Kadın Parti Okulu kurulacak

Dosya Haberleri —

Yeşil Sol Parti

Yeşil Sol Parti

8-9 Eylül’de iki günlük kadın konferansı yapan Yeşil Sol Parti'nin konferans sonuçlarını Kadın Meclisi Sözcüsü Canan Çalağan ile konuştuk.

  • Parti içinde genç kadınları güçlendirecek kimi eğitim faaliyetlerini bugüne kadar hayata geçirmiş olsak da yeterli olmadığı tespit ettiğimiz eksikliklerden biri. Konferansımızda karar altına aldığımız önemli konulardan biri de önümüzdeki dönem Kadın Parti Okulumuzun kurulması olmuştur. Önümüzdeki dönem genç kadınlara özgü eğitim ve güçlendirme programlarını hayata geçirecektir.

MIHEME PORGEBOL

Yeşil Sol Parti, yeniden yapılanma ve inşa süreci dahilinde 8-9 Eylül’de iki günlük bir kadın konferansı gerçekleştirdi. Önümüzdeki döneme dair mücadelenin yol ve yöntemlerinin tartışıldığı konferans sonunda 3. Yol'da ısrar eden politikaların önemine vurgu yapılırken kadın kazanımlarına dönük saldırılar, tecrit ve ülke genelindeki hak ihlallerine vurgu yapıldı. Topyekûn mücadelenin önemine odaklanan konferansın sonuçlarını Yeşil Sol Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Canan Çalağan’la konuştuk.

Konferansınız nasıl geçti ve konferanstan çıkan sonuçların önümüzdeki dönemde Yeşil Sol Parti’nin kadın politikalarına nasıl bir etkisi olacağını öngörüyorsunuz?

Mayıs seçimleri sonrasında hedeflediğimiz sonuçlara ulaşamamış olmamız nedeniyle yaptığımız değerlendirmeler, seçimlerde açığa çıkan başarısızlığın bir sonuç olduğu ve bu sonucun parti yapımızda bir süredir devam eden ideolojik politik ve örgütsel zayıflama ili ilişkili olduğu tespitini yaptık. Bu kapsamda yeniden yapılanma perspektifiyle il/ilçe örgütlerimizle bir araya gelerek, yaygın halk buluşmaları yaparak tüm eksikliklerimizi ve yetmezliklerimizi eleştiri özeleştiri temelinde açığa çıkaracak kapsamlı tartışmalar yürüttük. Bu tartışmalarda açığa çıkan temel sorun alanlarımızı ele alan ve yapacağımız konferansları güçlendirmek amacıyla merkezi çalıştaylar, gerçekleştirdik ve örgütlü olduğumuz tüm illerde konferans hazırlık toplantıları yaparak merkezi konferanslarımız gerçekleştirdik. “İsyanımızla büyüyor, Özgürlüğümüzü savunuyoruz” şiarıyla gerçekleştirdiğimiz büyük kadın konferansımızı böyle bir ön hazırlık sürecinden geçerek örgütledik. Sonuç itibariyle kadın konferansımızın coşkusu, açığa çıkan moral - motivasyon, katılım, tartışma ve kararlaşma düzeyi önümüzdeki dönem kadın eşitlik ve özgürlük mücadelemiz açısından güçlü bir iradeyi ortaya koyması bakımından son derece önemli olmuştur.

Türkiye ve Kurdistan’da her türlü toplumsal sorundan en çok etkilenenler kadınlar ve çocuklar oluyor. Elbette ki bunun sebebi ataerkil zihniyet ve feodal düşüncedir ancak AKP-MHP rejimini ve son seçimlerdeki kadın düşmanı ittifaklarını önümüzdeki dönem açısından nasıl okuyorsunuz? Kadınları nasıl bir dönem bekliyor?

AKP/MHP iktidarı ve oluşturduğu erkek egemen ittifak bloğunun kendi iktidarını ayakta tutmak üzere yürüttüğü siyasetin ve hayata geçirdiği politikaların temel hattının, kadın ve Kürt düşmanlığı üzerine kurulu olduğu çok açık bir gerçektir. Bugüne kadar olduğu gibi bugün de sermaye yanlısı, erkek egemen ve tek tipçi politikalarla halklar arasında, kadınla erkek arasında, inançlar arasında kutuplaşmayı körüklemekte, sermayenin çıkarları uğruna emek sömürüsünü doğa talanını teşvik etmektedir.

Erkek egemen tüm iktidar biçimleri gibi AKP/MHP iktidarı da kendisi açısından en temel tehdit olarak kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelesini görmektedir. Çünkü oluşturmak istediği itaatkar toplum yapısı  ve mutlak otoritesinin önünde en büyük    engel kadın özgürlük mücadelesidir. Kadınları susturmadan toplumu susturamayacağının farkındadır. Kadına yönelik her türlü şiddetin ve kadın cinayetlerinin alabildiğine arttığı, her gün çok sayıda kadının en yakınındaki erkekler tarafından katledildiği bir ülkede, erkek egemen yargı eliyle şiddet failleri cezasızlıkla ödüllendirilirken kadın özgürlük mücadelesi yürüten binlerce kadının mesnetsiz gerekçelerle cezaevlerinde esir tutulması başka nasıl izah edilebilir?

Mevcut iktidarın, kadınların mücadele ile elde ettikleri kazanımlara yönelik saldırıları sürmektedir. İki yıl önce cumhurbaşkanının verdiği kararla bir gecede Türkiye İstanbul Sözleşmesinden geri çekilmiş buna yönelik tepkiler devam ederken bugün nafaka hakkı gasp edilmeye çalışılmaktadır. Erkek ittifak masalarının pazarlık unsuru haline getirilen Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine dair 6284 sayılı yasa fiilen zaten uygulanmamaktadır. Bugün iktidarın uyguladığı savaş ve rant ekonomisi ülkede derin bir yoksulluğa ve kadın emeği sömürüsüne neden olmuştur. Temel yaşamsal ihtiyaçlarını karşılamak ve çocuklarının karnını doyurmak konusunda en büyük zorluğu yine toplumun en yoksulları olarak kadınlardır. Gerek hane içinde gerek çalışma yaşamında en derin emek sömürüsüne mazur kalanlar, en güvencesiz, düşük ücretli, örgütsüz çalışanlar kadınlardır.

Tüm bu tablo yanında bugün ülkedeki tüm sorunların kaynağında yer alan Kürt sorununda çözümsüzlük politikalarında ısrar edilmesi, inkâr ve asimilasyon politikaları ve savaş en fazla kadınları etkilemekte, Kürt kadınları üzerinde sistematik bir biçimde uygulanan özel savaş politikaları ülkenin her yanında kadınlara şiddet olarak yayılmaktadır. Yine diyalog ve müzakere yoluyla sorununun çözümü yerine savaş politikalarında ısrarın temel göstergesi olan Sayın Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan mutlak tecrit bugün bir rejim haline gelmiş ve tüm topluma en yoğun olarak ta kadınların yaşamını tehdit eden duruma ulaşmıştır.

Bu kapsamda büyük kadın konferansımızda Kürt sorununun adil ve demokratik çözümü ve barışın toplumsallaşmasında muhatap olan Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki mutlak tecridin kırılması amacıyla mücadelenin yükseltilmesi öne çıkan en temel başlık olmuştur.

Bir kadın partisi olarak Yeşil Sol Parti ve dayandığı siyasal gelenek kadın eşitlik ve özgürlük mücadelesinden beslenmektedir. Partimizin kadın politikaları Kürt kadın hareketinin, Türkiye kadın hareketinin ve feminist hareketin açığa çıkardığı birikime dayanarak ve doğrudan bu mücadelenin içinden yükselmektedir, konferansımız bunu bir kez daha ortaya koymuştur. Bugün dünyanın her yerinde Latin Amerika’dan Avrupa’ya, İran’dan Afganistan’a kadınların özgürlük mücadelesi erkek egemen iktidarlara karşı en güçlü direnişlere öncülük etmektedir. Yanı başımızda filizlenen Rojava Kadın Devrimi yolumuzu aydınlatmakta, Jin Jiyan Azadi sloganı yalnızca kadınları değil tüm ezilenleri kadın özgürlüğüne ve ekolojiye dayalı demokratik bir yeni yaşama çağırmaktadır. Yeşil Sol Partili Kadınlar olarak önümüzdeki dönem mücadele hattımızı bu çağrıdan aldığımız güç ve motivasyonla öreceğiz.

Genç kadınların siyasete katılımı için teşvik çalışmalarınız var mı? Siyasete yeni atılan kadınlara ne düzeyde ve ne tür eğitimler veriyorsunuz?

Partimiz içinde tıpkı kadınlar gibi gençlerde özgün özerk bir meclis yapısına sahiptirler. Genç kadın arkadaşlarımız kadın meclisi ile ilişkili ve kolektif bir çalışma yürütmektedir. AKP/MHP iktidarının uyguladığı politikaların en olumsuz sonuçlarını bugün gençler özellikle de genç kadınlar yaşamaktadır. Eğitimden barınmaya, emek sömürüsünden yaşam biçimlerine yönelik müdahaleye kadar kapsamlı bir cendere altında olan gençler, geleceksiz bırakılmak istenmektedir. Kurdistan’da uygulanan özel savaş politikaları ile genç kadınlar yoğun bir beden ve emek sömürüsü ile karşı karşıyadır. Gençlere karşı girişilen bu saldırganlık esasta toplumsal geleceğimizin ipotek altına alınması çabasının ürünüdür. Dolayısıyla gençlerin örgütlenmesi, partimizin gençlik meclisinin güçlenmesi tüm bu politikaların boşa çıkarılması açısından hayati önemdedir. Bu bağlamda genç kadınların örgütlenmesini yalnızca gençlerin sorumluluğunda ele almıyor, örgütlü olduğumuz her yerde genç kadınların örgütlenmesi için dayanışmayı kadın meclisimizin temel sorumluluklarından biri olarak görüyoruz. Parti içinde genç kadınları güçlendirecek kimi eğitim faaliyetlerini bugüne kadar hayata geçirmiş olsak da yeterli olmadığı tespit ettiğimiz eksikliklerden biri. Konferansımızda karar altına aldığımız önemli konulardan biri de önümüzdeki dönem Kadın Parti Okulumuzun kurulması olmuştur. Kadın Parti Okulumuz önümüzdeki dönem genç kadınlara özgü eğitim ve güçlendirme programlarını hayata geçirecektir.

Kurdistan'da ciddi bir uyuşturucu ve fuhuş krizi var. STK, barolar ve siyasi partilerin elinde net veriler yok. Kabaca şöyle sorayım; bugün bir aile size gelip “Çocuğumu fuhuştan kurtarın?” derse ne yapacaksınız? Buna ilişkin net planlamanız var mı?

Uyuşturucu, bedenin metalaşması vb. uygulamaları iktidarın uyguladığı baskıcı politikalar, işsizlik, ekonomik buhran ve eğitim sistemindeki çöküş gibi birçok farklı etken ile doğrudan bağlantılıdır. Bugün Kurdistan’da özellikle de genç kadınları hedef alan özel savaş konseptinin bir parçası olarak uygulanmaktadır. İpek Er’in katledilmesi, Gülistan Doku cinayeti yine birkaç gün önce Mardin’de yaşanan ve içinde korucularında olduğu tecavüz davasında görüldüğü gibi üniformalı faillerin cezasızlık politikaları ile ödüllendirilmesi bunun bir iktidar politikası olarak uygulandığı görüşümüzü desteklemektedir.

Çok boyutlu ve son derece yıkıcı olan uyuşturucu soruna karşı etkili politikalarla mücadele etmek hem kadın hem karma konferansımızın temel kararları arasındadır. Bu soruna karşı öncelikli hedefimiz sorunu sosyal, siyasal ve ekonomik boyutları ile ele alarak önleme mekanizmalarının kurulması için mücadele etmektir. Yine üretim, tedarik ve satış ağlarına karşı etkili bir teşhir ve kararlı bir eğitsel ve örgütsel mücadele yürütmeyi hedefliyoruz. Bu konuyla ilgili farklı kurum ve örgütlerle ortak çalışmalar yaparak hem önlenmesi hem de bağımlılıktan kurtulmaya dönük sağaltım çalışmalarında işbirliği yapmayı önemli görüyoruz. Konferanslarımız bu konuda önümüzdeki süreçte il ilçe örgütlerimizden parlamentoya kadar yaygın ve sistematik bir topyekûn mücadele başlatma kararı almıştır.

Mevsimlik işçilere baktığımız zaman kadınların sayısının oransal olarak bir hayli fazla olduğunu görürüz. Kadınların geçimlerini sağlamak için sürekli bir çeşit göç halinde olduğunu söylemek mümkün. Bu konuda nasıl bir politika izleyeceksiniz, somut projeleriniz var mı?

Mevsimlik tarım işçiliği kadın emeğinin en ağır koşullarda ve en yoğun sömürüye uğradığı alanlardan biri durumunda ve bu nedenle uzun zamandır hem emek örgütlerinin, hem kadın örgütlerinin hem de partimizin üzerinde yoğunlaştığı sorunlardan biri olmaktadır. Zorla köy boşaltmaların sonucu olarak çok sayıda kadın ve erkek yaşam alanlarını terk etmek zorunda bırakılmış yine sermaye çıkarlarını esas alan ekonomi politikaları nedeniyle yoksullaşan ve geçimlik üretimden koparılan binlerce insanımız yaşam alanlarından göç etmek zorunda bırakılmıştır. Hiçbir sosyal güvence hatta yaşam güvencesi olmaksızın ağır sömürü koşullarında çalışan mevsimlik tarım işçisi kadınlar cinsiyetçi iş bölümü nedeniyle katmerli bir sömürüyle de karşı karşıyadır. Gittikleri çalışma alanlarında ırkçı saldırılarla maruz kalmakta, insanlık dışı taşıma nedeniyle yollarda can vermektedirler. Açıkça iş kazası ve iş cinayeti olarak gerçekleşen bu yaralanmalar ya da ölümler kayıtlara trafik kazası olarak geçmektedir. Mevsimlik tarım işçiliği çocuk emeğinin de vahşice sömürüldüğü ve çocukların temel haklarının (eğitim, barınma, sağlık vb.) da gasp edildiği bir çalışma alanıdır. Parti olarak önümüzdeki dönem bu alanda yaşanan emek sömürüsünü her düzeyde teşhir edecek ve mevsimlik tarım işçilerinin örgütlenmesi için verilen mücadeleyi destekleteceğiz. Karşı karşıya kaldıkları hak ihlallerini ve saldırılara karşı bulundukları her yerde mevsimlik tarım işçisi kadınlarla yan yana gelerek sorunlarını gündeme taşıyacak ve birlikte mücadeleyi esas alacağız.

İşsiz, ev işçisi ve özel sektörde mobinge maruz kalan, emeği görülmeyen kadınları yalnız bırakmamak adına neler yapıyorsunuz?

Kadın konferansımızın karar altına aldığı önemli hususlardan biri de kadın yoksulluğu ve kadın emeği sömürüsüne karşı mücadeledir.

Ataerkil kapitalizmin krizi bugün tüm dünya halklarını, işçileri emekçileri en fazla da kadınları derinden etkiliyor. Kadınlar gün geçtikçe erkek egemen kapitalist düzen nedeniyle daha fazla yoksullaşıyor. Yoksulluk kadınları toplumsal, siyasal sosyal yaşamdan kopararak erkek/devlet/sermaye sömürüsüne karşı örgütsüz ve daha korunaksız hale getiriyor. Üretim ve yaşam alanlarında kadınların emeği görünmez kılınıyor. Cinsiyete dayalı iş bölümü, esnek güvencesiz çalışma, düşük ücretler ile kadın emeği sömürüsü derinleşiyor. Bakım işleri yalnızca kadınların sorumluluğu olarak görüldüğünden ilk işten çıkarılanlar kadınlar oluyor. Toplumda yerleşik olan cinsiyetçi normlar nedeniyle iş yerlerinde en fazla tacize ve mobinge maruz kalanlar yine kadınlar oluyor. Tüm bu ayrımcılığa ve sömürüye dur demek için önümüzdeki Dönem Yeşil Sol Parti olarak HDK Kadın Meclisleri, emek örgütlerinin kadın yapıları ve kadın örgütleri ile birlikte eylem ve etkinlikler düzenleyeceğiz. Kadınların iş yerleri ve iş kolları düzeyinde örgütlenmesinin önünü açan, ev içi emeğin sosyal güvence altına alınmasını sağlayan ve kadın istihdamının artırılmasına dönük politikaları güçlendiren bir siyasi faaliyet yürüteceğiz.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.