15 yaşından beri örgütlü mücadelede

Aklime Hanas

Aklime Hanas

  • Amed'de gözaltıları protesto ederken polislere karşı duran Aklime Hanas, "Ben doğduğumdan beri bu mücadelenin bir öznesiyim" dedi.

 

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü soruşturma kapsamında çok sayıda gazeteci, sanatçı, hukukçu ve siyasetçi, 25 Nisan'da gözaltına alındı. Gözaltına alınan bazı isimler tutuklandı. Siyasi soykırım operasyonu, Amed'de protesto edilince polis saldırısıyla karşılaştı. Sanat Sokağı'nda kalkanlarla engellemek isteyen polislerin üzerine giden, kalkanlara yüklenen, yorulunca sigara içen ve yeniden barikatı yıkmaya çalışan bir kadın, cesareti ve inadıyla dikkat çekti. bu kadın Aklime Hanas'tı. Edirne Cezaevi'nde rehin tutulan HDP'nin eski eş başkanlarından Selahattin Demirtaş, Aklime Hanas'ın zafer işareti yaparken çekilmiş bir fotoğrafını Twitter hesabından, "Ez qurbana tilîyên te dayê" (Parmaklarına kurban olayım anne) notuyla paylaştı.

15 yaşından beri örgütlü mücadelede

Aklime Hanas, Lice’nin Bamitnê (Kutlu) köyünde doğdu. Hanas, 62 yaşında ve 5 çocuk annesi. Dediğine göre 15 yaşından bu yana örgütlü mücadelenin içinde yer alıyor. Çocuk yaşta köyünün yakıldığına tanıklık eden Hanas, Gazete Duvar'dan Evrim deniz'e konuştu. "Çocukluğum sürekli bir savaş hali içinde geçti"  diyen Hanas, şöyle devam etti: "Yaşadığımız köy düzenli olarak havan mermilerinin hedefindeydi. Bu saldırılar bizler için normalleşmişti ama 1994'te köydeki 300 ev yok edildi. Üzerimize yağmur gibi kurşun yağdı günlerce. Ben o yıllarda evli ve çocukluydum. Kurşun yağarken ateşin üstündeki sütü, leğende yoğurduğumuz hamuru bırakıp saklanacak yer arardık. Bu saldırılar sırasında 6 kişi katledildi, 40 kişi de yaralandı. 100 yaşında bir amca ve 11 yaşındaki bir çocuk da vardı katledilenler arasında. Bunlar köylümüzdü, hepsini tanıyorduk. 'Terörist' dediler öldürülenlere ama 100 yaşındaki dede, 11 yaşındaki bir çocuk nasıl terörist olabiliyor, cesetleri traktörlerle köyde nasıl sergilenir bilmiyorum." 

Hangi birini anlatayım?

Köyde yaşadığı yılları anlatırken, "O kadar çok acı var ki" diyen Hanas, "Dinlemek için sakladığımız Kürtçe kasetler, basılan düğünlerimiz, davulsuz ve zurnasız çektiğimiz halaylar, gizlice gömdüğümüz evlatlarımız. Hangi birini anlatayım?" diye sordu. 

Gençliğinde yaşadıklarından bahsederken yoruldu, boğazı düğümlenip kurudu. Su içip bıraktığı yerden anlatmaya devam etti: ’’Biz köyümüz tamamen yok edildikten sonra Diyarbakır merkeze taşındık. Taşınmak zorunda kaldık. Senelerce de yasak vardı, gidemedik köyümüze. Taşındıktan sonra da bitmedi baskılar, hep zulüm, hep işkence... Onun için bana, 'Bu mücadelenin nasıl öznesi oldun?’ diye soranlara derim ki, ben doğduğumdan beri bu mücadelenin bir öznesiyim."

Belleklerimiz acıyla dolu

Bugüne kadar birçok hükümet ve başbakan gördüğünü anımsatan Hanas, şunları dile getirdi: "Biz Kürtler için hiçbir zaman değişen bir şey olmadı. Darbe oldu, bizler tutuklandık. İç karışıklık çıktı, bizler suçlandık. AKP hükümeti bizim en uzun süre maruz kaldığımız hükümet. Aynı zamanda beni daha çok güçlendiren bir hükümet oldu, çünkü yok edemedi. Öldürdü, zindanlara attı, şimdi de bizi açlıkla terbiye etmeye çalışıyor. Neler görmedik ki bu 20 yıllık süreçte. Kızının cenazesini buzlukta saklayan anne gördük. Kapı önünde 7 gün cesedi bekletilen anne gördük. Ailesi katledilen ve senelerdir adliye önünde adalet arayan anneler gördük. Çocuklarının kemiğini kargoyla alan, kaybedilenleri, faili meçhulleri gördük.  Belleklerimiz acı çeken annelerle dolu." 

O gün yaşananlar

Siyasi soykırım kapsamında 25 Nisan'da gözaltına alınanların serbest bırakılması için yapılmak istenen basın açıklamasına katılan ve abluka içinde kalan Hanas, o gün yaşadıklarıyla ilgili ise şunları söyledi: "Yapılmak istenen basın açıklamasına izin verilmedi. Sizler de gördünüz, ablukaya alındık. Hakaret ettiler. Biz yokmuşuz gibi davrandılar. Basın açıklamasına bile tahammülleri yok. Ben o abluka içinde çok çabaladım yoldaşlarımla birlikte. O alanda çok fazla fotoğrafım çekilmiş ve ‘Faşizme karşı başkaldırın’ diye attığım o sloganın videosu da sosyal medyada çok yayılmış. Elbette insanların buradaki mücadelemizden haberdar olması beni mutlu etti. Demirtaş’ın 'Ez qurbana tilîyên te dayê' diye attığı tweet benim için çok değerli. Ben onun gözlerinden öperim. O da biliyor ki bizler bu mücadelede tek değiliz, milyonlar var arkamızda. Demirtaş’ı ve hukuksuzca alıkonulan tüm irademizi geri alana kadar mücadele edeceğimizi bilsin isterim.’’ 

Yeşil Sol Parti için durmadan çalışıyor

15 yaşından beri örgütlü mücadele verdiğini ve hiç yorulmadığını bir kez daha hatırlatan Hanas, şu bilgileri verdi: "Sabah erken saatlerde uyanıp Yeşil Sol Parti'nin kadın seçim bürosuna geliyoruz. Kahvaltımızı edip Suriçi’nde kapı kapı, ev ev dolaşıp parti çalışması yürütüyoruz. Bazen 10 katlı binalara çıkıyorum ama inan ki sanki dümdüz bir yol yürüyorum. Hiç yorulmuyorum. Bu inanç barışa olan inancımdan geliyor. Bir anne ne ister? Bir anne barış ister. Biz Kürt halkı olarak senelerdir bu faşizme ve bu zulme dur demek için mücadele verdik. Evlatlarımızı kaybettik. Durup dinlenmedik, barış demeye devam ettik. Cezaevleri Kürt siyasi mahkumlarla doldu taştı. Eğer 14 Mayıs’ta kazanırsak yeni hükümetten de isteklerim bunlardır. Barış istiyoruz. Demokrasi istiyoruz. Dilimiz, kimliğimiz artık kabul edilsin istiyoruz. Kimse korkmasın, güçlü olsun, barışı biz anneler getireceğiz.”  AMED

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.