Kürtler terörizme yönelirse...

Ahmet KAHRAMAN yazdı —

  • Barbar, Kürt’e ‘terörist’ diyor ama daha terörün ne olduğunu bilmiyorlar. Teröre karşı ekonomisinin can damarları yollar, köprülerin birer hedef olduğunu unutuyorlar. Kürtler istese şehirlerinin bir anda hayalet şehirlere dönüşebileceğini de...

Kürtlerin yurdu, Kürt’ün hayatı, geleceğine ilişkin hayalleri ve dili, kültürü, bir insanın doğarken sahip olduğu tüm hak ve özgürlükleri, yüz yıldan beri işgal altındadır. O esir bile değildir. Çünkü, Cenevre Sözleşmesi’ne göre esirlerin hakları vardır.

Türk asker ve polisi, kadim zamanların köle Senyörleri gibi, Kürt öldürme özgürlüğüne sahiptir. Roboskî ve benzer katliamlarla ve tek tek öldürmelerde, katile soru bile sorulmuyor. Katile “katil” demek ise suçtur. Dört bin köyün yakılıp yıkılması, insanların sürülmesi örnektir ki Kürt’ün yaşam hakkı gibi, mal-mülk edinme, çalışma, yerleşme özgürlüğü, dili ve kültürünü kullanma hakkı yoktur.

Kürt’ün anasından öğrendiği diliyle ibadet ve dini ritüelleri yaşama özgürlüğü de yoktur. Kürtçe Mevlüt okuyan imamlar, mahpustur.

Kürt’ün tarla, tapanı, yaylası izne bağlıdır. Yer altı ve yer üstü varlıkları ile altı hırsız için talan malıdır.

Ve bu Kürt, dün barbarın dilinde eşkıya idi, bugün terörist.

Oysa terör, sivil kitlelere cebir ve şiddet uygulamak, ölüm, yıkım ve yangınlarla sindirip teslim almak, biat ettirmektir.

Kürtlerin ise ta 1920’den beri, onlara karşı bir tek terör eylemi yoktur, olmamıştır. Kimse bir Kürt’ün bir Türk kadına tecavüz ettiğinden ya da kitlesel sivil kırımını yaptığından söz edemez.

40 yıla yakın zamandan beri süren, son isyan günleri boyunca, Kürdistan yangın yeriydi. Dört bin köy, yerle bir edildi. On şehir aylarca süren kuşatma ile enkaza dönüştü. 4 milyon kişi evsiz, yurtsuz kaldı. Yurtsuzlaşan Kürtlere ekmek, su bile vermediler. Hala Türk kesiminde linç ediliyor, öldürülüyorlar. Budur işte terör…

Türk terörü, Roboskî, Kuşkonmaz köyü, Cizre ve benzeri yerlerde yaşandığı üzere, katliamların kanlı zinciri yıllara yayılıp uzadı. Esir alınmış kadınlar, çocuklar ve kaçırılmış, yolu kesilmiş her yaştan erkekler mezarlığına dönüştü, Kürdistan. Çağdaş giyimli Moğol barbarlığına dönüştü...

Türk devleti, Kürdistan’da terör hasadıyla kişilik bulurken Yozgat, Çankırı, Kastamonu, Rizeli’yi bırakın, kozmopolit İstanbul, Ankara, İzmir ve Antalya, Kürtler’den hiçbir misilleme görmedi. Kürtler, hiçbir zaman ve yerde intikam ateşi yakmadı. Savaş, Kürdistan’a kilitlendi. Türkler terörün ne olduğunu hissetmedi, görmediler.

Aynı dönemde, Bask savaşçıları tren garında bomba patlatıyor, İrlanda Kurtuluş ordusu bir oteli hedef alıyor ve tarihin akışını değiştiriyorlardı.

Oysa Kürtler yolları, fabrika, köprü kalabalık alanları hedef alarak, şehirleri sokakları boş hayalet yerleşkelere dönüştürme gücüne sahipti. Ama yapmadılar. Ancak buna rağmen teröristti onlar.

Türkler NATO üyelerini tek tek ikna ediyor, dönemin Başbakanı Tansu Çiller de “bir sevgiliye koşar gibi süslenip boyanarak, elinde armağan kravatla Amerikan Başkanı Clinton’a gidiyor“ ve Amerikayı  “Kürtler teröristtir“ diyenler kulübüne üye yazıyordu.

Kürtlerin bu dönemdeki “bu bir devlet değil, terör yapılanmasıdır, gün gelir sizin de ayağınıza dolacak“ feryadına kimsecikler aldırmadı. Ama sonunda Kürtlerin dediği doğru çıktı. Şimdi bir mafya çetesi gibi entrika, şantaj gergefleri dokuyor. Uluslararası İslami terörle bütünlük arz ediyor.

Bugüne, dansöz kıvraklığı dön babam olaraktan ve kapısında yattıkları herkesin istediğini vererek Kürtleri kırdılar. 1920’den beri bu böyle. Tek başlarına ve mertçe yürümediler.

Gelin görün ki, el alem kör, dünya sağır ve aptal değildir. Sonunda gerçeği gördüler. Entrika tuzağına düşüp özgürlük arayışçısı Kürtleri teröristlikle damgalayan Batı, yani NATO ittifakının başat ülkelerinin, Ortadoğu’daki ortağı, dayanağı, devleti de olmayan Kürtler’dir.

Bunların, dün her türlü destek verdiği Türk-İslam faşizmi, bugün kafa kesen, esir pazarları kuran insani IŞİD ile beraber, hatta onlara baştır.

Öte yandan, bugün IŞİD‘çileşen Türk faşizmi, Kürt soykırımını ‘terörle mücadele’ olarak sunuyor yeryüzüne. Bunun bir yalan ve işin aslının başka olduğunu Kürtler kimseye anlatamadı. Ama onların anlatamadığını, Recep Tayyip faşizminin Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, geçen hafta Adana’da çok net açıkladı. Türk ırkçılığının amacı, Kürtlere gün yüzü göstermemekmiş.

Kıbrıs’ta 300 bin kişi için devlet isteyen terör devleti (TC), 50 milyon nüfuslu Kürt halkının, devlet olmasını dünyanın sonu ve Türk onurunun kırılması olarak karşılıyor.  

Derya Yanık‘ın, Türk planı konusundaki cümleleri şöyle:
“Bu kadar şehidi boşuna vermiyoruz. Bu kadar insana da (Suriyeli) merhametimizden kucak açmıyoruz. Bir Kürt devletinin kurulmaması için mücadele ediyoruz. Bir taraftan Türk silahlı kuvvetleri, bir taraftan da Özgür Suriye Ordusu, orada ayrı ayrı mücadele ediyorlar. Suriyeliler meselesinin, hem maddi, hem de sosyal anlamda bizi sıkıştıran bir külfet olduğu inkar edilemez. Ancak, Türkiye’nin sınır ötesi harekatında, bir terör devleti kurulmasına engel olacaksak, bu bedele katlanacağız.”
Yanık, Kürtlerin bertaraf edilmesinden sonra, Suriyelilerin 2023 yılında geri göndereceklerini söylüyordu.  
 IŞİD ruhu bu. Recep Tayyip, bu ruhun öncüsüdür. Zebani misali, 50 milyonluk Kürt halkına topyekun ölüm planlamış. 2007 yılında dediği gibi, dünyanın neresinde, özgür bir Kürt oluşumu varsa oraya seğirtmeye yeminli. Galiba, Kürtlerin ölümünü sayıklaya sayıklaya can verecek.

Çünkü unuttuğu bir gerçek var. Kürtler artık ölümsüz. Çünkü bugünkü Kürt, bir gün öncekinden daha ateşli bir özgürlük savaşçısı. 200 yıllık özgürlük mücadelesinden süzülme bir demir leblebi. Yutmak isteyenin boğazında kalır, onu boğar. Yeryüzü, bu Kürt’ün nelere kadir olduğunun tanığı.

Ayrıca barbar, Kürt’e ‘terörist’ diyor ama daha terörün ne olduğunu bilmiyorlar. Teröre karşı ekonomisinin kan damarları yollar, köprülerin birer hedef olduğunu unutuyorlar. Kürtler istese şehirlerinin bir anda hayalet şehirlere dönüşebileceğini de...

Kürt’ün eli, son kertede sadece yerdeki armudu toplamıyor. Kendi halkını soyan hırsızların da anlayamayacağı bir şey değil ama nihai kertede, her özgürlük fedaisi birer bombadır. Dünya, bunun böyle olduğunu Kobanê önlerinde seyretti.

Yani Kürtler terörizme yönelirse, dünyayı dar ederler onlara. Soyguna bile çıkamazlar...

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.