Kadın birliği giderek büyüyor

Kadın Haberleri —

 Benedetta Argentieri

Benedetta Argentieri

  • Köln Film Festivali'nde aldığı “Phoenix" en iyi belgesel ödülünü Rojava'da Türk devletinin saldırılarına karşı direnenlere adayan İtalyan gazeteci ve yönetmen Benedetta Argentieri ile konuştuk. 

REWŞAN DENİZ

İtalyan gazeteci ve yönetmen Benedetta Argentieri, The Matchmaker (Çöpçatan) belgeseli ile Köln Film Festivali'nde aldığı "phoenix" en iyi belgesel ödülünü Rojava'da Türk devletinin saldırılarına karşı direnen insanlara adadığını açıkladı. Argentieri, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "Bu ödülü, insansız hava araçlarıyla sivilleri, özellikle de kadınları öldüren Türk devletinin her gün saldırılarına maruz kalan Kuzey Doğu Suriye'nin cesur insanlarına adıyorum." Argentieri, çalışmalarında Ortadoğu'daki savaşı, demokrasi ve cinsiyet eşitliği işliyor. Son belgeseli The Matchmaker'da (Çöpçatan) bakış açısını değiştirerek DAİŞ'e katılan kadınları konu alıyor. Kadınlar Geleceği Örüyor Ağı’nın “Devrimimiz: Yaşamı Özgürleştirmek” şiarıyla düzenlediği 2. Uluslararası Kadın Konferansı katılan İtalyan gazeteci ve yönetmen Benedetta Argentieri ile konuştuk.

Dünya Kurdistan'ı görmüyor

Son belgeseli The Matchmaker ile Köln Uluslararası Film Festivali’nde phoenix en iyi belgesel ödülünü alan Argentieri, "Ödülü aldığım kutlamada bu ödülü Kuzey-Doğu Suriye halklarına adamak benim için çok önemliydi çünkü, Ukrayna savaşı ile birlikte her şey ana akım medyanın gündeminden düştü. Şimdi herkes Ukrayna savaşına odaklanmış ve dünyanın geri kalanını unutmuş durumda. Dünya genelinde şu anda 488 çatışma yaşanıyor, dün bunu Nilüfer Koç da ifade etti. Bu yüzden dikkatleri yeniden Kuzey-Doğu Suriye’ye ve Kurdistan’da neler olduğuna çekebilmek çok önemli, tam da biraz önce sözünü ettiğim saldırılar yüzünden. Tüm Avrupa ülkelerine Avrupa ülkelerinden Suriye’ye DAİŞ’e katılmaya gelmiş ve öylece orada bırakılan binlerce DAİŞ bağlantılı insan, özellikle de kadın olduğunu hatırlatmamız gerek. Ülkelerine geri dönemiyorlar. Ülkeleri onları geri almak istemiyor" dedi. 

Tüm yük Kürtlerde

Devletlerin DAİŞ'in tüm yükünü Kürt savaşçılara bıraktığını söyleyen Argentieri, sözlerine şöyle devam etti: "Bu yüzden tüm yük Kuzey-Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin omuzlarına kalmış durumda. Buna izin veremeyiz çünkü, bu Avrupa ülkelerinin kendi vatandaşlarına karşı bir sorumluluğu var. Kuzey Doğu Suriye, Türk devletinin kesintisiz saldırıları altındayken vatandaşlarını burada bırakmaları problemleri ağırlaştırıyor ve ayrıca oradaki siviller için, Kuzey-Doğu Suriye’de inşa edilen alternatif sistem, demokratik konfederalizm için de bir tehdit. Bu yüzden ödülümü Kuzey-Doğu Suriye halklarına adama fikri dikkatleri yeniden oradaki halka çekmek ve bu çok ama çok önemli sorunların altını çizmek amacını taşıyordu."

Kimyasala göz yumuluyor

Türk devletinin Kürt Özgürlük Güçleri'ne karşı kimyasal silah kullanmasına tepki gösteren Argentieri, "Kimyasal saldırılar çok uzun bir süredir devam ediyor. Türk devleti Kurdistan dağlarındaki gerillayı yenemediği için uluslararası sözleşmelerin yasakladığı kimyasal silahları kullanıyor ve bunu bir NATO ülkesi olmasına rağmen yapıyor ve kimse ama kimse bu duruma karşı bir şey söylemiyor. Olan biteni görmeyi reddediyorlar" dedi. 

Kimyasal ile tecrit bağlantılı!

Kimyasal saldırılarla Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik ağırlaştırılmış tecridin bağlantılı olduğunu belirten Argentieri, "Abdullah Öcalan’ın İmralı’daki 22 yıldan uzun süredir devam eden tutsaklığı -çünkü 1999’da kaçırılmıştı- ve kesintisiz tecridi ile bağlantılı bir şey. Pek çok insan bu tür bir hapsin insanlık dışı olduğuna dair endişeleri ve yalnızca endişeleri de değil, ne tür sorunlara sebep olacağını dile getirdi. Ancak uluslar arası toplumdan hiç kimse hiçbir şey söylemiyor ve bu, tam da şu günlerde olan bitenlerle çok büyük bir tezat oluşturuyor" diye konuştu.

Öcalan bir filozof serbest bırakılmalı

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik ağırlaştırılmış tecridin derhal kalması gerektiğini belirterek, dünya kamuoyuna, aydınlara ve sanatçılara çağrıda bulunan Argentieri, sözlerine şöyle devam etti: "Bugün dünyanın dört bir yanında Jin Jiyan Azadi sloganının nasıl coşkuyla karşılandığını görmüyor muyuz? Ama bu sloganın Kürt Özgürlük Mücadelesi ve Abdullah Öcalan ile bağı görülmeden yapılıyor bu. Dolayısıyla büyük bir çelişki söz konusu. Bu yüzden aydınların, sanatçıların, tüm Kurdistan dostlarının ama yalnızca onların da değil, özgür bir yaşamı savunan herkesin Kurdistan dağlarında, İmralı’da ne olduğunu hatırlatması ve Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılmasını talep etmesi gerekir. Bugün kendisi sadece Kürt halkı tarafından değil çok fazla insan tarafından bir filozof olarak benimseniyor ve artık serbest kalmasının zamanı geldi."

***

Kürt Kadın Hareketi önderlik ediyor

Benedetta Argentieri, ilk konferansa da katıldığını ve ikisi arasında büyük farklılıklar olduğunu söyledi. İki konferans arasında neredeyse 5 yıl geçtiğini anımsatan Argentieri,"Şöyle de bir şey oldu, yalnızca Kürt kadın hareketi değil tüm hareketler giderek daha fazla Kurdistan’da neler olduğuna odaklanmaya başladılar ve Kürt kadın hareketi yaşamı inşa etmeye, amaçladığımız her şey için alternatif bir sistem inşa etmeye, kendimizi içinde yaşadığımız bu baskıcı sistemde özgürleştirmeye önderlik etmeye başladı. Ve bu konferansa katılım daha yüksek. Frankfurt’ta olduğundan biraz daha geniş. Şimdi oturumların sonuna geldik ve yolumuza nasıl devam edeceğimiz konusunda somut öneriler üzerinde konuşacağız. Dünyanın dört bir yanında birçok farklı kadının nasıl yol alınacağı konusunda bu son tartışmaları takip ettiğini düşünüyorum ve bence bu çok önemli" diye vurguladı.

***

Benedetta Argentieri dair...

Daha önce okullu bir gazeteci olarak İtalya'nın önde gelen günlük gazetesi Corriere della Sera için çalışır, 2013 yılında Türkiye'deki Gezi Direnişi'ni konu alan "Çapulcu: Gezi'nin Sesi" belgeselinde yer alır. 2014 yılında bir film yapımcısı olarak ilk kez aktif bir savaş bölgesine giden ve Our War'da (Bizim Savaşımız) DAİŞ'e karşı mücadele eden Kürt Halk Savunma Birlikleri'ne katılan uluslararası savaşçıların hikâyelerini anlatır. Benedetta Argentieri, I am the Revolution (Devrim Benim, 2018) ve Blooming in the Desert (Çölde Çiçek Açmak, 2021) ile Afganistan, Irak ve Suriye'de demokrasi, özgürlük ve cinsiyet eşitliği için mücadele eden üç kadının hikayesine yer verir. Son belgeseli The Matchmaker (Çöpçatan) için bakış açısını değiştirerek kadınları DAİŞ'e kattığı iddia edilen genç bir İngiliz kadınla röportaj yapar.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.