Kurdistanlı kadınlar ilham kaynağımız
Dosya Haberleri —
Ulusal Yerli Kongresi (CNI) Meksika Sözcüsü Maria de Jesus Patricio Martinez’in (Marichuy) Hamburg'da düzenlenen 4. Kapitalist Moderniteye Meydan Okumak Konferansı'ndaki konuşmasını okurlarımız için çevirdik:
- Meksika'da 100 binden fazla kayıp, kadın cinayetleri, sosyal aktivistlere ve gazetecilere yönelik suikastlar, siyasi mahkumlar, adam kaçırmalar vb. ile dünyada görünürde bir savaşın olmadığı ancak en büyük şiddetin yaşandığı ülkelerden biridir... Ve tüm bu felaket, sözde ilerleme mega projelerinin halihazırda uygulandığı bölgelerde daha da kötüdür.
- Şunu açıklığa kavuşturalım: Meksika Devlet Başkanı solcu değil! Biz halk için büyük bir tehlike. Ama direniyoruz... Ve direnmeye devam edeceğiz ve bu direnişin ortasında, kapitalist olmayan kendi yaşam biçimlerimizi savunmak ya da onları kendi köklerimizden yeniden inşa etmek, kendi özerklik alanlarımızı örmek için isyan yaşıyor.
- Zapatistalardan, bu yolculukta bazılarımıza ilham veren Bolivya'daki topluluk feministlerinden ve şimdi de bizi bu toplantıya davet eden Kurdistan kadın hareketindeki yoldaşlarımızdan öğreniyoruz. Gerçek şu ki, topluluklardaki yoldaşlarımızın birçoğu hala küresel bir bilince sahip olmaktan uzak, ancak ağların örülmesine devam ediyoruz.
Maria de Jesus Patricio Martinez* / Çeviri: Serap Güneş
Toprak savunması için yerel mücadelelerden toprak savunması için topluluk ağlarına, anti-kapitalist ve anti-ataerkil otonomiler için topluluk ağlarına...
Hepinizin izniyle, CNI olarak adlandırdığımız Ulusal Yerli Kongresi'ndeki kız ve erkek kardeşlerimin sesini temsil etmek üzere kürsüye geliyorum. Onların ve artık Meksika olarak adlandırdığımız bu toprakların farklı yerli halklarından oluşan topluluklarımızın sözcüsü olarak, bu önemli etkinlikte sözlerimizi paylaşmak ve hepinizin sözlerini dinlemek üzere bizi davet ettiğiniz için teşekkür ederiz. Öğrenmek ve paylaşmak istiyoruz. CNI olarak 1996 yılında, Zapatista Ulusal Kurtuluş Ordusu'ndan kız ve erkek kardeşlerimizin 1 Ocak 1994'teki silahlı ayaklanmanın ardından Barış Diyaloğu'na katılma çağrısı üzerine doğduk. Uzun tarihimizde ilk kez, Abya Yala'nın - Amerika kıtasının - Meksika olarak adlandırılan bu bölümünün yerli halkları olarak, birbirimizi tanımak ve hem kötü hükümetle hem de kendi aramızda diyalog kurmak için bir araya geldik. Hükümetin bugüne kadar yerine getirmediği San Andrés Larrainzar anlaşmalarının imzalanmasından sonra, birleşmeye devam etmeye karar verdik ve 12 Ekim 1996'da, kapitalist, ataerkil ve sömürgeci sistemin hükümetlerinden ve siyasi partilerinden bağımsız olarak topraklarımızı, kültürlerimizi ve halklar olarak varlığımızı savunmak isteyen tüm orijinal halkların evi olan Ulusal Yerli Kongresi olarak kendimizi kurduk. Bir araya geldiğimizde bir meclis, topluluklarımıza döndüğümüzde ise bir ağ olduğumuzu söylüyoruz.
Açgözlülük daha da artmıştır
Bildiğiniz üzere, topraklarımız onlarca yıldır küresel kapitalizmin büyük canavarlarının, büyük ulus ötesi şirketlerin açgözlülüğüne maruz kalmaktadır; ancak milliyetçi söylem yalanlarının ardına gizlenerek topraklarımızın en büyük yağma ve yıkımını teşvik eden Başkan López Obrador hükümeti ile birlikte bu açgözlülük daha da artmıştır; Onun dördüncü dönüşüm dediği şeye biz dördüncü yıkım diyoruz; Maya treni, okyanuslar arası koridor ve ülke genelindeki diğer mega projeleri, topraklarımızın büyük küresel sermayeye teslim edilmesinden başka bir şey değildir; sanayi parkları suyumuza, rüzgarımıza, gaz ve petrolümüze, lityum ve toprak anada bulunan diğer minerallere ihtiyaç duymaktadır. Ayrıca yarı köleleştirilmiş işgücüne de ihtiyaçları var: esas olarak Orta Amerikalı göçmenlerin ve diğer güney ufuklarının emeğini işgal edecekler, böylece kuzey sınırında onları rahatsız etmeye gelmelerini önleyecekler.
Bulunduğumuz her köşede, topluluklarımızın atalarından gelen gücüyle, doğa anaya saygıdan kaynaklanan maneviyatımızla, uzlaşmayla karar alma meclislerimizle, karşılıklı yardımlaşma içinde çalışma ve faaliyetlerin örgütlenmesiyle, toplum hizmeti pozisyonları olarak atanan yetkililerimizle, fiestalarımızla, ortak yemeklerimizle, müziğimizle, dansımızla, halklarımızın neşesiyle direnmek için kendimizi örgütlüyoruz.
Cinayetler, suikastlar, kayıplar...
Yerli halklar olarak, özerklik ve kendi kaderimizi tayin etme hakkına sahip olduğumuzu biliyoruz ve avukat arkadaşlarımızla birlikte bunları savunmak için mücadele ediyoruz ve düşmanların çok güçlü olduğunu gördüğümüzde, diğer kasabalardan ve şehirden kardeşlerimizi gelip bize destek olmaya çağırıyoruz ve onlarla birlikte, medyada ve sosyal ağlarda haklarımızın ihlal edildiğini kınıyor ve görünür hale getiriyoruz. Birlikte, ordu ve polis güçleri tarafından uygulanan baskıya karşı kendimizi savunuyoruz; organize suçun, uyuşturucu kartellerinin ve her türlü paramiliter grubun ülke çapında her yerde mevcut olduğu toplum güvenliğimizi örgütlüyoruz.
Duymuş olabileceğiniz gibi Meksika'da 100 binden fazla kayıp, kadın cinayetleri, sosyal aktivistlere ve gazetecilere yönelik suikastlar, siyasi mahkumlar, adam kaçırmalar vb. ile dünyada görünürde bir savaşın olmadığı ancak en büyük şiddetin yaşandığı ülkelerden biridir... Gençlerimizin beyinlerini yok eden uyuşturucu en ücra yerlere bile ulaşmaktadır... Ve tüm bu felaket, sözde ilerleme mega projelerinin halihazırda uygulandığı bölgelerde daha da kötüdür.
Direniyoruz
Şunu açıklığa kavuşturalım: Meksika Devlet Başkanı solcu değil! PRI ve PAN'ın önceki başkanlarıyla aynı sağcı çizgiyi takip ediyor, aynı nüfus kontrol mekanizmalarıyla, ama daha büyük bir otoriterlikle, daha büyük bir aldatmacayla, daha büyük bir militarizasyonla, Meksika ordusunu da büyük bir işletmeye dönüştürerek. Biz halk için büyük bir tehlike. Ama direniyoruz... ve direnmeye devam edeceğiz ve bu direnişin ortasında, kapitalist olmayan kendi yaşam biçimlerimizi savunmak ya da onları kendi köklerimizden yeniden inşa etmek, toplum sağlığı, toplum güvenliği ve adaleti, doğaya özen gösteren ekonomimiz ve yapabildiğimiz yerlerde özerk hükümetlerimiz gibi kendi özerklik alanlarımızı örmek için isyan yaşıyor. Ve kendimizi topluluk ağları halinde örgütlüyoruz.