Kürt edebiyatı ve kurumsal eksiklik

Forum Haberleri —

Edebiyat / foto:Freepik

Edebiyat / foto:Freepik

  • Bir halkın varlığı, bazen kullandığı kalemin gücünde, dünyaya anlatacak hikâyesinde görünür. Bugün birçok ulus, yazarlarını bir diplomasi aracı gibi görüp onları dünyaya taşırken, biz hâlâ bireysel çabalarla ilerlemeye çalışıyoruz.

MEM ARYAN

Kürt edebiyatı, yüzyıllardır sözlü geleneğin, şiirin, hikâyenin ve direnişin içinde büyüyen, kadim bir kültürün taşıyıcısı.

Melayê Cizîrî, Feqîyê Teyran, Ehmedê Xanî’nin felsefi derinliğinden Mehmed Uzun’un modern anlatısına, Celadet Bedirxan’ın dil mücadelesinden günümüz genç şair ve yazarlarının özgün seslerine kadar uzanan bu geniş yelpaze, aslında dünya edebiyat sahnesinde yer almayı fazlasıyla hak ediyor. Gelin görün ki; bu güçlü miras, hâlâ küresel alanda hak ettiği konuma ulaşmış değil. Üstelik ortada tek bir sebep de yok. En büyük eksikliklerden biri, hiç kuşkusuz kendi kurumlarımızın sorumluluklarını yerine getirmede gösterdiği yetersizlik.

Kürt edebiyatı çevrilmiyor

Bugün dünya edebiyatında bir eserin sesini duyurmasının en etkili yolu, iyi bir çeviri ağına sahip olmaktan geçiyor. Kürt kurum ve kuruluşlarının bu alandaki çabaları neredeyse yok denecek kadar az. Kürt yazarların eserleri, çoğu zaman kendi sınırlarımız içinde bile zor dolaşırken, başka dillere çevrilmesi için gereken fon, planlama, koordinasyon ve kurumsal ciddiyet neredeyse hiç yok. Oysa bu, sadece bir kültürel proje değil; ulusal bir meseledir. Bir halkın varlığı, bazen kullandığı kalemin gücünde, dünyaya anlatacak hikâyesinde görünür. Bugün birçok ulus, yazarlarını bir diplomasi aracı gibi görüp onları dünyaya taşırken, biz hâlâ bireysel çabalarla ilerlemeye çalışıyoruz. Bunun sürdürülebilir olmadığı yıllardır ortada. Bir edebiyat eseri, kendi kaderine bırakıldığında dünya sahnesine çıkamaz. Şunlara ihtiyaç vardır:

* Profesyonel çeviri politikalarına,

* Uluslararası yayıncılık ağlarına,

* Edebiyat fonlarına,

* Akademik çevrelerle iş birliğine,

* Düzenli tanıtım projelerine.

Rojava’nın sırtına yüklenemez

Tüm bu yetersizliklerin yanında, Rojava’nın eğitim, kültür, sinema ve sağlık alanlarındaki kısıtlı imkânlarla yaptığı çalışmalar ise takdire şayan. Hem savaş koşullarında hem ekonomik zorluklar içinde kurulmuş akademiler, yayın organları ve kültürel girişimler, aslında tüm Kürt kurumlarına örnek teşkil etmeli. Ne yazık ki bu çabalar da yalnız bırakılıyor. Rojava’nın sırtına yüklenen misyon, sadece onlara ait değil; bütün Kürt ulusunun ortak sorumluluğudur. Bugün geldiğimiz noktada artık kimsenin “benim görevim değil” deme lüksü yok. Edebiyatımızın, sanatımızın, kültürel değerlerimizin uluslararası alanda temsil edilmesi için şunlar yapılabilir:

* Kurumlarımızın bütçe ayırması,

* Çeviri ve tanıtım merkezleri kurulması,

* Genç yazarlara burs ve destek sunulması,

* Diasporadaki akademisyen ve entelektüellerle ortak çalışmalar yürütülmesi.

İrade, organizasyon ve sorumluluk

Kürt halkı, yüzyıllar boyunca kendi sesini korumak için büyük bedeller ödedi. Şimdi o sesi dünyaya duyurmak için gereken tek şey irade, organizasyon ve kurumlarımızın sorumluluk almasıdır. Kürt edebiyatı, bugün dünyaya çığlık atan ama duyulmayan bir ses gibidir. Bu sessizliği kırmak, yalnızca yazarların değil; kurumların, diaspora topluluklarının, entelektüellerin ve aslında bütün bir ulusun görevidir. Kültürüne sahip çıkmayan bir halk, kendi hikâyesini başkalarının kalemine teslim eder. Bizim buna izin verme lüksümüz yok.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.