Kolombiya: Kaybedecek bir şeyimiz yok

Dünya Haberleri —

Kolombiya'da direniş sürüyor/ foto: AFP

Kolombiya'da direniş sürüyor/ foto: AFP

  • Kolombiya’da sokağa dökülen halk, yoksulluğa ve polis cinayetlerine karşı direnmeye devam ediyor. Pandemiyi gerekçe yaparak faşizmi yükseltmeye çalışan devlete karşı halkın yanıtı "Bizi öldürecek kaç kurşununuz var? Peki kurşunlar bitince ne yapacaksınız?" oldu.

 

Kolombiya’da “vergi reformu” yasa tasarısı adı altında yoksulların daha da yoksullaşmasını yol açan yasa tasarısına karşı halkın 28 Nisan’da başlattığı grev ve protestolar devam ediyor. Hükümet yasayı geri çektiğini açıklasa da Kolombiyalılar bütün neoliberal politikalardan vazgeçilmesini istiyor. 8 gündür yoksulluğa, adaletsizliğe, eşitsizliğe, polis cinayetlerine karşı düzenlenen gösterilerde kolluk kuvvetlerinin katlettiği kişi sayısı 24’e yükselirken, 900’den fazla yaralı olduğu belirtiliyor.

Protestoların kalbi olan Bogota ve Cali’de binlerce kişi şarkılar eşliğinde hükümetin neoliberal politikalarını protesto etti. Kolluk güçleri “Bizi öldürecek kaç kurşununuz var, bitince ne yapacaksınız?" dövizleriyle yürüyen halka saldırarak çok sayıda kişiyi gözaltına aldı. İnsan hakları örgütleri, polisin göstericilere karşı orantısız güç kullandığını açıklarken, polis ve ordu güçlerinin göstericilere silah sıktığı görüntüler sosyal medyada yer aldı. Öte yandan halkın, başkent Bogato’daki parlamento binasını bastığı, parlamento üyelerinin kaçarak binayı terk ettiği öğrenildi.

Vergi yasasının ardında ne var?

Kolombiya’da sağcı Ivan Duque hükümetinin ABD ile yakın ilişkisi bir sır değil. FARC ile imzalanan barış anlaşmasına rağmen devlet terörünü sürdüren, çok sayıda eski FARC savaşçısını paramiliter gruplar aracılığıyla katleden, uyuşturucu ticaretiyle anılan hükümet, “yeni vergi reformu” adı altında halkı daha fazla yoksulluğa iten politikalar izliyor. Hükümet bu yasa tasarı ile hastaneleri özelleştirmeyi, asgari ücreti 250 dolardan 200 dolara çekmeyi, KDV’nin yükseltilmesini ve halktan 6,8 milyar dolar vergi toplanmasını amaçlıyor. Koronavirüs salgınında 80 bine yakın kişinin hayatını kaybettiği ülke derin bir yoksullukla boğuşuyor. İşsizliğe ve eşitsizliğe karşı Mart ayında “ulusal grev” çağrıları yapılıyordu. Ülkenin 700 bin üyeli en büyük sendikası olan İşçi Sendikaları Merkezi (CUT) bugünkü eylemlerin öncülüğünü yaparken; yerel topluluklar, öğrenci grupları ve çeşitli muhalif kesimler protesto gösterilerinde yerini alıyor.

Devlet ‘iyi şeyler’ yapamaz

Hükümet, “vergi reformu” yasa tasarısının geri çekeceğini ve yeni bir yasanın hazırlanacağını açıklasa da halkın ‘iyi şeyler’ olacağına dair umudu yok. Bu nedenle gösteriler kesintisiz devam ediyor. Ulusal Grev Komitesi, hükümetin vergi yasasından geri adım atmasını önemli bir kazanım olarak görse de bunu yeterli bulmuyor ve taleplerini şöyle sıralıyor:

*Temel hak ve özgürlüklerin anayasal güvence altına alınması

*Toplumsal gösterilere müdahale gücü olan ESMAD polis gücünün lağvedilmesi ve protesto hakkının anayasal bir hak olarak tanınması.

*Katliam gerçekleştirenlerden hesap sorulması ve yargılanması

*Özelleştirme politikasına son verilmesi

*Etnik ve cinsel ayrımcılık ve nefrete son verilmesi

*Sağlık tasarısının geri çekilmesi ve kitlesel aşılamanın yapılması

*Çiftçilerin, zanaatkarların desteklenmesi ve haklarının garanti edilmesi

*Herkese asgari ücret düzeyinde aylık gelir sağlanması

Kolombiya’da halk kaybedecek bir şeyinin olmadığını çok iyi biliyor, bu nedenle "Ağzımızı kapattık diye susacak değiliz!” diyor. Yüzbinler yoksulluğa, hayat pahalılığına ve ağır vergilere, polis cinayetlerine karşı sokakları terk etmiyor.

HABER MERKEZİ

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.