Lozan’ı reddediyoruz

Dosya Haberleri —

Ahmed Karamus

Ahmed Karamus

KNK Eşbaşkanı Ahmed Karamus:

  • Kürtlerin bulunduğu her yerde var olan derneklerle ilişki kurulmuş ve bu konferansa katılmasını sağlama yönünde çalışma yürüttük. Yaptığımız görüşmelerde ideolojisine düşüncesine ne olduğuna bakmadan 175 siyasi yapı ve sivil toplum örgütü ile görüştük. Yine İslam, Hristiyan, Yarasan, Zerdeşti, Alevi, Êzîdî, Mesih’i, kısacası bütün dini kanat önderleri ve temsilcileriyle görüştük.
  • Kürtlerin trajedisi ve paradoksu odur ki tarihten günümüze kadar gelen 'Kürtler birlik olmaz' düşüncesini ortadan kaldırmak istiyoruz. Eğer biz birlik olmazsak, ulusal birlik oluşturamazsak 21. yüzyıl dünyasında çok şey kaybederiz. Bu konferansın her ne kadar ismen bizsek bile asıl düzenleyicilerin içinde çok sayıda siyasi parti ve kurum yer alıyor. Bu konferansın ev sahibi bütün Kürt halkıdır.

ERDOĞAN ZAMUR

Kurdistan’ın resmi olarak 4 parçaya bölünmesine neden olan 24 Temmuz 1923 tarihinde İsviçre’nin Lozan kentinde imzalanan ve bu adla adlandırılan Lozan antlaşmasının 100. yılın da Kurdistanlılar, Lozan’a karşı ortak tutum belirlemek için 22-23 Temmuz tarihler arasında konferans düzenliyor.

2019 yılında itibaren temeli atılan ve zaman içerisinde genişletilen “Lozan’a karşı eylem komitesi” geçen yıl 23 Temmuz'da antlaşmanın görüşmelerinin yapıldığı Rumine Sarayı'nda bir konferans gerçekleştirmişti. 100. yıl programı kapsamında bir yıldır çeşitli paneller, sergiler, kültürel etkinlikle ve basın açıklaması yaptılar. 22 Temmuz'da antlaşmanın imzalandığı Leman Gölü kıyısındaki Beau-Rivage Place binasının önünden, görüşmelerin yapıldığı Rumine Sarayı’na bir yürüyüş gerçekleştirip miting yapılacak. 22-23 Temmuz tarihleri arasında ise 2 günlük bir Lozan Konferansı gerçekleştirilecek. Lozan’ın 100. yılını ve yapılacak olan konferansı gazetemize değerlendiren Kurdistan Ulusal Kongresi (KNK) Eşbaşkanı Ahmed Karamus, Lozan'ın Kürtlerin trajedisi olduğunu dile getirdi.

Lozan Antlaşması imzalandığı 24 Temmuz’un 100. yılına günler kaldı. KNK olarak 22-23 Temmuz da bir konferans yapacaksınız. Hazırlıklarınız ne aşamada?

22-23 Temmuz 2023 tarihlerinde Lozan’da yapacağımız konferansa az bir süre kaldı. Şüphesiz ki çalışmalarımız sadece bu konferansı sınırlı değildir. Bu konferans aslında bir final konferansıdır. Bugüne kadar çok sayıda panel, forum, sergi ve başka görüşmeler yapıldı.

Bu konferansa ayrı bir önem veriyoruz. Çünkü bunu Kurdistan konferans olarak adlandırıyoruz ve bütün Kurdistani yapıların bu konferansa katılmasını amaçlıyoruz. Siyasi partiler, kurumlar, farklı inanç kurumları, farklı etnik yapılar ve tekil kişileri bu konferansa katmayı amaçlıyoruz. Yani kısacası Kurdistan coğrafyası üzerinde yaşayan Kürt, Ermeni, Asuri, Süryani kurum temsilcilerinin de katılması önemli. Bunun içinde bu konferans oldukça önem arz ediyor.

Bir buçuk yıldan fazladır bu konferansın hazırlığını yapıyoruz. Şu ana kadar yaptığımız çalışmalar oldukça önemli sonuçlar doğurdu. Temel amacımız gerek katılım noktasında, gerek hazırlık noktasında hiçbir kurum, siyasi parti, kişi eksik olmaması için bir çalışma yürüttük. Kurdistan coğrafyasında temsiliyeti olan bütün yapıların bu konferansa katılması için ciddi bir çalışma yürüttük.

KNK öncülüğünde yürütülen bir çalışma var ama çok sayıda siyasi parti, kurum ve kuruluş, bu konferansın hazırlığına emek verdiler. Gerek dört parça Kurdistan’daki partiler gerekse diasporadaki Kürt kurumları, KCDK-E, Enstitü, akademi, dernekler kısacası diasporada oluşan kurumlarda bu çalışmanın içerisinde yer aldılar. 10 Haziran’da oluşturulan geniş komite bir araya geldi, yapılan çalışmalar ve konferans hazırlıkları gözden geçirildi. Gerek 22-23 Temmuz’da yapılacak olan konferans, gerekse 24 Temmuz’da antlaşmanın görüşmelerinin yapılığı binanın önünde açıklayacağımız konferans sonuç bildirgesine ilişkin son hazırlıklar ve planlamalar yapıldı.

Bu konferansın sağlıklı yürütülmesi ve bütün 4 parça Kurdistan’ın temsil etmesini sağlamak için KNK olarak bizim heyetlerimiz birçok görüşme yaptı. Gerek siyasi yapılar gerekse de kişilerle görüş alışverişinde bulundu. Hala çalışmalarımız sürüyor. Tekniki hazırlıklarımız bitmiştir.

Dört parça Kurdistan ve diasporada görüşmeler yaptınız? Bu görüşmeleri kimlerle yaptınız? Kimler bu birlik çalışmalarına katıldı?

Oluşturulan ortak bir komite var. Biz bu komiteye “Lozan’ın 100. yılı eylem komitesi” diyoruz. Bu çalışmaya 157 siyasi parti ve kuruluş katılıyor. Bu siyasi yapıların dışında çok sayıda tarihçi, sanatçı akademisyen kendi başına çalışma yürüten kişiler olmak üzere geniş bir kesim bu çalışmalara dahil oldu. Yine dört parça Kurdistan ve diasporadaki bütün temsiliyeti sağlanmasını istedik. Kürtlerin bulunduğu her yerde var olan derneklerle ilişki kurulmuş ve bu konferansa katılmasını sağlama yönünde çalışma yürüttük.

Bu konferansın hazırlıklarını yaparken üzerimize aldığımız yükün ağır sorumluluğunun ağırlığının bilincindeyiz. Bunun içinde bir planlamayı önümüze koymuştuk bu konferansı ulusal bir konferansa çevirmek istedik. Bu konferansta Lozan antlaşmasına karşı ulusal bir söylem geliştirmek istiyoruz. Bunun içinde dört parça Kurdistan ve diasporada ortak bir çalışma yapmak istedik. Kurdistani bütün yapılarla görüşme yapıp görüş aldık. Yaptığımız görüşmelerde ideolojisine düşüncesine ne olduğuna bakmadan 175 siyasi yapı ve sivil toplum örgütü ile görüştük.

Yine İslam, Hristiyan, Yarasan, Zerdeşti, Alevi, Êzîdî, Mesihi, kısacası bütün dini kanat önderleri ve temsilcileriyle görüştük. Kürt aşiret önderleri, akademisyen, iş insanları, Kürt toplumu içinde bireysel çalışma yapan tekil kişiler, sanatçılar, gazetecilerle görüştük. Kısacası Kurdistan’ın bütün renklerin bu konferansta yer alması için çaba içerisine girdik. Şu ana kadar uğraşmadığımız siyasi parti ve kurumlara da ulaşıp bu konferansa katmaya amaçlıyoruz. Umudumuz bütün Kurdistanlı partilerin bu konferansa katılmasıdır. Şu ana kadar 500’e yakın kurum ve kişi katılacağını ifade ettiler.

Konferans çalışmasına katılmayan parti veya kurumlar var mı? Gerekçeleri nelerdir?

Kürtlerin trajedisi ve paradoksu odur ki tarihten günümüze kadar gelen “Kürtler birlik olmaz” düşüncesini ortadan kaldırmak istiyoruz. Eğer biz birlik olmazsak, ulusal birlik oluşturamazsak 21. yüzyıl dünyasında çok şey kaybederiz. Bu konferansın her ne kadar ismen bizsek bile asıl düzenleyicilerin içinde çok sayıda siyasi parti ve kurum yer alıyor. Bu konferansın ev sahibi bütün Kürt halkıdır. Düşmanlarımız Kürt Ulusal Birliği’nin olmaması, tek ses olmamamız için elinden gelen her şeyi yapıyor. Bu çalışmayı da boşa çıkarmak istiyorlar. Biz düşmanlarımızın bütün bu çabalarını boşa çıkarmanın çabası içerisindeyiz. Parça parça Lozan üzerine konferanslar, çalışmalar yapılıyor. Kürt kamuoyu bunun ne derece etkisiz olduğunu biliyor. Biz dar bir grubun, siyasi partinin çıkarını esas almayacağız. Bu Kurdistan’da yaşayan halkımızın ulusal bir meselesidir.

Biz ulusal bir sorumluk alanı olarak Lozan’ın 100. yılında halkımızın varlığını reddeden, asimilasyona tabi tutan, dilimizi, kültürümüzü ve tarihimizi reddeden bu anlaşmayı kabul etmeyip, reddedeceğiz. Bu inançla çalışma yürütüyoruz. Kürt halkının 100 yıllık trajedisi ortadan kaldırmak istiyoruz. Bunun içinde son ana kadar bütün Kurdistani yapıların bu konferansa katmak için çaba içinde olacağız. Bu yüzyılda Kürt halkının kimliği ve statüsü tanımsın istiyoruz. Şu parti niye katılmıyor demeyeceğiz. Katmak için son güne kadar çabalayacağız. Sizin aracılığınızla da çağrı yapmak istiyoruz. Bizim komite olarak ulaşamadığımız kişi kurum ve partiler bu konferansa davetlidir, katılmalıdırlar. Bu konferans, Lozan’ın anlaşmasına karşı bir olmak isteyen, itiraz eden, ses yükseltmek isteyen herkese kapıları açıktır.

Bu konferansla ne amaçlanıyor?

Bu konferans oldukça önemli. Sadece bazı siyasi partilerin 2 gün bir araya getirip konuşturmak gibi bir amacımız yok. Sadece konuşup, değerlendirme yapmayacağız. Bu konferansın temel amacı, Lozan’ın 100 yılında, Lozan neydi? Kürtler açısında sonuçları ne oldu?

Lozan, Kurdistan’ın 4 parçaya ayrılmasına neden oldu. Daha önce Kasrı Şirin Antlaşması’nda 2 ayrılmıştı. Lozan Antlaşması ile de 4 ayrıldı. Birinci dünya savaşında galip gelen devletler dünyayı kendilerine göre şekillendirmek istiyorlardı. Özellikle kendi egemenliği altında olan yapılar oluşturmak istediler. Bu noktada Sykes Picot Antlaşması önemlidir. Bu antlaşmanın önemi Kurdistan’ın parçalamasına neden olmasıdır. Lozan Antlaşması, temelini bu antlaşmada almaktadır. Kürtlerin yararına olan Sevr Antlaşması yapıldı. Ancak bu antlaşma maddeleri yerine getirilmedi.

Lozan Antlaşması’yla itilaf devletleri Kurdistan’ı işgal eden 4 ülkeye meşrûtiyet sağladı. Bu anlaşma imzalandığında Irak ve Suriye’de bir devlet bile yoktu. Irak’ta İngilizler, Suriye’de Fransızlar vardı. Kolonyalist işgal güçleri kendilerini meşrulaştırdılar. 

Lozan Antlaşması’nın imzalandığı tarihte günümüze kadar defalarca tekrarlanan trajedilere neden olmuştur. Kürt halkı üzerinde katliam, soykırım, zorla göç etme, demografik yapının değiştirilmesine neden olmuştur. Bu yüzden Lozan tarihte kara bir yapraktır. 100 yıldır yaşanan katliam, soykırım ve zorda göçertmenin sorumlusu Lozan’da ki garantör ülkelerdir. Kürt halkının, kimliğini, kültürünü, tarihini, varlığını inkar edenlerdir. Bütün bu yaşananları medeni topluma anlatmak ve Kürt ulusunu ortak taleplerini görünür kılmak istiyoruz.

Lozan Antlaşması’nın 100. yılını geride bırakırken ve yeni bir 100 yıla girerken Kürtler neler yapmalıdır?

Kürtler bundan kaynaklı hiçbir zaman bu anlaşmayı kabul etmediler. Çünkü bu anlaşma Türk devletinin hile yalanlarıyla Kürt halkının temsilcileri varmış gibi gösterildi. Kürtler adına bu anlaşma görüşmelerine katılanlar devletin ajanlarıydı. Kürt halkının, ne hakları, ne statüsü, ne de kimliği Lozan görüşmelerinde de yapılan anlaşmada da yoktur.

Kürtler hiçbir zaman bu anlaşmayı kabul etmemişlerdir. Bu anlaşmaya karşı itirazını yapmış, başkaldırmış, savaş yapmıştır. Kürtler artık 100 yıl önceki Kürtler değildir. Kürtler artık bir ulustur. Kendi kimliğine sahip çıkıyor, statü sahibi olmak istiyor. Artık Kürt halkı, kendini reddeden bu anlaşmayı asla kabul etmeyecektir. Bu konferans, 100 yıldır Kurdistan’da yaşanan bütün katliam ve soykırımlara karşı kendi duruşunu ortaya koyacaktır. Artık Kürt halkı yeni bir statü elde etmek istiyor. Ortadoğu siyasi konjonktüründe, iki parça Kurdistan’da eksiklerine rağmen Güney Kurdistan resmi, Rojava’da fiili olarak elde ettiği statü var. Biz artık 4 parça Kurdistan’da halkımız varlığıyla, kimliğiyle diliyle resmi bir statü sahibi olmalıdır. Şu anda Kürtlerin önünde Ortadoğu siyasetinde önemli bir fırsat ortaya çıkmış ve dünya halkları tarafında da kabul görmektedir. Ortaya çıkan bu tarihi fırsatı elimizde kaçırmamamız gerekir. Bunun içinde siyasi partiler, etnik, dini kurum ve kuruluşlar, farklı aşiretler ve yapılar ortaya çıkan bu fırsatı iyi değerlendirmelidir. İsteklerimizi, umutlarımızı ve Kürt halkının taleplerini bu anlaşmanın 100. yılında varlığımızı ve statümüzü kabul etmek için Kürt ulusal birliğinin oluşturulması elzemdir. Kürt halkının, haklarını savunmak için tek ses, tek strateji ve ulusal bir strateji oluşturmalıyız. Gerek Birleşmiş Milletler (BM), gerek Avrupa Birliği (AB) ve gerekse de Arap Birliği’ne karşı siyasi yol ve yöntemleri ortaya koyarak kendimizi kabul ettirebiliriz. İşte bu konferans, bütün Kurdistani yapıların tek bir ses olarak ortak bir söylem geliştirme anlamında oldukça önem arz ediyor.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.