Mücadelemizi Ankara'ya taşıyacağız

Dosya Haberleri —

Ferit Şenyaşar

Ferit Şenyaşar

  • Yeşil Sol Parti 4. sıra milletvekili adayı Ferit Şenyaşar yurttaşlarla Kürtçe konuşuyor. "Ailemi tanıyorsunuz. Adalet için yola çıktık. Firavun adaletini değiştirmek istiyoruz" diyor. Ferit'in konuşmasından sonra söz alan köylüler uğradıkları haksızlıklardan, yollarının bozukluğundan, telefonların çekmediğinden, köylere yeterli trafo konulmadığındın, Kürt oldukları için zulme uğradıklarından bahsediyor.
  • Seçildiğinde tek hedefinin adalet, hukuk ve insan hakları olacağını kaydeden Şenyaşar, "Biz Suruç'a bir katliama maruz kaldık. Bizim gibi belki yüzlerce, belki binlerce mağduriyet yaşayan aileler var. Mücadelemizi Ankara'ya taşıyacağız. Adalet evrensel bir değerdir. Herkese lazım. Bizim davamızda eğer adalet sağlanmazsa, bu katliamı yapanlara cesaret verecektir" diyor.
  • 14 Mayıs'ta yapılacak seçimlerin diğer seçimlere benzemediğini vurgulayan Şenyaşar, "Bu bir tarihi seçimdir. Bu iktidarın yaptığı katliamlar, zulümler arşa ulaşmış. Hırsızlıklar ortada. İktidar koltuğu bırakmamak için elinden gelen her şeyi yapıyor. Biz de toplumsal olarak elimizden geleni yapacağız. Halkın üstünde bir güç yoktur. Halkla birlikte bu iktidarı göndereceğiz" diyor.

MUSTAFA DOĞAN/URFA

Seçime günler kala, seçim atmosferini görmek için Kurdistan'ın en büyük şehirlerinden biri olan Urfa'dayız. AKP'nin 2018 seçimlerinde 8 milletvekili çıkardığı Urfa şehir merkezinde AKP adım başı seçim büroları açmış. Kent merkezinde yoğun çalışıyorlar. Ancak ilçelerde ve köylerde buna pek tanık olamıyoruz. Yeşil Sol Parti de şehir merkezinde çalışmalarını yürütüyor. Ancak ağırlığını Harran ve Akçakale dışındaki ilçelere ve köylere vermiş. Sabah 09:30'da seçim lokalinde toplanan adaylar ve partililer, belirlenen ilçelere ve köylere dağılıyor.

Şehir merkezinde esnaflarla sohbet ediyoruz. Çoğu AKP'li. Bir lokantacı, Urfa şivesiyle, "Siye Bozdağ'ın işi ne, niye gelır?" diyor. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın 1. sıra aday gösterilmesine tepkililer. Ki bu tepkiye birçok yerde tanık oluyoruz.

14 milletvekili çıkaracak olan Urfa'da, Şeyhanlı aşiretinden 4 kişinin aday gösterilmesine de tepki var. Aşiretten Abdürrahim Dusak 2. sıradan, Mehmet Ali Cevheri 3. sıradan, İbrahim Eyüpoğlu 6. sıradan, Abdullah Aksak ise 13. sıradan aday gösterilmiş. İlk üçü seçilebilecek ilk 6'da yer alıyor. Karakeçili ve İzol aşiretleri buna tepkili. MHP'nin de güçlü olduğu Akçakale ve Harran ilçelerini saymaz isek, şehir merkezi ve diğer ilçelerde seçim, AKP ile Yeşil Sol Parti arasında geçecek. 200 bin yeni seçmen eklenmiş. Ve bu genç kesimin çoğunluğu ise HDP tabanının yanında. HDP bir önceki seçimlerde 4 milletvekili çıkarmış. 14 Mayıs seçimlerinde 6 milletvekiline kesin gözüyle bakılıyor. Hedef ise 7 milletvekili çıkarmak.

Gerek Bekir Bozdağ'ın dışarıdan getirilerek aday yapılması, gerek aynı aşiretten 4 kişinin birden aday gösterilmesi, geçim sıkıntısı ve enflasyon halkı AKP'den uzaklaştırmış. AKP'li Harran Belediyesinden yaşanan memnuniyetsizlik nedeniyle ilçede güçlü olan Diyara aşireti MHP'yi destekleyecek. Bir önceki seçimde milletvekili çıkaran partilerden AKP yüzde 52,67 ile 8 vekil, HDP yüzde 28,92 ile 4 vekil, MHP yüzde 9,28 ile 1 vekil,  CHP ise yüzde 3,88 ile bir vekil çıkarmıştı. Halfeti, Suruç, Ceylanpınar, Viranşehir, Siverek, Hilvan ve Bozova ilçelerinde HDP güçlü. AKP'nin aday gösterdiği 14 kişiden hiç birinin Siverekli olmaması, ilçede oyları büyük ölçüde etkileyecek. Urfa'nın en büyük ilçesi olan Siverek'e Bucak aşiretinin ağırlığı görülüyor. Ancak Bucak aşireti de Mehmet Fatih Bucak ve Mustafa Hakkı Bucak olarak iki bağımsız adayla seçimlere giriyor. Bu da aşiret oylarının bölünmesine yol açarken, oyların Yeşil Sol Parti ve AKP'ye kayması gündemde.

Firavun adaletini değiştirmek istiyoruz

Yeşil Sol Parti 4. sıra milletvekili adayı Ferit Şenyaşar ile görüşmek istiyoruz. Ancak telefonları kapalı. Partinin seçim irtibat bürosundan ona ulaşmaya çalışıyoruz. Sabahın erken saatlerinden itibaren konvoy halinde Haliliye ilçesinin köylerine giderek burada seçim çalışmalarını yürütüyor. Telefonla danışmanına ulaşıyoruz. Kengerli köyü civarında olduklarını bildiriyor. Kabahaydar köyü üzerinden konvoya ulaşmaya çalışıyoruz. Haliliye köyleri yem yeşil. Her taraf fıstık ağaçları ile dolu. Köylerde, bahçe içlerinde yapılan modern tek katlı villalar göze çarpıyor. Çoğu Avrupa'da yaşayan 'Almancıların.' Evlerini bahçelerinin içine yapmış, fıstık ve meyve ağaçları dikmiş, etrafını çitle kapatmışlar. Bu şekilde göz alabildiğince uzanan ovada yüzlerce villa bulunuyor. Çalışanlar yaz tatilinde gelip bir kaç hafta kalıyor, emekli olanlar ise kışı Avrupa'da, yazı köylerinde geçiriyor. Ferit Şenyaşar'a ulaşmaya çalışıyoruz. Telefonlar birçok yerde çekmediği için ulaşmada sorun yaşıyoruz. Köy yollarında yorucu bir yolculuğun ardından nihayet Yeşil Sol Parti'nin konvoyunu bir köyde yakalıyoruz. Köy meydanında sandalyeler kurulmuş, Ferit Şenyaşar yurttaşlarla Kürtçe konuşuyor. "Ailemi tanıyorsunuz. Adalet için yola çıktık. Firavun adaletini değiştirmek istiyoruz" diyor. Ferit'in konuşmasından sonra söz alan köylüler uğradıkları haksızlıklardan, yollarının bozukluğundan, telefonların çekmediğinden, köylere yeterli trafo konulmadığındın, Kürt oldukları için zulme uğradıklarından bahsediyor.

Çay ve ayran ikramı yapılıyor. Konuşmalardan sonra Ferit ve partililer alkışlarla uğurlanıyor. Bir sonraki köye geçiliyor. Konvoy geçince Yeşil Sol Parti bayraklarını gören tarlalarda çalışan köylüler, ev yapım işi ile uğraşan köylüler zafer işareti yaparak konvoyu selamlıyor.

Konvoy Gürpınar yoluna sapıyor. Konvoyun geldiğini gören çocuklar ve kadınlar zafer işareti yaparak sevgi gösterisinde bulunuyor. Halk köy meydanında toplanmış Ferit ile tokalaşıyor.

70'lik bir çınar

Burada 70 yaşındaki Hamit Kangal ile görüşüyoruz. Urfa'da sevilen sayılan ve tanınmış bir isim. 20 yılını cezaevinde geçirmiş koca bir çınar gibi. Köylülerin tamamı onu tanıyor. Hamit Kangal, 2014-2015 yıllarında DAİŞ'in Kobanê'ye saldırdığı dönemde savaşta yaşamını yitiren Türk ve Kürt gençlerinin naaşlarını sınır kapısından teslim alan, savcılar ile birlikte morgda naaşın ölüm tutanaklarını imzalayan ve ailelerine gönderen kişiydi. Öyle bir güven vermişti ki, sınırdaki görevliler bile gelen naaşları başkasına değil sadece Hamit Kangal'a teslim ediyorlardı. Onu, oradan tanıyoruz. Şimdi de seçim çalışmalarında Ferit'in yanında, köy köy onunla dolaşıyor. Köylülere hitap ediyor. "Bizler yıllardır dilimize sahip çıkıyoruz. Kürt halkının varlığını kimse inkar edemez. On yıllardır bizi yok sayarak asimile etmeye çalışıyorlar. Bizleri katlediyorlar. Bunları hepimiz yaşadık. Sizler de çok bedel ödediniz biliyorum. Partimiz HDP, kapatılma riski olduğu için seçimlere kendi adı ile giremedi. Yeşil Sol Parti ile girmeye karar verdi. Bir oyumuz Yeşil Sol Parti'ye, bir oyumuz cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'na. Oyunuzu bu partiyi verin ki, belki 21 yıldır başımızda olan bu musibet sona erir."

Mücadelemizi Meclis'e taşımak istedik

Diğer köylerde olduğu gibi yine yurttaşlar içtenlikle ağırlıyor Ferit ve partilileri. Konuşmalardan sonra toplu fotoğraflar çekiliyor, 'Bijî HDP' sloganları atılıyor. Başka bir köye gideceğiz. Hamit Kangal köylüleri önceden arıyor. Çünkü hepsi tanıdığı, bildiği köyler. Konvoy gelmeden hazırlıklar yapılıyor. Köylere uğradığımızda, mırra, çay ve soğuk ayranlar önceden hazırlanmış. Köy yollarında yine yurttaşları sevgi seline tanık oluyoruz. Ve nihayetinde bu köyde Ferit ile köy odasına geçerek röportaj yapabiliyoruz. Ferit, neden aday olduğunu şöyle anlatıyor: "Annem ile birlikte 2 yıldır adliye önünde adalet arıyorduk. Bu sivil direnişimizi belli bir yere kadar getirdik ama tam olarak adalet sağlanmadığı için bu mücadelemizi Meclis'e taşımak istedik, büyütmek istedik. Bize yapılan adaletsizliği halen duymayan insanlar var. Sesimizi Urfa'dan başlayıp dünyaya duyurmak için aday oldum."

Başka partilerden de teklif aldım

Urfa'da birçok siyasi partinin davalarını takip ettiğini ve kendilerine sahiplendiklerini anlatan Ferit, "İsim vermeyeyim, birçok siyasi parti 'Meclis'e girmek istiyorsan kapımız sana açık' şeklinde teklifler oldu. Yeşil Sol Parti'si Genel Merkezinden de böyle bir teklif geldi. Bizimle dayanışma içerisinde olmasından, davamıza bakmasından ve parti tüzüklerini incelediğimde bize en yakın parti olduğu için bu teklifi değerli ve onurlu bularak adaylığı kabul ettim" diyor.

Dayanışmanın boyutunu halk içinde gördüm

Annesi ile birlikte adliye önünde yürüttükleri adalet nöbeti sırasında halkın davalarına ne kadar sahiplendiğini çok görmediklerini belirten Ferit, şunları söyledi: "Ama sahaya inince, Urfa'nın merkezinde, ilçelerinde dolaşıyoruz. Tanık oldum ki, gittiğimiz her yerde gencinden yaşlısına kadar herkes davamızı biliyor, haksızlığa uğradığımızı kabul ediyor. Hiç tanımadığım insanlar, gelip kucaklaşıyor, 'yanındayız' diyor. Davamızla ilgili büyük bir sahiplenme olduğunu görüyorum. Adalet halen yerini bulmadığı için mutlu değilim ama halkın bu derece sahiplenmesi bana büyük bir moral oluyor. Gurur duyuyorum. Davamızla ilgili maalesef bir kardeşim halen yıllardır tek kişilik hücrede tutuklu. Zulüm halen devam ediyor. Ama bu iktidar değiştiği gün o zaman mutlu olacağız ve onurlu bir şekilde yaşamımızı sürdüreceğiz."

Parada pulda gözümüz yok

Seçildiğinde tek hedefinin adalet, hukuk ve insan hakları olacağını kaydeden Ferit, "Biz Suruç'a bir katliama maruz kaldık. Bizim gibi belki yüzlerce, belki binlerce mağduriyet yaşayan aileler var. Belki maddi imkansızlıktan, belki siyasi baskıdan dolayı yaşadıkları katliama ses çıkaramıyorlar. Biz Meclis'e gidersek, kesinlikle bir makamda mevkide ve parada gözümüz yok. Biz tamamıyla insanlık için çalışacağız ve bizim gibi mağdur olan bütün insanların da davasına sahip çıkacağız. Mücadelemizi Ankara'ya taşıyacağız. Adalet evrensel bir değerdir. Herkese lazım. Bizim davamızda eğer adalet sağlanmazsa, bu katliamı yapanlara cesaret verecektir. Halen iktidar bu katliamı yapanlara sahip çıktığı için Yıldız ailesi Suruç'ta aynı katliamlarına devam ediyor. Babam ve ağabeylerimin katledilmesinden 4 yıl sonra da Suruç'ta 2 kişi daha bu aile tarafından katledildi. Mağdur olan aileler korkudan seslerini çıkaramadı. Olay gündeme gelmedi" diye belirtiyor.

Kılıçdaroğlu’na güveniyorum

Tarihi bir seçime girdiklerini ve iktidarın değişmesi halinde, ailesine yönelik yapılan katliamda adaletin yerini bulacağına inandığını kaydeden Ferit, şöyle diyor: "İktidar değişirse, bizim davamızın fazla uzun süreceğini sanmıyorum. Çünkü somut deliller var. Hem iş yerindeki, hem hastane içindeki kamera kayıtları var. Eğer yargı bu iktidarın güdümünden çıkarsa, davamızda adil bir yargılama olacak. Davamız 5 yıldır devam ediyor. Bütün deliller var. Savcılık 'yok' dese de Urfa Valisi ile görüştüğümüzde, görüntüler dahil tüm delillerin adli emanette olduğunu bize söyledi. İktidar baskısı olmayınca davamızın kısa sürede sonuçlanacağını düşünüyorum. Şu anda en güçlü cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu'dur. Adliye önünde bizi ziyaret edip adaletin yerine getirilmesi için söz verdi. Ona güveniyorum. Yargı üzerindeki siyasi baskı kalkınca zaten adli bir yargılama yapılacaktır."

Halkın üzerinde bir güç yoktur

14 Mayıs'ta yapılacak seçimlerin diğer seçimlere benzemediğini vurgulayan Ferit, "Bu bir tarihi seçimdir. Bu iktidarın yaptığı katliamlar, zulümler arşa ulaşmış. Hırsızlıklar ortada. Bu iktidar, şimdiye kadar güvenilir bir kurum bırakmadı. Yargı olsun, Merkez Bankası olsun, YSK olsun, TÜİK olsun hiç biri bağımsız değil. Bu hepimizi kaygılandırıyor. Ama biz mücadelemize sahip çıkarak güçlü bir sahiplenme gösterirsek bunları aşarız. 6'lı masa da seçim güvenliği konusunda kaygılı. Onlarla bu konuda istişare halindeyiz. Topluma çağrımız var. Herkes o gün sandığa sahip çıksın. Özellikle seçim sürecinde yurttaşlar gelip oylar sayılırken sandık başlarında olsun. Sayım bittikten sonra ıslak imzaların fotoğraflarını çeksinler. Avukatlarımız da bu süreci takip edecek. İktidar koltuğu bırakmamak için elinden gelen her şeyi yapıyor. Biz de toplumsal olarak elimizden geleni yapacağız. Halkın üstünde bir güç yoktur. Halkla birlikte bu iktidarı göndereceğiz" diyor.

Adalet nöbetini sürdüreceğim

Ferit Şenyaşar, milletvekili seçildikten sonra da annesi ile birlikte yürüttükleri adalet nöbetini sürdüreceklerini kaydederek, sözlerini şöyle tamamlıyor: "Ben mecliste olacağım. Annem adalet nöbetinden vazgeçmeyecek. Ben de annemin yanındayım. Zaten ben Ankara'dan çok Urfa'da olacağım. Ankara'da olsam da haftada bir gün gelip annem ile birlikte adalet nöbetini sürdüreceğim."**

* * * 

Katliamdan nasıl sağ kurtuldu

Urfa'nın Suruç ilçesinde 14 Haziran 2018 tarihinde, AKP milletvekili İbrahim Halil Yıldız'ın seçim çalışmaları sırasında uğradığı Şenyaşar ailesine ait iş yerinde yaşanan tartışmada, Yıldız'ın yakınları işyerine saldırdı. Karşılıklı silahların ateşlendiği saldırıda, Yıldız'ın ağabeyi Mehmet Şah Yıldız yaşamını yitirirken, Adil Şenyaşar, Celal Şenyaşar ve Ferit Şenyaşar kardeşler yaralandı. Hastaneye kaldırılan Adil ve Celal ile o sıralarda çocuklarının akıbetini öğrenmek için hastaneye gelen 66 yaşındaki baba Esvet Şenyaşar, hastane içinde öldürüldü.

Olayda yaralı olarak hastaneye kaldırılan Ferit, o gün yaşananları şöyle anlatıyor: "İş yerinde bende ağır yaralıydım. Ambulansla beni hastaneye kaldırdılar. Hastanenin acil kapısında ambulansa saldırdılar. Ambulansın içindeydim, bilincim gidip geliyordu. Kapıyı açıp bana saldırdılar. Ambulans oradan ayrılmak istedi. Ancak araç lastiklerine ateş açtılar, camlarını kırdılar. Beni çıkarıp yere attılar ve darp etmeye başladılar. Bilincim tam yerinde olmasa da babamın sesini duydum. Beni göremiyordu. 'Çocuklarım içeride onlara ne oldu' diye sesini hatırlıyorum. Babam beni görmüyor, direk hastanenin içine giriyor. Orada annemin gözü önünde babamı linç ederek katlediyorlar."

Adalet yerini bulacak inanıyorum

Ferit Şenyaşar, şöyle devam ediyor: İki kardeşim ve babam orada katledildi. Urfa Valisi oradaydı, AKP'li Halil İbrahim Yıldız oradaydı, çevik kuvvet polisleri oradaydı. Ben bir sağlık çalışanının 'Bu onlardan değil' demesiyle linç edilmekten kurtuldum. Katliamın tüm görüntüsü var. Babam ve kardeşlerimin öldürülmesinde kullanılan iki silahı hastane içinde bırakıp gidiyorlar. Silahlar şu an adli emanette. Bir buçuk yıl sonra katliamda yer alanlardan iki kişi hakkında yakalama kararı çıktı. Birisi gövde gösterisi yapıp teslim oldu. Diğeri de uzun süre Urfa'da ve Suruç'ta aranmasına rağmen rahatça dolaştı. Polise, savcılığa gidiyorum, 'bakın bu kişi şurada diye bize bilgi geliyor' diyorum. Bana söyledikleri, 'Ya gelip teslim olur, ya da bir yol kontrolünde yakalanırsa işlem yaparız. Onun dışında yapacağımız bir şey yok' dediler. Sonra bu kişi 4 buçuk yıl sonra mide ameliyatı için Mersin'e tedaviye gidince orada ameliyat sırasında öldü. Devletin adaleti sağlanamadı ama Allah'ın adaleti tecelli etti. Cenazesini Suruç'a getirip gizlice defnetmek istediler. Biz bunu duyduk ve emniyete bildirdik. Cenazesine Türk bayrağı sarmışlar. Polis müdahale etti bayrağı aldı ve cenazeyi Adli Tıp Kurumu'na gönderdi. Orada gerçek kimliği tespit edildi. Davamız halen sürüyor. İktidar değişirse adli yargılama yapılacak. Şimdi aday gösterilmeyen AKP'li vekilin katliam öncesinde hastaneye giriş ve katliamdan sonra çıkış görüntüleri var. Tüm deliller adli emanette. Adalet yerini bulacak. Buna inanıyorum."

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.