Kimileri insan katletmekle övünür

Ahmet KAHRAMAN yazdı —

Kimi milletler, milletlerden giderek devletler, bir görgü meselesi olarak, yer yüzü uygarlığına olan hizmetlerini, övünme vesilesi olarak fokurdatmıyorlar.

Mesela, “bizim şanlı ecdadımızın eseri“ diyerek, matbaanın, motorun, elektriğin icadını, atom çekirdeğinin parçalanmasını, interneti övünme döngüsüne dönüştürmüyorlar.

Ama, kimileri hırsızlıklarını, soygun, gasp ve talancı faaliyetleri ile tarihin kanlı eli olmayı övünme olarak önümüze getirebiliyor. Yani insan evladının utanç duyduğu olgular, kimilerinin övüncüdür.

Bunlar, insan evladı daha yaşanır bir dünya yaratmak için, buluş ve geliştirmelerle meşgulken, çetecilikle iştigal eden hırsızlar, talancı ve soyguncular soyundan gelen, yer yüzü parazitleridir.

Dünya, defalarca değişme uğradı. Çağlar kapandı. Çağ açıldı. Ama onlar hiç değişmedi. Çeteci olarak gelenler, torunları üzerinden çetecilikle devam ettiler.

Bugün, Kürtlerden sonra, baştan başa bir bölge bu çeteciliğin tehdidi altında. Kan dökmek, can almak, toprak ve mal gasbı “erdemdir“ çete hayatında.

Şairleri dün, oturup dedelerinin hırsızlılığına, gasp, talan ve oluşturdukları kan göllerine, “palamızın pasını düşman kanıyla sildik“ manzumesiyle övgü düzüyor, okul çocukları da bu insanlık suçuna kasideyi, hançerelerini patlatırcasına haykırıyorlardı.

Bugünkü motivasyon unsuru ise “bekaa için öldürelim“ narasıdır.

“Bekaa için“ diye diye, köyleri, şehirlerinden başlayarak Kürtlerin yaşadığı bütün topraklar zapt ve gasp edilmek isteniyor. Irak ve Suriye’de işgal edilen topraklarda, etnik temizlik yapılıyor. Bir zamanlar Ermenilere yaptıkları gibi yerleri, yurtlarından sürülen insanların malları, mülkleri kapanların elinde kalıyor.

Ve tarihte bir ilk yaşanıyor. Bir çete yönetimi, kendi halkını işlediği cinayetler, yaptığı katliamlarla mutlu etmeye çalışıyor.

Yakın tarihe kadar, Cumhurbaşkanı sıfatını da taşıyan kişi, her gün televizyonların ortak yayınında “öldürdük“ diyerek, katledilmiş Kürtlerin dökümünü “hükümetin günlük icraatı ile vatana, millete hizmeti“ olarak açıklıyor ve bununla “tebaa“sını mutlu ve “sevindirik“ etmeye çalışıyordu.

Salgın günlerinde, Recep Tayyip’in günlük mitingleri aksayınca, savunma bakanı bu görevi üstlendi. “Vatana, millete, bayrak ve devlete hizmet“ yolunda, o bu görevi yerine getiriyor.

Yüz yıldır öldürüyor, ama hala Kürt kanına doymadılar. Ama “Bekaa meselesi“ diyerek ölüm ve öldürmeye güzelleme yapa yapa, öldürme güdüsünü yaydılar. Kendi toplumlarında, “kan manyağı“ bir kesim yaratmayı başardılar.

Öldürme salgınına düçar, ruh hastası bir kesim yarattılar. “Cinnet getirdi“ adı altında kimi anasını, babasını, kimi de eşi, evladını öldürüyor, şimdilerde. Canı sıkılan karşıdan gelene ateş açıyor, sonra “abicim ben onu Kürt sandım“ diyerek kendini savunuyor. Kürtçe müzik dinleyen tesbit edildiği yerde katlediliyor.

Ve kimi halklar, onlardan giderek devletler, insanlarına hizmet etmekle, kimileri de eski çağların çeteciliğine dönüşle utanca, suç derinliklerine batarak işledikleri cinayetler, elleri, kollarıyla daldıkları katliamlarla övünüyorlar.

Aynı zamanda çağımızın vicdanı olan kimi güçler, yakın zamana kadar bulundukları yerde yan gelip, suçta sınır tanımayan bu gasp, cinayet ve talan çetesini seyrediyorlardı. Sıranın kendilerine gelmeyeceğini sanarak…

Ama, kendilerine de sıra geldi. Paçalarını ısırmaya başladı bile.

Öte yandan, garip bir çağ bu. Kimileri insan katletmekle övünüyor. Bebek yaştaki çocukların bedenini düşman diye teşhir ederek, toplumu işlediği cinayetler, gasp ve talanlarla mutlu etmeye çalışıyor.

İnsanlığın utancı, kimilerinin övüncü…

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.