Korona yalanları artık saklanamıyor

  • Türk Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, önceki akşam ilk kez vaka sayılarını gerçeğe yakın açıkladı ve vaka sayısının 28 bin 351 olduğunu söyledi. TTB, gerçekleri saklayan Koca’yı istifaya çağırdı.

Bilim Kurulu toplantısı ardından açıklama yapan Türk Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, artık tüm vaka sayılarını açıklayacaklarını belirterek, önceki gün 28 bin 351 kişinin testinin pozitif çıktığını duyurdu.

Türk Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, önceki gün yapılan Koronavirüs Bilim Kurulu toplantısı sonrası açıklama yaptı.  Koca, “Temmuz’dan itibaren hasta kavramını kullanmayı tercih ettik. Hastalar, hastanemizde yük oluşturan, hastaneye yatmak durumunda kalan hastalardır. Ağır hastalar da yoğun bakımda yatanlardır. Sağlık sistemimize asıl yükü bunlar oluşturuyor. Sağlık sistemini tehdit eden bu vakalardır. Vatandaşımız pozitif çıkan, evinde takip edilenlerin hepsinden haberdar olmak istiyor. Hepsi sistemimizde kayıtlı. Hasta olsun olmasın, testi pozitif çıkanları ve temaslılarını HES üzerinden sorgulamak mümkünüdür. Açık test politikasına geçtik, semptom göstermeyen pozitif vakaları da günlük tabloda vereceğiz” diye konuştu.

Vaka sayısının bütün illerde artışta olduğunu kaydeden Koca, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Vaka sayısını daha önce hasta sayısı olarak, özellikle dünyada daha çok solunum sıkıntısı olan hastalara test yapılarak ve o hastaların da vaka olarak bildirildiği dönemde biz hasta kavramı ile vatandaşımızın uyumunu sağlamak için bildirmiştik. Gelecek dönemde taşıyıcı olan asemptomatik dediğimiz kişileri de bildirmiş olacağını konuşmuştuk. Bundan sonraki süreçte vaka sayısını da vermeyi planladık. Bugünden itibaren vaka sayısı olarak vermek istiyorum. Hasta sayımız 6 bin 814. Yüzde 80’e yakını hafif geçiren hastalarımız olmakta. Bugün vaka sayısı olarak da 28 bin 351. Toplam vakamız bugün itibarıyla. Hasta sayımız ise ikisini bir arada vermeyi düşünüyoruz, pozitif olan herkes artı hasta sayısı olarak ayrıca bu sütunu devam ettirmeyi düşünüyoruz. Bugünkü vaka sayımız 28 bin 351.”

TTB’den istifa çağrısı

Türk Tabipleri Birliği (TTB), Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya (25 Kasım) 28 bin 351 vaka tespit edildi açıklamasının ardından istifa çağrısı yaptı. İlk kez paylaşılan vaka sayısının ardından Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) tüm dünyaya ilişkin verilerine göre; Türkiye vaka sıralamasında Avrupa’da 1. dünyada ise 3. sırada yer aldı. TTB, sosyal medya hesabından “Aylardır söylediğimiz gerçekler doğrulandı. Süreci şeffaf yürütmediniz, gerçekleri sakladınız. Yurttaşlara yalan söyleyerek, gerçeği saklayarak algılarla pandeminin yayılmasına neden oldunuz” diyerek, Koca’ya istifa çağrısı yaptı.

Hasta ve vaya aynıdır

TTB Merkez Konsey Başkanı Şebnem Korur Fincancı da öğrencisi olan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya şu hatırlatmada bulundu: “Hasta ve vaka aynıdır, tıpta biz bunları ayırmayız.” 

Prof. Fincancı ve beraberindeki heyet, organize suç örgütü başı Alaattin Çakıcı tarafından tehdit edilen Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na destek ziyaretinde bulundu. Ziyaret sonrası gazetecilerin sorularını yanıtlayan Fincancı, testi pozitif olan hasta sayılarının ilk kez açıklanmasına ilişkin “İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Rukiye Eker, Bakan Koca’nın kendi öğrencisi olduğunu söyledi ve Sayın Bakan’a tıpta hasta-vaka ayrımı olmadığını hatırlattı. Tarihlere baktığımda fark ettim ki Sayın Bakan benim de öğrencim olmuş, dolayısıyla ben de hatırlatayım bir öğretmen olarak; hasta ve vaka aynıdır, tıpta biz bunları ayırmayız. Vaka ‘belirti göstermeyen’ olarak tanımlanıyor ama Kovid-19’da testin pozitif çıkmasından sonra ne zaman belirtilerin ortaya çıkacağını öngörme olanağımız yok. O insanları evlere gönderdiğimizde ‘hasta’ olarak tanımlamadığımızda hata yapmış oluruz” dedi. 

 Salgınla mücadele için dört hafta kapanma olması gerektiğini vurgulayan Fincancı, şöyle devam etti: “Zorunlu üretim dışında üretim muhakkak dört hafta durmalı, bunu biz söylemiyoruz bilim söylüyor. İnsanları açlığa mahkûm etmeden bunun yapılması lazım. Gündelik çalışan insanlar var, gelir kaygılarının önüne geçilmesi gerekiyor. İnsanca yaşanabilecek bir ücretin herkese ödenmesi, güvenceli çalışma koşullarının yaratılması, kira yardımlarının yapılması önemli. Bu önlemler sosyal devletin alması gereken önlemler. Fiziksel hareket kısıtlandığında obezite gibi hastalıklar artar bunun önü alınmalı. Okulların kapanması ile çocukların psikolojisi etkilendi buna dair bir çözüm yok.” 

28 bin sayısı bile şüpheli

 Ardından konuşan TTB Genel Sekreteri Vedat Bulut da ”Dün filyasyon ekipleri için sadece Ankara’da 14 bin civarı pozitif oranı vardı. Türkiye geneli içinde açıklanan 28 bin sayısı şüpheli. Bir şekilde sahadan TTB’ye veri akıyor. Bu tür salgınlarda hasta bildirimi önemlidir. Vaka hasta ayrımı yapmamak lazım, bunu uluslararası kuruluşlara bildirmemek suçtur” dedi.  HABER MERKEZİ

 

‘Hayali başarı’nın hazin sonu

HDP Eşbaşkan Yardımcısı Şaziye Köse, salgınla mücadelede önlemlerin yetersizliğinin bir felakete yol açmak üzere olduğunu söyledi. 

Köse, İstanbul İl Örgütü’nde basın toplantısı düzenledi. Önlemlerin yetersizliğinin felakete yol açmak üzere olduğunu belirten Köse, alınması gereken önlemleri sıraladı. Köse, “Türkiye’de rejim ve iktidar hem yaşanan bir dizi ihlalin sorumlusudur hem de salgına karşı olumlu dünya deneyimlerini dikkate alan belirgin bir stratejiden yoksundur. Hatta adı konmamış bir biçimde İngiltere’de Boris Johnson’un sonrasında geri çark edilen ‘sürü bağışıklığı’ stratejisine yatmış gözüküyor. ‘Herkes kendi OHAL’ini uygulasın’ yaklaşımıyla sorumluluğu halka ve bireylere yüklüyor. Çok açıktır ki Türkiye, İtalya ve İspanya’dan daha beteriyle karşılaşma yolundadır. Gidişat böyle devam ederse felaket kapıdadır” diye hatırlattı. 

Önlemlerin alınmaması nedeniyle felaketin kapıda olduğunu tekrarlayan Köse, şöyle devam etti: “Toplu taşımalarda burun buruna işe gidenler; hastanelerde test yapılmayıp yüksek ateşle evlerine gönderilenler; salgını fırsata çeviren sermayenin sözüm ona yasaklanan işten atmayı yüz kızartıcı suçlar maddesiyle meşrulaştırması; her hak arayışını şiddetle bastırması; çalışmanın yanında kadınlara yüklenen bakım hizmetleri; mesai saatlerinin artırılması, eve ekmek götürme kaygısıyla salgın ve açlık arasında seçim yapmaya zorlanan işçiler; tekstil atölyelerinde, marketlerde, kayıt dışı merdiven altlarında virüse açık halde saatlerce hijyenik olmayan koşullarda çalıştırılanlar; üç paraya oradan oraya savrulup sürüklenen göçmen işçiler. Hayatlarının bir kıymeti yok. Önlem yok, kısıtlamadan muaflar. Hızla yükselen sayılar, büyük kentlerde kırmızı alarm, dolan yoğun bakımlar, uzayıp giden test kuyrukları. Her gün kaybedilen yüksek sayıda insan. Salgın durumunda bile ticarileştirilen sağlığın bedellerinin halka ve sağlık emekçilerine ödetilmesi, şaşaalı şehir hastanelerinin açılmasına tam gaz devam edilmesi ve verdikleri teminatlarla gelecek kuşakların bile borç batağına sürüklenmesi. Hayali başarı hikayeleri hazin bir biçimde son buldu” diye konuştu.

 Köse, AKP ve MHP bloğunun salgın koşullarında işçi ve emekçi düşmanı olduklarının bir kez daha açığa çıktığının altını çizerek, “Pandemi koşullarında bir fabrikayı dahi kapatmadan bütün işçileri her gün ölüme gönderen işçi ve emekçi düşmanı bu iktidar, utanmadan işçi ve emekçilerin eylemlerini sözde sağlık gerekçesiyle engelliyor. Buna söyleyecek söz bulamıyoruz. Bunların iki yüzlüğünü anlatacak sözcük hiçbir dilde bulunmuyor ne yazık ki. Milyonlarca işçi ve emekçiyi açlık sınırının altında yaşamaya mahkum eden bu iktidar, hakkını arayanları ise polis ve asker şiddetiyle, saldırısıyla susturmaya çalışıyor” dedi.

Köse, alınması gereken acil önlemleri de sıraladı.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.