MHP!..

Ahmet KAHRAMAN yazdı —

  • Gelinen aşamada paylaşılacak pasta büyüdü. Daha çok pay için çatışmalar, ayrılmalar başladı. Türkeş’ten sonra, aile malı gibi gördüğü partiyi kaybetti. Yeni kırılmalarla ayrılanlar çoğaldı. Türkeş’in mirası, kitle tabanından biri olan Meral Akşener’inki olmak üzere en az üç parti inşa oldu.

MHP’nin “savaş gücü“ Ülkü Ocakları eski başkanlarından Sinan Ateş’in öldürülmesi birden bire Türk siyaset gündemi oldu. Oysa Türk tarihi, bir cinayetler dolambacıdır. Faillerin ayak izleri dinci ve ırkçıların eşiğine vardığında, üstü hemen kapatılıyordu. “Çünküsü“, bu iki kesim derin devletin “gayri nizami“, ama resmen kabul görmüş zaptiyesi, iç çatışmaları da aile içi meseleydi.

Ki, MHP vitrinindeki kurucu lideri (gerçek lider derin devlet) Albay Türkeş, bir süre sonra kurucu ideolog Nihal Atsız’ın görüşlerinden Necip Fazıl Kısakürek’in İslamcı  görüşlerinin sapağına girince ilk çatlak meydana geldi. MHP ülkücüleri kurt, köpek ulumalarını bırakıp, sokaklarda “Tanrı dağı kadar Türk, Hira dağı Müslüman“ naraları atmaya başladı. Çatışmalar sürecinde, Şamanist Atsız yandaşları kaybettiler. Atsız hain oldu. Mezar taşları hala kırılıyor.

Türkeş, derin devletten kabul gördü. İlk “ülkücüler“, önce devletin gözü önünde, Gümüldür’de askeri komando eğitiminden geçirildiler. Sonra Ankara’da kaz adımlarıyla yürütüldüler. Ardından, Ankara’da, “Allahsız Komünist öğrencilere“ silah doğrultup Dil, Tarih-Coğrafya Fakültesinde ilk siyasi cinayetlerini işlediler. Bu cinayet, devlet kayıtlarına “faili meçhul“ olarak geçti. Sonrası ise kaostu. Atatürk’e bağlılık yürüşünden gelen öğrenciler de, Türkeş’in deyimiyle “Gomonist“ idi.

Demirel Başbakan, bugünkü Doğu Perinçek’in babası, Sadık Perinçek’ de partide yardımcısıydı. Ve Perinçek, “proleter bir devrimci“, akşamları da babasıyla aynı sofradaydı. Sonra adamları, Mao’yu yücelten sloganlar eşliğinde İstanbul Taksim meydanında gösteri düzenliyor, ardından tarama ile 1 Mayıs katliamı yaşanıyordu. Maraş’ta, Çorum‘da, Malatya ve Sivas’ta yaşanan katliamlarda Perinçekçiler faşistlerle savaş halinde görünüyorlardı. Artık kaos dönemiydi. Sağ, sol çatışması görüntüsünde günde ortalama 20 kişi öldürülüyordu. Derken 12 Eylül generalleri, kanı durduran kurtarıcı olarak ülkenin üstüne çöktüler. Nazilere has özel toplama kampları dönemi başladı.

İlk defa Türkeş dahil, MHP ülkücüleri de tutuklandılar. Bu olay bir kırılmaya neden oldu. “Bize bu yapılır mı?“ diyerek, devlete mesafeli durdular. Bu süreçte, devletten beslenenlerin çoğu susuz, ekmeksiz ortada kaldılar. Onlar da “milliyetçi“ veya “yerli ve milli mafya“yı yarattılar.

Sonra Türkeş, üstündeki kiri pası, kurumuş kanı silkeleyerek yerden kalkıp içeriden çıkınca, ülkücüler etrafında toplandılar. Türkeş, Erdoğan’ı yaratan Erbakan kontenjanından milletvekili oldu. O zaman, Kürt hareketi alevliydi. Türkeş adamlarına, savaş alanında ekmek teminine çıkmış gibi, “100 bin ülkücü ile bu olayı bitireceğim“ demeye başladı.

MHP ülkücülerine kazanç yolu açıldı. Mafya reisleri dahil, ülkücüler yeni kazanç alanlarına yayıldılar.  Hükümetlerde sandalye kaptılar. Devlette kadrolaşmaya başladılar.

Ecevit, bir zamanlar kurşunlarına hedef olduğu ülkücüleri kucakladı. Komünizmle Mücadele Derneği’nin kurucularından Fetullah Gülen’in dünyaya açılmasına yardımcı oldu.

Ama gelinen aşamada paylaşılacak pasta büyüdü. Daha çok pay için çatışmalar, ayrılmalar başladı. Türkeş’ten sonra, aile malı gibi gördüğü partiyi kaybetti. Yeni kırılmalarla ayrılanlar çoğaldı. Türkeş’in mirası, kitle tabanından biri olan Meral Akşener’inki olmak üzere en az üç parti inşa oldu.

Bu büyük kopuş sürecinde MHP’nin vurucu unsuru Ülkü Ocakları’nın eski lideri Sinan Ateş öldürüldü. Bu, büyük gürültüye neden oldu. Düne kadar her türlü haydutluğu görmezden gelenler bile ayaklandı. Ve gariptir ama, onlar da 'adalet' demeye başladılar.

Türkeş’in koltuğuna kurulmuş Bahçeli’nin yakın adamları bile sorgulanıp tutuklanmaya başladı. Ama nedeni, adalet değil. Ortada “kitle tabanı“ diye bir mal var...

Ve artık herkes, MHP ideolojisinden. Geçmişte pek çok kayıp vermiş CHP bile uluma sesleri veriyor, lideri Kılıçdaroğlu it başı işareti yapıyor. Maksat, yapı dağılırken ortada kalan mala (oy) sahip olmak!..

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.