Katiller tarlası ve zavallı kılıklı bekçisi

Ahmet KAHRAMAN yazdı —

  • MHP, çıktığından beri öldürerek “Türk halkına hizmet“ ediyor. Sadece ölümün diliyle konuşuyor ve Türk düşmanlarını yok etmeyi vaad ederek yandaş topluyorlar. Çünkü Türk’ün düşmanı çok. Bütün dünya düşmandı. 1990’lara kadar, iç düşman solcular ve Kürtlerden ibaretti.

Tüm düşünce ve toplumsal sınıf ve katmanların “siyasi parti“ çatısı altında örgütlenmesi, bir haktır demokrasilerde.

Ama Türklerin devleti gibi çete veya haydut yapılanmalarında durum farklıdır. Burada, sadece haydut sisteme hizmet edecek yapılanmalara izin vardır. Çetin Altan, İlhan Selçuk ve Doğan Avcıoğlu ile daha sonra dönüşün ödülü olarak, sistemin Dışişleri Bakanlıklarını kapan İsmail Cem ile Mümtaz Sosyal’ın kalemlerinde, bu manzara “Filipin tipi demokrasi“ idi.

Soğuk savaş yıllarıydı. Sol görüşler bütün dünyada gümbür gümbür, Avrupa’da ise mesela Fransa ve İtalya’da iktidar alternatifi idi.

Batı dünyası bu gidişi durdurtma savaşları veriyordu. Batı adına NATO, sola karşı Rusya’nın güneyi boyunca, Afganistan‘ı, Pakistan‘ı, İran ve TC’yi içine alan, dinci iktidar (Yeşil Kuşak) inşa çabasındaydı. Buralarda sola göz açtırılmıyordu. Komünizm yasak, komünizm adı altında her türlü sol görüş çember altında, buna karşılık “Filipin tipi demokrasi“ gereği hapishane, hatta idam yolu açık, her türlü sövgü, aşağılama ve iftira serbestti.

Öte yandan NATO, 1950’lerden itibaren üye ülkelerde, gizli milis güçleri örgütlüyordu. Bu örgütlenmenin her yerde farklı adı vardı. Daha sonra yer yer mafyalaşacak ve derin devlete bağlı olarak işleyen bu örgütlenmenin İtalya’daki adı Galdyo, TC’de ise sivil savunma gibi şey şeydi.

Ama, 1960’lara gelindiğinde, bu yapılanma yeterli gelmemeye başladı. Solu, sokakta da zorlayıp caydıracak, “vurma, kırma“ taburları gerekti. TC’de, 1960’ların başında “Komünizmle Mücadele Derneği“ kuruldu. O zaman, sistem bekçiliğinde henüz, çırak olan Fethullah Gülen kurucu, Cumhurbaşkanı General Cemal Gürsel de fahri başkandı.

Fakat, bu da “derin devletin tesbit ettiği“ ihtiyacı karşılayamadı.

Bu sırada, 27 Mayıs darbesinin spikeri, ırkçılıktan hapis yatmış, NATO’nun Gladyo eğitimi görmüş ve “çöküp“ ele geçirdiği partiye MHP adını vermiş emekli albay Türkeş, boşluktan yararlanıp “toplumsal kaos ihalesini kazanmış“ gibi örgütlenmeye başladı.

Topladığı gençleri “beyin yıkama ve yağlama“ işleminden sonra, İzmir Gümüldür’de açtığı okulda askeri eğitimden geçirdi. 1969 yılında Ankara’da, İtalyan Faşist Mussolini’nin Kara Gömleklileri, Alman Hitler’in Haki Gömleklilerinin gösterisini andıran bir açılışla sahneye çıktılar. Bir süre sonra, kursiyerlerinin patlattığı tabanca ile silahlı vuruşma süreci başladı. 1975’de, Demirel’in başkanlığında kurulan ve faşizan bütün partileri bir araya toplayalan “Milliyetçi Cephe“ hükümeti döneminde, MHP’nin kurucu gücü “Ülkü Ocakları“ kendi kanunlarını uygulamaya başladı. Kan, çığırından çıktı.

İçişleri ve Adalet Bakanlıkları bugünkü Recep Tayyip’in partisi elindeydi ve Türkeş’in “Ülkücüleri“, yüksek himayeye mazhardı. “Başbuğ Türkeş“ diye kurt gibi uluyarak saldırıyorlardı.

Recep Tayyip’in de yer aldığı Erbakan’ın “Akıncıları“ ile omuz omuza sokaklarda, kimlik yoklaması yapıyor, yeterince Türk ve yine yeterince Müslüman olmayanları kurşunluyorlardı.

MHP artık bir “katiller tarlası“ydı. Tarladan yetişenlerden, mesela günün basını deyimiyle “Adanalı Ayhan“ şehirlerarası gezici bir infazcıydı. Ferhat Tüysüz diye biri, yakalandıktan sonra ifadesinde, “bir gün karşıdan biri geliyordu“ diye anlatıyordu; “Komüniste benziyordu. Tabancamı çektim ve onu vurdum. Sonra, solcu olmadığını gazetelerden öğrendim.“

Kıran günleriydi ve 1975-1980 Eylülüne kadar, aralarında tanınmış yazar, gazeteci, sendikacı ve bilim insanlarının da bulunduğu 6 bin kişi öldürüldü. Maraş, Sivas, Çorum’un failleri dahil katillerin çoğu, koruyan elllerin himayesi ile cezasız kaldı. Savcı Doğan Öz’ün katil zanlısı İbrahim Çiftçi, 4 kere ölüm cezası almasına rağmen hapisten kurtuldu. O ve pek çok benzeri günümüz MHP’de yönetici. Sendika lideri Kemal Türkler’in katil zanlılarından Celal Adan Meclis başkan vekili. 7 öğrenciyi boğarak öldürenlerden Haluk Kırcı, Faşist dünyasında bir “antika“ gibi özen görüyor. Onun şefi Abdullah Çatlı ve şeflerin şefi Muhsin Yazıcıoğlu, tavaf edilen birer anıt mezarda yatıyor.

MHP, çıktığından beri öldürerek “Türk halkına hizmet“ ediyor. Sadece ölümün diliyle konuşuyor ve Türk düşmanlarını yok etmeyi vaad ederek yandaş topluyorlar. Çünkü Türk’ün düşmanı çok. Bütün dünya düşmandı. 1990’lara kadar, iç düşman solcular ve Kürtlerden ibaretti. Sonra solcular tedavülden kalktı. Kürtler tek ve değişmez düşman olarak kaldı. 1970‘lerde Sivas, Çorum, Maraş sokaklarında MHP ile savaşa tutuşan solculardan kimileri (mesela Doğu Perinçek), bugün Kürtlere karşı, eski düşmanlarıyla sırt sırta...

MHP, soğuk savaş yıllarındaki hizmetlerini, Kürtlerle savaş ile sürdürüyor, bugün. “Katil devşirip yetiştiren“ bu tarlayı da, Türkeş’in ölümünden sonra, 18 Mayıs 1997 tarihinden beri Devlet Bahçeli işletiyor. 1972 yılından beri, bütün bu döngünün içinde. O tarihten beri, görünüp kaybolan, kimileri yaşayan bütün katilleri tanıyor, biliyor. Kimi çalışma arkadaşı, kimi de öğrencisi...

Ama tarla, ürün vermeye devam ediyor. Katil ve tecavüzcü polis ile askerler, MHP rumuzuyla eserlerini şanla, şerefle takdim ediyorlar. Katillik ve tecavüzcülüğün şanı şerefi her neyse, onların olsun...

Ve Bahçeli, Recep Tayyip’le diktatörlük koalisyondan çok memnun. Çünkü, ortaklaşa gönüllerince Kürt katlediyorlar.

Çünkü kurdukları rejim, artık haydut devleti de değil. Haydut devletinin de kanunları vardır. Bunların devleti, kim kimi yakalarsa vaziyetleri geçerli. Onun için, Kürt düşmanları mutlu. Kürt katlederek “içlerini soğutma“ özgürlükleri sonsuz.

Devlet Bahçeli de rejim itibarlısı olarak, en son Deniz Poyraz’ın katiline yaptığı gibi mahkemeden önce katil ve tecavüzcüleri “Türk adaleti“nin icracıları olarak itibarlandırıyor.

Recep Tayyip bir dediğini iki etmiyor. İsteyince Kürtlerin oy verdiği partiyi kapatma emri veriyor. O isteyince kırım, tutuklama hurucu başlıyor.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.