Jineolojî Ders Notları çıktı
Elif KAYA yazdı —
- Jineolojî Ders Notları, kendi bilgimize ulaşma arayışının öyküsüdür. Göçmen kamplarında, zindanlarda, dağlarda, şehirlerde kendini bulma arayışına çıkan kadınların- erkeklerin tartışmaları, araştırmaları, kendi bilgilerine anlam biçme çabasının yer bulduğu bir kitap.
Özgürlüğün yolu, kendi bilgimizle doğru bağ kurmaktan geçer. Varlığımızı tanımlayacak, tarihsel süreç boyunca oluşturduğumuz anlamlara ulaşmamızı sağlayacak bir yönteme ihtiyacımız var. Varlığımızı doğru tanımlamadan, kendimize dair anlamları çözmeden, sömürgeciliğin oluşturduğu sınırları aşmak pek mümkün değil.
Sömürgecilik bu nedenle öncellikle bilince müdahale eder. Yerelin bilgisini değersizleştirip, tahrip ederek kendini kurumsallaştırmaya çalışır. Varlığın kendi bilgisiyle kurduğu bağı zedelemeden sömürgecilik, bulunduğu her alanda işgalci olma pozisyonunu aşamayacağını ve toplumsal yapı üzerinde otoritesini kuramayacağını bilir. Köleci sistem uygulamalarında salt zora dayalı boyun eğdirmenin ve sömürmenin çok kârlı bir iş olmadığını zaten deneyimlemiştir.
Bu nedenle sömürgeciler gittiği her alana kendi kültürünü ve bilgisini taşır, yerelin bilgisini itibarsızlaştırıp yok sayar. Neyin bilimsel neyin bilimsel olmadığını, neyin değerli neyin değersiz olduğunu sömürgeciler belirler. Pozitivizm bu anlamda liberalizme yaşam olanağı sağlayan bilim anlayışı olarak yerel halkların- toplulukların- kadınların bilgisini ve kültürünü tahrip eden bir silah gibi kullanıldı. İnsanların bilgisiyle bağı kuşkulu hale getirdikten sonra sömürgecilik kendini geçerli tek ölçü olarak ortaya koyup, sömürgeciliğine bilimsel dayanaklar yarattı. Çok eski değil, daha yüz yıl önce manda sistemi, bilimsellik adına, yerel hakların kendi kendini yönetme yetisinde olmadığı tespitine dayandırılarak Hindistan’da, Ortadoğu’da, Afrika da uygulamaya konuldu.
Toplumun- kadınların kendi bilgisini tanıma ve yaşatma arayışı özgürlük mücadelesinin temel dinamiğidir. Yerelin bilgisi sömürgeciliğe karşı direnişi geliştirir. Bazen bir masalın anlatısında, şarkının sözünde, govendin ritminde, bir kilimin motifinde, yüze işlenen daqta, mitolojik bir öyküde bu bilgi dile gelir. Bazen kelimler sırı taşıyan şifrelerdir. Xweza, dayik, dad, xweda, star… Kelimenin etimolojisi varlığın bilgisine yuva olur, anlamını günümüze taşır. Kendi bilgimizin izini sürdükçe ateşin kutsallığı, toprağın bereketi, dağların yaşam değerinin binlerce yıllık insan bilgisi olduğunu anlarız. Pozitivizmin hurafe dediği bilgiyle insanların binlerce yıl doğa ile uyum içinde yaşadığını fark ederiz.
Kadınlar bu sürecin tahribatını iki kat yaşamıştır. Ataerkil sistem kadının bilgisine el koymadan, onu farklılaştırıp, bozuma uğratmadan kurumsallaşma şansını yakalayamazdı. Nitekim mitolojilerde kadın bedeninin parçalara ayrılıp, yeni yaşamın-ataerkil sistemin- inşa edildiği bilgisine ulaşırız.
Bu nedenle kendi bilgimize ulaşma çabası özgürlüğün temel bir çalışması olarak önümüzde duruyor. Bunu mevcut bilimle ve bilimsel yöntemlerle yapma şansımız yok. Hakikate varmak için kendi yöntemlerimizi bulmak ve oluşturmak zorundayız.
Kısa süre önce Jingeh Yayınlarında çıkan Jineolojî Ders Notları, kendi bilgimize ulaşma arayışının öyküsüdür. Göçmen kamplarında, zindanlarda, dağlarda, şehirlerde kendini bulma arayışına çıkan kadınların- erkeklerin tartışmaları, araştırmaları, kendi bilgilerine anlam biçme çabasının yer bulduğu bir kitap. Zozan Sima tarafından kaleme alınan bu kitap, kolektif bir çalışmanın ürünüdür. Zagroslardan, Êfrîn’deki kadınlara, Şengal’deki, Maxmur’daki, Bakur’daki kadınlara kadar çok geniş alanda yapılan eğitimlerin, atölyelerin, sosyolojik alan araştırmalarının yer aldığı bir çalışma. Bu kitapta aynı zamanda Jineolojî’nin, kendi bilgi yöntemlerini oluşturma arayışı ve tartışmalarını da bulacaksınız.
Zindanlarda tutsak kadınlar tarafından çıkarılan “Jineolojî Tartışmaları” (2014), dağda yapılan Jineolojî konferansının ardından çıkarılan “Jineolojîye Giriş” (2015), Rojava'da yaşanan kadın devrimini konu alan “Bingeha Dirokî û Siberoja Şoreşa Jinê”, (2021) Kürt kadın hareketinin feminizm ile ilişkilerini ve farklılıklarını ele alan “Demokratik Modernitenin İnşasında Feminizm” (2021) kitaplarının ardından çıkarılan beşinci kitaptır. Yıllardır derslerde verilen ve aynı zamanda katılımcıların bilgi havuzumuza kattığı bilgilerle nasıl yol alındığının ortaya koyan bir çalışma. Burada Helin Murat, Leyla Van, Nagihan Akarsel ve daha nice özgür yaşam yoluna çıkan kadınların bilgi arayışı ve ulaştıkları sonuçlar yer alıyor .
Okuyucuların eşiyle, arkadaşlarıyla, dostlarıyla okuyup, üzerine derin tartışmalar yürüteceği temel bir kaynak. Kendi bilgisine ulaşma arayışında olan, kim olduğuna cevaplar oluşturmak isteyen her kesin mutlaka okuması ve çevresine okutması gereken bir kitap.