Mülteci kampında tecavüz skandalı
Toplum/Yaşam Haberleri —

Çocuk istismarı
- Berlin’deki geçici yerleşim merkezinde iki Kürt çocuk cinsel saldırıya uğradı. Çocuklarının öfke nöbetleri geçirdiğini belirten aile, kampın güvenli olmadığını, yaşanan travma sonrası yetkili kurumlardan destek alamadıklarını belirtti.
- Çocuk psikolojisi uzmanı Psikolog Gözde Güler, olayın bireysel bir suç olmanın ötesinde, sistematik bir ihmalin sonucu olduğunu vurguladı. Güler, “Bu çocuklar korunmadı” diyerek devlet kurumlarını ve mülteci merkezini sert bir dille eleştirdi.
HAKAN TÜRKMEN / BERLİN
Almanya’nın başkenti Berlin’deki geçici yerleşim merkezinde iki Kürt çocuk cinsel saldırıya uğradı. 15 yaşındaki Suriyeli bir mülteci, 5 yaşındaki bir erkek çocuğa cinsel tacizde bulunurken, diğer çocuğa ise tecavüz etti. Suçunu kabul eden fail başka bir kampa gönderildi. Çocukların aileleri, kampın güvenli olmadığını vurgulayarak, yaşanan travma sonrası yetkili kurumlardan yeterli destek alamadıklarını belirtti.
Berlin Mülteci İşleri Dairesi (LAF) denetimindeki Spandau’da bulunan mülteci konaklama merkezinde, 25 Temmuz tarihinde iki çocuğa yönelik cinsel saldırı gerçekleşti. Saldırının mağduru olan G. ailesi, yaşananları şöyle anlattı:
“İki Kürt aile olarak aynı kampta kalıyorduk. Çocuklarımız her zaman birlikte oynarlar. O gün saat 16:00-17:00 civarında çocuklar bahçede saklambaç oynarken, 15 yaşındaki Suriyeli bir genç, oyun bahanesiyle onları kuytu bir köşeye götürmüş. Sonradan öğrendiğimize göre, fail önce kendi kıyafetlerini çıkarmış, ardından çocukları soyunmaya zorlamış. Korkudan ne yapacaklarını bilemeyen çocuklarımız bu emre boyun eğmiş. Olayı balkondan gören bir kadının çığlıkları sayesinde çocuklarımız kurtulmuş.”
Çocuklar günler sonra anlattı
G. ailesi, olayın ardından polislerin çocukları geri getirdiklerinde hiçbir açıklama yapmadığını belirterek, “Bizi odalarımıza kapattılar. Türkiye’de yaşadıklarımız nedeniyle farklı algıladık. ‘Buyurun odamızı arayın’ dediğimizde, bunun bir güvenlik önlemi olduğunu söylediler” ifadelerini kullandı.
Çocuklar yaşadıklarını günler sonra annelerine anlatabildi. Tıbbi muayene sonucu 5 yaşındaki çocuğun tecavüze uğradığı belgelendi.
Failin ilk saldırısı değil
Türkiye’den politik sebeplerle Almanya’ya sığınan iki Kürt ailenin çocuklarına cinsel saldırıda bulunan failin, daha önce de benzer suçlarla kayıtlara geçtiği ortaya çıktı. Olay günü failin dayısının “Yine mi çocuk olayı?” şeklindeki ifadesi, bu saldırının ilk olmadığını düşündürdü. G. ailesi, “Araştırdıkça saldırganın başka bir kampta da benzer suçlar işlediğini, sadece yerinin değiştirildiğini öğrendik” dedi.
Fail, suçunu kabul ettikten sonra kısa süreliğine gözaltına alındı, ardından serbest bırakılarak başka bir yurda sevk edildi. Şu anki durumu hakkında ise net bilgi bulunmuyor.
Çocuk öfke nöbetleri geçiriyor
Baba A.G., çocuğunun yaşadığı travmayı şöyle anlattı: “Çocuklarımızın psikolojisi alt üst oldu. Uyuyamıyorlar, öfke nöbetleri geçiriyorlar. Agresifleştiler ve sürekli o korkunç anları yeniden yaşıyorlar. Her gün aynı travmayı tekrar tekrar yaşamaya devam ediyoruz. Bu kampta kaldığımız sürece çocuklarımız iyileşemez. Güvenli yeni bir adrese geçmek istiyoruz.”
Yetkililerin kayıtsızlığı
A.G., yetkili kurumlardan hiçbir destek alamadıklarını belirtti: “28 Temmuz’da LAF’a mail attık, yanıt alamadık. Dört-beş gün sonra tekrar yazdık, yine ses çıkmadı. Sosyal hizmet çalışanları da ilgilenmedi. 7 Ağustos’ta Spandau Gençlik Ofisi’nden gelen yetkililerle görüştük ama somut bir adım atılmadı.”
Failin durumu ve soruşturmanın gidişatına dair de aileye bilgi verilmedi. A.G., “Biz bu ülkede güvenlik ararken, şimdi çocuklarımızı yanımızda bile koruyamıyoruz” dedi.
LAF: Polis soruşturması sürüyor
Saldırıyla ilgili ulaştığımız Berlin Mülteci İşleri Dairesi (LAF), ailenin sosyal hizmet birimleri ve Spandau Gençlik Dairesi tarafından desteklendiğini savundu. Polis soruşturmasının devam ettiğini ve detayların gizlilik kapsamında olduğunu belirten yetkililer, bu nedenle bilgi verilemeyeceğini iletti. Olay sırasında hem kamp çalışanlarının hem de güvenlik görevlilerinin yurtta bulunduğunu belirten LAF, ailenin başka bir yaşam alanına taşınması sürecinin başlatıldığını, ancak detay verilemeyeceğini bildirdi.
Psikolog: Açık bir ihmal örneği
Çocuk psikolojisi uzmanı Psikolog Gözde Güler, olayın bireysel bir suç olmanın ötesinde, sistematik bir ihmalin sonucu olduğunu vurguladı. Güler, “Bu çocuklar korunmadı” diyerek devlet kurumlarını ve mülteci merkezini sert bir dille eleştirdi:
“Suç geçmişi bilinen bir bireyin, çocukların bulunduğu ortama yerleştirilmesi büyük bir güvenlik açığıdır. Bu gibi bilgiler sosyal hizmet sistemi tarafından bilinmelidir. Eğer bu bilgiye rağmen yerleştirme yapıldıysa, bu açık bir ihmaldir.”
Failin reşit olmaması ve ebeveynleriyle birlikte yaşamıyor olması da ayrı bir sorun olarak değerlendirildi. Güler, “Akrabalarıyla yaşıyor diye reşitlerin yanına yerleştirilmiş. Oysa Ortadoğu kültüründe akrabalık kavramı çok geniştir. Bu kabul edilemez” dedi.
Profesyonel destek şart
Mağdur çocuklara psikolojik destek sağlanmadığını vurgulayan Güler, “Bu çocuklar yalnızca bir sosyal çalışana değil, çocuk psikolojisi konusunda uzmanlaşmış bir psikoloğa yönlendirilmeliydi. Aile, böyle bir destek verilmediğini söylüyor. Bu kabul edilemez. Travmanın etkisi çok derin olabilir, profesyonel destek şarttır” ifadelerini kullandı.
Aynı suçu tekrar işleyebilir!
Güler, kamp genelinde kapsamlı bir soruşturma başlatılması gerektiğini belirterek, “Bu kadar ciddi bir olaydan sonra bile kamp içinde kapsamlı bir inceleme yapılmaması, daha büyük sorunların habercisidir. Saldırganın başka bir eyalete sevk edildiği bilgisi var. Aynı suçu orada da işleyebilir. Bu yalnızca bireysel değil, sistemsel bir güvenlik zaafıdır” dedi.
Ebeveynlere uyarı
Güler, ailelere de şu çağrıyı yaptı: “Çocuklarınıza vücutlarının dokunulmaz olduğunu öğretin. Eğer çocuk, rahatsız olduğu bir teması size ifade ediyorsa, bu sınırlara saygı duyun. Aksi takdirde çocuk, yaşadığı travmayı gizlemeye çalışır ve kendini suçlu hissedebilir.”
Son olarak yaşanan olayın “açık bir tecavüz vakası” olduğunu vurgulayan Güler, failin bir an önce tutuklanması ve gerekli psikiyatrik tedaviye alınması gerektiğini belirtti.
* * *
Mülteci çocukları kim koruyacak?
Mağdur aileler, olayın ciddiyetle ele alınmasını, fail hakkında adli sürecin şeffaf yürütülmesini, çocukların profesyonel psikolojik destek almasını ve başka ailelerin benzer olaylarla karşılaşmaması için sistemin gözden geçirilmesini talep ediyor.
Baba A.G., “Bu ülkede güvende olacağımızı sanıyorduk. Ancak bu olay bize gösterdi ki, mülteci çocukların güvenliği kimsenin önceliği değil” diyerek mevcut tabloyu özetliyor.
Kamp sakinleri de, kamp alanında taciz olaylarının sık yaşandığına dikkat çekerek, kampın kadın ve çocuklar için güvenli olmadığını söylüyor.
* * *
Güvenli bir adrese taşınmalı
Kurdische Haus Berlin-Brandenburg Yöneticisi İsmail Parmaksız, yetkilileri, çocukların ve ailenin güvenliğinin sağlanabileceği bir adrese taşınması için derhal harekete geçmeye çağırdı. Parmaksız, “Berlin’de birçok konut boş olmasına rağmen, Kürt mültecilerin bu evlere ulaşması mümkün değil. Devlet mültecilerin barınması için kamp işletmecilerine kişi başı gecelik 25-30 Euro ödüyor, 4 kişilik bir aile için bu rakam ayda 3 bin Euro’ya ulaşıyor. Ancak aynı aile, 1000 Euro’luk kiralık bir daireye taşınmak istediğinde sosyal yardım kurumları veya Jobcenter (İş bulma merkezi) buna izin vermiyor. Üstelik boş evlerin bazı simsarlar aracılığıyla ‘hava parası’ karşılığında 3-10 bin Euro’ya ‘satıldığı’ da iddialar arasında” dedi. İki aileye gerekli hukuki ve psikolojik desteğin de sunulmasını istedi.















