KCK: Êzîdîlerin yanındayız

❏

  • Şengal Katliamı'nın 8. yıl dönümünde şehitleri anan KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, "Geçmişte olduğu gibi bugün de Şengal halkının yanında olduğumuzu belirtiyoruz. Şengal ve Êzîdî halkımızı, Önder Apo’nun emaneti olarak görüyor, Êzîdxan’ın varlığını sürdürmesi ve özgürce yaşaması konusunda kendimizi sorumlu ve borçlu görüyoruz" dedi. 

 

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, katliamının yıl dönümü vesilesiyle yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, şunları belirtildi: “Onlarca fermana maruz kalan Êzîdîler, katliamlardan sakınmak ve halk olarak inançlarını, dil, kültür ve kimliklerini korumak için Şengal dağlarına sığınmış ve varlığını burada sürdürmeye çalışmıştır. Bundan dolayı Êzîdîler, Şengal dağlarını ve coğrafyasını kutsal bir ana yurt olarak görmektedir.

Êzîdî soykırımını tamamlamak için

DAİŞ eliyle 3 Ağustos 2014’te başlatılan ve Êzîdî halkının '73. Ferman' olarak tanımladığı katliamla Êzîdî soykırımı tamamlanmak istenmiştir. Bu yönüyleen büyük Êzîdî Fermanı ve katliamı olmuştur. Katliamcı güçler, Şengal’in Êzîdî halkı açısından arz ettiği önemi bildiklerinden doğrudan Şengal’e saldırmayı planlamıştır. Eğer bu saldırı planlandığı gibi gerçekleşse ve sonuca ulaşsaydı halkın tümü katledilecek ve akabinde başta Şêxan ve Laleş olmak üzere Êzîdîlerin yaşadığı diğer alanlara yönelecek ve buralarda da katliamlar yapılarak Êzîdî toplumu tümden ortadan kaldırılacaktı. Zaten KDP, katliam başlayınca Şengal halkını kendi haline bırakarak kaçmış ve katliamla yüz yüze bırakmıştır. Irak devleti ve ordusu da sorumluluklarına sahip çıkmamış, halkı katliama karşı korumamıştır. Ancak Kürdistan Özgürlük Gerillası bu duruma müdahale etmiş ve Şengal halkının bir bütün katliamdan geçmesini önlemiştir.

Bırakıp kaçanlar suçludur

KDP'nin Şengal halkını savunmasız bırakıp kaçmasıyla birlikte DAİŞ, binlerce Êzîdîyi katletmiş, Êzîdî kadınlarını kaçırıp pazarlarda köle gibi satmıştır. İnsanlık açısından da çok ağır olan bu durumun sorumlusu, kuşkusuz halkı savunmakla sorumluyken halkı katliamla yüz yüze bırakıp kaçan KDP’dir. Ne var ki bu durum karşısında tarihsel bir sorgulama yapılacağına ve öz eleştiri verileceğine, KDP ve onun iş birlikçileri kimi kesimler sanki bu durum yokmuş gibi hareket etmekte, Şengal ve Êzîdî halkı üzerinde söz söyleme cüretinde bulunmaktadır. Kuşkusuz bu pervasızlığın Şengal halkı ve Kürt halkı nezdinde bir değeri ve karşılığı yoktur. Bu tarihsel utancı ve yüzkarasını Şengal halkı da Kürt halkı da asla unutmaz.

Gerilla daha ağır bir durumu önledi

Kürdistan Özgürlük Gerillasının DAİŞ saldırılarına müdahale etmesi daha ağır bir durumun ortaya çıkmasını önlemiştir. Gerillanın DAİŞ’e karşı durduğunu ve katliamı engellemeye çalıştığını gören Êzîdî halkı da gerillanın yanında yer almaya ve mücadele etmeye başlamış ve katliam bu şekilde durdurulmuştur. YPG ve YPJ güçleri de önemli bir müdahale ve destek gücü olarak alana gelmiş ve katliamın önlenmesinde önemli bir rol oynamıştır. Êzîdî kızları ve erkeklerinin gerçekleşen katliamdan sonra Şengal’in savunulması için bir araya gelmeleri ve savunma örgütünü oluşturmaları, Şengal halkı adına atılan çok önemli ve tarihi bir adım olmuştur. DAİŞ’in Şengal’den atılması ve Şengal’in özgürleştirilmesi de Şengal güçlerinin mücadelesi sonucu olmuştur. 

Öz yönetimi ve savunması zorunluluktur

Şengal halkının kendini savunması ve siyasi olarak örgütlemesi sadece bir hak değil, aynı zamanda bir zorunluluktur. Kürt Özgürlük Hareketi olarak Şengal halkının kendi iradesi üzerinde söz sahibi olmasını ve kendini savunma tutumunu anlamlı ve doğru görüyoruz. Bu tutum meşrudur ve en doğal haktır. Dolayısıyla herkesin Şengal halkının yaşamı üzerinde söz sahibi olmasını desteklemesi gerekmektedir. Şengal ve Êzîdî halkının irade olmasını istemeyenler, bu meşru talepleri tartışma konusu yapabilir. KDP, böyle bir tutum ve yaklaşım içerisindedir. KDP, eskisi gibi Şengal üzerinde hakimiyet kurmak istediğinden Şengal halkının öz yönetimini oluşturmasına ve kendini savunmasına karşı çıkmaktadır.

KDP yeniden hakim olmak istiyor

Şengal’e yönelik saldırılar, DAİŞ eliyle yapılan ancak tamamlanamayan katliamın sürdürülmesi ve tamamlanmasını amaçlamaktadır. PKK’nin gerçekleştirilen saldırılara gerekçe yapılması ise büyük bir çarpıtma ve yalandır. KDP, Türk devletiyle iş birliği içerisinde olduğundan Güney Kürdistan’ın işgal edilmesi konusunda da PKK’nin varlığını gerekçe olarak göstermektedir. KDP, bu şekilde Türk devletinin işgaline ve yaptığı iş birlikçiliğe meşruiyet kazandırmaya çalışmaktadır. Türk devleti, Kürt ve Êzîdî halkına düşmandır. Bu düşmanlığından dolayı Şengal’e saldırılar yapmaktadır. KDP de bu saldırılarının yapılmasını teşvik etmekte ve desteklemektedir. Zaten DAİŞ’i Şengal, Kobanê ve diğer yerlere saldırtan da Türk devleti olmuştur. KDP, Türk devletini saldırtarak ve bu saldırılardan yararlanarak Şengal üzerinde yeniden hakimiyet kurmak istiyor.

Şengaliler kamplarda rehin tutuluyor

KDP, kamplardaki Şengal halkını da rehin olarak tutmakta, Şengal’e dönmesini engellemekte ve Şengal üzerindeki politikaları için kullanmaya çalışmaktadır. Aynı zamanda bir oy deposu olarak görmekte ve bu durumdan yararlanmaktadır. Gerçeklik böyleyken PKK’nin kamplardaki halkın dönmesini engellediği söylemesi de büyük bir yalan ve çarpıtmadır. Şengal güçleri ve temsilcileri kampta bulunan halkın dönüşü için defalarca çağrılar yapmış, bunun için ortaya koyduğu çabalar da olmuştur, ancak KDP kamplardaki halkın dönüşünü engellemektedir.

Devletlerin ve uluslararası güçlerin, Şengal Katliamı karşısında içerisine düştükleri durumun benzerini, yaşamaması gerekiyordu. Şengal’e yönelik saldırılara tutum almamak, saldırılara ortak olmak anlamına gelmektedir. Doğru tutum, katliama maruz kalan bir toplum olarak Şengal halkının güven içerisinde yaşama ve iradesi üzerinde söz hakkına sahip olma mücadelesini desteklemek ve Şengal’e yönelik saldırılara karşı durmaktır. Kültürü ve inancından dolayı soykırıma maruz kalan Êzîdî halkımızın kültürünü ve inancını özgürce yaşaması konusunda başta BM olmak üzere herkesin kendini sorumlu görmesi gerekmektedir.

Özgürlük Hareketi Êzîdîlerin yanında

Kürt Özgürlük Hareketi olarak Şengal Katliamı'nın 8. yıl dönümünde, katliamda yaşamını yitiren ve Şengal’in özgürleşmesi ve bugüne kadar korunmasında şehit olanlar şahsında bir kez daha bütün devrim şehitlerini anıyor, şehitlere verdiğimiz sözü yineliyoruz.  Şengal ve Êzîdî halkımızı, Önder Apo’nun emaneti olarak görüyor, Êzîdxan’ın varlığını sürdürmesi ve özgürce yaşaması konusunda kendimizi sorumlu ve borçlu görüyoruz. Bir kez daha tüm Êzîdîlerin ana yurtlarına dönmeleri ve özgür Êzîdxan idealinin gerçekleşmesi için çaba içerisinde olması çağrısında bulunuyoruz.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.