St. Pauli'yi sev, ırkçılıktan nefret et

• Che Guevara, Zapatalar, Kürtler ve tüm ezilenlerin takımı St. Pauli, Bundesliga’ya geri dönüyor. Liman işçileri ve yoksul emekçiler tarafından kurulan St. Pauli, bir kulüpten daha fazlası. “Faşizm bir düşünce değil bir suçtur” , “Faşistlere futbol yok”  diyebilen taraftarlara sahip olan kulüp, Hamburg kentinin nüfusundan çok daha fazla hayrana sahip.

TİJDA YAĞMUR

Herhangi bir pazar günü gibiydi ama bugün farklıydı. Hamburg'daki Millerntor-Stadion'da atmosfer her zamanki gibiydi: Binlerce kahverengi gömlek, korsan kafatası taşıyan bayraklar ve LGBTQI+ topluluğunun, Filistin'in ya da Ernesto Che Guevara'nın ünlü görüntüsünü taşıyan diğer bayraklar. Kırmızı yıldızın üstünde röveşata çeken bir Zapatista'dan, "önemli olan tek şey aşktır" yazısına kadar, stadyum duvarlarındaki her duvar resmi, serbest ifade için bir tuval olarak, oyunun bitişini bekleyen taraftarlarla birlikte şarkı söylemek için birleşmiş gibiydi.

13 yılın ardından…

St. Pauli, VfL Osnabrück karşısında 3-1 önde iken, son düdük çaldı. Binlerce coşkulu taraftar sahaya indi ve çimenleri karınca istilası gibi görünmez hale getirdi. Dünyanın en ilerici kulübü olarak adlandırılan punk takımı, ikinci ligde geçirdiği 13 yılın ardından Alman futbol elitleri arasına dönüşünü kesinleştirdi.

Bu ziyaret, oyuncu Bejamin Adrion'un emekliliğinden sonra başkanlık ettiği Viva con Agua Sankt Pauli derneği için tohum oldu. Kulüp ve Hamburg'daki taraftarlar tarafından finanse edilen proje, Havana'daki okullar için 150 su pompası inşa etti ve daha sonra temiz suya erişim kampanyalarını teşvik etmek amacıyla dünyanın diğer ülkelerine yayıldı.

 

 

En azından futbol devrimi

"Devrim, en azından futbol devrimi, sadece bir ülkede gerçekleşemez. Bu yüzden bu uzun enternasyonalist mücadelede, St. Pauli'nin üyeleri ve destekçileri, spor alanında hayal edilemeyecek kardeşlik gösterileri sundular. 1980'lerde, takımın birkaç oyuncusu Sandinista Devrim Dayanışma Tugayları'na katılarak Daniel Ortega ve Tomás Borge tarafından yönetilen süreci desteklemek için Nikaragua'ya seyahat etti" diye yazdı gazeteci Mariano Schuster, 2013 yılında yayınlanan Club Atlético Revolución başlıklı makalesinde.

Lig Korsanları

El Pais’ten Andrês Rodriguez’in kaleme aldığı haberinde St. Pauli'nin yıllar boyunca özdeşleştiği bir diğer hareket ise, Subcomandante Marcos liderliğindeki Meksika'daki Zapatista Ulusal Kurtuluş Ordusu (EZLN) idi. 2021 yılında, St. Pauli, Chiapas eyaletindeki yerli topluluklarla dayanışma etkinliği düzenledi. Avrupa'daki EZLN delegasyonunun, eski kıtanın sosyal ve sol hareketleriyle doğrudan bir değişim çerçevesinde gerçekleştirdiği bir gezi kapsamında, Lig Korsanları delegasyonu dostluk maçı ve "asi futbol" üzerine bir değişim için kabul etti.

St. Pauli'nin kadın takımı, milis üyelerinden oluşan Ixchel Ramona adlı bir Zapatista takımını ağırladı. Meksika takımının adı, Maya mitolojisinden, aşk ve tıp tanrıçasından ve 1994 yılında Zapatista ordusunu San Cristóbal de las Casas'a götüren, kurtuluş teolojisinde eğitim almış bir devrimci olan Komutan Ramona'ya bir övgü olarak geliyor.

"36 yerli ve milis kadından oluşan Ixchel Ramona takımının Avrupa ülkelerinin spor sahalarına ulaşabilmesi, çift sembolik mesaj taşır: Diğer yoldaşlarla kardeşlik ve askeri disiplinden takım çalışmasının örneği. Yani, sadece sporculardan değil, kolektif çalışmaya entegre olmak için dağlarda ve ormanlarda eğitim almış olanlardan bahsediyoruz" diye yazdı antropolog Juan Trujillo Limones, o dönemde yayınlanan bir görüş yazısında.

St. Pauli'nin Meksika ile ilişkisi

St. Pauli'nin Meksika ile ilişkisi müzik aracılığıyla da kurulmuştur. Kulüp, Almanya turlarından birinde grubun saksofoncusu Missael Oseguera aracılığıyla kurumun "St. Pauli'yi sev, ırkçılıktan nefret et" mottosuna dayanan felsefesini fark eden ska grubu Panteón Rococó ile kardeşçe bir ilişki sürdürmektedir. Kulübün 100. yıl dönümünde, Hans Albers'in Das Herz Von St. Pauli (St. Pauli'nin Kalbi) şarkısını Almanca ve İspanyolca olarak seslendirmeleri için müzisyenleri davet ettiler. 14 yıl önce Hamburg'da yapılan anma konserini bu şarkıyla kapattılar ve kulübün Bundesliga'ya terfini sosyal medya hesapları aracılığıyla kutladılar.