Mücadelenin kara deliği: Kadına yönelik şiddet

Nevra AKDEMİR yazdı —

  • Psikolojik şiddet; kadınların özgüvenini yıkan, karar verme gücünü elinden alan, bir özne olarak yaşama kapasitesine gölge düşüren çok yıkıcı ve bir o kadar sinsi bir tür şiddettir. 

Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu’nun bir eviçi şiddet acil yardım hattı var. Geçtiğimiz günlerde 2022 yılında gelen aramalardan çıkardıkları raporu paylaştılar. Rapor, bildiğimiz gördüğümüz duyduğumuz halde sistematik olarak deneyimlemeye devam ettiğimiz pek çok olguyu rakama dökmüş. 2022 yılında tam 5015 çağrı almışlar, 51’i acil vaka olmak ve 232’si sığınma evi talebi üzere. 2007 yılından 2023’e kadar ise 87.268 çağrı almışlar ve bunlardan 3648’i acil olmak üzere 45.282’si ev içi şiddetmiş. TKDF’u Türkiye ölçeğinde kadına yönelik şiddetle mücadele eden derneklerden sadece biri olduğunu hatırlatalım. Yani rakamlar ne yazık ki bu yazıdaki örneklemin çok üzerinde. Ancak oranlar, kadınların yaşadığı tehdidin boyutunu gösterebilir. Şimdilerde bir üçüncü sayfa haberi bile olma vasfını yitirmiş bu kadına yönelik şiddeti ilgili istatistiklerle açalım:

Şiddete uğrayanlar yüzde 90 oranında kadın, yüzde 3,4’ü kız çocuk. Mağdurların yaş istatistiği ise her yaşta şiddetin var olduğunu gösteriyor, korkunç. Saldırgan ise yüzde 55,3 oranında erkek eş, yüzde 5,7 aile ve yüzde 5,6 erkek eski eş. Şiddetin Türkiye’nin her yerinde olduğunu, koskoca haritanın minicik bir noktasında bir istisna olmadan kapkara bir istatistik rengi kaplamasından anlıyoruz. Sadece Türkiye’den değil yurtdışından da aramalar yapılmış; Almanya, Avusturya, Fransa, Hollanda S.Arabistan, İngiltere, İtalya ve Kıbrıs olarak sıralanmış. 

Raporda arama yoğunlukları da görünüyor, en fazla haftanın ilk işgünü arama yapılmış; buradan kolayca hafta sonu gelmeyecekmiş gibi şiddet yaşayan kadının erkeğin işe gitmesiyle yalnız kalmasının ardından telefona koştuğu sahneyi hayal edebiliriz.

Peki ne mi yaşanmış? Şiddet türlerinin sıralanmasından çıkaracağız bunu: yüzde 42,31 duygusal (psikolojik) şiddet, yüzde 34,45 fiziksel şiddet, yüzde 12,04 sosyal şiddet, yüzde 6,63 ekonomik şiddet ve yüzde 4,57 cinsel şiddet. Zira genel olarak fiziksel bir zarar olmadığında şiddet tanımının yapılması da zorlaşıyor. Morçatı bu şiddet türlerini tek tek anlatmış: 

Psikolojik şiddet, duygusal güç veya ihtiyaçlar, kadını kontrol etmek, denetlemek, küçük düşürmek, aşağılamak, cezalandırmak amacıyla şiddet aracı olarak kullanılıyorsa “psikolojik şiddet” söz konusudur. Fiziksel şiddetin aksine psikolojik şiddeti tarif etmek daha zordur. Pek çok farklı aşağılama ve baskı biçimi olarak karşımıza çıkabilir. Psikolojik şiddetin olduğu her ilişkide fiziksel şiddet olmayabilir ancak, fiziksel şiddetin olduğu her ilişkide psikolojik şiddetin bazı öğeleri bulunur. Psikolojik şiddet sıklıkla fiziksel şiddetten önce başlar ve tecridin eşlik ettiği yoğun psikolojik şiddet, fiziksel şiddetin uyarıcısı olabilir.

Kadınların özgüvenini yıkan, karar verme gücünü elinden alan, bir özne olarak yaşama kapasitesine gölge düşüren çok yıkıcı ve bir o kadar sinsi bir tür şiddettir. 

Mor Çatı, bedensel güç veya üstünlük, bir şiddet aracı olarak kadını kontrol etmek, denetlemek, küçük düşürmek, aşağılamak veya cezalandırmak amacıyla kullanılıyorsa “fiziksel şiddet” söz konusudur, diyerek açıklıyor. Bu şiddet biçimi, fiziksel üstünlük kurarak, bedene temas ederek ya da eşya kullanarak uygulanabilir. Yumruk atmak, tokat atmak, ısırmak, boğmak, tekmelemek, bıçakla yaralamak, kafasına sandalye fırlatmak fiziksel temas içeren şiddet biçimlerine örnektir. Bağırmak, yumrukla tehdit etmek, korkutucu şekilde bakmak, kapıyı tekmelemek, eşya kırmak, sağlık sorunları olduğunda doktora gitmesine izin vermemek ise sindirmek amacıyla fiziksel üstünlük kullanılarak uygulanan şiddet biçimlerine örnektir. Hemen hatırlatalım, şiddet gören kadınların yüzde 76’sından fazlası bu iki şiddet türüne maruz kaldığında cinayet sadece bir tesadüf meselesi haline geliyor. Zira, sadece 2023 yılı mayıs ayı kadın cinayetleri verilerini görelim: Mayıs ayında 17 ilden 40 kadın katledilmiş. Kadınları öldüren erkeklerin 10’u evli olduğu erkek, 7’si boşanma veya ayrılma aşamasında olduğu erkek. Katledilen kadınların 6’sı ise şüpheli ölüm olarak kayıtlara geçmiş. Kadınların 21’i ateşli silahla, 8’i kesici aletle öldürülmüş. 

Kadınlara yönelik şiddetle mücadele, kadınların bir özne olarak yaşam hakkına, bedenine, kararlarına, gücüne, duygularına, aklına, arzularına saygı duymak anlamına geliyor. Bugün AKP’nin seçimi kazanır kazanmaz balkon konuşmasına konu ettiği LGBTİ+ düşmanlığı ile kadın nefretinin kaynağı aynı. Bu açıdan politik duruşumuzun netliği, yaşamın savunulmasından geçmeli. Marx’ın yıllar önce yazdığı gibi, tüm ilişkiler mal değiş tokuşuna, metaya ve paraya indirgenince, tüm toplumsal ilişkiler de metalaşır. Bu yüzden, mücadele uzun erimli ve çok ölçekli olmak zorunda.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.