Kürtlere karşı topyekün saldırı

Ahmet KAHRAMAN yazdı —

  • Günü, saati belli değil ama Kürt kazanımları Türkler ve müttefiklerinin topyekün saldırı tehdidi altında. Çağın akıllı füzeler, elektronik aygıtlarla donanımlı tank ve toplar Kürtlerin hayatına kilitli. Kiralık katiller, tecavüzcü ve hırsızlardan oluşan IŞİD ‘mayın eşeği’ niyetine, önde yer alacak kara birliği. Vandalların İlk hedefi Güney’in bütün olarak işgali. Programa göre sonrası Rojava ve Şengal...

Kürtleri kan ve ateşten günler bekliyor. Bu bir kehanet değil; bu Türk diktatör Recep Tayyip’in fermanı. Recep geçenlerde, bayramdan sonra Kürt renklerinin ışıldadığı, Kürtçe sedaların duyulduğu toprakların hedef olduğunu açıkladı.

O günden beri katilin ayak sesleri duyuluyor. Ama, Filistin’in Gazze bölgesi için ayağa kalkan “dünyanın iyi yürekli insanları”, Kürtler söz konusu olunca, bir kere daha “qer û lal...”

“Ben dümenime bakarım” dünyası hep böyleydi, böyle kaldı. Hitler, bunlara dokununcaya kadar, kanlı ellerine seyirci kaldılar. Saddam, petrol kuyularına saldırıncıya dek, kör ve sağır durdular.

İnsanlığın da alınıp satıldığı bir metaya dönüştüğü bu dünyada, Filistinli çocuğun, kadın ve ihtiyarının canı kıymetlidir. Onu esirgemek gerek. Çünkü ardında Arabın petrol varilleri, çil çil dolar balyaları dizili. İran’ın gücü dikili. Arabı, İran’ı hoş tutmak adına, Filistinliye gülücük vermek gerek.  

Kürt mü, o yüz yıldır öldürülüyor. Onun kaderi zaten ölüm...

Türk medyası günlerden beri, insandan arındırılacak Kürt topraklarının haritalarını yayımlıyor. Türk diplomasisi katliamlara icazeti için, Kremlin kapılarında bekliyor. Kelle avcıları Washington ve New York’ta el, etek öpüyor.  

“Ne, neler oluyor?” diye bakan yok...

Ve şu kimi insanların şeref ile haysiyet hallerine bakın siz! Tahakkümle teslim aldıklarından müttefik yaratıyor, Türkler. Onları zorla cepheye sürülen köle olarak kullanıyor.

Müttefiklerden biri Irak. Irak topraklarının bir kısmı Türk işgalinde. Iraklılara hayat veren suyun kaynağı da. Türkler suyu tehdit unsuru yapıp kesiveriyorlar. Yaz aylarında sussuzluktan kuşlar ölüyor, ekinler kuruyor, insanlar terk-i diyar eyliyor.

Ama Irak yönetimi, boğazını kesmeye hazırlanan kasabın elindeki bıçağı yalayan, sığır gibi. Yaranmak için yalaka, emir eri...

Güneylilere diyecek sözümüz yok. Onlar, zaten çember içinde. Kim özgür, kim esir veya prangalı köle tartışması bir yana, özgürlük için can verenlerin çocuk ve torunları şimdi kendi ülkelerinde “kolları bağlı birer Odeusus...”

Ülkenin, kanla çizilmiş sınırları yok artık. Sınır taşları kayıp, kapılar ise Türk ordusu için, Kürtçe söylemle “çıraz-vıraz...”  

Yüzü aşkın askeri üssün sıralandığı Türk işgal çemberi, Hewlêr’i de kuşatıyor. Kürdün uğruna ölüme atladığı atalarının mezar toprağı, artık onun değil. Ajansların haberine göre, işgalciler en son, Gare bölgesinde 161 böyü insansızlaştırdılar.

Türkler, biz zamanlar devlet olmamaları için Kürtlere saldırdıklarını söylüyorlardı. Ama, Süleymaniye bölgesi devlet değil. Onlar şimdi, “itaatsizlik” ettikleri ve biat etmeye yanaşmadıkları için, Türk Recebin hedef tahtasında.

Günü, saati belli değil ama Kürt kazanımları Türkler ve müttefiklerinin topyekün saldırı tehdidi altında. Çağın akıllı füzeler, elektronik aygıtlarla donanımlı tank ve toplar Kürtlerin hayatına kilitli. Kiralık katiller, tecavüzcü ve hırsızlardan oluşan IŞİD ‘mayın eşeği’ niyetine, önde yer alacak kara birliği. Vandalların İlk hedefi Güney’in bütün olarak işgali. Programa göre sonrası Rojava ve Şengal...

Bu savaş, bir bakıma IŞİD’in intikam savaşı. Bütün çabalarına rağmen Güney’de, Kerkük’ün ötesine geçemediler. Kürdistan’ın fedai çocukları Kobanî’yi, islamo faşist bu canavarlara mezar eylediler. Onları Rojava’dan çöllere sürdüler. Şengal’de ise ölülerini de geride bırakarak kaçtılar.

Onlar şimdi, Türklerin kanatları altında ve paralı, yani kiralık askerleri olarak, daha dün gömüldükleri savaş alanına dönüyorlar. Ama, oralarda taşlar bağlı, köpekler serbest değildir. Kürtlerin de eğitilmiş orduları var. Onlar ki, savaşın destanını tarihe not ederek geliyorlar. Yurtları ve onurlarını savunacaklardır.

Ne yapacaksınız ki, gün, Kürtler için namus, başka söylemle bir kere daha, “çi dibe bila bibê” günü. Düşman bunu, yani son nefese dek savaşı dayattı...

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.