Kürt çocuklarına Türk ideolojisi dayatılıyor
Dosya Haberleri —

Kürt dili
Türkiye’deki eğitim sistemini, Kürt öğrenci ve velilerin yaşadığı sorunları Eğitim Sen Van Şube Eşbaşkanı Murat Atabay’la konuştuk.
- “Türkiye’deki bütün okullarda müfredat ve ders içerikleri resmi ideolojinin hassasiyetlerine göre düzenleniyor. Bir başka deyişle diğer bütün dini, etnik, cinsel öğeler bu müfredat ve içeriklerin dışında bırakılıyor. Buna bağlı olarak, Türkiye’de resmi ideoloji, okullarda ilk önce ders içerikleriyle daha sonra da etkinlikler yoluyla öğretiliyor.”
HAVÎN KIYE
Türkiye ve Kurdistan'da eğitim yine Kürt çocukları için zorlu başladı. Anadilde eğitim hala hiçbir şekilde tartışma konusu dahi yapılmıyor. Dil üzerinden özellikle Bakurê Kurdistan’da Kürtçe sistemli bir şekilde asimilasyon politikalarına ve yasaklara tabi tutuluyor. Bu politikalar Kürtçenin hem kriminalizasyonuna hem de yok olmasına yol açıyor. Yani Kürt çocukları, tüm çocukların ötekileştirildiği eğitim sistemi içinde daha da öteki konumda. Yine son seçimlerde Hüda-Par ve Yeniden Refah Partisi’nin Meclis’e girmesiyle beraber gündeme gelen karma eğitimin kaldırılması, kız okullarının açılması gibi söylemler aslında yeni oluşturulmak istenen toplum modelinin işaretleri. Müfredat değiştiriliyor, bütün dini, etnik, cinsel öğeler müfredatın dışında tutuluyor, görmezden geliniyor. Eğitim sistemini, Kürt öğrenci ve velilerin yaşadığı sorunları Eğitim Sen Van Şube Eşbaşkanı Murat Atabay’la konuştuk.
2023-2024 eğitim öğretim yılı başladı. Kürt çocuklar, öğrenciler ve velilerin yeni dönemden beklentileri nelerdir?
Açıkçası yeni eğitim öğretim yılında özellikle Kürt çocuklarının, Kurdistan’da yaşayan velilerin beklenti düzeyi geçmiş yıllara göre daha da düşmüş durumda. Çünkü geçmiş yıllarda zaten, özellikle bölgede eğitim sadece ideolojik saiklerde verilen bir araç haline dönüştürülmüştü. Çocuklar asimilasyonun bir aracı haline getirildi. Bu uygulama bugün çok farklı şekillerde devam ediyor. Bu anlamda ekonomik krizin getirdiği sorunlarla birlikte, özellikle Kürtlerde oluşturulan ikinci sınıf insan algısı üzerinden velilerin ve öğrencilerin eğitim noktasında çok ciddi bir beklentilerinin olduğunu maalesef göremiyoruz. Bunu ekonomik kriz ve bölgedeki ötekileştirme üzerinden değerlendirdiğimiz zaman geçmiş yıllardaki “çocuğum okusun, eğitim ve öğretimle belki bir iş/meslek sahibi olabilir” algısı büyük oranda yıkılmış durumda. Çünkü ailelilerin önceliği değişti. Hem asimilasyon politikasının çok üst düzeylere ulaşmış olması hem de ekonomik krizle birlikte ailelerin kendi ihtiyaçlarını karşılamayacak düzeye gelmesi eğitime bakış açılarını da biraz değiştirmiş durumda.
Kürtler, mevcut eğitim sistemi içerisinde ne gibi dezavantajlarla karşı karşıya?
Kürtlerin en büyük dezavantajı mevcut eğitim sitemi içerisinde, anadilinde eğitim almamaları. Onun haricinde Kürt bölgelerinde yatırım noktasında çok ciddi bir eksiklik olduğunu söyleyebiliriz. Birçok köy okulu taşımalı sisteme dönüştürüldü ve özellikle bazı İmam Hatiplerin merkezleri bu okullara taşındı. Ekonomik krizden dolayı ailelerin ihtiyaçlarını karşılama noktasında diğer illere göre çok ciddi problemler de mevcut. Yani temel ihtiyaçlarını karşılayamayacak düzeye gelmiş durumdalar. Bu anlamda bölgeye dönük oluşturulan ötekileştirme, yok sayma, yatırımın savaşa yapılması, özellikle temel ihtiyaçlar veya fiziki yapısı yeterli eğitim öğretim kurumlarının olmaması çok ciddi problemler olarak önümüzde duruyor.
Kürt çocuklar, öğrenciler veya velilerin Kürt kimliklerinden dolayı maruz kaldıkları herhangi bir ayrımcılık hikayesi anlatabilir misiniz?
Kürt çocuklarının ve velilerinin geçmiş yıllarda kimliğinden dolayı maruz kaldığı hikayeler hepimizin çocukluğundan kalma travmalar olarak önümüzde duruyor. Genel anlamda okula gittiklerinde kendilerini ifade edememe, Türkçe bilmedikleri için öğretmen veya eğitimciler tarafından hor görülmeleri, kimi yerlerde şiddete maruz kalmaları görülen örneklerdir. Fakat velilerin yaşadığı en önemli problem okula gittikleri zaman öğretmenlerle diyalog kuramamaları ve kendilerini net olarak ifade edememeleri. Bu nedenden dolayı öğretmen de irtibat kurmak istemiyor. Çocuklar bu anlamda psikolojik bir kırılma yaşıyor. Aynı şekilde ailede de kırgınlık durumu gelişiyor. Öte yandan, çocuğu net yok sayan, dilini küçümseyen kimi örnekler bazen karşımıza çıkıyor. Özellikle yeni atanan bazı öğretmenleri buna örnek verebiliriz. Çünkü 20 yıllık AKP iktidarının belli ideolojik saiklerle yetiştirdiği çok ciddi bir kesim var yeni atamalar içerisinde. Bunların dile ve kültüre yaklaşımı sıkıntılı olabiliyor. Zaman zaman bu anlamda ırkçı ifadeler kullanabiliyor, çocukları ezebiliyorlar. İki üç yıl önce yaşanan bir durumu örnek olarak verebiliriz. Erzurum’da öğretmen oldukları söylenen bazı kişilerin bir Kürtçe tabelanın önünde parmak işareti yapması gibi.
Kurdistan’daki okulların iyi bir eğitim kalitesi açısından yeterli donanımı var mı? Okullar nitelikli bir eğitim için yeterli donanımda mı? Değilse eksikler neler?
Bu sorun Türkiye genelinde var ama Kurdistan’da daha net bir şekilde görülüyor. Özellikle köy okullarının büyük kısmında kapalı ve taşımalı eğitim yapılıyor. Bu taşımalı eğitim de çok geç başlıyor. Donanım açısından baktığımız zaman belki de bunun AKP ile gelişen bir durum olduğunu görebiliriz. Okulların mimari yapısına bakıldığında çocukların kendilerini kültürel ve sosyal olarak ifade edebilecekleri alanların olmadığı net görülmektedir. Sahaların, laboratuvar ve kütüphanenin olmadığı daha çok dikey mimarinin tercih edildiği görülmekte. Buradaki amaç sınıf sayılarını arttırmakla beraber sınıf mevcudunu da kendilerince azaltmak. Bizim sendika olarak bu anlamdaki tavrımız da bellidir. Daha önceki raporlarımızda da dile getirdiğimiz gibi her mahalleye mutlaka bir okul yapılması ve bu okulların yatay mimariye uygun, çocukların doğayla iç içe olmalarını sağlayan alanların inşa edilmesi gerekiyor. Bu anlamda özellikle Kurdistan’daki tüm eğitim kurumlarının fiziki yapısı sıkıntılı ve donanım ihtiyacını karşılama konusunda da gerçekten çok ciddi problemler var. Teknolojik altyapı ve internetten yoksun birçok okul aynı zamanda hijyenden yoksun. Okullar çok eski, tuvalet ve lavabolar çocukların sağlıklı bir şekilde kullanabilecekleri düzeyde değil.