Kriminalizasyona teslim olmayacağız
Yurt Dışı Haberleri —
- Almanya’nın Heilbronn kentinde 2016-2017 arasında DKTM’de eşbaşkanlık ve yardımcılığı yapan 5 kişi hakkında açılan davada 7 bin 400 euro para cezası verildi. Karara itiraz eden Sait Öztürk, “Kriminalizasyona teslim olmayacağız ve mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.
Heilbronn’da 27 Kasım 2019 yılında Demokratik Kürt Toplum Merkezi (DKTM) ve yöneticilerinin evine baskın düzenlendi. Aralarında muhabirimiz ve Kürdistani Halklar Federasyonları (FED-GEL) Eşbaşkanı Sait Öztürk’ün de olduğu 5 yönetici hakkında Dernekler Yasası’na muhalefetten dava açıldı. Baskınlarda elde edilen fotoğraf, belge, video ve telefon görüşmelerinde suçlamalara istinat edilecek hiçbir delil bulunamazken, 2016-17 yılları arasında Rojava ile dayanışma için yapılan kutlama etkinliklerinde PKK ve KCK bayraklarının açılması iddianameye “suç” olarak girdi.
Öztürk hedef gösterildi
Kürt siyasetçiler hakkında 21 Eylül’de başlayan davanın karar duruşması 28 Ekim’de görüldü. Duruşmada ifade veren Heilbronn İstihbarat Komiseri, Sait Öztürk için “Çevresi tarafından sevilen ve sözü dinlenen bir PKK yöneticisidir” diyerek hedef gösterdi.
PKK ve Kürt mücadelesi ayrılamaz
Savcının “Kürtler siyasi mücadelelerini istedikleri kadar sürdürebilirler. Ancak Kürt kimliği, Kürt sorunu PKK mücadelesi eşdeğer görülemez” ifadesine savunma avukatları itiraz etti. Türk devletinin soykırım saldırılarına dikkat çeken avukatlar “Sizin ‘terörist’ olarak isimlendirdiğiniz insanlar birçok kesim tarafından ‘özgürlük savaşçıları’ olarak adlandırılıyor” dedi.
Demokratik mücadele cezalandırılıyor
Sait Öztürk de mahkemede verdiği savunmasında Türk devletinin Kürtlere yönelik inkar ve imha siyaseti ve soykırımın suçlarına dikkat çekerek, Almanya’nın Kürtlere yönelik kriminalizasyonla bu suça ortak olduğuna vurgu yaptı. Türk devletinin saldırı ve işkencesi nedeniyle ülkesine terk ederek Almanya’ya gelen Kurdistanlılardan biri olduğunu ve 25 yıldır Kürtlerin özgürlüğü ve hakları için mücadele ettiğini söyleyen Öztürk, “Maalesef şu anda Almanya’da yüzlerce Kürt verdikleri demokratik mücadelelerinden ötürü benim gibi yargılandı” ifadelerini kullandı.
Arşivden suç oluşturma çabası!
Gazeteci kimliğiyle Kürt basınında yer aldığını söyleyen Öztürk, “Gazetecilik çalışmalarımın içerisinden sadece birkaç haber seçilerek aleyhimde mahkemede kanıt olarak sunulmaya çalışıldı. Fotoğraf arşivime el konuldu. Polis ve savcılar benden suçlu üretmek için resimlerime mi muhtaç kaldılar? Birçok farklı amaçla biriktirdiğim arşivimden bazı özel resimleri veya yayımlanmış makalelerimi çıkartıp aleyhimde delil olarak kullanmak tamamen haksızlıktır” dedi.
7 bin 400 euro ceza
Savcının mütalaasını kabul eden mahkeme, 50 ile 80 gün arasında değişen hapis cezalarını Dernekler Yasası'nın 20. maddesine dayanarak para cezasına çevirdi. DKTM’de eşbaşkanlık ve yardımcılığı yapan 5 kişiye toplamda 7 bin 400 euro para cezası verildi. Hakimin “Biz sizleri Kürt kimliğinizden değil Dernekler Yasası’na istinaden kullandığınız yasak sembol ve bayraklardan dolayı cezalandırıyoruz” diyerek cezayı meşrulaştırmaya çalışması dikkat çekti.
Diktatör Erdoğan’a ortak olmayın
Karara tepki gösteren Öztürk, “Almanya’nın Kürtlere yaklaşımını Türk devleti belirliyor. Almanya’nın Kürt politikası Türkiye’nin resmi devlet politikasından ibaret. Kürt bayrak ve sembollerinin yasaklanmasının da hiçbir hukuki ve haklı zemini yoktur. Bu yasaklarla Almanya, diktatör Erdoğan’ın Kürt karşıtı politikalarına ortak oluyor” diyerek ekledi: “Erdoğan rejimi gibi Kürtleri gözden çıkartmayın. Demokrasi ve hukuka ters yasaklardan vazgeçin.”
Karara itiraz edecek
“Türk devletinin Kürt halkına yönelik soykırım savaşına karşı durduğumuz için cezalandırıldık” diyen Öztürk, “Kültürümüzün gelişmesi, dilimizin korunması için yaptığımız kurumsal çalışmalar engellenmek isteniyor. Kriminalizasyona teslim olmayacağız ve mücadelemizi sürdüreceğiz” diyerek avukatı aracılığı ile karara itiraz edeceğini belirtti. HABER MERKEZİ
Yasak gerekçe yapılıyor
Mahkemeyi takip eden Sol Parti Heilbronn Belediye Meclisi üyesi Konrad Wanner, Almanya’nın Kürtlere yönelik yaklaşımının kabul edilemez olduğunu belirterek, “Kürtlerin mücadelesi meşrudur. Burada yargılananlar da duruşları ve iradeleri ile tüm baskıları yeneceklerini gösterdi” dedi. Kürt derneklerinin kriminalize edilmesine tepki gösteren Wanner, “‘PKK yasağı’ gerekçe gösterilerek ceza veriliyor. Bizler PKK yasağının kalkması için çalışmalarımıza devam edeceğiz. PKK, Kurdistan ve Kürt halkını savunuyor” ifadelerini kullandı.
PKK yasağı kalkmalı
Heilbronn Rote Hilfe Temsilcisi Wolfgang F. ise “Basit ve gerçek dışı beyanlarla Kürtlerin evleri ve derneklerine baskın yaparak kontrol altına almaya çalışıyorlar. PKK yasağının kalkması için ısrarcı olmalıyız. Bu yasağı kaldırırsak Kürtlerin üzerindeki izolasyona da son vermiş oluruz” dedi.