İstanbul Jineolojî Atölyesi erkeklere kapısını açıyor

Kadın Haberleri —

  • Jineolojî İstanbul Atölyeleri üyesi Sevcan Kadiroğlu, Jineolojî atölye çalışmalarına erkeklerin de yoğun ilgisi olduğunu belirterek, “Mevcut dayatılanı kabul etmiyorum, benimsemiyorum, hakikatin izini sürmek istiyorum’ diyen herkesi Jineolojî atölyelerine bekliyoruz” dedi.

Bir kadın bilimi olan Jineoloji, yapılan atölye çalışmalarıyla topluma taşırılmaya çalışılıyor. Kadın bakış açısıyla doğadan topluma, mitolojiden dinlere, bilime kadar tüm bilimleri irdeleyen, sorgulayan, ve yeniden yorumlayan Jinelojî, eşit ve özgür temellerde oluşabilecek yeni bir toplumun kodların veriyor. Dünya kadınlarını, kadın özgürlük hareketlerini de ilgi odağı olan Jineolojî’ye ilişkin çıkan derginin 25’inci sayısı geçtiğimiz ay okurla buluştu.

“Sömürgecilik” başlığıyla yayınlan derginin tartışmaları karma olarak yapıldı. Jineolojî çalışmalarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Jineolojî İstanbul Atölyeleri üyesi Sevcan Kadiroğlu, Jineolojî’yi, “Yaşamın ve toplumun bilimi” olarak değerlendirdi. Jineolojî’nin, devletli uygarlık tarafından unutturulmaya çalışılan kadın hakikatini ortaya çıkarmada bir köprü olduğunu ifade eden Kadiroğlu, Jineolojî’ye dayalı yaşamda tahakküme, sömürüye yer olmadığını, kolektif bir yaşam örgüsünün amaçlandığını kaydetti.

Jineolojî hakikate ulaşmanın mekanizmasıdır

 

.
Sevcan Kadiroğlu

Jineoloji’nin mücadelesini verdiği değişim ve dönüşümün merkezinde sadece kadınların olmadığını da belirten Kadiroğlu şöyle dedi: “Toplumsallığı erkek ve kadının birlikte yürüdüğü bir yol olarak yorumluyoruz. Bu anlamda kadının ‘xwebûn’ dediğimiz yolculukta değişim ve dönüşümde erkeğe de çok büyük görev düşüyor. Tam da bu noktada yolu Jineolojî ile kesişen erkeklerin değişim ve dönüşümlerinin kolay olduğunu yani asıl hakikati Jineolojî ile fark ettiklerinde bir dönüşümü sağladığını görebiliyoruz. Birebir sohbetlerimizde etkinliklerimizde, özellikle karma atölyelerimizde erkek arkadaşların sorduğu sorular, yoğunlaşmaları hakikaten Jineolojî’nin sadece kadın odaklı bir mücadele aracı olmadığını aslında toplumun ve özelinde de erkeği ve kadının hakikati ile buluşma mekanizması olduğunu söyleyebiliriz.”  

Komünal bir yaşımı hedefliyoruz

“Özgür-eş-yaşam” perspektifi doğrultusunda ilerlerken, salt kadının baz alınarak yürütülmediğini de ifade eden Sevcan Kadiroğlu, “Erkeğin ve kadının ortaklaştığı kolektif, eşit, komünal bir yaşamın olmasını hedefliyoruz. Çünkü doğal toplumda, neolitik dönemde ortaklaşan bir yaşamın olduğunu biliyoruz. Bu noktada da toplumun, erkeğin ve en önemlisi de kadının kendini bulması bu anlamda bizim için önemli” dedi. Düzenlenen karma okur buluşmasına erkeklerin de yoğun bir katılım sağladığına işaret eden Kadiroğlu, “Düzenlenen etkinlikte tekrardan erkeklerin de kendilerini bulmaya çalıştıkları gerçekliği ile karşılaştık. Varlık mücadelesi verebilmek için önce sorunu bilmek ve kendini bunda sorumlu hissetmek lazım. Genellikle erkekler toplumsal sorunlarda kendilerini sorumlu hissetmiyorlardı. Daha çok kadının emeği ile yürüyen bir mücadele, bir arayış vardı. Artık sorumlu hisseden erkeğin de değişim-dönüşüme doğru adım attığını görebiliyoruz. Yani ‘xwebûn’ yolculuğunda aslında erkek de payına düşenin farkına vardığı andan itibaren bu mücadele başlıyor” diye belirtti.

Karma atölyelere yoğun talep var

Yeni dönem için atölyelerin artacağını paylaşan Kadiroğlu, erkeklerin çok fazla karma atölye taleplerinin olduğu bilgisini paylaştı. Kadiroğlu şunları belirtti: “Mevcut dayatılanı kabul etmiyorum, benimsemiyorum ben hakikatin izini sürmek istiyorum’ diyen herkesi Jineolojî atölyelerine bekliyoruz. Ev emekçisi arkadaşlardan işçi arkadaşlara, üniversite gençlerinden daha birçok alanda çalışan hem erkek hem kadın arkadaşlar atölyelere katılım sağlayabilir. Çünkü orada bir tartışma, arayış ve kendini bulma dediğimiz ‘xwebûn’ var. Herkes payına düşeni fark edip sorumluluk alıp bu yanlış giden anlayışa karşı beraber mücadele verebilmek için jineolojî atölyelerinde bir araya gelmeli.”

Erkekler,  dayatılan erkeklikten kurtulmalı

.
Rojda Yıldız

Derginin Yayın Kurulu üyesi Rojda Yıldız da mevcut sistem içerisinde erkeklerin de özgürleşmeleri ve sistemin onlara dayattığı patriarkal rollerden ve ya erkek egemenliğinden azade olmalarının Jineolojî’den geçtiğine dikkat çekti. 

Jineolojî’nin anlamlı bir yaşama kavuşmaları, yeniden yol ve yöntem bulmaları için temel tartışma alanlarından biri olduğunu ifade eden Yıldız devamla şöyle dedi: “Toplumun her kesimden insanın kendisini bulabildiği ve kendisini değiştirip dönüştürmek için bir argüman ve yol yöntem olarak önüne koyabileceği rehber çalışmalarından biri. En nihayetinde kapitalist, patriarkal sistem sadece kadınların hayatlarını köreltmiyor. Tüm toplumun hayatını etkiliyor. 

Cinsiyet fark etmeksizin bir köleleştirme deneyimi yaşatıyor insanlara. Ve bugün bu sitemin içerisinde bir noktada hepimiz olmaması gereken noktalardan hayatlar yaşıyoruz. Bunun değişip dönüşmesi için erkeklerin erkekliklerinden kurtulmaları, bunun için ciddi bir sorgulama yaşamaları, yaşamı yeniden değiştirip dönüştürmek için patriarkaya karşı esasta onların da mücadele etmeleri gerektiğini düşünüyor ve mücadele etmeye çağırıyoruz.” 

JINNEWS-İSTANBUL

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.