Mafya devleti
Ahmet KAHRAMAN yazdı —
- Tarihte, Mafya evladı Başbakan, bakanlar çokça görüldü. Adliye ve polisi, zaten Mafya’nın olmazsa olmazıdır. Lakin Türk tarihinde bir ilk olarak, sözü “kanun hükmünde” olan diktatörlüğün ikinci adamı (Devlet Bahçeli), Mafya liderlerini “dava arkadaşlarım” nitelemesiyle, kanatları arasına aldı.
“Gürcistan Orta Asyası”ndan, “saf kan Türk Recep” mabadında, hakkında açılmış “kalpazanlık, hırsızlık, dolandırıcılık” davalarının dosyalarıyla Başbakanlığa yürüdü.
“Ali kıran baş kesen” makamdayken, alnındaki kalpazanlık karasını bezle tozunu alırcasına silen “bağımsız Türk adaleti”nin o yargıcını, ”daha çok bağımsız” ulu Yargıtay Başkanlığı’na terfi ederek yoluna revan oldu. Sonra, o yargıcın da içinde olduğu “yükseklerin yükseği yargıçlar heyeti”yle, “çay toplama partisi"nde bütünleşti.
“Ezelden beridir hür yaşamı ve hür yaşayacak Türk milleti” ve temsil eden tekmil siyasal muhalefet bu manzarayı, “uykuya yatırılmış kuzuların sessizliği”yle seyretti. “Şahsımın maşallah Türk gibi kuvvetli adalet süreci” böyle ve bu başlangıç üzerinden de yükseldi.
“Bu adalet”, sonra teslim alınmamış Türk aydınlarını da ekleyerek, alkışlar arasında Kürt siyasal önderlerini tırpanladı. O arada Mafya egemenlik tahtına oturdu.
Ancak Mafya, Atatürkten beri hep vardı. Atatürk, Kürt köylerini yakma ve Kürtleri öldürme usullerinin “el kitabını” bile yayımlattı. Yoksuldan alıp zengin yaratmaya yatırım yapma, bu süreç de bu dönemde başladı.
1990’larda, “Türk’e karşı Türklük savaşı”nı 6 bin canla geride bırakmış MHP’den bu kez, “Milliyetçi Mafya” yarattılar. Bu dönemde Mehmet Ağar Emniyet Genel Müdürü, Türk adaletinin bakanı, 7 TİP’li gencin katili, Mafya’dan uyuşturucu kaçakçısı Abdullah Çatlı “özel uzman” kimlikliydi. Mafya’dan devşirme Solhanlı Derdé’nin oğlu Mahmut Yıldırım ise MHP kontenjanından “kadrolu” gezgin katildi.
Başbakanı Tansu Çiller ise öldürülecek Kürt listesini, havada sallamaktan arta kalan zamanında, evine çuvallarla dolar taşıyor, içeride çiftlik, Amerika’da mülk tapusu istifliyordu.
Ve tarihte, Mafya evladı Başbakan, bakanlar çokça görüldü. Adliye ve polisi, zaten Mafya’nın olmazsa olmazıdır. Lakin Türk tarihinde bir ilk olarak, sözü “kanun hükmünde” olan diktatörlüğün ikinci adamı (Devlet Bahçeli), Mafya liderlerini “dava arkadaşlarım” nitelemesiyle, kanatları arasına aldı. Onları, özel afla gün ışığına çıkardı.
Bu mafyanın egemenlik süreci, böyle başladı. Katillik, hırsızlık, çökme adıyla zorla alım ve haraç alma olan Mafya, bunlarda bir kere ayıp ve suç olmaktan çıktı. “Yer yüzünün bütün mafya reisleri birleşiniz” davetiyesi çıkarılmış gibi, ev satın alma karşılığında uluslararası Mafya’ya kucak açıldı. 29 yaşındaki İranlı bir çocuk (29 yaşında) olan Reza Zarrap’ı, altın kaçakçılığına soktular. Kazancından pay, Saraflılar da milyonlarca dolarlık hediye aldılar. Reza “Cumbaş Recep” tarafından hayırsever iş adamı ilan edildi. Ama sonunda, hediye dağıtmakla başa çıkamayınca, kaçıp Amerika’ya sığındı.
Saray’ın “Zaptiye Nazırı” (Süleyman Soylu), Mafya’nın altın çağında, mafyöz her kişiyle fotoğraf çektirerek, dokunulmazlık dağıttı. Saray’ın hukuk ve adalet baş danışmanı bir milyon dolar karşılığında zindandan mafya lideri kaçırdı. Mafya askeri tankla baskına çıkıp otele çöktü. Mafya, Mehmet Ağar’ın Azeri Masimof’un marinasına çökmesi misalinde görüldüğü üzere Mafya, mafyayı soymaya başladı. Mafya reislerine kiralık kadın tedarik eden AKP’nın teşkilat yöneticisi, Saray sosyetesinde bir “şahsiyet” sıfatıyla arzı endam eyledi.
Daha ne olsun, hal böyle olunca, artık hukuk yok, anayasa ve yasalar çürümüşlük içindeydi. Ayakta kalabilmiş yazarlardan biri olan Mahmet Yılmaz, T24’de yayımlanan yazısında rejimi, “Organize suçlarda dünya lideri” başlığıya özetliyordu.
Hal böyleyken, Anayasa yıllardır “Reiz Receb”in dilinde, “yok hükmünde”ydi. Anayasa’ya rağmen, yani Anayasa’ya aykırı olarak zindanlar, en başta Selahattin Demirtaş, Kürt siyasal önderlerle doluydu.
Anayasa’ya aykırı olarak Kürt şehirleri tanklar, toplar, füzelerle yerle bir ediliyor, “kanun hükmünde emir”le çoğu Kürt onbinlerce kişi işinden atılıyor, mesleklerini sürdürme olanağından yoksun kılınıyor, yüzbinler açlığa mahkum ediliyordu. Recep Reiz parti devletine geçiyor, Anayasa ve yasalarda olmayan hüküm, ama Kürtlerin olan belediyelere çökülüyordu.
Bu çağda, bu devlet yakışır bunlara. Ve Hitler’den miras ırkçı ezberle, hangi coğrafyada yüzü gülen bir Kürt varsa, onu ağlatmak için oraya saldırıyorlar.