Kadın temsili aldatmaca olmamalı
Kadın Haberleri —

Foza Yusif
- PYD Başkanlık Konseyi Üyesi Foza Yusif, kadınların Suriye’nin geleceğinde biçimsel değil, hayati bir rol üstlenmesi gerektiğini vurguladı. “Savaş sonrası kadınların eve dönmesi yaklaşımını kırmalıyız” dedi.
- Kadın temsiliyetinin aldatmaca olmaktan çıkması gerektiğini belirten Foza Yusif, kadın haklarının anayasal güvence altına alınmasının yeni Suriye’nin demokratikleşmesi için şart olduğunu söyledi.
Demokratik Birlik Partisi (PYD) Başkanlık Konseyi Üyesi ve Suriye Geçici Yönetimi ile Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Müzakere Komitesi Eşbaşkanı Foza Yusif, Nujinha’dan Sanaa El-Ali’ye verdiği özel röportajda 10 Mart Anlaşması’nın uygulanmasındaki tıkanıklıkları, kadın haklarını, entegrasyon koşullarını, Türkiye’nin tehditlerini ve Suriye’nin birliğini değerlendirdi. Kadın haklarının müzakere sürecinde öncelikli bir yere sahip olduğunun altını çizen Foza Yusif, Suriyeli kadınların birliğinin “gerici fikirlerden arınmış, adil bir Suriye toplumu inşası için elzem ve stratejik bir adım” olduğunu kaydetti.
Şam müzakere komitesinde kadın temsilinin olmamasını eleştiren ve varolanın aldatmacadan ibaret olduğunu söyleyen Foza Yusif, “Şam’da düzenlenen toplantılarda Fransız ve Amerikalı katılımcılar da dahil olmak üzere bu konu gündeme getirildi. İkinci toplantıda Sayın Tom Barrack ‘Şam tarafına heyetinde kadınları da dahil etmesini tavsiye ediyorum’ dedi. Ancak pratikte kadınların rolü yalnızca müzakerelerde değil her alanda marjinalize ediliyor. Geçici Hükümet kurulduğunda kadınlar dışlandı ve görünüşü kurtarmak amacıyla resmi bir varlık sağlandı. Dünyaya kadınların dışlanmadığını göstermek için birkaç kadın atanıyor; ancak bu kamuoyunu kadınların dahil edildiğine inandırmak için yapılan bir aldatmacadan ibaret. Bu durum birçok Ortadoğu ülkesinde ciddi bir sorun olarak devam ediyor. Bazı Avrupa ülkelerinde ilerleme kaydedilmiş olsa da siyasette hâlâ güçlü bir erkek tekeli söz konusu ve kadınların rolü açıkça sınırlanıyor” diye konuştu.
Kadınların karar alma yetkisi yok
Valilik sistemiyle ilgili tartışmalar sırasında birden fazla kez “kadınların rolü nedir?” diye sorduğunu ifade eden Foza Yusif, şu şekilde devam etti: “Alınan cevap işçi sınıfında kadın oranının yüzde 52’nin üzerinde olduğunu ancak karar alma merkezlerinde bu oranın yüzde 20 veya daha az olduğunu gösteriyordu. Hatta Halep’te yapılan son seçimlerde Halep Valisi 32 kişilik yönetimde sadece bir kadının karar alma pozisyonunda bulunmasından yakındı. Bu elbette kadınlar için korkutucu. Bölgelerimizdeki durumu karşılaştırdığımızda Özerk Yönetim’de kadınların varlığı ile Geçici Hükümet’in kontrolündeki bölgelerdeki kadın varlığı arasında ciddi ve belirgin bir fark olduğunu görüyoruz.”
Biçimsel değil hayati
Foza Yusif, yaptıkları toplantılarda kadın konusunu gündemde tutuklarını vurgulayarak, “Halep toplantısında bölgelerimizde toplumsal sözleşme ve pratik gerçeklikler çerçevesinde eğitim gibi bazı uzmanlık alanlarında kadın varlığının yüzde 50’yi aştığını vurguladık. Kadınlar yalnızca işçi veya memur değil; karar alma merkezlerinde de aktif olarak yer alıyorlar. Bu varlık biçimsel değil hayati bir öneme sahip. Kadınların varlığı konusunda uluslararası bir baskı bulunuyor; bu baskı zaman zaman kadınların varlığının öne çıkarılmasına yol açıyor. Suriye’de kadınlar sürekli bir varlığa sahip çalışmaya ve siyasete açıktır ve bu durum Geçici Hükümet’in tutumunu bir ölçüde etkiliyor. Kadınlar dışlanamaz; ancak günümüzde kadın oranı hâlâ oldukça düşük” diye ifade etti.
Kadınların Suriye devrimine katıldıklarında net bir hedefe sahip olduklarını ifade eden Foza Yusif, “Suriye anayasası da kadın haklarını yeterince güvence altına almıyordu. Biz kadınların bir davası var. İnançlarımız ve yönelimlerimiz farklı olsa da bizi bir araya getiren ortak kimlik yani kadın kimliğimiz var. Maruz kaldığımız haksızlıklar nedeniyle kadın hakları mücadelesi ortak davamız haline geliyor. Bu birlik güç örgütlenme ve her platformda etkili bir ses anlamına geliyor” dedi.
Suriyeli kadınlar birlik olmalı
Kadınların politik sahaya katılımı konusunda ciddi yetersizliklerin olduğuna dikkat çeken Foza Yusif, kadınların yaratacağı birlikteliğin önemine şu sözlerle vurgu yaptı:“Suriyeli kadınların uyumu gerici fikirlerden arınmış adil bir Suriye toplumu için elzem ve stratejiktir. Kadınlar olarak fikirlerimiz partilerimiz ve yönelimlerimiz ne kadar farklı olursa olsun kadın hakları konusunda net bir vizyona sahip olmamız gerektiğine ikna olmalıyız. Bu noktada birleşmeliyiz. Suriyeli kadınlar arasındaki ortak payda budur. Şu anda kadınların katılımı konusunda büyük bir tehlike var. Marjinalleşme dışlanma ve kadınların rollerinin inkârı söz konusu. Savaş bittikten sonra kadınların eve dönmesi teorisi ve ilkesi hâlâ mevcut ve bu kuralı yıkmalıyız. Kuzey ve Doğu Suriye'de bu kuralı büyük ölçüde yıktık. Devrimin başlangıcından bu yana kadınlar inşa sürecine dahil oldular. Devrimle birlikte kadın haklarının tesis edildiğini ve güçlendirildiğini söylediler. Suriyeli kadınlar olarak kadın haklarının anayasal olarak güvence altına alındığı bir Suriye inşa etmek için birlikte çalışmalıyız. HESEKÊ
* * *
Tartışmaların odağı değiştiriliyor
Şam heyetiyle gerçekleştirilen son görüşmeye değinen Foza Yusif, “Halep’te Şam, Halep ve Humus valileriyle idari yapılanma detaylı tartışıldı. Askeri heyetimiz ile iç güvenlik heyeti, askeri ve güvenlik güçlerinin Geçici Hükümet’e entegrasyonunu görüştü. Geçtiğimiz dönemde diyaloglarda ilerleme sağlanmaya çalışıldı, ancak çeşitli nedenler hedefe ulaşmayı engelledi. Her aşamada çabalara farklı argümanlarla karşı çıkıldı; güvenlik ve askeri meseleler diyaloğun en kritik başlıkları olmaya devam ediyor. Şam tarafı her toplantıda yeni bir konuyu gündeme getiriyor; bu durum tartışmaların odağını sürekli değiştiriyor ve bir meseleyi sonuçlandırmadan diğerine geçilmesine yol açıyor. Bu da sürecin verimliliğini olumsuz etkiliyor” dedi.
* * *
Ayrılık suçlamaları Türkiye’nin bahanesi
Türk devletinin hâlâ Suriye’yi kendi vilayetiymiş gibi gördüğünü ifade eden Foza Yusif, bu durumun olumsuz sonuçlar açığa çıkarttığını şu sözlerle ifade etti: “Suriye’de yaşanan gelişmelerin ardından Türkiye’nin bölgede güçlü bir nüfuz sahibi olma arzusu arttı ve ülkeyi kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirme çabası devam ediyor. Ayrıca Türkiye Kürt ve Arap halklarına karşı düşmanca tutumunu sürdürmekte ve Suriye’de demokratik bir yönetim veya halkın haklarını güvence altına alan bir anayasa arayışında bulunmamaktadır. Türkiye Suriye’de otoriter bir rejimin tesis edilmesini teşvik etmekte ve müzakerelerin önünde bir engel teşkil etmektedir; bu durum elbette son derece olumsuz bir etkidir.”
Özerk Yönetimin hiçbir zaman ayrılık peşinde olmadığının altını çizen Foza Yusif, “Ayrılık suçlamaları Türkiye’nin otoriter ve ötekileştirici politikalarını ve bölge toplumlarının haklarını görmezden gelmesini meşrulaştırmak için sürekli kullandığı bir bahanedir” diye konuştu.
Sıfırdan başlamak yanlış
“Zorla bütünleşme veya bir tarafın iradesinin diğerine dayatılması yoluyla değil her iki tarafın iradelerine dayalı bir entegrasyon hedefliyoruz” diyen Foza Yusif, şöyle devam etti: Demokratik entegrasyon için çalışıyoruz. Kuzey ve Doğu Suriye'de kurumlar ve son dönemde elde edilen kazanımlar mevcut. Bu bütünleşme süreci her şeyi ortadan kaldırıp sıfırdan başlamak şeklinde olamaz. Ayrıca Şam’ın farklı topluluklarla ortak çalışma deneyimi kadın hakları inanç ve din gibi somut konularda da örnek oluşturabilir. Bu alanlarda kaydedilen ilerlemeler Suriye’nin diğer bölgeleri için de yol gösterici olabilir. Var olan her şeyi baltalamak ve sıfırdan başlamak yanlıştır; bu kabul edilemez. Anayasal Beyanname demokratik bir anayasa değil tamamen merkezi bir anayasadır ve yeniden ele alınmalıdır.”








