Mart’ın direniş ruhuyla birlikte kazanmaya!

Forum Haberleri —

  • Mart bir yanıyla baharı anımsatır, diğer yanıylada soğuk ve karanlık bir kışı. New York, Gazi, Ümraniye, Halepçe ve Beyazıt’ta katliam; emekçi kadının, Kawa’nın, Mazlum’un, Berkin’in ve Mahirlerin şahsında direniş ve kavgadır Mart.

İSYAN BOYOĞLU

Mart ayı içerisinde olduğumuz şu günlerde, Mart ayının tarihsel önemi ve bilinçlerimizde edindiği yer konusunda yazılacak her şey mutlaka eksik kalacaktır. Bugünün ve yarının mücadelesine bıraktığı önemli mirasın hakkı, ancak pratik mücadelemizde verilirse yazılanların ve söylenenlerin bir anlamı olacaktır.

Dünya halklarının tarih boyunca, daha doğrusu ezen-ezilen çelişkisinin ortaya çıkışından itibaren yaşadığı zulümler o kadar çoktur ki takvim yapraklarının her bir sayfası onlarca defa bizlere acıyı, gözyaşını ve kanı hatırlatır. Zaten nasıl hatırlatmasın ki, bir avuç aç gözlünün doyumsuz hırsları uğruna sınır tanımayan, kana doymayan vahşet halleri olunca. Onlar değil miydi, köleci-feodal-kapitalist sistemlerinin çıkarları ve devamı uğruna, toplu katliamlar, soykırımlar, cadı avları, sürgünler, işgaller ve savaşlar yapanlar. Onlar değil miydi giyotinler, dar ağaçları kuranlar. Onlar değil miydi Yahudi’yi, Êzîdî’yi ve Ermeni’yi soykırıma uğratanlar. Onlar değil miydi Koçgiri’yi, Dersim’i, Ağrı’yı ve Halepçe’yi boydan boya Kürt kanıyla boyayanlar. Onlar değil miydi New York’ta, Sivas’ta, hapishanelerde diri diri insan yakanlar. Bazen Rahip kraldılar, bazen Sezar, bazen Firavun, bazen de Dehak’tılar. Bazen Hitler oldular, bazen Saddam, bazen de Bush-Trump... Şimdilerde Erdoğan, Putin, Biden, Merkel...

Tabii yalnız bunlar değildi tarih sayfalarında yer edinenler. Yaşamda her şey karşıtıyla vardı çünkü, kötülük iyilikle, güzellik çirkinlikle, ölüm yaşamla ve zulüm direnişle var olagelmişti. Bunca zulüm ve zalimin karşısında tarihe direniş destanları bırakan milyonlar vardı. Ve onlardı aslında gerçek tarihi yazanlar ve insanlığın kurtuluşu kavgasında hatırlanacak olanlar.

İşte Mart ayı tam da yukarıda bahsedilen iki karşıt kutbun, özet ifadeyle devrim ile karşı devrim arasındaki mücadeleye tanıklık etmiş bir ay olarak çok anlamlıdır, özeldir. Bir yanıyla baharı anımsatır, diğer yanıylada soğuk ve karanlık bir kışı. New York, Gazi, Ümraniye, Halepçe ve Beyazıt’ta katliam; emekçi kadının, Kawa’nın, Mazlum’un, Berkin’in ve Mahirlerin şahsında direniş ve kavgadır Mart.

Tarihsel önemi açısından hem direnişi ve kavgayı hem de zulmü ve acıyı içerisinde barındıran Mart ayını bugün anmak önemliyken, aynı zamanda o direnişlerden öğrenmek ve günün nesnel koşullarıyla buluşturarak, bugünkü mücadeleyi büyütmek ve zaferle taçlandırmak ta bir o kadar önemlidir.

Bugünde ezen ile ezilenler arasındaki mücadele çetin bir şekilde tüm dünyada devam etmektedir. Dünya, bir avuç egemen gücün tekelinde yıkıma sürüklenmekte, savaşlara, işgallere, katliamlara tanıklık etmektedir. Emperyalist kapitalist sistemin krizleri büyümekte ve bununla bağlantılı olarak çelişkiler derinleşmektedir. Çelişkinin bir yanını oluşturan gerici egemen sınıflar ve devletleri ile diğer yanını oluşturan dünya ezilen halkları arasındaki çatışma, sistemin pandemiyle birlikte dahada derinleşen krizi ve açmazı sonucu şiddetlenerek sürmektedir. Latin Amerika’dan Avrupa’ya oradan Afrika’ya Asya’ya Ortadoğu’ya kadar emekçi ve ezilen halkların öfke ve isyanına tanıklık ettik-ediyoruz.

Türkiye- Kuzey Kürdistan’da yaşananlarda dünyadaki gelişmelerden bağımsız değildir. Faşist AKP/MHP iktidarı, içerisinde bulunduğu derin ekonomik- siyasi krizi ve bununla beraber yönetememe durumunun açığa çıkardığı gerçeklerin üzerini örtmek ve ömrünü uzatmak için şiddetini artırmaktadır. İşgallere girişmekte, savaş çığırtkanlığı yapmakta, keyfi uygulamalarına her gün bir yenisini eklemekte ve emekçi-ezilen halklar üzerinde ağır bir yük olup tüm toplumu nefes alamaz duruma getirmektedir. Bu nedenledir ki halk kitlelerinin haklı öfkesi her gün yeni bir isyana ve direnişe dönüşmektedir

İşçi ve emekçiler direnmektedir; SML etikette, Sinbo’da, Migros’ta, işten atmalara, hak gasplarına karşı;

Kadınlar ve LGBTİ+ lar direnmektedir; Özgürlüğümüzü Kazanacağız haykırışıyla, her günü 8 Martlara çevirerek;

Gençler direnmektedir; Kayyumlara geçit vermeyeceğiz diyerek;

Kürtler direnmektedir; hapishanelerde tecritte karşı Mazlum’un direniş ruhunu kuşanarak, dağlarda Kawa’nın isyan ateşini büyüterek;

Aleviler direnmektedir; yeni Gazi’lerin yaşanmaması için;

İnsanlık direnmektedir; gözü dönmüş kapitalist sistemin parçası olduğumuz doğadaki geri dönülemez tahribatlarını ve yıkımını durdurabilmek için;

Devrimciler direnmektedir; Mahir’in ‘biz buraya dönmeye değil, ölmeye geldik’ diyen devrimci-militan duruşunu kuşanarak;

Ve tüm ezilenler direnmektedir, başka bir dünya mümkün diyerek, Mart ayına yeni direnişleri ilmek ilmek işleyerek. Tüm bu direnişler faşist devleti yıkma mücadelesinin zafere ulaşacağını müjdelemektedir. Şimdi her alanda parçalı bu direnişleri buluşturma, birleştirme ve birleşik mücadele hedefiyle zafer yürüyüşünü büyütme zamanıdır.

Özgür yarınlar; birlikte direnip zafere birlikte yürüyenlerin ve birleşik mücadelede ısrar edenlerin olacaktır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.