Kayyum sadece bütçe gaspı değil

Doğan Hatun

Doğan Hatun

  • DEM Parti Amed Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkan Adayı Doğan Hatun, “Kayyum, sadece bir belediyenin bütçesine el koyma durumu değildir. Kayyum, 100 yıllık bir zihniyetin tezahürüdür” dedi.

ANF’ye konuşan Doğan Hatun, kayyumun, Kürtlerin oluşturduğu sosyal, çoğulcu, halkçı ve çok dilli belediyeciliği ortadan kaldırmayı hedeflediğini söyledi. Kayyum yönetimin toplumsal anlamda yarattığı tahribatlara dikkat çeken Doğan Hatun, şöyle devam etti: “Kayyum, sadece bir belediyenin bütçesine el koyma durumu değildir. Kayyum, 100 yıllık bir zihniyetin tezahürüdür. Kürtler ne zaman kendi dili ve kültürünü sahiplenerek özgür iradesiyle mücadelenin içinde olduysa önüne işkence ve katliamlarla bir duvar örülmüştür. Bu, ilk olarak Şêx Seîd direnişinde yaşandı. Kürt ileri gelenleri, yazarları, şairleri, ya katledildi ya da sürgüne yollandı. Kayyum, bu zihniyetin mirasıdır. Aynı şekilde Kürt illerinin tümüne Umumi Müfettişlikler atandı. Bu sistem onlarca yıl sürdü. Tıpkı şimdiki kayyumlar gibi dili yasaklayan, kültürü yasaklayan, müziği yasaklayan bir zihniyetti. Kürt milleti, bu uygulamayı da boşa düşürdü. Bu sistem, sıkıyönetimlerin ardından 90’larda da OHAL ile sürdürüldü. OHAL valileri ile topluma nefes aldırılmadı. Kürtlerin özgürlük mücadelesi ne zaman güçlenirse bu zihniyeti devreye koyuyorlar. AKP de bu devlet geleneğini bozmadı, kayyumla devam ettirdi.”

Kayyumun, Kürtlerin oluşturduğu sosyal, çoğulcu ve halkçı belediyeciliği ortadan kaldırmayı hedeflediğini belirten Doğan Hatun, şunları söyledi: “Kürt siyaseti, sosyal belediyecilik anlayışını oturtmuştu. Kentin tüm dinamiklerini belediye yönetimine ve karar süreçlerine dahil ediyordu. Bu kentte hizmet için katılımcı bir sistemdi. Halkın sorunlarını kaynağında çözüyordu. Halkın farklılıklarını yaşamasını sağlayacak olanakları sağlıyordu. Ana dilde kreşler, ana dil üzerinde çalışma olanakları sunması, gençlere yönelik sanatsal ve kültürel faaliyetleri, AKP iktidarını rahatsız etti. Belediyelerimizde yerel ekonomiyi oluşturan birimler kurulmuştu. Kadın özgürlük mücadelesine alanların açılması, kentin ekolojisini esas alan uygulamaları… İşte kayyum bütün bunları ortadan kaldırmak için gelen bir anlayıştır. Kayyum yönetimin geldiği nokta ise ana dil üzerindeki tüm kurumları kapatmak ve yasaklamak oldu. Kültürel faaliyetleri yasaklamak oldu. Kürt halkını temsil eden ve dilini kültürünü geliştiren bütün olanakları belediye nezdinde yasakladı.”

YSK da oyunun içinde

Devletin valileri başta olmak üzere tüm devlet kurumlarının DEM Parti’ye karşı çalıştığını belirten Doğan Hatun, şunları ekledi: “33 Kürt kentinde binlerce asker ve polisten oluşan taşımalı seçmen kayıtlarını yaptıklarını biliyoruz. Bütün devlet kurumları ve YSK da bu işin içinde. Amed’in Kulp, Hani, Hazro, Eğil, Dicle ve Çınar ilçelerinde binlerce asker ve polisi  seçmen gibi kaydetmişler. Burada halkın iradesini gasp etmeye yönelik hile var. Hukuksal süreçleri ne kadar başlatılmışsa maalesef bize yönelik hukuk kurulları işletilmiyor. 

33 kenti seçmenine çağrı

Şu an mevsimlik işçiler, inşaat sektöründe çalışanlar, öğrenciler, gurbette olanlara sesleniyorum; sistem, bir daha hile ve hurdayla irademizi gasp etmek istiyor. Asker ve polis taşıyarak, bir haneye yüzlerce asker ve polis kaydederek, kendine bir strateji belirlemiş. Hangi kente yaşıyorsanız il ve ilçe örgütlerimize başvurunuz; yol masraflarınızı karşılayacağız. Bu 33 kentin seçmeni olan seçmenlerimize özelikle sesleniyorum. Bizler burada halkımızın iradesini tekrar tesis etmek istiyoruz. Sizlerin de taşın altına elinizi koymanız gerekiyor.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.