorusuna Keleş, “Silahı var mıydı bilmiyorum ama hiç görmedim. Bir gün eşimle muhabbet ettikleri sırada eşime ‘Gel sana da bir silah alalım’ dediğini hatırlıyorum. Eşim de ona ‘Senin silahın var mı ki?’ diye sordu ama Mehmet cevap vermedi” şeklinde itirafta bulundu.

Ardından söz alan katilin yeğeni Ali Keleş’e de mahkeme başkanının, “Onların Kürt olmasıyla alakalı bir problem var mıydı?” diye sordu. Öyle bir durumun olmadığını iddia eden Keleş, “Türklük Kürtlükle alakalı bir şey yok” dedi. Ardından mahkeme başkanının failin silahının olup olmadığı sorusu üzerine sanık Keleş, “Kuru sıkı tabancası olduğunu biliyorum. Düğünlerde kullanırdı” diye savundu.

Mahkeme tanıkları da yönlendirdi

 Sanıkların ifadelerinin ardından duruşmada avukat ve müştekiler olmaksızın tanıklar dinlendi. Katliam günü sanık Ayşe Keleş ile tarlada birlikte çalışan H.A., A.K. ve Ş.E. tanık olarak dinlendi. Tanık olarak ifade veren H.A., “Olay günü tarlada çalışıyorduk. Silah sesi duymam üzerine kızımı aradım ancak bir şey olmadığını söyledi. Ardından kızım beni tekrar arayarak ‘Karslıların evini basmışlar. Kafalarına sıkmışlar. Evden alevler yükseliyor’ dedi. Biz mesai saatimiz dolduğu için eve gittik Ayşe Keleş ise tarlada sebze toplamaya devam etti” şeklinde beyanda bulundu. Tanık A.K. ise benzer ifadeler kullanarak, “Olayın ardından eve gittim. Ayşe Keleş’e ‘Burada sıkıntı çıkabilir sizden bilirler. Mahalleye gelmeyin’ dedim” şeklinde konuştu. Tanık olarak dinlemesi beklenen Ayşe Keleş’in kızı ve katil Mehmet Altun’un yeğeni Merve Şen ile Altun’un kardeşi Fatma Güven’in eşi Mehmet Güven, mahkeme başkanının yönlendirmesiyle tanıklıktan çekildi. Mahkeme başkanı tanıklar dinlenmeden, “Tanıklıktan çekilme hakkın var. Tanıklık yapmak istiyor musun?” demesi üzerine tanık Merve Şen ile Mehmet Güven tanıklıktan çekildi. 

Saldırı dosyası istendi

Tanık ifadelerinin ardından iddia makamı mütalaasını sunarak, önceki celsede kurulan ara kararda gelmeyen evraklar ile yanıtlanmayan müzekkerelerin yanıtlarının beklenmesine, sanıkların cezaevindeyken ankesörlü telefon ile yaptıkları telefon görüşmelerinin istenmesi ve çözümünün yapılarak dosyaya sunulmasına, Konya 8. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dava dosyasının bir örneğinin dosyaya eklenmesine, haklarında takipsizlik kararı verilen Zehra, İsmihan, İbrahim Altun ve Mehmet Güven’in tanıklıktan çekilmelerini bildirmeleri nedeniyle haklarında işlem yapılmasına yer olmadığına, duruşmaya katılmayan sanık Ahmet Keleş’in zorla getirilmesine karar verdi. İddia makamı tutuksuz sanıkların adli kontrol tedbirlerinin, katil Altun’un tutukluluk halinin devamına karar verilmesini istedi. 

Ara kararını açıklayan mahkeme başkanı, önceki celse talep edilen, ancak dosyaya eklenmeye eksik müzekerelerin yanıtların beklenmesine, Altun’un gittiği otellerde görüştüğü yabancı uyruklu kişilerin adreslerinin istenmesine, tanıklıktan çekilenlerin soruşturması dosyasındaki ifadelerinin okunmasına karar verdi. Tutuksuz sanıkların adli kontrol tedbirlerinin, Altun’un tutukluluk halinin devamına karar verdi. Duruşma 19 Nisan’a ertelendi.  MA/KONYA

 

Katil-polis görüşmesi dava dosyasında çıktı

Konya Katliamı’nda, valiliğin “Böyle bir görüşme yok” diyerek inkar ettiği katil Mehmet Altun’un 155 ile yaptığı “5 kişiyi daha vuracağım” dediği üç telefon görüşmesine dair belgeler dava dosyasından çıktı.

Konya’nın Meram ilçesinde 4’ü kadın 7 kişilik Karslı Dedeoğulları ailesini ırkçı saiklerle katleden fail Mehmet Altun’un, 155 ile yaptığı ve Konya Valiliği’nin inkar ettiği görüşme dava dosyasından çıktı. Tetikçi Mehmet Altun, katliamın gerçekleştiği 30 Temmuz 2021’de 5 saniye, 2 Ağustos 2021’de 43 saniye ve yine 2 Ağustos 2021’de 35 dakika olmak üzere üç defa 155 ile telefon görüşmesi gerçekleştirdiği evrak, kovuşturma dosyasında çıktı. Avukatların görüşme kayıtlarını Konya Valiliği’nden istemesi üzerine gelen cevap yazısında aynı yere bağlı olan 154 ve 112 kayıtlarında 155’e dair böyle bir görüşmenin gerçekleşmediği belirtilerek, yapılan aramalar inkar edildi. 

Valiliğin aramayı inkar etmesinin ardından görüşmenin bir kısmının dosyada unutulduğu, ancak tamamının değil kesintili bir şekilde dosyada yer aldığı görüldü. Avukatların görüşmenin tamamını talep etmesine rağmen savcılık tarafından hiçbir inceleme ve araştırmanın yapılmadığı ortaya çıktı. 

Dava dosyasında ortaya çıkan belge 5. klasör 2. kısım olarak adlandırıldı. Dosyada bir kısmı unutulan bu görüşmede ise Altun, 2 Ağustos 2021’de, 15.03.54 saniyelerinde Asayiş Şube ile “Kalfalar Hasanköy, Cinayetler hakkında görüşmek istiyorum, Saraçoğlu, İvedi Bana bağlayın” şeklinde dosyadaki evrakta yer aldı. Altun, polisi telefon ile aramasında şunları söyledi: “Polislerin önünde bizi tehdit ettiler ve ben 5 kişiyi daha vuracağım, öyle teslim olacağım...  Bunlar tam bir terörist. Emniyetten yardım alamadık... Cinayeti işleyen şahıs benim...”   MA/ANKARA

 

Katliam pankartı tahrikmiş!

HDP İpekyolu İlçe binasına Dedeoğulları Ailesi’nden 7 kişinin katledilmesini kınamak için asılan pankart nedeniyle eşbşakanlar ve çalışanlar hakkında “Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek” iddiasıyla dava açıldı. 

İpekyolu İlçe Örgütü, katliamı kınamak için 20 Temmuz 2021’de parti binasına, “Dedeoğulları ailesi, ırkçı duygu ve düşüncelerle, planlayarak, destek verilerek, örgütlü bir şekilde katledildiler” yazılı pankart astı. Pankart nedeniyle soruşturma başlatan Van Cumhuriyet Başsavcılığı, HDP Van İl Eşbaşkanı Fikret Doğan, HDP İpekyolu İlçe Eşbaşkanı Dilgeş Aslan, parti çalışanları Cengiz Acar ve Yaver Kumli hakkında “Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek” iddiasıyla iddianame hazırladı. 

Van 4. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede, yetkisini ve haddini aşan savcı, olayın etnik kökene dayandığına dair delil bulunmadığını ileri sürdü. Kişilerin kimlik ayrımı yapılmak suretiyle eleştiri ve düşünce sınırlarının aşıldığı savunulan iddianamede, “Yapılan paylaşımlarla halkın bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimin, diğer kesimin aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik edildiği, suçlama niteliği taşıyan paylaşımların içeriği ile toplumsal tehlike boyutlarına ulaştığı, şüphelilerin üzerlerine atılı suçu işlediklerinin sabit olduğu ve suçtan kurtulmaya yönelik savunmalarına itibar edilemeyeceği, bu nedenle kişiler hakkında kamu davası açılması gerektiği anlaşılmakla, delillerin takdiri mahkemenize ait olmak üzere şüphelilerin atılı suçtan hapis cezası ile ayrı ayrı cezalandırılmasına talep olunur” ifadelerine yer verildi. 

Davanın ilk duruşması, 10 Mayıs’ta Van 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülecek.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.