'Kör Noktada' kalanlar

Kültür/Sanat Haberleri —

“Im Toten Winkel” filmi ve Ayşe Polat

“Im Toten Winkel” filmi ve Ayşe Polat

  • Bu yıl 73.’sü düzenlenen Berlin Film Festivali’nde Kürt kadın yönetmenler de filmleriyle dikkat çekiyor. Malatyalı Ayşe Polat “Im Toten Winkel” yani “Kör Noktada” filmiyle Amnesty ödülleri için yarışıyor. Helin Çelik ile Êzîdî kadın yönetmen Milena Aboyan da filmleriyle dikkat çekiyor.

SUSAN WEINBLATT/BERLİN

Malatya’da doğan ve Almanya’da yaşayan Kürt yönetmen Ayşe Polat’ın “Im Toten Winkel” filmi Berlinale Film Festivali’nde izleyici ile buluştu. Kaçıranlar 26 Şubat Pazar günü filmi son kez görme şansını yakalayacak.

Berlin Okulu’nun temsilcilerinden sayılan Ayşe Polat’ın “En Garde” isimli filmi 2004 yılında katıldığı Locarno Film Festivali’nden sonra büyük ses getirmişti. Yönetmenin son filmi “Im Totel Winkel” yani “Kör Noktada” yeni bir konu ve tarzla seyirci karşısına çıkıyor. Film, üç ayrı bölümden oluşuyor. Birinci bölümde Almanya’dan gelen belgesel ekibinin doksanlarda gözaltında kayıp ve faili meçhuller hakkında bir film yaptığını ve Baran ismindeki yeşil gözlü, oğlu kaybedilen Hatice anne ile röportaj yaptıklarını görüyoruz. İkinci bölümde, hem belgesel ekibinin hem de belgesel için röportaj yapılacak karakterlerden birisi olan Kürt avukat Eyüp’ün peşinde olan kötü karakterleri daha yakından tanıma şansımız oluyor. Bunlar günümüzün JİTEM’i gibi tipler. Üçüncü bölümde ise bu tiplerin kendi içerisindeki hesaplaşmaları farklı bakış açısından gösterilerek hikayenin karanlıkta kalan kısımları tamamlanıyor. Bütün bu anlatılara paralel olarak ise belgesel ekibine çevirmenlik yapan Leyla’nın komşusunun küçük kızı Melek, Melek’in gördükleri ve kameraya bakışı filme ana yapısını veriyor.

Siyasi bir gerilim filmi

Gerilim türünü siyasi konularla akıllıca birleştiren film, filmin ardından uzun süre içerisinden çıkamayacağınız karanlık bir his yaratıyor. Bunda başarılı oyunculukların da payı bulunuyor. Ancak aynı hikayeyi farklı bakış açılarından izlerken çok sık tekrarlara düşüldüğü de bir gerçek. Ortada çok fazla “gaze” yani “bakış” var, bir yönetmenin kamerasından gördüğümüz bakış, Alman belgesel ekibinin kamerasından gördüğümüz, JİTEM’cilerin gözünden gördüğümüz, onlardan birini izleyen diğer gizli kamera ile Melek ve onun kameraya geri bakışları. Bu farklı perspektiflerden hikayenin farklı yanlarının aydınlatılması çok iyi bir yöntemken, yer yer aynı karelerin kullanılmasıyla amacından uzaklaşabiliyor. Bütün bunlara rağmen Melek’in gördüğü ve bizim göremediğimiz hakikat ise filmin adından da anladığımız “kör noktada” kalan hakikat.

Hafıza ve hatırlamanın rolü

Alman film ekibi araştırdıkları şeyler hakkında konuşurken, tam geçmiş, bugün ve geleceğin bir aradalığı ve hafıza ve hatırlamanın rolü hakkında teorik sözler ortaya atılacakken aracın camına bir taş isabet ediyor. Gerilimi artıran bu taş aslında geçmişle bugünü birbirine bağlıyor, analizleri keserek ‘an’ı geri getiriyor. Tıpkı binlerce kez olduğu ve olacağı gibi hakikatin peşinden gidenlerin kendileri de bu coğrafyada yok oluyor. Ya da bazıları yok olduklarını sanırken onlar tekrar tekrar kendilerini en olmadık yerlerden var ederek hatırlatıyor. Belki de korku ve gerilim bütün bu olanlara en uygun tür gerçekten.

Amnesty için yarışıyor

“Im Toten Winkel” filmi, Berlinale’de Amnesty ödülleri için yarışan 20 filmin arasında yer alıyor. Filmin yazar ve yönetmen koltuğunda Ayşe Polat, görüntü yönetmenliğinde Patrick Orth, oyuncular arasında da Nihan Okutucu, Çağla Yurga, Katja Bürkle, Aybi Era ve Ahmet Varlı gibi isimler yer alıyor. Başta Ayşe Polat olmak üzere filmin oyuncuları ve yapımcıları da deprem nedeniyle Medico International’e yapılan bağış kampanyasının içerisinde yer alıyor ve diğer yönetmen ile film ekiplerini de kampanyaya katılmaya çağırıyor.

 

*****