Mexmûr kuşatma altında

Mexmûr

Mexmûr

  • Mexmûr Kampı’na yerleşen binlerce Kürt, Irak hükümeti ve Güney Kürdistan yönetiminin ambargosu altında yaşam savaşı veriyor. Kuşatmanın derinleştiğini söyleyen  Mexmûr Halk Meclisi Divan Eşbaşkanı Nudem Yaman, “Kampı yaşanmaz hale getirmeye çalışıyorlar" dedi. 

 

Mexmûr, 1994'ten bu yana Türk devletinin hedefinde. Bakur’da Türk devletinin zulmünden kaçan halk şu anda Şehit Rustem Cudi Mülteci Kampı’nda yaşamını sürdürüyor. Ancak kampa baskı sürüyor ve ambargo altına alınıyor. İlk ambargo 2019'da KDP’nin eliyle uygulandı. KDP-MİT ortaklığı, Mexmûr halkının Başûrê Kurdistan’ın il, ilçe ve köylerine giriş ve çıkışlarını yasakladı, kampın etrafına çit çekti. Irak hükümeti ve KDP’nin Türk devletinin emri doğrultusunda Mexmûr’a karşı yürüttüğü politikalara her gün yenileri ekleniyor.

Mexmûrlu işçiler 20 gündür tutuklu

10 Nisan’dan itibaren kampa yönelik ambargo daha da ağırlaştırılırken, yurttaşların kimlik kartlarının yenilenmemesi, ilaç sıkıntısı, inşaat malzemelerinin girişinin engellenmesi ve kamp dışına çıkışlarda yaşanan kısıtlamalar, bölgedeki insani krizi derinleştiriyor. KDP ve Irak hükümetinin ambargosunun sürdüğü süreçte son olarak, kamp dışına çalışmaya giden 10 yurttaş Bağdat’ta gözaltına alındı. Gözaltına alınan Mexmûrlu gençler, 20 gündür tutuklu bulunuyor. 

 

 

Mezopotamya Ajansı’nden Zeynep Durgut’a konuşan Mexmur Halk Meclisi Divan Eşbaşkanı Nudem Yaman, kamp üzerindeki baskının giderek derinleştiğini belirtti ve ekledi:

“Uzun zamandır Şehit Rustem Cudî Mexmûr Kampı üzerinde bir ambargo uygulanmaktadır. Son zamanlarda ise bu ambargo nedeniyle çok ciddi zorluklarla karşı karşıya kalıyoruz. Kamp sakinlerinin Irak’a giderken gözaltına alınması, kamp üzerindeki baskının daha da artmasına yol açıyor. Çalışmaya giden işçilerimize bazı prosedürlerin olduğunu, bu prosedürlere uyulması halinde sorun yaşanmayacağını ve kampta artık sorunların çıkmayacağını iddia ediyorlar. Buna rağmen, aynı yol ve yöntemle çalışmaya giden işçilerimiz gözaltına alınıyor. Bu uygulamalar, insanlık ölçülerine tamamen aykırıdır. Bağdat ve diğer kentlere çalışmaya giden gençler, kimliklerini yenilemiş olmalarına rağmen onlara suçlayıcı bir yaklaşımla davranılıyor ve gözaltına alınıyorlar. İşlerinin başında olan bir grup Mexmûrlu genç gece saatlerinde yapılan baskınlarla gözaltına alındı. Bu gençlerin neden ve hangi gerekçeyle gözaltına alındığını ise bilmiyoruz. Gözaltı gerekçesi olarak genellikle kimlik yenileme tarihlerinin geçmiş olması gösteriliyor. Ancak kendilerinden kaynaklanan sorunları bize suç olarak dayatıyorlar ve bizler suç işlemişiz gibi gösteriliyoruz. Bu dayatılan uygulamalar ise yıllardır kamp üzerinde yürütülen ambargonun bir parçası olarak devam etmektedir.”

Heyet bile gözaltına alındı 

Hükümetin kendilerine verdiği sözleri yerine getirmeyerek ambargoyu daha da derinleştirdiğini kaydeden Nudem Yaman, "Kampa inşaat malzemelerinin hiçbir şekilde girmesine izin verilmiyor. Kamp halkının ev yapmak için kullanacağı inşaat malzemesi bulunmuyor. Bu sorun hala somut şekilde çözülebilmiş değildir. Sorunun çözümü için görüşmeye giden heyetimiz dönüş yolunda gözaltına alındı. Heyet serbest bırakıldıktan sonra ise bizlere 'yapacağız' diye söz verdikleri hiçbir şeyi yapmadılar. Halen olumlu anlamda bir değişim yaşanmadı. Her seferinde kamp üzerinde farklı yöntemlerle ambargo uygulanmakta ve bu yöntemler sürdürülmektedir. Özellikle işçilere ve kamp halkına dönük yapılan bu gözaltılar, kamp üzerinde ciddi olumsuzluklar yaratıyor. Bu şekilde bir ambargo sürecinden geçiyoruz" diye konuştu. 

Baskılara karşı direneceğiz 

Nudem Yaman, şöyle devam etti: “Yeni eğitim dönemi yaklaşıyor ve eğitimle birlikte çocukların ihtiyaçları olacaktır. Okulların malzeme ihtiyacı var ancak bizler bu ihtiyaçları karşılayamıyoruz çünkü bir ambargo var. Kampın giriş ve çıkışlarında her türlü zorlukla karşılaşıyoruz. Özellikle sağlık alanında çok zorlanıyoruz. Kampta kronik hastalar ve ağır hasta olanlar bulunuyor, ancak ilaç ihtiyaçlarını kamp karşılayamıyor. Kampı yaşanmaz hale getirmeye çalışıyorlar. Bizler bu kampı çok iyi tanıyoruz. 30 yıldır örgütlü yaşayan ve iradesiyle ayakta kalan bu kamp, bu tehdit ve baskılara karşı direnecektir. Önder Abdullah Öcalan’ın başlattığı süreç amacına ulaşana kadar direnişimiz ve mücadelemiz devam edecektir.”

 

* * *

Karayılan’dan müdahale uyarısı

HPG Komutanlarından Murat Karayılan 8 Ağustos günü Türkiye, KDP ve Irak hükümetinin hedefinde olan Mexmûr Kampı’na yönelik kuşatma, ambargo ve saldırının devam etmesi halinde gerillanın müdahale edeceğine dikkat çekmişti.

Karayılan Irak hükümetini şöyle uyarmıştı:

* “Mexmûr’daki halkımız DAİŞ’e karşı kahramanca direndi ve şehit verdi. O zaman Irak devleti yoktu ortada. Herkes kaçtı, ama Mexmûr halkı kalıp direndi. O zaman kaçıp gidenler şimdi gelmiş, baskı ve türlü yöntemlerle oraya hakim olmaya çalışıyorlar.

* Biz, mevzilerimizi Irak ordusuna teslim ederek oradan çekildik. O dönemde, “Tamam, bu halkı biz koruyacağız, bizim misafirimizdir” dediler. Şimdi soruyoruz; “Siz misafirlerinize böyle mi yaklaşıyorsunuz?” Ne yapıyorlar? Kuşatmışlar; ambargo uyguluyorlar; hasta olanları bile izinsiz tedaviye göndermiyorlar. Bütün bunların üzerine şimdi de gelip “Kamp’ın etrafına tel çekeceğiz” diyorlar. Yani tam bir esir kampı yapmak istiyorlar.

* Bunu asla kabul etmiyoruz. Bu, düşmanca bir yaklaşımdır.Bu kamp 30 yıldır orada. Halk orada direndi, bu direnişle Hewlêr’i ve çevresini korudu. Yenilmeyen bir cephe kurdu ve bir tarih yarattı. Fakat etrafını sarıp bir esir kampına çevirmek istiyorlar. Irak devletinin bu uygulamalardan vazgeçmesi gerekir.

* Irak Cumhurbaşkanı Sayın Dr. Abdüllatif Reşid’e çağrı yapan Karayılan, “Bu konuya el atması gerekiyor. Buna karşı sessiz kalmamalı Mexmûr üzerindeki kuşatma son bulmalı. Dışarıdan da içeriden de Kamp’a yapılmak istenen müdahaleyi kabul edemeyiz.” HABER MERKEZİ

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.